Çözüldü İbn Teymiyye'nin "Ölüleri Salihler de Diriltebilir" Diye Bir Sözü Var mı?

kerem_756 Çevrimdışı

kerem_756

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
İbn Teymiyye'nin ölüleri salihler de diriltebilir gibi bir sözü var mıdır?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şeyh'ul İslam İbn Teymiyye Rahimehullah’ın eserlerinde "ölüleri diriltmenin sadece Allah’a mahsus bir fiil olduğu" çok açık bir şekilde vurgulanır. O, ölüleri diriltme, rızık verme, yaratma gibi fiilleri yalnızca Allah Teâlâ’ya ait ulûhiyet sıfatları arasında sayar. Dolayısıyla "ölüleri salihler de diriltebilir" tarzında bir söz İbn Teymiyye’den nakledilmiş değildir, bilakis bu görüşü reddeder.

فَإِحْيَاءُ الْمَوْتَى، وَإِرْزَاقُ الْعِبَادِ، وَخَلْقُ الْأَفْعَالِ إِنَّمَا هُوَ لِلَّهِ وَحْدَهُ، لَا شَرِيكَ لَهُ فِيهِ، وَلَيْسَ لِلْمَخْلُوقِ مِنْ ذَلِكَ شَيْءٌ، وَمَا يَجْرِي عَلَى أَيْدِي الْبَشَرِ فَإِنَّمَا هُوَ بِخَلْقِ اللَّهِ وَإِذْنِهِ
“Ölüleri diriltmek, kullara rızık vermek, fiilleri yaratmak yalnızca Allah’a mahsustur; bunda hiçbir ortağı yoktur. Mahlukatın bundan bir payı yoktur. İnsanların eliyle meydana gelen şeyler ise ancak Allah’ın yaratması ve izniyledir.” (İbn Teymiyye, İktidâu’s-Sırât el-Mustakîm, C. 2, Sf: 700-701)

فَمَنْ طَلَبَ مِنَ الْأَنْبِيَاءِ أَوِ الصَّالِحِينَ أَوْ غَيْرِهِمْ إِحْيَاءَ الْمَوْتَى، أَوْ تَغْيِيرَ الْقُلُوبِ، أَوْ إِدْخَالَ الْجَنَّةِ، فَهُوَ مِنْ أَعْظَمِ الشِّرْكِ
Kim peygamberlerden, salihlerden veya başka birinden ölüleri diriltmesini, kalbleri değiştirmesini ya da cennete koymasını isterse, bu en büyük şirklerdendir.” (İbn Teymiyye, el-Cevâbu’s-Sahîh, C. 2, Sf: 174)

وَإِحْيَاءُ الْمَوْتَى لَيْسَ لِأَحَدٍ غَيْرِ اللَّهِ، فَالنَّبِيُّ أَوِ الْوَلِيُّ لَا يُحْيِي الْمَيِّتَ، وَلَكِنْ اللَّهُ هُوَ الَّذِي يُحْيِيهِ عَلَى يَدِهِ، إِمَّا مُعْجِزَةً لِنَبِيٍّ، وَإِمَّا كَرَامَةً لِوَلِيٍّ، فَالْفَاعِلُ هُوَ اللَّهُ وَحْدَهُ
“Ölüleri diriltmek Allah’tan başkasına ait değildir. Peygamber veya veli ölüyü diriltmez; fakat Allah Onu, Onun eliyle diriltir. Bu ya peygambere mûcize, ya da veliye keramet olarak gerçekleşir. Fail yalnızca Allah’tır.” (İbn Teymiyye, Mecmû‘ el-Fetâvâ, C. 10, Sf: 268)
قال ابن تيمية
“وقد يكون إحياء الموتى على يد أتباع الأنبياء؛ كما قد وقع لطائفة من هذه الأمة، ومن أتباع عيسى؛ فإن هؤلاء يقولون: نحن إنما أحيا الله الموتى على أيدينا؛ لاتباع محمد أو المسيح، فبإيماننا بهم، وتصديقنا لهم أحيا الله الموتى على أيدينا، فكان إحياء الموتى مستلزماً لصدق عيسى، ومحمدٍ، لم يكن قط مع تكذيبهما، فصار آية لنبوتهم، وهو أيضاً آية لنبوة موسى، وغيره من أنبياء بني إسرائيل الذين أحيا الله الموتى على أيديهم”

İbn Teymiyye dedi ki:
“Ölülerin diriltilmesi, peygamberlerin tâbileri (takibçileri) eliyle de gerçekleşebilir; nitekim bu, bu ümmetten bir topluluk ve Îsâ’nın tâbilerinden de bir grup hakkında vuku bulmuştur.
Zira bu kimseler şöyle derler: ‘Biz, Allah’ın ölüleri bizim elimizle diriltmesini, Muhammed’e veya Mesih’e tâbi olmamız sebebiyle yaşadık.
Bizim Onlara iman etmemiz ve Onları tasdik etmemiz sebebiyle Allah ölüleri bizim elimizle diriltti.’
Dolayısıyla, ölülerin diriltilmesi Îsâ’nın ve Muhammed’in doğruluğunu zorunlu kılmaktaydı (gösteriyordu); çünkü hiçbir zaman Onların yalanlanmasıyla beraber (onlar yalanlanırken) böyle bir şey olmamıştı. Böylece bu (ölü diriltme) onların nübüvvetine bir ayet (delil) oldu.
Ve bu, aynı zamanda Mûsâ’nın ve Allah’ın ölüleri Onların elleriyle dirilttiği Benî İsrail peygamberlerinin de nübüvvetine bir ayettir.” (İbn Teymiyye, Kitâb en-Nubuvât, C. 2, Sf: 807-808, Mektebetu Edvâi’s-Selef, Riyad baskısı)
 
Üst