E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Guest
03 Nisan 2013 Çarşamba
Olaylara, olgulara kısaca hayata İslâm’ın bize verdiği gözlükle bakan ve değerlendirmelerini ona göre yapan bir avuç Müslüman kaldı.
Birileri gündem belirliyor, Müslüman olduğunu iddia edenler onun tahlilini, analizini yapıyor. O birilerinin içinde kimler yok ki: Liberal sünnetsizler, dindar sünnetsizler, demokrasiye inananlar, kapitalizmi kutsayanlar, komünizme tapanlar, madde bağımlıları, eş cinsel sevdalıları, feminizm sermayeleri, gazete danışmanları, moda tasarımcıları, din bezirgânları, manken esnafları, mezhepçi ırkçı makuleleri, Ermeni muhipleri, örgüt finanslıları, yazar bozuntuları vs.
Şirk almış başını gidiyor. Şirkle koyun koyuna yaşıyoruz. Şirkin nümayan olduğu bu hayatı çoğunluk kabul etmiş, benimsemiş, hatta onunla beraber dostça yaşamak, “laik sistemde dini yaşamak” için kitaplar yazar olmuş.
Allah düşmanlarının kınamasından korktukları için hakikatleri gizleyenlerin vay hâline! Yapması gereken şeyleri işine gelmediği için yapmayan sahte dindarların vay hâline!
Yaşamadığı dini tebliğ etmeye yeltenenlerin, gâvurun sembolleri ile Müslümanca hayat sürmenin asrın icabı olduğunu düşünenlerin vay hâline!
Allah’ın dinini az ve değersiz bir şöhret için çarpıtan alçakların vay hâline! İslâm’ı tekeline alan düzenbazların vay hâline! Allah’ın yanında başka ilahlara da tapan müşriklerin vay hâline!
Bugün iş adamı olan dünün en hızlıları, iki nimete birden talip olmuşlar. Biri Allah’ın nimeti diğeri iktidarın nimetiymiş (!). Eski mücahitler, kurdukları şirketlerindeki sekreterleri mankenler arasından seçiyormuş. En alımlı kızları sekreter olarak alıyorlarmış. Bu arada namazı da bırakmıyorlarmış. Günah aralarında namazın feyzi başkaymış. İki nimet verenin (!) ikisine de itimatları sonsuzmuş (!).
Bugün namazı bırakmayan, eskinin de mücahidi olan hatta bugün bile dini kimseye vermeyen iş adamları defileler düzenliyor, bir de bunların reklamını yapıyor. Kimi altın tüccarı Müslümanlar güzellik yarışması düzenleyip Sevgililer Günü’nde nikâhsız yaşayanlara altını ucuzdan veriyor. İnternetten haberlerini arayabilirsiniz. Milletin kalan ahlakını da tarumar etmek için dinliler ve dinsizler ittifak hâlindeler.
Türkiye’deki Müslümanlar önce ideallerinden vazgeçtiler sonra yaşantı tarzlarından ve kişiliklerinden. Dikkat edin, gelecek nesil elimizden kaymak üzere. Bu tipler örnekliğini sürdürdüğü müddetçe oruç tutan liberallerin popülasyonu, namaz kılan şeriat düşmanlarının sayısı artacak o kadar.
Türkiye’de İslâmî hareketin önündeki en büyük engel Müslüman olduğunu iddia edenlerdir. Bugün Türkiye’de Müslüman olduklarını söyleyenler İslâm’ın gereğini yapsalardı Türkiye ve Orta Doğu’da Haçlı tazyiki biter, Müslümanlar “İ’lâ-yı Kelimetullah’a avdet ederlerdi. Bugün Türkiye’deki Müslümanların bütünü gerçek anlamda Müslüman olsalardı Arakan’da Müslümanlar yakılmaz, Afganistan Haçlıların müstemlekesi olmaz, Kafkasya Rus boyunduruğunda bulunmaz, Kudüs işgal altında kalmaz, Müslüman oldukları için hapis yatan kalmaz, analar ve çocuklar ağlamaz, ihtiyarlar huzurevlerinde kalmaz, Müslümanların kıyafeti yasaklanmaz, Allah’tan başkasına tapılmaz, Allah’ın kanunları düşman ilan edilmezdi.
Heyhat nerede!..
Mustafa Durdu
Olaylara, olgulara kısaca hayata İslâm’ın bize verdiği gözlükle bakan ve değerlendirmelerini ona göre yapan bir avuç Müslüman kaldı.
Birileri gündem belirliyor, Müslüman olduğunu iddia edenler onun tahlilini, analizini yapıyor. O birilerinin içinde kimler yok ki: Liberal sünnetsizler, dindar sünnetsizler, demokrasiye inananlar, kapitalizmi kutsayanlar, komünizme tapanlar, madde bağımlıları, eş cinsel sevdalıları, feminizm sermayeleri, gazete danışmanları, moda tasarımcıları, din bezirgânları, manken esnafları, mezhepçi ırkçı makuleleri, Ermeni muhipleri, örgüt finanslıları, yazar bozuntuları vs.
Şirk almış başını gidiyor. Şirkle koyun koyuna yaşıyoruz. Şirkin nümayan olduğu bu hayatı çoğunluk kabul etmiş, benimsemiş, hatta onunla beraber dostça yaşamak, “laik sistemde dini yaşamak” için kitaplar yazar olmuş.
Allah düşmanlarının kınamasından korktukları için hakikatleri gizleyenlerin vay hâline! Yapması gereken şeyleri işine gelmediği için yapmayan sahte dindarların vay hâline!
Yaşamadığı dini tebliğ etmeye yeltenenlerin, gâvurun sembolleri ile Müslümanca hayat sürmenin asrın icabı olduğunu düşünenlerin vay hâline!
Allah’ın dinini az ve değersiz bir şöhret için çarpıtan alçakların vay hâline! İslâm’ı tekeline alan düzenbazların vay hâline! Allah’ın yanında başka ilahlara da tapan müşriklerin vay hâline!
Bugün iş adamı olan dünün en hızlıları, iki nimete birden talip olmuşlar. Biri Allah’ın nimeti diğeri iktidarın nimetiymiş (!). Eski mücahitler, kurdukları şirketlerindeki sekreterleri mankenler arasından seçiyormuş. En alımlı kızları sekreter olarak alıyorlarmış. Bu arada namazı da bırakmıyorlarmış. Günah aralarında namazın feyzi başkaymış. İki nimet verenin (!) ikisine de itimatları sonsuzmuş (!).
Bugün namazı bırakmayan, eskinin de mücahidi olan hatta bugün bile dini kimseye vermeyen iş adamları defileler düzenliyor, bir de bunların reklamını yapıyor. Kimi altın tüccarı Müslümanlar güzellik yarışması düzenleyip Sevgililer Günü’nde nikâhsız yaşayanlara altını ucuzdan veriyor. İnternetten haberlerini arayabilirsiniz. Milletin kalan ahlakını da tarumar etmek için dinliler ve dinsizler ittifak hâlindeler.
Türkiye’deki Müslümanlar önce ideallerinden vazgeçtiler sonra yaşantı tarzlarından ve kişiliklerinden. Dikkat edin, gelecek nesil elimizden kaymak üzere. Bu tipler örnekliğini sürdürdüğü müddetçe oruç tutan liberallerin popülasyonu, namaz kılan şeriat düşmanlarının sayısı artacak o kadar.
Türkiye’de İslâmî hareketin önündeki en büyük engel Müslüman olduğunu iddia edenlerdir. Bugün Türkiye’de Müslüman olduklarını söyleyenler İslâm’ın gereğini yapsalardı Türkiye ve Orta Doğu’da Haçlı tazyiki biter, Müslümanlar “İ’lâ-yı Kelimetullah’a avdet ederlerdi. Bugün Türkiye’deki Müslümanların bütünü gerçek anlamda Müslüman olsalardı Arakan’da Müslümanlar yakılmaz, Afganistan Haçlıların müstemlekesi olmaz, Kafkasya Rus boyunduruğunda bulunmaz, Kudüs işgal altında kalmaz, Müslüman oldukları için hapis yatan kalmaz, analar ve çocuklar ağlamaz, ihtiyarlar huzurevlerinde kalmaz, Müslümanların kıyafeti yasaklanmaz, Allah’tan başkasına tapılmaz, Allah’ın kanunları düşman ilan edilmezdi.
Heyhat nerede!..
Mustafa Durdu
