kâtib

Daha önceki nicki

Yükleniyor…

Ebu Zer (رضي الله عنه) şöyle demiştir:

"Ölmek için doğuruyor, harap olması için imar ediyorsunuz. Fani olacak şeylere karşı hırslanıyor ve baki kalacak şeyleri bırakıyorsunuz. Bilin ki hoşlanılmayan üç güzel şey vardır: Hastalık, ölüm ve fakirlik."

İslam kadına örtünmeyi emrettiğinde, örtünün taşıdığı mesaj şu idi: "Ey erkek kardeşlerim, ben sizin Allah için kız kardeşinizim. Benim güzelliğim sizleri ilgilendirmez. Ben güzelliğimi eşime saklıyorum."

Bu örtü kalbi hasta olanlar için bir mesaj taşıyor ve diyor ki: "Bana göz dikmeyin. Çünkü ben sizin eğlenceniz haline dönüşmekten daha değerli ve onurluyum."

Dr. İyad Kuneybi

Hak, hiçbir şeyin engel olarak durmayacağı şiddetli bir seldir. Yöneldiğinde, aydınlık bakımından fecrin kılıcı gibidir. Karanlığı yarıp boğazlar. Batılın sahip olduğu tek şey ise, elindeki kalburuyla nuru söndürmeye çalışması olacaktır. "Onlar Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa Allah, kendi nurunu tamamlayacaktır. Kafirler hoş görmese bile." [Saf-8]

Hak, hayatı aydınlatan ışık, yeryüzünü sulayan sudur. Bununla yerin bereketleri çıkar, ruhlar hayat bulur, hastalıklar şifa bulur. Kalıcı olan Hak'tır.

"Biz yeryüzünde zayıf kimselerdik” zilleti cevaplarından hissediyorsun ve subhânallâh bu, alternatif varken kafirlerin arasında yaşamayı kabul eden kimsenin durumudur. Ortaya çıkan bu zillet fıkha bile yansır. Öyle ki, kafirlerin arasında yaşadığınızda, bacılarımızın hicab giymesine gerek yok, müslümanlar kafirlerin ordusuna katılabilir ve faizli ipotek ile ev almakta sıkıntı yok gibi fetvalar duymaya başlarsınız. Yani bütün fıkıh zayıf bir fıkıh haline gelir, bu durumu yansıtır, böylece zelil insanların fıkhına sahip olursunuz ve o zeliller zilleti güzel gösterecek konferanslar verirler.

"Ey kötü kalpli adam! İyiyle kötünün, yanlışla doğrunun arasını ayıramadıktan sonra yaşıyor olmanın ne anlamı var?
Yaşlılık, gençliğini alıp götürmüş. Hani nerede gözyaşı? Nerede hüzün? Gerçi kalp, takvadan yoksun olduğu vakit ağlamak neye yarar?
Ey terk edilmişliğin kendisini öldürdüğü kimse! Şu an senin için Allah ile arayı düzeltme vaktidir. Acele et ki aldanmışlığın affeldisin."

Ebu'l Ferec İbnul Cevzi (rahimehullah)

Kur'an ehli, onu bilen ve ezberlemese bile, içindekilerle amel eden kimselerdir.
Kim onu ezberler, fakat onu anlamaz veya onunla amel etmezse, harflerini ok gibi düzeltse bile, Kur'an ehlinden değildir.

İbnu'l Kayyım (rahimehullah)

"Ölümden daha güçlü olan şey, bize ölümü göze aldıran şeydir. Candan kıymetli olan, canın kendisi için feda ettiği şeydir."

İbn Hazm (rahimehullah)

"Dünya sizlere sırtını döndü ve ahiret sizin için geldi;
Ahiret çocuklarından olun ve bu dünya çocuklarından olmayın."

Ali İbn Ebu Talib (radıyallahu anh)

Ubeydullah bin Mihsan el-Ensari el-Hatmi radiyallahuanhu'dan rivayet edildiğine göre Allah Rasulü (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur:

"Sizden kim (canı, malı, ailesi) emniyet içinde, vücudu sağlık ve afiyette, günlük geçimi de yanında olduğu halde sabahlarsa, sanki dünyanın tamamı kendisine verilmiş gibidir." [Tirmizi]

"Filistin’in meselesi mal eksikliği değil; er eksikliği meselesi, yiğit yoksulluğu meselesi."

"İbadetlerin tadını alamamak en büyük musibetlerdendir."

-Abdullah Azzam-

Bilal İbnu Sa'd رَحِمَہُ اللّہُ dedi ki: “İnatçı, çekişen ve kendi görüşünü beğenen birini gördüğün zaman bil ki bu kişi, hüsrana uğramak için her şeye sahiptir.”

Hilyetu'l-Evliyâ

Biri Abdullah Azzam'a şu soruyu sordu:

"Muhterem hocam. Bir insanın memleketinde kalmasını icap ettiren özel durumu olur da malı ile cihad eder ve imkân bulduğunda da gelir bizzat cihada katılırsa siz bu adamı nasıl görürsünüz?"

Şeyh Abdullah Azzam şu cevabı verdi:

"Yeryüzünden İslam'ın tamamen silinmek istendiği bir dönemde bu meselelerden daha önemli hiçbir özel durum olamaz. İslam ümmetinden her gün yüzlercesinin, bazı günlerde binlercesinin boğazlandığı, zulümlere maruz kaldığı bir ortamda, bundan daha şiddetli ve önemli özel durum veya şart olamaz.

"Allah sana istiğfar etmeni ilham ettiğinde bil ki seni bağışlamak istiyor."

- Ali bin Ebu Talib (radıyallahu anh)

“Korkaklar, korkaklığın akıl olduğunu düşünürler…

Bu, çirkin tabiatların bir aldatmacasıdır.”

-Ebu Yahya el Libi (rahimehullah)

Düşman doğudan ve batıdan kuşatıp ırz ve namusu ayaklar altına aldığı, kanlar döküp malları yağmaladığı halde sizin kadınlarla birlikte oturup kalmanızı erkekliğinize nasıl sığdırıyorsunuz?
Gayretiniz, direnişiniz, onurunuz, izzet ve şerefiniz ne oldu?

Abdullah Azzam (rahimehullah)

"Günahlar nimetlerin yok olmasını sağlar. Allah'a itaat, insanın bütün işlerinde -dünya ve ahiret işlerinde- bereket getirir, günahlar ise bütün nimetleri yok eder."

İbn Kayyım (rahimehullah)

Bir Batılı, Muhammed Abduh'a, "Neden bizler ilerledik de sizler geri kaldınız?" diye sorar. Muhammed Abduh, sadece iki kelime söyler: "Terk ettiniz ve terk ettik."
Yani sizler, sizi ilimden engelleyen dininizi (Hristiyanlığı) terkettiniz ve ilerlediniz, bizlerse bize ilmi emreden dinimizi terkettik ve geriledik. Evet, terk ettiler ve terk ettik.

Abdullah Azzam-Tevbe Sûresi Tefsiri

Yahudi devleti koruma adına Amerikanın askerlerini getirmesinin tek sebebi, bu savaşın İslam ümmetinin savaşı olduğunu ve şayet Müslümanlar Gazze'de zafere ulaşırsa bu nurun diğer yerlere de yayılacağını biliyor olmasıdır.

Bu savaşın Müslüman ümmet ile Yahudiler ve batı müttefiklerinden oluşan düşman arasında gerçekleşen bir savaş olduğunu tüm dünyanın bilmesi bizim için hayırdır.

Bu savaşı hakikatinden koparmaya yönelik yapılan tüm hamleler, ihanet ve nifaktır.

"Bu ümmet zavallı bir ümmet değildir, bu ümmet aslen şu hallere alışkın olan bir ümmet değildir, yani kafir geliyor istediği gibi senin evine giriyor, hatta senin karını senin kızını senin evinden alıp götürüyor ama Müslüman bugün sadece o kafirin ardından bakıyor. Böyle bir durumdayız yani, yani nice yüzlerce binlerce bacılar, şu anda kafirler ve müşrikler tarafından ne türlü ne pislikler yapılıyor, İslam ümmeti sadece oturuyor ve izliyor yaptıkları tek şey ne??

“Nazik, güzel ahlaklı, salih bir adamı, güzel olmasa bile, görünüşü insanların en güzellerinden biri olarak görebilirsiniz.

Özellikle de kendisine, yüzü aydınlatan ve güzelleştiren kıyam-ı leylden (gece namazı) bir pay verilmişse.”

İbn Kayyım (rahimehullah)