Hainliğe Bakın

Irak Hükümetinin yüksek yargısı, Irak İslam Devleti Örgütünün askeri kanat sorumlusu olan ve geçtiğimiz yıl bir ABD operasyonunda hayatını kaybeden Ebu Hamza el Muhacirin eşini idam etmeye karar verdi. İdam tarihi ise 10 Mayıs 2011.



Irak İslam Devleti Örgütü’nün 2010’un Nisan ayında Amerikan saldırısında hayatını kaybeden askeri kanat sorumlusu Ebu Hamza El-Muhacir’in eşi hakkında çıkarılan idam kararının bir ay sonra uygulanmasının planlandığı ortaya çıktı.

Yemen asıllı Hasna Ali Hüseyin’in idam gerekçesi ise eşinin Amerikan işgaline karşı savaşması. Üç çocuğuyla beraber şu anda dar hapis hücresinde hakkındaki kararın uygulanmasını ya da bir ümitle çıkmayı bekleyen Hasna’nın kayınbabası tarafından vekil tayin edilen Avukat Muntasır El-Ziyat, Dr.Hani El-Sibai’e bir mektup göndererek yardım talebinde bulundu.

Talep üzerine bir bildiri yayınlayan Makrizi Tarihi Araştırmalar Merkezi, özellikle Yemenli sivil kurumlarını ve insan hakları savunucularını acilen müdahaleye çağırdı.

Makrizi Tarihi Araştırmalar Merkezi Müdürü Dr. Hani El-Sibai, merkeze Hasna Ali Hüseyin’in idam edileceğine dair ulaşan haberlerin ardından yayınladığı bildiride şöyle konuştu: ‘Makrizi Merkezi, Irak Yeşil Bölgesi’ndeki Amerika tarafından tayin edilmiş hükümetin Hasna Ali Hüseyin Hanım hakkında idam kararını uygulamaya niyetli olduğunu öğrenmiş bulunmaktadır. İdam, bu bildirinin yazılışından bir ay sonra yani 10 Mayıs 2011’de gerçekleştirilecek!!

Hasna Hanım, şehit (öyle sayıyoruz ve Allah’a karşı kimseyi temize çıkarmıyoruz) Abdulmunim İzzettin Ali İsmail’in eşidir.

Rahmetli şehit, Irak İslam Devleti’nde savaş bakanı idi ve Ebu Hamza El-Muhacir lakabıyla biliniyordu. 20 Nisan 2010 tarihinde Irak İslam Devleti Emiri Ebu Ömer El-Bağdadi ile beraber şehit edildi.

Irak hükümeti zehir saçıyor

Makrizi Merkezi’nden yapılan açıklmada, “Irak’ta halkın özellikle de Sünnilerin kanını içen Irak’taki mezhepçi hükümetin Amerikan işgaline karşı mücadele eden mücahitlerin eşlerine ve çocuklarına karşı kinini ve zehrini kusmaya devam ettiğinden haberdar olmuştur.”denildi

Hasna Ali’nin Avukatı Muntasır El-Ziyat’ın mektubu

Avukatı, dünyadaki insan Hakları Örgütlerine bir mektup göndererek uluslar arası kampanya yapılması çağrısı yaptı:

Bir gün bir kadın ‘ey Mutasım’ diye bağırdı ve onu kurtarmak için ordular ve birlikler tek tek ve gruplar olarak koştu.

Ancak Ebu Eyüp El-Mısri’nin (Allah ona rahmet eylesin) karısı Yemenli Müslüman kardeşimiz Hasna Ali Hüseyin çocukları Eyüp, Hamza ve Meryem ile beraber dar bir zindanda, karanlığın acısını çekerek çürüyor. Eşi öldürüldü kendisini de öldürmek istiyorlar… Hakkında hiçbir sebep ya da geçerli bir gerekçe gösterilmeden çıkarılan idam kararının önümüzdeki 10 Mayıs’ta uygulanacağına dair bilgiler dolaşıyor.

Ey tüm rahmetli kalp sahipleri!

Ey insan hakları savunucuları!

Kocası haince öldürülen bu Müslüman kadını kurtarın. O, eşinin yaptığından sorulamaz. Kaldı ki eşi hakkında da tek bildiğimiz şey, Irak’ta yabancı işgaline karşı oluşudur. Ancak neticede hanımı, herhalukarda o nereye giderse gitmek zorundadır.

Bu küçüklerin dedesi olan, kaybettiği oğlunun çocuklarını ve eşini kurtarmak isteyen yaşlı İzzettin Ali İsmail’in acılarını azaltın.

İşgalci Amerikan güçlerinin, 2010 yılının Nisan ayında Ebu Hamza El-Muhacir künyesini taşıyan Abdulmunim İzzettin Ali İsmail, Ebu Eyüp El-Mısri ve Yusuf Haddad’ın saklandığı mekana baskın yapması sonucu Ebu Hamza El-Muhacir hayatını kaybetmişti.

Ebu Eyüp El-Mısri 1991 yılında umre yapmak üzere Mısır’dan Mekke’ye yola çıktı. Oradan Yemen’e yöneldi. Yemen’de bir süre kaldı ve bu zaman zarfında çocuklarının annesi Hasna ile evlendi. Irak’ta Amerika öncülüğündeki yabancı işgal güçlerine karşı savaşan cihadi gruplara katılmadan önce Kur’an-ı Kerim’i tamamen ezberledi. 2010 yılının Nisan ayında Rabbine kavuştu.’



Defne Bayrak / Pressmedya

Malesef şu anda yaşadığımız dünyada öylesine iğrenç durumlar meydana geliyorki kimi zaman dünyadan amamen kopmak fikri hasıl oluor insanda (dısarı ile alakayı kesme) gercekten isteseler o kadıncağızın idamını iptal ettirebilirler ve bizlerin bunu bilmesine rağmen iptal ettırebileceklerin ellerini oynatmamaları bizleri kahrediyor ama sonuçta hep olan oluyor ve bir insan suçu olmayan bir masum anne katlediliyor ve bizler bunu seyredip arkasından iki yüzlülük yapıp kendimiz için ALLAH celle celauhudan bir şeyler istiyoruz değilmi nedersiniz ............................................................................................anlayanlar anlamıştır değilmi resmen utanılacak bir durumda yaşam sürmek bu olsa gerek...........

Şehid Şamil BASAYEV :
Kendisine Müslümanların suskunluğu üzerine sorulan bir soruya da şöyle cevap vermiştir:
“ Eğer Allahın çağrısı ve tehdidi bu insanların kalplerini titretmediyse benim, yani Rabbine karşı son derece zayıf ve aciz olan Şamil’in onlardan bir cevap beklemesi yanlış olur.
Dr. Şehid Abdullah AZZAM :
Tağutların gölgesi altında yaşayan ve onların en basit kanunlarını dahi reddedemeyen, İslam için hiçbir fedakarlığa katlanamayıp zillet içerisinde bir hayat yaşamaya razı olan bu insanlara melekler canlarını alırken “Dinde ne halde idiniz?” diye sorduklarında onlara ne cevap verecekler ?!.
Şu anda zulüm tüm İslam coğrafyasında sel olmuş akmaktadır.peki topyekün ALLAH’ın yolunda harekete geçmek için ne kadar bekleyeceğiz ?..
İslam alimleri “doğuda bir Müslüman kadın esir düşse, batıdaki Müslümanlara da onu kurtarmak farzdır diye istediği kadar fetva versinler…Bizim bu halimiz düzelmedikten sonra ve biz bu fetvanın gereğine göre harekete geçmedikten sonra İslam ne yapsın ?!.
Önce kendime sonra Hepinize Nisa 75. Ayeti hatırlatıyorum...
"Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver” diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?"

Nisa 75

[D]17365[/D]