Yaşadığımız toplumda yaşayan Müslümanların, hem de hassasiyet sahibi görünen kimselerin hali gerçekten ibret vericidir. Küfrün ve tuğyanın askerleri bütün dünyayı sarmışken, Müslümanım diyen insanların hala dünyevi kaygılarla oyalanması ve İslam uğruna başa gelecek sıkıntılardan ürkmesi hakikaten iman ehline yakışmayan bir durumdur. Rabbimiz bu konuda ne güzel hatırlatmada bulunmaktadır: "Düşmanınız olan kavmi aramakta (onları takip etmekte) gevşeklik göstermeyin! Eğer siz acı çekiyorsanız şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Üstelik siz Allah’tan onların ümit etmeyecekleri şeyleri umuyorsunuz! Allah, hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir." (Nisa Suresi: 4 / 104) Kafirlerin dünyadan başka hiçbir umut ve beklentileri olmadığı halde temelsiz sistemleri uğruna canlarını feda ederelerken müslümanın önünde ebed-ül abad bir hayat ve o hayattaki Firdevs, Adn ve Me’va cennetleri olduğu halde ve İslam dini gibi bir din uğruna mücadele ettikleri halde çekingen davranmaları asla kabul edilemez.