İbn Teymiyye'nin İnanç dayanağı....

Yazının özeti şu cümlede toplanmıştır:

Bedrin aslanları' Alıntı:

Burada itiraf edelim ki, Allah'a (c.c) parmakla işaret etme(ki bu yöndür) ile, O'nun gökte olmasını kabul etme(ki bu mekandır) ve O'nun Arş'ın üstüne yerleşme anlamında istiva etmesini kabul etme ile ,cisim olma ve sonradan olanlara benzemekten mutlak olarak münezzeh olduğunu inanmak nasıl bağdaşır, aklımız almamaktadır. Ancak biz biliyoruz ki, sahabe bu konuda susmuş, te'vile karşı bir söz söylememiştir.

Genişletmek için tıkla ...

Allah c.c. nun arşa istivasını benimsemeyen;
Allah c.c. nın gökte olmasını kabul edemeyen; Cariyenin ; Allah cc.c. nerede sualine; eliyle işaret ettikten sonra 'gökte' cevabından sonra, Rasulullah (s.a.v.) "Bu muminedir, O'nu azad et" sözünden bir şey anlamayan kişinin Allah c.c. nun sonradan olanlara benzemeden mutlak olarak munezzeh olduğuna inanmak neden bağdaşmasın?
Sizler Allah c.c.nın İstivasını keyfiyeti meçhul şekilde değilde, kendinizin İstivası gibi şekil vererek , yaratılmışlara benzeterek anlarsanız bu sizin sapkınlığınızdır.
Ayrıca Allah c.c. nın yaratılmışlara benzeyen(!) iki eli , gözü , yüzü , ayağı cv. de vardır. Fakat ehli sunnet olan akıl sahibleri; bu sıfatları da Yaratılmışlara, insanların ki gibi düşünerek anlamazlar, şekil ve nasıllık bildirmezler. Allahın eli vardır, ihtiyacı olmadan vardır şeklinde anlamak gereklidir. Ehli sunnetin Allahın sıfatlarına ve İstivaya bakışı ve anlayışı bu şekildedir. Bu şekilde sahih itikada sahib olamayanların İbn teymiyeye veya İstiva ayetlerini ve Allahın sıfatlarıyla ilgili keyfiyet vermeden kabul edenlere mucessime demeleri tam bir cehalet fiyaskosudur . Bu cahiller, Cehmiyyenin bu sıfatlar hakkında görüşlerini de bilmemektedirler. Zira Cehmiyye; Allahın eli , yüzü , gözü vb. sıfatları için yaratılmışlarınkilere benzeterek mucessime olmuştur.
Ayrıca Allah c.c. ye, Arşa istiva etmemiştir, Allah gökte değil her yerdedir demek Mucessimenin görüşlerindendir!

ALLAH NEREDE ? - RAHMAN ARŞ'A İSTİVA ETTİ !

https://www.islam-tr.org/tevhid/11859-allah-nerede-rahman-arsa-istiva-etti-kitap.html

burdan sebebsiz banlanmam büyük bir vesile oldu..Düşündüm , neden banladılar beni ? sırf onların söylediği Bazı şeylere şak şak'lamadığım içinmi?

Genişletmek için tıkla ...

Burdan kimse sebepsiz yere banlanmaz hatirladigim kadari ile fitneye sebep olmustun o yuzden yonetimdekiler banlamislardir defalarca uyarilmistin oysa degilmi?!merak eden uyeler senin yazilarina bakip kac kez ne zaman ve neyden dolayi uyari aldigina bakabilirler burda yonetime istedigin gibi iftira atamazsin kimse sebepsiz yere banlanmaz burasi bir forum amac Allahin ve Resulun SAV Islam dini icin buyurduklarini hakkiyla yaymaktir burda onun bunun dedigi gecerli olmaz sadece ve sadece Allahin buyurdugu ve Resulun SAV dedigi tasvip olunur
Yonetim senin gibileri fazla bile tutuyor belki gozu gonlu acilir diye ama kisilerin niyeti er yada gec ortaya cikiyor...Git tarikatcilarin yada nurcularin sitelerinde bi dene bakalim onlarin benimsemedigi bi gorusu yaz ilk mesajinla kapiya atarlar seni >>>>>>>>>>>>>>> merhametten maraz dogarmis <<<<<<<<<<<<<<<

Hanefi mezhebinin meşhur âlimlerinden Bedruddin el-Ayni Şeyhulislam ibn teymiyye hakkında şöyle demiştir:

"Kim onun kâfir olduğunu söylerse o (ibn teymiyye'yi tekfir eden) kâfir olur. Kim onu zındıklıkla itham ederse o (bu ithamı yapan) zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."



İbnu Abdilhadi, İbnu Teymiyye hakkında şöyle demiştir:

"Rabbani bir imam, ümmetin müftüsü, ilim denizi, hafızların seyyidi, asrının eşsiz bir âlimi. Şeyhu'l-İslâm, Kur'an'ın tercümanı, zahidlerin önderi, abidler içinde sessiz, bid'atçıların düşmanı ve müçtehid imamların sonuncusu."


Hafız Zemlekani (727/1327) ibni teymiyye nin zekasını ve hadis ilmindeki yerini şöyle anlatır:

"Beşyüz seneden beri hıfzı ondan daha kuvvetli olan birisi görülmemiştir."


Hafız el-Mizzi onun hakkında:

"İbn Teymiyye'den daha iyi Kur'an'ı ve sünneti bilen ve en güzel şekilde onların yolundan giden görmedim" demiştir.



yine Bedruddin el-Ayni şöyle demiştir:

“Ona (ibn teymiyye'ye) dil uzatan kimse ancak gülleri koklamakla birlikte hemen ölen pislik böceği gibidir. Gözünün zayıflığı dolayısıyla ışık parıltısından rahatsız olan yarasaya benzer. Ona dil uzatanların tenkid edebilme özellikleri de yoktur, ışık saçıcı, dikkate değer düşünceleri de yoktur. Bunlar önemsiz şahsiyetlerdir. Bunlar arasından onu tekfir edenlerin ise ilim adamı olarak kimlikleri belirsizdir, adları, sanları yoktur."


fethul bari nin müellifi ibn hacer el- Askalani ise şöyle söylemiştir:

“Şeyhu’l-İslam İbn-i Teymiye kanaatlerini kabul edenin de, etmeyenin de çokça istifade ettiği bir kimsedir. Dört bir yana yayılmış eserlerin müellifi ünlü öğrencisi Şemsuddin İbn Kayyım el-Cevziyye dışında şayet İbn-i Teymiye'nin hiçbir eseri bulunmasaydı dahi, bu bile İbn Teymiyye’nin ne kadar yüksek bir konuma sahip olduğunu en ileri derecede ortaya koyardı. Durum böyle iken bir de gerek akli, gerek nakli ilimlerde Hanbeli mezhebine mensup ilim adamları şöyle dursun, çağdaşı olan Şafîi ve diğer mezheblere mensup ilim adamları akli ve nakli ilimlerde oldukça ileri ve benzersiz olduğuna da tanıklık etmişlerdir.”



Muhammed b. Abdi’l-Berr eş-Şafîi es-Subkî de şunları söylemektedir:

“İbni Teymiyye’ye cahil bir kimse ile yanlış kanaat ve görüşlere sahib bir kimseden başkası buğzetmez. Cahil bir kimse ne söylediğini bilmez, yanlış kanaat sahibi kimseyi ise sahib olduğu yanlış kanaat onu bilip tanıdıktan sonra hakkı söylemekten alıkoyar.”



Hasımlarından birisi olan Kemalu’d-Din b. ez-Zemelkanî eş-Şafîi (v. 727) Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye hakkında şunları söylemektedir:

“Herhangi bir ilim dalına dair kendisine soru sorulacak olursa, onu gören ve onu dinleyen bir kimse, onun bu ilim dalından başka bir şey bilmediğini zanneder ve bu seviyede kimsenin o ilmi bilmediğine hükmederdi. Diğer mezheblere mensub fukaha onunla birlikte oturduklarında kendi mezhebleri ile ilgili olarak daha önceden bilmedikleri şeyleri ondan öğrenirlerdi. Herhangi bir kimse ile tartışıp da hasmı tarafından susturulduğu bilinmemektedir. İster şer’î ilimler olsun, ister başkaları olsun herhangi bir ilim hakkında söz söyledi mi mutlaka o ilim dalının uzmanlarından ve o ilmi bilmekle tanınanlardan üstün olduğu ortaya çıkardı. Beşyüz yıldan bu yana ondan daha ileri derecede hadis hıfzetmiş kimse görülmüş değildir.”



Aslen İşbilyeli, Dımaşk’lı (v. 738 h.) el-Birzâlî Ebu Muhammed el-Kasım b. Muhammed, İbn Teymiyye hakkında şunları söylemektedir:

“Hiçbir hususta arkasından yetişilemeyecek bir imamdı. İçtihad mertebesine ulaşmış ve müçtehidlerin şartları kendisinde toplanmıştı. Tefsirden söz etti mi aşırı derecedeki ezberleri dolayısıyla, güzel sunması ile herbir görüşe tercih zayıflık ve çürütmek gibi layık olduğu hükmü vermesiyle ve herbir ilme dalabildiğine dalması ile insanları hayrete düşürürdü. Huzurunda bulunanlar onun bu haline şaşırırlardı. Bununla birlikte o zühd, ibadet, yüce Allah’a yönelmek, dünya esbabından uzak kalıp, insanları yüce Allah’a davet etmeye de kendisini büsbütün vermiş bir kimse idi.”



Şafîi mezhebine mensub Dımaşk’lı ve Tehzibu’l-Kemâl adlı eserin sahibi Ebu Haccac el-Mizzî de (v. 742 h.) Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye hakkında şunları söylemiştir:

“Onun benzerini görmedim, kendisi de kendi benzerini görmüş değildir. Allah’ın kitabı ve Rasûlünün sünneti hakkında ondan daha bilgilisini, her ikisine ondan daha çok tabi olanı görmüş değilim.” Bir seferinde de şöyle demiştir: “Dörtyüz yıldan bu yana onun benzeri görülmemiştir.”



“Uyûnu’l-Eser fi’l-Meğâzîl ve’ş-Şemaili ve’s-Siyer” adlı eserin müellifi olan İbn Seyyidi’n-Nas (v. 734 h.) ibn teymiyye hakkında şunları söylemektedir:

“Ben onu bütün ilimlerde pay sahibi gördüm. Nerdeyse sünnete dair bütün rivayetleri ezberlemişti. Tefsire dair söz söyledi mi bu işin sancağını yüklenmiş olduğu görülürdü. Fıkha dair fetva verdi mi en ileri noktaya ulaşmış olduğu, hadise dair konuştu mu hadis ilim ve rivayetinde oldukça ehil olduğu, mezheb ve fırkalar hakkında konuştu mu bu hususta ondan daha etraflı bilgi sahibi kimsenin görülemediği, onun ilerisinde bu hususların kimse tarafından idrâk edilemediği anlaşılırdı. Kısacası bütün ilim dallarında akranlarından ileri idi. Onu gören hiçbir göz onun benzerini görmemiştir. Hatta kendisi bile kendisi gibisini görmüş değildir.”

SADAT HER SEFERINDE DOKTOR OLDUGUNU NEDEN VURGULUYOR ACABA ? doktor olmak bir ayrıcalıkmı. eski yazılarında da devamlı ben doktorum da şöyle böyle diyor. o zaman ben de sana birsey derim sen git hastalarla uğraş. kelimeler ve anlamları cumleler cumle vurgularıyla ugraşma sen doktorsun ya ANLAMAZsın . hadi senin gibi diyeyim ben BEN DE edebiyatcıyım . kelimelerle cumlelerle aram iyidir . senın ısrarla söylediğin şeyin aksini söyluyorum . bir kelimeyi tek alırsan senınde dedıgın gibi birkaç mana olarak algılarsın . e be doktor adam cumleler yukarıdaki kardesın dedıgı gibi kelimelerin birlesimiyle anlam kazanır . yanı paragrafın cumlenın butunuyle ifade eder. mesnevi tek degıl kelime kelime cımbızlamayla degıl bütün olarak oku . oku da bak bakalım müstehcen kelimelerimi yoksa anlamını mı göreceksin . komik olma . . sıtede sufi yokken hep alttan alttan iğneleyici sorular soruyordun bır sufi cıkınca hemen destek cıkıp eski göruslerınin( bize gösterdiğinin ) zıddı yaklasım serdedıyordun . biz uyarınca , yaglı ballı kelimelerle bizleri kandırmaya çalısıyordun . allah ıslah etsin . ya da söyle dua edelim gel , allah cc seni muhiddin arabi halidi bağdadıyle , bizi de ibni kayyım la ibni teymiyye ile hasretsin .

Daha önce sadatın bazı dedikleri yalan çıktı. Ben doktor olduğunuda sanmıyorum iki üç yarayı tedavi etmek doktorluksa bizde doktor oluruz. Yok ısrarla doktorum diyorsa bana özelden diplomasını versin ben de buradan özür diliyeyim. Velevki doktor olsun bugün görüyoruzki mısırda akide uzmanlarının bile akidesi sakat durumda.

Ayrıca sadati kiram size karşı hüsnü zannım kalmadı. Biz burada risale olsun mesnevi olsun yanlışlarını yazarken sizin gibi ordan burdan duyma görme değil bizzat külliyatlarından okuyoruz aktarıyoruz, nerden alındığı belli olmayan kesme sözü getirip yapıştırmanda sizin içinizdeki pisliği gün yüzüne çıkarmıştır. Üstte Abdullah kardeşin dediği gibi yağlı ballı cümleler artık sökmez. Sizin pislik akideniz burada sökmez, ibn teymiyye r.a hakkında bizimle münazara edeceksen buyur mertsen yiğitsen münazaraya gel o doktor olup uzun boyunun ölçüsünü alalım iftira atmak neymiş size gösterelim. İbn teymiyye r.a gibi bir alimi şerefsiz sapıklarla kıyas yapmanız ise gözünüzün körlüğünden olsa gerek. Allah size hidayet versin. Hala iftiranızda küfür akidenizde (mesnevi akidesini savunduğunuzdan diyorum) diretip bunu forumda süslü sözlerle yayacaksanız düzelmeyecekseniz bizden uzak durun. Beddua edip mevlana ile beraber haşrolursun demiyorum aksine Allah size hidayet versin, temiz kuran ve sünnet akidesini öğretip yaşatsın.

Selametle.

eskiden saglıkcıyım dıyordu .. doktor nereden cıktı ?

ya da söyle dua edelim gel , allah cc seni muhiddin arabi halidi bağdadıyle , bizi de ibni kayyım la ibni teymiyye ile hasretsin .

Genişletmek için tıkla ...

aman yavaş dua edin.... Muhammed (aleyhisselam) den başka kimse mutlak hak üzere değildir. Muhammed (aleyhisselam) in cehenneme gitme ihtimali yok ama ibni teymiye nin de arabi nin de senin de benim de cehennemi boylama ihtimalimiz var. o yüzden kimle haşr olunmak istediğinize ve ettiğiniz dualarınıza dikkat edin. zira kişi sevdiğiyle haşrolunacaktır.......

"Derler ki, 'Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.'"

"Din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i ALLAH'tan ayrı rabler edindiler. Oysa, yalnız tek İlah'a kulluk etmekle emredilmişlerdi. O'ndan başka ilah yoktur. O, eş koştukları kimselerden de çok Yücedir."

birisi işte' Alıntı:

aman yavaş dua edin.... Muhammed (aleyhisselam) den başka kimse mutlak hak üzere değildir. Muhammed (aleyhisselam) in cehenneme gitme ihtimali yok ama ibni teymiye nin de arabi nin de senin de benim de cehennemi boylama ihtimalimiz var. o yüzden kimle haşr olunmak istediğinize ve ettiğiniz dualarınıza dikkat edin. zira kişi sevdiğiyle haşrolunacaktır.......

"Derler ki, 'Rabbimiz, sadatlarımıza/şeyhlerimize ve büyüklerimize uyduk; onlar da bizi yoldan saptırdılar.'"

"Din bilginlerini, din adamlarını ve Meryem oğlu Mesih'i ALLAH'tan ayrı rabler edindiler. Oysa, yalnız tek İlah'a kulluk etmekle emredilmişlerdi. O'ndan başka ilah yoktur. O, eş koştukları kimselerden de çok Yücedir."

Genişletmek için tıkla ...

Duada sakatlık yok sakatlık sizin böyle bir çıkış yapmanızda zira biz itikadımızı bu alimlerin vesilesi ile öğrendik insanın akidesini öğrenmeye vesile olduğu kişi ile beraber olmak istemesinde sorun yoktur. İbn teymiyye r.a olsun ibn kayyım r.a olsun ehli sünnetin imamlarındandır asırlarca imamların kitaplarının şerhlerinin şerhleri yapılmakta...

Kişi sevdiği ile beraberdir, bizde ibn kayyımları ibn teymiyyeleri Allah için seviyor, ibn arabilerden hallaclardan da Allah için buğz ediyoruz. Bunu da karşı tarafın kara kaşına kara gözüne değil geride bırakdığı ilmi eserlerin akidevi durumunu kıstas alarak yapıyoruz.

Ayrıca getirdiğin Rab edinme meselesini buraya yapıştırmanda ayrı bir vahim durumdur. Kimse ibn teymiyye r.a ya da ibn kayyım r.a hatadan münezzehdir demiyor diyemezde bu ehli sünnetin görüşü değildir. Sanki onların her dediği vahy gibi alınıyor gibi lanse edip ayetleri sıralamak insafsızlıktır.

Alimleri Rab edinmek, onların sapık, seksomanyak olduğunu , şirk akidesi üzerine olup ilahlık taslasa bile ; o hata yapmaz diyerek hatadan munezzeh kılıp putlaştırmak, kendisi gibi şirk akidesini din edinmektir.

Ayrıca Kuranda Allahın radı olduğu bazı kimseler de (bedir ehli , aşere-i mubeşşere, rıdvan beyatında bulunanlar vb) cennetliklerdir.
Yarım yamalak akide ile 1. mesajda bu konuya atlaman bana birini çağrıştırıyor. Kendine dikkat et!

!sLaM4eVeR' Alıntı:

Duada sakatlık yok sakatlık sizin böyle bir çıkış yapmanızda zira biz itikadımızı bu alimlerin vesilesi ile öğrendik insanın akidesini öğrenmeye vesile olduğu kişi ile beraber olmak istemesinde sorun yoktur. İbn teymiyye r.a olsun ibn kayyım r.a olsun ehli sünnetin imamlarındandır asırlarca imamların kitaplarının şerhlerinin şerhleri yapılmakta...

Kişi sevdiği ile beraberdir, bizde ibn kayyımları ibn teymiyyeleri Allah için seviyor, ibn arabilerden hallaclardan da Allah için buğz ediyoruz. Bunu da karşı tarafın kara kaşına kara gözüne değil geride bırakdığı ilmi eserlerin akidevi durumunu kıstas alarak yapıyoruz.

Ayrıca getirdiğin Rab edinme meselesini buraya yapıştırmanda ayrı bir vahim durumdur. Kimse ibn teymiyye r.a ya da ibn kayyım r.a hatadan münezzehdir demiyor diyemezde bu ehli sünnetin görüşü değildir. Sanki onların her dediği vahy gibi alınıyor gibi lanse edip ayetleri sıralamak insafsızlıktır.

Genişletmek için tıkla ...

var arkadaşım var, duada da sakatlık var. muhammed (aleyhisselam) den ve bazı sahabelerden başka cennetlik olanları bilmiyorum. ibni teymiyye nin cennetlik olduğuna dair Allah c.c. katından delilin mi var? yok. o halde bu işte bir sakatlık var demektir. Allah katından delili olmayan herşey sakattır. hem Allah'ım beni Muhammed (aleyhisselam) ve ashabı (radyallahu anhum ecmain) ile haşret demek neyinize yetmiyor? eğer ki dediklerimle haşrolma yerine bahsettiğiniz şıh,sadat,büyüklerle haşrolma duası ediyorsanız bu, onları kesin olarak cennetlik görüyorsunuz anlamına gelir. şimdi "kesin olarak cennetlik görüyoruz" deme, diyemezsin zaten. neden? çünkü bir insan cehennemlik olma ihtimali olanla haşrolma duası etmez, değil mi? o yüzden kiminle haşrolunmak istediğine dikkat et !! benden söylemesi, kendi iyiliğiniz için diyorum........ ben Muhammed (aleyhisselam) ve onun pak ashabı ile birlikte haşolunmak istiyorum. duamı da hep böyle yaparım.

Abdulmuizz Fida' Alıntı:

........Sizler Allah c.c.nın İstivasını keyfiyeti meçhul şekilde değilde, kendinizin İstivası gibi şekil vererek , yaratılmışlara benzeterek anlarsanız bu sizin sapkınlığınızdır.

......Fakat ehli sunnet olan akıl sahibleri;bu sıfatları da Yaratılmışlara, insanların ki gibi düşünerek anlamazlar, şekil ve nasıllık bildirmezler. ........

Genişletmek için tıkla ...

konunun asli bu .. kendileri kafalarinda sekillendirdikleri icin kabuledemiyorlar .. anlayamiyor, fikih edemiyorlar ...

bizlere Mucessime diyen cahillerden biri birgun soyle birsey demisti ... (hasa) allah swt HAVA gibidir o her yerdedir ...cahil allah swt hic bir seye benzemez diye diye gitti HAVA ya benzetti, ahmakligin son deminde haberi yok ... ne diyelim rabbim islah etsin ...

Şeyhulislam İbn'i Teymiyye'nin "Mecmuul Fetava" kitabının e-kitap ya da pdf şekli var mıdır İnşaAllah hiç bir yerde bulamadım arşivinde bulunan varsa paylaşabilir mi İnşaAllah
Selam ve dua ile...

!sLaM4eVeR
Daha önce sadatın bazı dedikleri yalan çıktı. Ben doktor olduğunuda sanmıyorum iki üç yarayı tedavi etmek doktorluksa bizde doktor oluruz. Yok ısrarla doktorum diyorsa bana özelden diplomasını versin ben de buradan özür diliyeyim

ABİM FOTOSHOPTA DİPLOMA YAPMAK ÇOK ZOR DEYİL BİR TANE SAHTE YAPAR GÖZTERİR

Muhammed Seyfullah isimli kardeş, senden ricam tebliğ yapmaya çalışıyorsan, küçük harfle konuş. Sen büyük harfle yazınca insanlar daha mı çok okuyor sanıyorsun? Aksine insanlar büyük harfle yazılmış şeyleri okumaz, itici gelir.

Ayrıca tebliğ yaparken, insanlara tevhidi anlatın. Sen adama tevhid diye 150 kişilik kafir listesinin davetinin yaparsan, şu an olduğu gibi ölene kadar tek tabanca takılırsın, sayında beşi geçmez. Sen insanlara hakiki şekilde tevhidi anlatırsan, onlar kimi tekfir edip kimi tekfir etmeyeceğini iyi anlar.

Sana tavsiyem kendi kafandan fetva verip, batıl işlere yönelmektense, bir hoca bul, onun yanında otur ve ondan ilim tahsil et. Tabii akidenizde bir hocanız var ise.

muhammet87' Alıntı:

yine iddiacıların dediğine göre ibni teymiye kitabul arş isimli kitabta güya demişki :

''--Allah arş üzerinde oturur ve muhammede de yanında yer ayırır...''

iddiacıların dediğine göre teymiye böyle demiş.. tabi müslümanlar ibn teymiyye nin külliyatında böyle bir söz olmadığını kanıtlayınca

bu sefer de bazı iftiracılar şöyle demektedir: ama teymiyenin bu iddiası külliyatından çıkarılmış..bunu yapanda suudi arabistanlılarmış..yani kitabı basanlar bu yazıyı çıkarmışlar...yüzyıllar boyu bu yazıyı hiçbir alim görmemişte...50- sene kadar önce suudlar bu yazıyı farketmiş ve hemen külliyattan çıkarmışlar...şu iddia hiç akla ve mantığa sığan bir iddia mıdır..şunu söyleyen kişi bu söylediğine kendisi inanıyor mu? böyle bir iddia ibn teymiyye nin külliyatında yoktur bu iftirayı yapan hiç bir zaman ispatlayamayacağı bu iftirayla yalancıdır.

Genişletmek için tıkla ...

Kardeş arapçan var mı bilmiyorumda, kitabın aslını okumadan burada işin içinden çıkamayınca "İftira" ve "Yalan" diyerek aslında İbn Teymiyye'ye iftira atıyorsunuz. Sofilerin dediği zaten doğru. Arapçan varsa kaynak vereyimde oku dedikleri kısmı. Bu itikad zaten Hanbeli ve Ehli Hadis'in mezhebidir. Bunda yanlış ya da iftira denilecek birşey yok ki? Suudlular vs bunu kitaplarından çıkarmamış, açık şekilde kitabında bunu beyan ediyor zaten İbn Teymiyye?

Dediğim gibi verdiğim kaynaklara bakan Makam-ı Mahmud'u "Allah'ın kıyamet günü Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellemi arşın yanına oturtması" diye tefsir eden bir çok alim görür. Bunda iftira denilecek, inkar edilecek durum nedir?

Mecmu'ul Fetava ile beraber basılan risalesi var, İkametud Delil ala İbtalil Tahlil'de bunu söylüyor. İbn Ebi Asım'ın es-Sunne'sinden naklediyor.
Sonra Er Reddul Ala Bekri'de naklediyor. Diyor ki : Seleften bir grup bunu kabul etti. Kimileride inkar etti.
Der-i Tearud'da diyor ki : (Ebu Yala'nın hadislerinin zayıflarından bahsettikten sonra) Mücahidden gelen hadis sahihtir. Selef bunu nakletmiş ve inkar etmemiştir. (İbn Teymiyye'nin bahsettiği hadis şudur : Mücahid "Umulur ki Rabbin seni Makamı Mahmud'da ulaştırır" ayetinin tefsirinde dedi ki : Arşında yanına oturtacaktır.)
Son olarakta Mecmu'ul Fetava'da diyor ki : Bilinmesi lazımdır ki büyük evliyalar ve büyük alimler bunu kabul etmiştir.
Zaten Acurri, eş-Şeria kitabında bunu kabul eden 80'den fazla alim sayıyor ki, Acurri , İbn Teymiyye'den yaklaşık 300-350 sene önce yaşamış bir alimdir.

İbn Teymiyye gibi bunu bütün Selef-i Salihin söylemiş, Hanbelileri kitapları bu görüşle dolmuş taşmış. Bunu inkar etmenin manası nedir ki? Hakikat bu zaten. Zaten bu konuda bize keyfiyetini araştırmadan susmak düşer. Bu yüzde Ahmed bin Hanbel'in talebesi Ebu Davud diyor ki : Kim Mücahid'in hadisini inkar ederse, o Cehmiyyedir. (bir rivayete göre muttehemdir)

Ahlul Hadeeth' Alıntı:

Yani Makam-ı Mahmud, Ehli Hadis'e göre iki tanedir. Birisi şefaattir, biriside Allah'ın Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi arşın yanına oturtmasıdır.

Genişletmek için tıkla ...

Makam-ı Mahmud için bahsettiğin bu ikinci kısma giren açıklamayı (tevili) yapan, kabul eden (benimseyen) Selef-i Salihin (Hadis ; Sahabe, tabîn, tebe-i tabîn) gibi Hicri 150'den önce yaşamış biri var mıdır?
Var dersen delillendir misin?

Abdulmuizz Fida' Alıntı:

Makam-ı Mahmud için bahsettiğin bu ikinci kısma giren açıklamayı (tevili) yapan, kabul eden (benimseyen) Selef-i Salihin (Hadis ; Sahabe, tabîn, tebe-i tabîn) gibi Hicri 150'den önce yaşamış biri var mıdır?
Var dersen delillendir misin?

Genişletmek için tıkla ...

Vardır. Sayılarıda çoktur. Bunların ilki İbn Abbas ve talebesi Mücahid'dir. Taberi'nin, İbn Ebi Hatim'in tefsirinde naklettiğine göre, Ebu Bekir dedi ki, İbn Fanil dedi ki, Leys dedi ki, Mücahid dedi ki : Arşında yanına oturtacaktır.

Birincisi budur. Seleften bunu inkar eden olmadığı gibi, Halef'ten İbn Abdilberr gibileri bu hadisi zayıf görmüştür.

Yani İbn Abbas, Mücahid'den bu nakledildiği gibi aynısını İbn Hacer'de Said bin Hilal'den nakletmiştir. Böylece rivayetin İbn Abbas'a ve Mücahid'e nispeti kuvvetlenmektedir.

Ama mesele Hicri 150 olması değildir. Sonuçta Selef bunu ittifakla kabul edip, inkar etmemiş. Bunu kabul edenlerin bir çok Tabiin ve Tebe-i Tabiin. Yani İshak'tan, Ahmed'e, Ebu Davud'dan, Abdullah bin Ahmed bin Hanbel'e, Mervezi'den Ebu Cafer'e kadar bir çok Selef alimi kabul ediyor. Bu yüzdende bunuda diğer sıfatlar gibi üstünden geçmek ve keyfiyeti hakkında yorum yapmamak Selef-i Salihinin mezhebidir.