Duyuru 2025 Sahurcular konusu ''Kitap hediyeli''

"Ramazan ayında müminin kendisi için iki cihadı vardır..."

"اعلم أنَّ المؤمنَ يجتَمعُ له في شهر رمضان جهادان لنفسه: جهادٌ بالنَّهار على الصِّيام، وجهادٌ باللَّيل على القِيام؛ فمن جمع بين هذين الجهادين، ووفَّى بحقوقهما، وصبر عليهما، وفَّى أجرَه بغير حساب."

"Bilin ki Ramazan ayında müminin kendisi için iki cihadı vardır: Gündüz oruçlu olarak cihad etmek ve geceleri namaz kılarak cihad etmek. Kim bu iki cihadı birleştirir, haklarını yerine getirir ve bunlara sabrederse, onun mükafatı hesapsız olarak verilir."

| İbn Receb el-Hanbeli رحمه الله
[Letaifu’l Mearif 171]

Ömer b. Hattâb (radiyallâhu anh) gece Allah’ın
dilediği kadar namaz kılardı. Ta ki gece yarısı olunca ailesini namaz için uyandırır sonra onlara ‘Namaz! Namaz!’ diyerek seslenir ve şu âyeti okurdu:

“Hem ailene namazı emret, hem de kendin ona
sabırla devam et! Biz, senden bir rızık istemiyoruz, seni Biz rızıklandırırız. Güzel sonuç, takvânındır.”

(Tâhâ,132)

Cümleten aleykum selam ve rahmetullahi ve bereketuhu. Hayırlı sahurlar.

Ve aleykum selam

Ravi: Ebu Hüreyre (ra)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir mü'minin dünyevi kederlerinden birini giderirse, Allah da onun Kıyamet günü kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylık gösterirse, Allah da ona dünyada ve ahirette kolaylık gösterir. Kim bir müslümanı örterse, Allah da onu dünya ve ahirette örter. Kişi kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah da onun yardımındadır. Kim ilim aramak düşüncesiyle bir yola düşerse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylaştırır. Bir grup, Allah'ın kitabını okumak ve aralarında tedris etmek üzere Allah'ın evlerinden birinde toplanırsa, üzerlerine mutlaka sekine iner ve onları rahmet kaplar, melekler onları sarar. Allah da onları yanında bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaşlatırsa, nesebi hızlandıramaz."

Bu hadisin yer aldığı kitaplar: Müslim, Zikr 38, (2699), Ebu Davud, Edeb 68, (4946), Tirmizi, Hudud 3, (1425), Birr 19, (1931), Kıraat 3, (2946)

Hadisin Arapça Orjinal Metni:
وعن أبي هريرة رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قالَ رَسولُ اللّهِ #: مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُؤْمِنٍ كُرْبَةَ مِنْ كُرَبِ الدُّنْيَا نَفَّسَ اللّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ الْقِيَامَةِ، وَمَنْ يَسَّرَ عَلى مُعْسِرٍ يَسَّرَ اللّهُ عَلَيْهِ في الدُّنْيَا وَاŒخِرَةِ، وَمَنْ سَتَرَ مُسْلِماً سَتَرَهُ اللّهُ في الدُّنْيَا وَاŒخِرَةِ، واللّهُ في عَوْنِ الْعَبْدِ مَا كَانَ الْعَبْدِ في عَوْنِ أخِيهِ، وَمَنْ سَلَكَ طَرِيقاً يَلْتَمِسُ فِيهِ عِلْماً سَهَّلَ اللّهُ لَهُ طَرِيقاً إلى الجَنَّةِ، وَمَا اجْتَمَعَ قَوْمٌ في بَيْتٍ مِنْ بُيُوتِ اللّهِ تَعالى يَتْلُونَ كِتَابَ اللّهِ وَيَتَدَارَسُونَهُ بَيْنَهُمْ إَّ نَزَلَتْ عَلَيْهِمُ السَّكِينَةُ وَغَشِيَتْهُمُ

الرَّحْمَةُ وَحَفَّتْهُمُ المََئِكَةُ وَذَكَرَهُمْ اللّهُ فِيمَنْ عِنْدَهُ، وَمَنْ بَطّأ بِهِ عَمَلُهُ لَمْ يُسْرِعْ بِهِ نَسَبُهُ[. أخرجه مسلم، واللفظ له، وأبو داود والترمذي .

Rasûlullah ﷺ Ramazan'ı Nasıl Geçirirdi?

1. Kur'anı çokça okurdu. Cibril aleyhisselam her gece üzerine iner ve Kur'an müdârese ederdi.

2. Allahu Teâlâ'yı çokça zikreder ve çokça dua ederdi.

3. Teravih Namazı kılarak, kıyamda durarak Allahu Teâlâ'ya ibadetini çoğaltırdı.

4. Çok cömert davranırdı.

5. Bin aydan hayırlı olan Kadir Gecesi'ne isabet etmek için son 10 günü itikaf ile geçirirdi.

Hayırlı sahurlar

Fudayl bin İyad rahimehullah şöyle demiştir:

"Biz öyle insanlar gördük ki, oruç tuttuklarında gülmekten uzaklaşırlar ve: "Bu ay, iyilikte yarışma ayıdır, gülme, oynama ve gaflet ayı değildir" derlerdi.

Tenbihu'l-Muğterrin

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol..."

Hud Suresi: 112. Ayet

Es selamu aleykum, cümleten hayırlı sahurlar dilerim.

Aleykum selam ve rahmetullah

Sehl İbn Sâd'dan nakledildiğine göre;
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur; İftar vakti girer girmez oruçlarını açtıkları sürece insanlar hayır üzerindedir."
(Buhari, Kitab'us Sewm, Bab 45, Hadis no: 1957)

İbn Abdilberr, iftar vakti girer girmez oruç açmak ve sahur vaktini sonuna kadar geciktirmek hakkındaki hadisler sahih ve mutevatir rivayetlerdir, demiştir.
Abdurrezzak'ın sahih bir senedle naklettiğine göre Amr İbn Meymun şöyle demiştir: "Rasulullah'ın (s.a.v) ashabı iftar konusunda en aceleci, sahur konusunda ise en yavaş insanlardı."
Ahmed İbn Hanbel'in Ebu Zer'den naklettiği rivayette "İftar vakti girer girmez oruçlarını açtıkları sürece..." ifadesine ek olarak "ve sahuru geciktirdikleri sürece..." ifadesi vardır.

Ebu Davud, İbn Huzeyme ve diğer bazı hadisçilerin Ebu Hurayra'den naklettikleri rivayette ek olarak: "Çünkü Yahudiler ve Hıristiyanlar iftarı geciktirirler" ifadesi yer almaktadır. Ehl-i kitab, oruç tuttukları zaman iftarı yıldızlar çıkana kadar geciktirirlerdi.
İbn Hibban ve Hakim ise bu hadisi yine Sehl'den şu ifadelerle nakletmişlerdir: "İftar etmek için yıldızların çıkmasını beklemedikleri sürece ummetim sünnetime göre hareket ediyor demektir."
Bu rivayetlerde orucu bir an önce açmanın niçin hayırlı olduğu açıklanmış, bu hükmün gerekçesi belirtilmiştir.
Muhelleb konu hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştır: "Bu hükmün hikmeti, gündüz tutulan oruca geceden herhangi bir miktarda süre eklememektir. Çünkü bu durum oruçlunun daha rahat etmesine ve ibadetlerini daha dinç bir şekilde yapmasına imkan sağlar."
Fakat burada alimlerin şu ortak görüşlerine işaret etmek gerekir: "Orucu bir an önce açma hükmü, güneşin battığına dair kesin bilginin elde edilmesinden sonrasıyla ilgilidir. Bu bilgi ise görme veya iki adil kimsenin tanıklığı ile sağlanır."
Bununla birlikte tercih edilen görüşe göre adil olan bir kimsenin güneşin battığına dair tanıklığı da yeterlidir.

İbn Dakîki'l Îd / Ebu’l-Feth Takıyyuddîn Muhammed b. Alî b. Vehb el-Kuşeyrî el-Kusî şöyle demiştir: "Bu hadis, iftarı yıldızların ortaya çıkmasına kadar geciktiren Şii'lerin uygulamasının yanlış olduğunu göstermektedir. Belki de güneş battıktan sonra hiç beklemeden iftarı yapmanın hayırlı oluşunun sebebi de budur. Çünkü İftarı geciktiren kimseler sünnete aykırı bir tutum sergilemiş olurlar."

İmam Şâfiî / Ebû Abdillâh Muhammed b. İdrîs b. Abbâs eş-Şâfiî, el-Umm adlı eserinde, iftarı bir an önce yapmanın mustehab olduğunu ve kasıtlı olarak geciktirilmedikçe mekruh olmayacağını söyledikten sonra iftarı geciktirmeden hemen yapmanın daha faziletli olduğuna değinmiştir. Onun bu açıklamasını esas aldığımızda iftarı geciktirmenin, mutlak olarak mekruh olmadığı sonucu çıkar. Gerçekten de herhangi bir şeyin mustehab olması, bunun tersinin/zıddının mutlak olarak mekruh olmasını gerektirmez.

Es selamu aleykum
Herkese şimdiden hayırlı sahurlar

"İlimden uzaklaşanların kalbi hastalanır ve ölümü kaçınılmaz olur. Ancak bunu hissetmez, çünkü dünya sevgisi ve onunla meşgul olması hislerini yok etmiştir."

Gazali, İhya

Hayırlı sahurlar

İbn Ömer "Yoksa o hiç, gece saatlerinde kalkan, secdeye kapanıp ayakta duran, ahireti hesâba katan ve Rabb’inin rahmetini uman kimse gibi olur mu?" âyetini okudu ve dedi ki: ‘İşte bu, Osmân ibni Affân’dır..’

Ve aleykum selam verahmetullah

Ravi: Ebu Said (ra)
Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kim "üç kız" veya "üç kızkardeş" veya "iki kızkardeş" veya "iki kız" yetiştirir, terbiye ve te'diblerini eksik etmez, onlara iyi davranır ve evlendirirse cenneti hak etmiştir." (Ebu Davud'da İbnu Abbas (ra)'dan şu rivayet de kaydedilmiştir: Resulullah (sav) buyurdu ki: "Kimin iki kızı olur da öldürmez, alçaltmaz, oğlan çocuklarını bunlara tercih etmezse, Allah onu cennete koyar")

Bu hadisin yer aldığı kitaplar: Ebu Davud, Edeb 130, (5147), Tirmizi, Birr, 13 (1913)

Hadisin Arapça Orjinal Metni:
وعن أبى سعدٍ رضى اللّه عنه قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ #: ]مَنْ عَالَ ثَثَ بناتٍ، أو ثثَ أخواتٍ، أو أخْتَيْنِ، أو بنتينِ فأدَّبَهُنَّ، وأحسنَ إليهنَّ، وزوَّجهنَّ فله الجنةُ[. أخرجه أبو داود، والترمذى، وهذا لفظ أبى داود.وله في أخرى: عن ابن عباس رضى اللّه عنه قال: قالَ رَسُولُ اللّهِ #: ]مَنْ كَانتْ لهُ أنْثى فلم يئِدْهَا ولم يُهنْهَا ولم يُؤْثِر ولدَهُ: يعنى الذكورَ عليها أدخلهُ اللّهُ تعالى الجنةَ[ .

Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu

...Dünya tatlı, göz kamaştırıcı ve çekicidir. Allah onu sizin kullanmanıza verecek ve nasıl davranacağınıza bakacaktır. Dünyaya aldanmaktan sakının

(Müslim, Zikir 99)

Allahım Kur’anı kalbimin baharı hüznümün gidericisi kıl. Amiin

Hayırlı sahurlar

Es selamu aleykum wa rahmetullah.

“Rabbimiz! Hem onları, hem de onların babalarından, eşlerinden ve nesillerinden sâlih olanları, kendilerine va‘dettiğin sonsuz nimet ve ebedî mutluluk yeri olan Adn cennetlerine yerleştir. Şüphesiz sen kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olansın.”

Mü'min Sûresi, 8. Ayet

Hayırlı sahurlar cümleten.

ManSouJR' Alıntı:

Es selamu aleykum wa rahmetullah.

“Rabbimiz! Hem onları, hem de onların babalarından, eşlerinden ve nesillerinden sâlih olanları, kendilerine va‘dettiğin sonsuz nimet ve ebedî mutluluk yeri olan Adn cennetlerine yerleştir. Şüphesiz sen kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olansın.”

Mü'min Sûresi, 8. Ayet

Hayırlı sahurlar cümleten.

Genişletmek için tıkla ...

Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu kardeşim.

"Kişi kıyamet günü dağlar kadar günahla gelir. Fakat dilinin, Allah'ı çokça zikretmesinden dolayı onları yok ettiğini görecektir."

İbn Kayyım (rahimehullah); Ed-Dâ’u ve’d-Devâ

Es selamu aleykum, cümleten hayırlı sahurlar olsun.

Ummu Aişe' Alıntı:

"Kişi kıyamet günü dağlar kadar günahla gelir. Fakat dilinin, Allah'ı çokça zikretmesinden dolayı onları yok ettiğini görecektir."

İbn Kayyım (rahimehullah); Ed-Dâ’u ve’d-Devâ

Es selamu aleykum, cümleten hayırlı sahurlar olsun.

Genişletmek için tıkla ...

Aleykum Selam ve Rahmetullah

"Eğer Ramazan'da bir gevşeklik hissedersen, o hâlde azmini harekete geçir; kendine bunun sayılı günler olduğunu, orucunda ve kıyamında bolca sevaplar bulunduğunu ve onda yapılan amelin, onun sona ermesiyle birlikte sona ereceğini hatırlat. Eğer değerlendirilmezse, ona ulaşmanın bir yolu yoktur. O hâlde sabret ve fırsat elden gitmeden önce ondan geriye kalanları yakala."

Şeyh Salih el-Usaymi

Sâib b. Zeyd şöyle demiştir:

“-Ramadân’da- imâm namaz kıldırırken yüzlerce (yüzer yüzer) âyet okurdu, öyle ki bizler kıyâmın uzunluğundan (yorulur) asalara dayanırdık.”

Hadîsi aktaran râvi dedi ki: ‘Namazı bitirdiklerinde sabâh namazına çok az kalmış olurdu.’

"Ramazan ayı, gerçek ibadet ve takva ile donanma mevsimidir. Kim bu ayın engin denizine ciddiyetle, samimi bir niyetle ve Allah katındaki mükafatları arzulayarak dalarsa şüphesiz ki takvaya ulaşır. Büyük bir nur ve değerli bir ecir kazanır. Ayrıca, Allah’ın yolunda yürüyüşüne yardımcı olacak bir takva azığı edinir ve sonunda Rabbine kavuşur. Eğer o yıl Rabbine kavuşursa ne mutlu. Aksi takdirde bir sonraki Ramazan’a erişir ve bir yıl daha takva ile donanır. Bu süreç, sonunda Rabbine kavuşana kadar böyle devam eder."

Şeyh Atiyyetullah El-Libi Rahimehullah