Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Afganistan'da Neler Oluyor?

S Çevrimdışı

sehadet yusra

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
1979 yılında Sovyetler Birliğinin Afganistan’a 140 bin askerle girmesi sonucunda Afganistan yeni bir döneme başlamıştı.

Ülkeyi işgal ederken hesaplarını kısa vadeli yapan Ruslar, neyle karşılaşacaklarını henüz bilmiyorlardı. Onlara göre 35 milyon nüfusa sahip bu ülke, çabuk yutulacak bir lokmaydı. Oysa Afgan halkı savaşçı bir milletti. Savaşçı bir neslin torunlarıydı. Damarlarında dolaşan kan, atalarının savaşçı kanıydı. Cesaretleri ve dayanıklıklarıyla biliniyorlardı. Bağımsız hür yaşamaya alışmış bu milletin, kendilerini savunma becerileri kuvvetliydi.


İşgalciler, işbirlikçi bel’am’larla genel şiddet kültürünü, halk üzerinde geliştirseler de, şiddetin kurbanları bu travma’yı kısa sürede atlatıp, temel hak ve özgürlüklerine getirilen bu elzem durumun hesabını soracaklardı elbette. Bu azimli kararlı halk, despotça eziyetlere maruz kalmalarına rağmen, kısa sürede kendilerini toparladı ve direnişe geçtiler.


Siyasi şubelerde, karargahlarda, özel yapılmış işkence cezaevleri ki, bunlardan biri poliçerhi cezaeviydi. Binlerce insan işkence gördü, onlarcası sakat kaldı. Yüzlercesi işkencenin dayanılmazlığı altında can verdi. Hali hazırda bulunan tecrit hücrelerinde sıralarını bekleyenler hariç.


İçeriden bel’am’ların, müşriklerin, münafıkların düşmana sağladığı destekle düşman cesaretleniyor, girdikleri köy ve kasabada taş üstünde taş bırakmıyordu. Köyler, kasabalar yerle bir ediliyor, evler insanların başlarına yıkılıyor, toplu katliamlar yapılıyordu. Halk çaresizlik içinde çareyi hicrette arıyordu. 5 milyon Afgan halkı ülkesini terk etti. Boşaltılan köy ve kasabalar içinde yeni planlar hazırlanıyordu. Savunmasız halk korkuyordu. Düşmana karşı ellerinde kendilerini savunacakları hiçbir güçleri yoktu, terk etmekten başka çareleri de kalmamıştı. Kalırlarsa kaybettiklerinin dışında geride kalanlarda, katliam sonucunda yok olacaktı.


İşbirlikçilerin bayrağı teslim almalarındaki sistematik süreç, aynı işliyordu. Direnen kitleler pasifize edilmeye çalışılıyordu. Halka işkenceyi yapanların çoğu özel bir ekip CIA- MOSSAD tarafında yetiştirilmiş eğitimli kişilerdi. İşkence gören bu insanların bedenlerindeki fiziki işkence izleri bir süre sonra yok olsa da, ruhsal anlamda büyük çöküntü kalıcı ve derin izler bırakıyordu. Bu izleri hayatları boyunca taşıyacaklardı. Kısa zamanda bütün yurt sathında bu zulümler yaygınlaştı bu kasvetli, zor günlerde geçecekti elbette. Önce küçük gruplar halinde mücahitler bir araya geldiler. Onlar için sayısal büyüme ilk etapta önem arz etmiyordu. Dışarıdan katılan mücahitlerin de desteğiyle kısa zamanda toparlandılar. Cemmiyyet-i İslami, Hizbu İslami gibi grupların bünyesinde düşmana karşı cihad ediyorlardı. Belirlenen gruplar halkı düşmana karşı bilinçlendiriyordu. Bu savaşçı halk, gün geçtikçe bilinçleniyor, yoğun tecrübe kazanıyordu. Her gün biraz daha büyüyen, eylemsel gücünü artıran cihad örgütleri, düşmana akıllara durgunluk veren kayıp yaşatıyordu. Zorlu sürecin ardından gelen bu kolaylık, yüzlerini güldürmüştü bu mazlum halkın. Düşman bütün kozlarını açık açık oynamış ve finale kalmıştı. Çelik yüreklerin karşısında Allah’ın izniyle çareyi kaçmakta, ülkeyi terk etmekte aradılar.10 yıl süren işgalin ardından 1989 şubat’ında Afganistan’ı arkalarına dahi bakmadan terk ettiler. Geride 5 milyon sakat ve harabeye dönmüş bir ülke bırakarak.


1992 Mayıs 1’de 70 bin mücahid’in Kabil’e girmesi fethin muştusu olmuştu. Dünya’da derin yankılar uyandıran bu durum, Müslümanları sevindirmekteydi. Fakat bu sevinç fazla sürmedi. İçeride durum farklıydı. 1992 Peşaver ekordundan hemen sonra 25 Nisan’da iç çatışma başladı. Peştu ve Tacik liderlerin bölgesel güç mücadelesine girmeleri ve buna aşiret reislerinin, köy ağalarının da taraflı desteği eklenince sorun büyüdü. Kendisini talebeler hareketi olarak adlandıran, çoğu medrese kökenli hafız, ilim erbabı talebelerin bir araya gelmesiyle yönetim birden değişti. Taliban talebe hareketi. Taliban 1996’da Kabil’i ele geçirdi, şeriat ilan edildi. Artık beşeri sistemin ana yasası değil, Kur’an anayasası ile hükmediliyordu. Halk huzur ve adalete kavuşmuştu. Suç oranları asgariye düşmüştü. Tüccarın esnafın hakkı gözetiliyor, mazlumun yaraları sarılıyordu. Halk bu durumdan oldukça memnundu. Fakat; olay dışarıya İslam düşmanları tarafından basın aracılığıyla, farklı lanse ediliyordu. Oysa bu durumdan halk şikayetçi değildi. Aksine dini vecibelerine, gelenek ve kültürüne bağlı olan bu halk, zaten 10 yıl boyunca şeriat için savaşmıştı. Satılmış birkaç kukla olayı dünyaya farklı anlatmaya çalışıyordu.


1996’dan 2001 yılına kadar ülkeyi yöneten Taliban, 2001 Aralığında Hamid Karzai’nin başa geçmesiyle Taliban devri sona erdi. Rusya’dan sonra 11 Eylül’ü bahane eden ABD, bu seferde Afganistan’a girdi. Tabiri caizse kanla sulanan bu topraklarda yeni bir dönem daha başlıyordu. Afgan halkı bu seferde ABD ve müttefiklerinin zulümleriyle karşı karşıya gelecekti. Son yüzyılda Müslümanlara çok büyük bedeller ödeten batı, İslam’ı köleleştirme politikası gütmekteydi. 21. yüzyılın lider ülkesi ABD kendi sorunlarını çözememişken diğer devletlerin sorunlarını nasıl çözecekti?... Rusların yaptığı zulmün on mislini Afgan halkına reva gören ABD ve müttefikleri, işbirlikçi devletinde desteğiyle savunmasız halkın üzerine her gün ölüm yağdırmakta. Bugün 30 milyon nüfusu olan 30 yıldır ülkeyi savaşa iten güçler, ülkenin kalkınmasını engellemiş, ekonomisinin bozulmasını sağlamışlardır. Afgan hükümetine bağlı orduyu ABD’nin üst düzey komutanları eğitmekte. Kısa zamanda eğitilen bu askerler, Taliban avına çıkmış aç kurtlar gibi Müslümanlara saldırmakta. Bugün ABD’nin bilinmeyen birçok yeraltı zindanı bulunmakta. Toplama kampları gibi insanlar sorgusuz, sualsiz başlarına çuval geçirilerek, Taliban üyesi oldukları gerekçesiyle, buralara getirilmekteler. Yıllarca tavanı dövülmüş çamurdan 1 mt’lik yerlerde tutulan mazlumlar, her türlü işkencenin en adi yüzüyle tanıştılar. Şeyh Usame (r.h) bahane eden ABD, Şeyhin şahadetinden sonra hala neyi beklemekte?... Neden 10 yıldır bu mazlum halkı katletmekte?...


Feodal yapının hakim olduğu Afganistan’da Tacikler, Hazarlar, Özbekler, Türkmenler işbirlikçi devleti desteklerlerken, Peştular yabancı güçleri ülkede görmek istememekte ve Taliban’la birlikte savaşmakta. Maalesef bir zamanlar Şeriat naraları atarak savaşanların bir çoğu, bugün Afgan hükümetinde üst düzey yönetici durumunda. Safların belirlenmesiyle, Allah’ın inayeti samimi olanlarla, samimiyetsiz münafıklar ayrıştılar elhamdülillah. Rant peşinde olan bu münafıkların bir çoğu yolsuzluğa bulaşmış, Dünya’nın 5. fakir ülkesine gönderilen yardımları kendi zimmetlerine geçirdikleri için yargılanmışlar, yargılanmaktalar. Allah hem Dünya’da hem ahirette bu münafıkları rezil rüsvay edecektir inşAllah. Her kukla yok olmak için vardı. Onlarda kullanıldıktan kısa bir zaman sonra kedinin fareyi kaptığı gibi yok olacaklardı. Yönetimin ülkeyi kaosun eşiğine getirmesi, ülkeyi gittikçe çıkmaza sürüklemekte. Arama bahanesiyle kadınların tartaklanması, sivillerin üzerine keyfi ateş açılması, insansız uçaklardan atılan bombalar sonucu evlerin içindeki mazlumlarla birlikte yok edilmesi, bombalamaların bıraktığı hasarla tarlaların kullanılmaz durumda olması, yetersiz hizmet, işsizlik, yolsuzluk halkı devlete karşı düşman kıldı. 31 milyar dolar dış yardımın geldiği Afganistan’da halk hala aç, sefil, perişan. Bu durum 2005 yılında yeniden güçlenen Taliban hareketini daha da güçlü kıldı. Halk Taliban’ı istiyor. 10 yıldır bu halka zarardan başka hiçbir fayda sağlamayan bu hükümetin, bir an evvel devrilmesini, yeniden şeriat hükümleri ile ülkenin yönetilmesini haykırıyor. Artık halk için devlet, tehlike oluşturan güvensiz bir olguydu. Özellikle güney bölgelerinde güveni tamamen yitiren devlet, mücahitler tarafından aldığı darbelerle, belini düzeltemeyecek duruma gelmiştir. Doğru yanıt bekleyen bu halka, gereken yanıt sunulmadığı taktirde yasal olmayan her türlü tepkiyle karşılaşmaları muhtemeldi. Egemen zihniyetin idare gücü altında ezilen, bedeller ödeyen bu halkın hiddetini anlamak lazımdı. Öfkeleri yarım kalmış adalete, haksızlığa, zulme, imar edilmeyen kalplere. Hal böyle olunca devlet çareyi yeni alınan kararlarda buldu. Bu alınan kararlar düşmanların çaresiz ve aldatıcı yakarışlarından başka bir şey değil. Üst üste indirilen darbeler düşmanı hareketsiz hale getirmiş, kıstırmıştı. Bugün 30 yıldır cihadla yoğrulan bu halkla baş etmenin zorluğunu yaşamaktalar elhamdulillah. Bir gün yalın ayaklı bu mazlum halkın hep bir ağızdan “Kovacağız düşmanı bir gün buralardan, tevhid bayrağının sancağını çekmek için. Çocukları öksüz bırakmamak için. Yetimin, acizin, yaşlının, fakirin, mazlumun gözyaşını silmek için.” Haykırışına kulak vermek zorunda kalacaklar.


Verdikleri kayıplarla köşeye sıkışan, çareyi mücahitlerle masaya oturmakta arayan zalimler, onurlu direnişin, uzlaşmazlığın karşısında ABD ve müttefikleri, dostları Rusya gibi arkalarına bakmadan bir daha bu topraklara dönmeme adına kaçacaklar insaAllah. Vietnam için uydurdukları hayalı senaryolarından birkaçını da Afganistan için uyduracaklar. Allah’ın nasrı yakındır.

“Ey iman edenler! Benimde, sizinde düşmanınız olanları veliler edinmeyin. Siz onlara karşı sevgi yöneltiyorsunuz; oysa onlar haktan size geleni inkar etmişler, Rabbiniz olan Allah’a inanmanızdan dolayı elçiyi de, sizi de (yurtlarınızdan) sürüp çıkarmışlardır. Eğer siz, benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı aramak amacıyla çıkmışsanız (nasıl) onlara karşı hala sevgi gizliyorsunuz? Ben, sizin gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı bilirim. Kim sizden bunu yaparsa artık o, elbette yolun ortasından şaşırıp-sapmış olur.” (60-Mümtehine/1)


Ayşe Şimşek
 
U Çevrimdışı

ukht88

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Esselamu aleykum ukhti,

Yuce rabbim senden razi olsun.
Cihadin onemi, Allah yolunda kafire karsi mucadelenin onemini bu yazinla bi daha ortaya koymus oldun.

Rabbim seni ve tum mucahitleri korusun.
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
arap baharı afganistanda başladı yine orda bitecek Allahualem.....
 
Üst Ana Sayfa Alt