Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Imam allame Osman bin Said Ed-darimi, ve mudafasi, ve yeni tureme Cehmiyye'lerin imam uzerindeki sup

E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Rahman ve Rahim olan Allah'in adiyla



Imam allame Osman bin Said Ed-darimi, ve mudafasi



HAYATI



Adi: Osman bin Said bin Halid Es-sicistani, Ebu said'dir.



Vefati: Hicri takvim olarak: 280.yilda vefat etmistir.



Kendisi Hira sehrinin Muhaddisi idi.



Derim ki: Buyuk darimi Musnedi diye meshur olan eser'in sahibi bu zat degildir. O darimi baska bir buyuk alimdir. Adi ise "Ebu Muhammed, Abdullah bin Abdurrahman"dir. Yine uzerinde konustugumuz Imam Osman Ed-Darimi'ninde buyuk bir Musnedi oldugu rivayet edilmistir. Nasil ki bunu imam Zeheb Siyari Alami zen-nubela'da haber verdigi gibi(13.clt 319.syf.).



Alimlerin bu zat hakkindaki sozleri:



Imam Zehebi. imam Osman Ed-darimi'nin Mekke'de ve Medine'de ve Sam'da ve Misir'da ve Irak'ta ve Cezair'de ve arap olmayan acem ulkelerinde, farkli farkli ilim ehlinden ders aldigini zikrettikten sonra soyle demistir: "Er-raddu ala Bisr el-merrisi", ve "Er-raddu ala El-cehmiyye" isimli iki kitap yazmistir. Ikisinide rivayet ettik.

Ve Hadis ilmini, ve ilelini, Ali'den(ibni El-medini) ve Yahya'dan(bin Muin) ve Ahmed'den(bin hanbel) almistir. Kendi zamanindakilerini ilmi seviyesi ile gecmistir. Sunnet ilminde cok parlak birisidir. Munazara yapmayi iyi bilirdi…(Siyeri alami En-nubela 13.clt. 320.syf. ileride zikredecegimizin nakillerde bu eserdendir)



Hakim dediki: Muhammed bin Abbas Ed-dabbi'yi soyle derken isittim: Ebu el-fadl Yakub bin Ishak El-Karrab'iyi soyle derken isittim: Bizler Osman bin Said gibisini gormedik. O da kendisi gibisini gormedi. Edebi, Ibni el-arabi'den ve Fikihi Ebu yakub El-buveyti'den ve Hadisi Ibni muin ve Ibni medini'den almisti. Bu ilimlerin hepsinde ilerlemistir. Allah ona rahmet etsin.



Ebu Hamid El-amesi soyle demistir: Muhaddislerin arasinda Muhammed bin Yahya ve Osman bin said ve Yakub El-fesevi gibilerini gormedim…



Derim ki(imam Zehebi bunu diyor): Osman Ed-darimi bidatcilarin gozunde bir ok gibidir. Muhammed bin kirama karsi ayaklanip onu Hira sehrinden kovanda o idi…

Muhammed bin Munzir sukur soyle dedi: Ebu Zur-a Er-razi'ye(bu imam cok buyuk br hadiscidir) Osman bin said hakkinda sordugumda soyle dedi: O kisiye guzel kitap yazma rizki verilmistir.



Ebu El-fadl El-carudi soyle demistir: Osman bin Said hayatinda da, oldukten sonrada takip edilecek bir kisidir.

Muhammed bin Ibrahim Es-sarram soyle demistir: Osman bin Said'i soyle derken isittim: Bizler bu sifatlar hakkinda nasil demeyiz, ve yalanlamayiz, ve tefsirde etmeyiz.



Derim ki(imam zehebi kendisi diyor): Osman'in – Allah ona rahmet etsin –, Nakd'i(El-merrisiye yazdigi eserden bahsediyor) eserindeki sozlerinden bazilarida sudur: Muslumalarin hepsi, Allah'in Ars'inin uzerinde, ve goklerininde uzerinde oldugunda ittifak etmislerdir.

Derim ki(imam zehebi): Bu konuda en acik delil Allah'in su sozudur: ((5-Rahman Arsa istiva etti))(taha suresi). Iste geldigi gibi uzerinden gecilmelidir. Nasilki bu selefin mezhebinde bilinen bir seydir. Kisi Cidal'den ve tartismadan kacinmasi ve uzak durmasi gerekir(Selef'in yasakladigi kelam ilmine isaret etmektedir), ayni sekilde Mutezile'nin tevillerinden de uzak durmasi gerekir.(Derim ki: Es-arilerin tevilleride Mutezilerinen tevilinin bir kismidir. Imam Zehebi Mutezile'yi ozel olarak soylemesi onun ilminin cok oldugunu gosterir. Cunku butun teviller Mutezile'de vardir. Ama butun teviller Es-ari'lerde yoktur. Bu nedenle Mutezile'nin tevili dnildigi zaman, direk Es-ari'lerin tevilleride icine girmektedir.)...



Hasan bin Sahib Es-sasi soyle demistir: Ebu davud Es-sicistani'yi(kutubi sitte'deki Sunen'in sahibi), Osman bin Said hakkinda soyle derken isittim: Iste bizler hadisi ondan ogrendik.(burada, imam Zehebi'nin Siyerinden alinan nakiller bitmistir.)



Yine imam Zehebi "Tezkiretu El-huffaz" adli eserinde soyle demistir: Derim ki: Ve Osman'in(Ed-darimi), Yahya bin Muin'e ricaller(cerh ve tadilde) sorulari olmustur. Onun cok buyuk bir musnedi vardir. Cehmiyye'lere reddiyede yazdigi eserler vardir. Denildigine gore, bu kisi Ali bin Kiram'a karsi ayaklanip onu Hira sehrinden kovan kisidir…

Derim ki: Yine imam Zehebi, Siyeri Alami En-nubela'da imam Darimi'nin Bisr el-merrisi'ye yazdigi reddiye hakkinda soyle demistir: O kitapta Mirrisi ile cok garip meseleler tartisilmistir, ve isbat'ta mubalaga etmistir, boyle seylerde susmak eski ulemaya gorede simdikilere gorede Selef'in menhecine daha guzel uymaktadir.

Derim ki: Elbette hic bir insan hatadan masum degildir.



Imam Ebu yala, "El-irsad" adli eserinde soyle demistir: Osman bin Said saygi duyar birisidir. Bu meselede alimdir. Buhari ve Ebu Zur-a ve Ebu hatim gibileri ile denk tutulur…

Abdullah bin Muhammed El-hafiz'i soyle derken isittim: Osman bin Said guvenilir birisidir, ve bunda ittifak etmislerdir…(El-irsad Fi Marifeti Ulemai El-hadis, 3.clt 877.syf.)



Imam Hakim'de "Marife" adli eserinde ona rahmet okuyup ovmustur.

Seyhulislam Ismail El-heravi Zemmu el-kelam adli eserinde, alimlerden imam Darimi'yi oven sozlerini zikretmistir.



Imam Ibni hibban, "Es-sikat" adli eserinde soyle demistir: Osman bin Said Ed-darimi Ebu Sadi Es-sicistani, Hira'da oturmustur. Dunya'nin imamlarindandir(cok asiri ovgude bu ifade kullanilir)…



Imam ibni Tugri, "En-nucum Ez-zahira" adli eserinde soyle demistir: .. ve o yilda Osman bin Said bin Halid El-hafiz vefat etmsitir. Hira sehrinde yasamistir. Sehirlere ilim talebinde gitmistir ve buyuk alimler ile gorumsurtur. Imam Ahmed bin Hanbel ve ibni Muin ve buyuk hafizlar ile oturmustur. Taki onun hakkinda(yani Darimi hakkinda) soyle denmistir: Bizler onun gibisini gormedik nede o kendisi gibisini gormedi. O Kuran'in yaratilmis oldugunu soyleyenler ile oturmazdi.

Imam Abdulkahir El-bagdadi El-esari, Usuluddin adli eserinde, Hadis ve sened imamlarinin siralamalarinda soyle demistir: … ve onlardan Osman bin Said Ed-darimi… ve ilmin her cercevesinde imamdi…

Yine imam Ibni Asakir El-es'ari "Tarihu dimesk" adli eserinde, imam Osman'in tercemesini yapmistir ve alimlerinin ovmelerini zikretmistir.

Imam Tacuddin Es-ubuki Es-saffi El-es'ari soyle demistir: Hira'nin hadis alimi ve guvenilir alimlerden… Derim ki(yani subuki): Darimi cokca ilim talebinde gezen birisi idi. Cokca yerleri gezmistir ve buyuk ulema ile gorusmustur… ve hadisteki onun hocalarinda ise: Ahmed bin Hanbel ve Ali bin Medini ve Ishak bin rahuyeh ve Yahya bin Muin'dir. Fikihtaki hocasi ise Buviti'dir… ve Darimi'nin Cehmiyyelere reddiye yazdigi, ve Bisr El-merrisi'ye reddiye yazdigi kitablari vardir. O, Kerramiyye'lerin kendilerini nisbet ettikleri Muhammed bin Kirami Hira'dan kavmustur… ve o(yani kovulan Muhammed bin Kiram) sicistani sehrinden olan bir mucessim idi… (Tabakatu Es-safiiye).



Seyhulsilam ibni teymiyye ise, kim Osman bin Said ed-darimi'nin Bisr el-merrisi'ye yazdigi kitabi okursa, selefi salihinin gorusunun gercegini anlayacagini ve muhaliflerinin delillerinin ne kadar zayif oldugunu gorecegini soylemistir(el-fetva El-hameviyye).

Imam ibnu el-kayyim El-cevziyye soyle demistir: Ve "imam" "El-hafiz" "islam buyuklerinin birisi" Osman bin Said Ed-darimi soyle demistir…(Ictimai el-cuyus el-islamiyye).



Derim ki: ibnulkayyim bu eserinde, imam Darimi'nin iki kitabini cokca ovmustur. Her Ehli sunnet talebesinin bu kitabi okuyup sahabenin ve tabiinin ve buyuk imamlarin sozlerini ogrenmesini tavsiye etmistir. Hoca olan buyuk imam Seyhulislam'in Dariminin iki kitabini cokca tavsiye ettigini ve cok ovdugunu zikretmistir.



Imam ibni kesir ise, "El-bidaye ve En-nihaye" adli eserinde, imam Darimi'nin kitabiplarindan nakiller yapmistir. Ve "Cerh – Tadil"deki bazi sozlerini aktarmistir. Bu da onun Darimi'yi bir imam olarak gordugunun delilidir. Imam Darimi'yi "Tabakati Es-safiiye" adli eserinde zikrettigini ve hayatindan tafsilli bahsettigini haber vermistir. Onun Safii oldugunu zikretmistir.



Imam ibni hacer el-askalni, "Fethu El-Bari"de sahihi Buhari'nin serhini yaparken, imam Osman bin Said'in "Er-raddu ala Bisr El-merrisi" adli eserinden nakil yapmistir. Bu da ibni Hacer'in Darimi'nin kitaplarini okudugunu ve kitaplarina itimak ettigini ve ehli sunnet alimlerinden gordugunu gostermektedir.



Imam Suyuti "Tabakatu El-huffaz" adli eserinde soyle demsitir: "imam" "El-hucce" "El-hafiz" Ebu said Osman bin Said ed-darimi Es-sicistani. Derim ki: El-hucce: Yani ihticac edilecek ve gorusleri Kabul edilen ve o kisiden delil olarak sozleri nakil edilebilen kisi manasindadir.

Derimki: Imam Suyuti bu eserinde, imam Darimi hakkinda imam Ahmed'den ve onun disinda bir suru buyuk imamdan cokca nakiller yapmistir.



Imam ibni Receb'in "Zeylu Tabakti El-hanebile"ye ve Hafiz Ibni Kesir'in tefsirine vb. bakarsak, imam Darimi'nin buyuk imamlardan bazi nakillerini gorebiliriz. Hatta bazi alimler, bu imamin bir suru konuda, imam Ahmed gibi alimlerden ir suru rivayette "Teferrud" ettigini soylemislerdir(yani bazi buyuk imamalrin sozlerini sadece bu imam rivayet etmistir. Bundan baskasi rivayet etmemistir.). bu da, bu imam icin cok seref verici bir seydir.



Alimlerin Ed-darimi'den rivayet ettikleri bazi hadis kitaplari




Imam ibni hibban, sahihinde ondan hadis rivayet etmistir.



Yine imam Hakim, Buhari ve Muslim'e yazdigi Mustedrek adli sahih hadisleri toparladigi kitapinda imam Darimi'den hadisler rivayet etmistir.



Yine imam Beyhaki El-es'ari, Sunen'inde imam Darimi'den hadisler rivayet etmistir.
bunun disinda bir suru alim kitabinda bu imamdan rivayet etmistir.



Zamanimizdaki bu imama mucessime diyen sapiklara ve Kevseri'nin takipcilerine reddiye



Yukarida alimlerim sozlerini goren her insafli Musluman, imam Darimi'nin gercekten buyuk bir alim oldugunu ve Ehli sunnetin imamlarindan oldugunu "Es-ari'lerin" itirafi ile Kabul etmesi gerekir.

Ama malesef zamanimizin buyuk bidatcilarindan olan Muhammed Zahid El-kevseri, tarihte kendini Ehli sunnet menhecine ve hatta Es-ari'erin ve Maturidi'lerin menhecine nisbet eden hic kimse boyle bir sey soylememistir. Iste Kevseri, kimsenin soylemedigi bir seyi soylemistir. Imam Darimi'yi mucessimelik ile sucmalistir. Sebebide, kitabinda olan bazi sozleridir.



Sanirim Kevseri bu imamin sozlerini tam olarak anlayamamsitir veya anlamamazliktan gelmistir. Bu nedenle bu alime garip saldirilarda bulunmsutur. Tarih boyunca Kevseri'nin bu imama yaptigi saldirilarin onda birini bile yapan hic kimse yoktur.



En garibi ve ilginci ise, Kevseri'nin bu imami Mucessimelik ile suclamasidir. Sanki mucessimlerin kim oldugunu Kevseri gibi ilmi genis birisi bilmiyor. Halbuki bilindigi gibi, bu imam kendi eserlerinde Cehmiyye firkasina reddiye vermektedir. Cehmiyye firkasi ise Ehli sunnet "Mucessime" diye isimlendirmektedir. Gunumuze kadarda Cehmiyye firkasi disinda hic kimse bu imama dil uzatmamistir. Iste buradan anlayabiliriz ki, bu imami Mucessimlelik ile suclayan Kevseri ve yandaslarinin hepsi "Yeni Tureme Cehmiyye'lerdir".



Zaminimizdaki Kevseri'yi sovunmaya calisan her hangi bir "Cehmi"nin, kesinlikle yukarida zikrettigim butun alimlerin sozlerine cevap vermesi gerekir. Yoksa kafalarina gore "Darimi mucessimedir" ve "bunun delilide kitabindaki su sozleridir" gibi deliller, alimlerin sozlerine dayanmadigi muddetce asla makbul olmayacaktir.



Isin daha garibi ve ilginci ise, Dunyadaki ve Turkiye'deki Kevseri'nin talebeleri ve onun menhecinden gidenler, Mehzebe baglanmayi farz gorup mezhebe baglanmayanlari yerin dibine vururlar. Ama baksa bir yonden ise, kendilerini Mutlak Muctehid mertebesine cikararak, dort mezhep alimlerinden olan hic bir alimin demedigini diyorlar. Cunku dort mezhep alimlerinin hespi imam Darimi'yi ovmuslerdir. Sadece Kevseri ve takipcileri haric. Buda Kevseri'nin ve takipcilerinin hem ehli sunnet'ten ciktiklarini ve hemde kendilerini Mutlak Muctehid olarak ilan ettiklerini gormekteyiz. Halbuki Kevseri'nin kendisi "Mezhepsizlik Dinsizligin koprusudur" sozunun sahibidir…



El-hasil: Tum Dunya ve dort mezhep ulemasi imam Darimi'nin bir Ehli sunnet imami oldugunda "icma" ederken, zamanimizda cikan yeni turemeler bunu asla Kabul edemyip kendilerini muctehid ilan edip alimler hakkinda kesip dogramalari acikca, kibirlerini ve alimlerden uzaklasmalarini gostermektedir.



Hafiz ibni kesir ve hocasi Zehebi bu kitabin icindekilere kotu bakmiyorlar



Imam Ibni Kesir, Tabakatu Es-safiiye adli eserinde soyle demistir: ve Hocamiz Ebu Abdullah Ez-zehebi soyle demistir: Darimi'nin Cehmiyye'lere reddiye verdigi – Er-raddu Ala El-cehmiyye – bir kitabi vardir. biz onu(Hocalarimizdan) dinledik. Ve Bisr El-merrisi'ye reddiye verdigi – Er-raddu Ala Bisr El-merrisi – bir kitabida vardir. yine bunu (Hocalarimizdan) dinledik.

Derim ki(Bunu Hafiz ibi kesir soyluyor): Ve yine bu kitabi "sema" olarak bende rivayet ettim(yani bende kitabi dinleyerek rivayet ettim, sema bir rivayet etme turudir. Yani dinleyerek rivayet ettim demektir. Bu konuda hadis istilah kitaplarina bak), ve Allah'a sukurler olsun.(1.clt. 175-176.syf. darulmedar)

Derim ki: Eger bu kitap mucessime kitabi olsaydi asla ve asla bu kitabi rivayet ettigi icin Allah'a sukretmezdi. Eger kevseri'nin ve yandaslarinin iddia ettikleri gibi icinde sirk olsaydi, asla ve asla bunu belirtmeden durmazdi.



"Imam Darimi'nin bazi sozleri" ve "onun sozlerine saldiranlara karsi mudafa"



Imam Darimi'ye mucessime diyenlere zor sorular:


Basta sunu soylemek isterim; asla ve asla hic bir alim hatadan beri degildir. Ama ayni sekilde bizler hic bir alimi kolayca Ehli sunnet cizgisinden asla cikarmaya bir yetkimiz yoktur.



Simdi genel olarak butun Dunyadaki ve ozel olarak Turkiye'deki imam Darimi'ye mucessime diyenlere bir soru soracagim: Yukarida zikrettigim butun alimlerin imam Darimi ve onun kitaplari hakkindaki sozlerine

bakin, imam Darimi hakkinda bir tanesi bile sizin dediginizi demismi?



Kitaplarini oven Ehli sunnet alimleri yokmu?



Peki sizler gibi imam Darimi'nin kitaplari hakkinda bu kadar asiriya giden varmi?



(Cevaben bilmeliler ki: Elbetteki yoktur. Burada hata yaptigini belirten degil de sapikliga kadar goturenlerden bashsediyoruz).

Kelamci ve Es-ari alimlerinden ve hatta onlarin en sertinden olan imam Subuki bile imam Darimi'yi ovmemismi?

Halbuki sizler kendilerinizi bu zata(imam Subuki'ye) nisbet etmiyormusunuz?



Peki neden o zaman bu zatin dedigini bu alim hakkinda demediniz?

Eger gercekten kitaplari mucessimelik ile dolu ise, neden acaba eski alimler sizler gibi reddiye vermedi?

En azindan hocaniz oldugunu iddia ettiginiz imam Subuki neden reddiye vermedi de aksine ovdu?

Iste cevap veremeyecekleri cok onemli sorulari dunyadaki sapik taifelere yoneltiyoruz. Umulur ki hakki bulurlar ve imam Darimi gibi buyuk bir alim hakkinda yaptiklari iftiaralari terkedip tovbe ederler.

Bizler kesinlikle her hangi bir alimin hata yapmadigini soylemiyoruz. Ayrica bu alimin sozlerine bakmadan once sunu bilmek gerekir ki, bu alim bu kitabini reddiye makaminda yazmistir(er-raddu ala bisr el-merrisi). Boylelikle reddiye verirken birazcik asiriya kacan ifadelet kullanmistir. Bunu sadece hakki belirtmek icin reddiye makamindaki o hizli hali ile yapmistir. Boylelikle buna sadece hata denir ve boyle basit seyler kesinlikle onu Ehli sunnet'ten cikarmaz. Heleki bu sozlerini reddiye makaminda soylerse asla onu kimse Mucessimelik ile itham edemez. Ayrica imamin yaptigi hatalar, imam Zehebi'nin dedigi gibi sadece isbat ettigi bazi sozler hakkindadir. Iste sadece immain hatasi budur. Bu sozlerinde Mucessimelik ile itham edecek asla hic bir sey yoktur.

Ayric imam Zehebi, Selefin ihtilaf ettigi bir cok konuda bir gorusu sahih gorerek diyer gorusu sahih gormeyerek, o sahih gormedigi gorusun yanlis bir gorus oldugunu soyleyebilir. Buda cok normaldir. Misla olarak imam Zehebi'nin El-uluv adli eserine bakilabilir. Bu eserinde Selef'in kendi aralarinda ihtilaf ettigi belli konularda, bir tarafin gorusunu desteklemis olabilecegini gorebiliriz mesela.



Yine Ehli sunnet alimlerinde bu tip sozler cok normladir, yine imam ibni Abdilber Allah'in Dunya semasina inmesi hakkinda kendi gorusunu tercih ettikten sonra, yine Ehli sunnet menheci uzerine olan baska alimlerin goruslerinin yanlis oldugunu soylemistir. Iste bu tip ihtilaflarin olmasi cok normaldir.



Ayrica imam Zehebi eger imam Darimi'nin bazi sozlerinin Ehli sunnet menhecinin disinda oldugunu soylese bile(halbuki gercekten bazi sozlerine hata yapmis olabilir), bunun karsisinda Selef'ten olan baska alimler, imam Zehebi'den cok daha eski ve buyuk alimler imam Darimi'nin eserlerini ovmusler ve hata ettigini soylememislerdir. Demekki imam Darimi'nin sozlerinin hepsine mucvafakt etmislerdir. Yukaridaki alimlerin sozleri muracaat edilebilir.

Ama gunumuzun Cehmiyye'leri bu alimlerin "hata yapti" sozlerini kullanarak hileli bir sekilde bir suru alimi Ehli sunnetten cikarmaya calismislardir. Halbuki alimlerin sozlerinden iyi anlayan bir Ehli sunnet mensubu, bu sapiklarin bu hilelerini iyi bir sekilde anlamasi gerekmektedir.



Imam Darimi'nin sozlerini Ehli sunnet'ten cikaranlar, aslinda sadece Cehmiyye'lerdir. Onlar Cehmiyye'lere karsi yazilan bir kitaba karsi kin beslemektedirler. Iste kim Cehmiyye'lere yazilan bir reddiyeyi Mucessimelik ile suclarsa, demekki kendisi Cehmiyye'lerdendir.

Gunumuzde Dunya'daki ve ozelliklede Turkiye'deki bazi kisilerin imam Darimi'nin bu kitabini elestirmesi, onlarin sapik El-merrisi'ye(imam Darimi'nin reddiye verdigi kisiye) yakin olduklarini gostermektedir. Cunku bu kitaba kizanlar sadece tarih boyunca Cehmiyyeler oldu. Gunumuzde ise onlarin takipcileri olan bazi Maturidi ve Es-ari mensuplaridir. Bunlar ise eski Cehmiyyleerden tek farklari, Ehli sunnet perdesi arkasinda saklanmalarindadir.

Ben imam Darimi'ye dil uzatan bir tane yazi okumustum. Orada bazi sozlerini aktarmislar. Bende simdi gerekli olanlara cevap verip, imamin sozlerini yanlis anladiklarini ifade edecegim insallah.

Sunuda hatirlatmak gerekir ki; Imam Darimi'nin "Bisr El-merrisi" adli kisiye yazdigi reddiyeyi iyi inceleyen bir kisi, bu imamin Allah'i yaratiklarina benzeteni tekfir ettigini acikca gorecektir.



1- Ilk once imam Darimi'nin su sozune cok kizmislar: Bir insan vahid (bir) olan Allah’ın yerini bilmediği halde, tevhide (Allah’ın bir olduğu inancına) nasıl hidayetlenir?

Derim ki: yeni tureme Cehmiyye'lerin ve burada imam Darimi'ye reddiye verenlerin bu soze kizamalari, Allah'in yerini bilmediklerini gosterir. Halbuki sahih hadiste Peygamberimiz s.a.v. "Cariye"ye "Allah nerededir?" diye sordugunda "Sema"dadir(yani goklerin ustundedir) diye cevap vermistir. Bu hadis sahihtir. Sadece zamanimizda cikan bazi sapiklar bu hadise "muztarip" ve "zayif" demislerdir. Aslinda bu cahiller daha muztarip hadisin bile ne oldugunu bilmezler. Eger bilselerdi bunu demezlerdi. Su anda bu meselede bir calismamaiz oldugu icin bu hadisin tashih konusuna burada girmeyecegim. Ama sadece son olarak sunu soyluyorum: Bu hadise imam Ibni hacer'in Fethulbari'de sahih demesi bile yeterlidir. Iste bundan sonra kimse Allah'in yerini bilen birisine kizamamsi gerekir, cunku Allah rasulu s.a.v. basta olmak uzere butun selef ve alimlerin Icma'si ile Allah goktedir. Ars'inin uzerindedir. Bunda Seleften olan hic kimse ihtilaf etmemistir. Bu meseleyide basa yerde beyan etmistik.



2- Allah'in bir siniri(Haddi) oldugunu soylemis diyorlar.



Derim ki: Bunu ondan once imam Abdullah bin Mubarek'te soylemistir. Peki ibni Mubarek'temi sapik birisidir acaba? Sizler malesef bu imamlarin "Allah'in bir siniri vardir" derken neyi kasd ettiklerinide anlamamissiniz. Bunlarin kasd ettikleri, Seyhulislam ibni teymiyye'nin dedigi gibi Cehmiyye'lere reddiye vermek amaci iledir. Cunku Cehmiyyeler "Allah'in siniri yoktur, boylelikle her yerdedir" dediklerinde, imam ibni mubarek ve Darimi gibi buyuk ulema bunlara karsi "hayir halbuki Allah'in siniri vardir, yani her yerde zati ile degildir ve o goklerin ustundedir" demislerdir.



ibni Mubarek'in sozunu sahih bir senedle imam beyhaki Esma ve Sifatta ve imam Zehebi El-uluv'da ve yine imam Darimi bu reddiye'de zikretmistir. Ama muhaliflerimiz bu reddiyenin icindeki imam ibni mubarek'in sozunu ya gormemisler veya gormemezlikten gelmisler.



Eger gormedi iseler derim ki: O zaman neden tum kitabi okumadan reddiyeye kalkistiniz?



Eger gordu isenler derim ki: O zaman neden ibni Mubarek'in de bunu dedigini zikretmediniz?.



3- Allah'in El'i ile Adem'i yaratmasini zikretmesini zikrettigi icin cok kizmislar.



Derim ki: bilinmesi gerekir ki, bu sozu ilk soyleyen Peygamberimiz s.a.v.'dir. Hatta herkesten once bunu Allah c.c. Kuran'da zikretmistir. Allah soyle buyurmustur: [75] ((Allah: Ey İblis! İki elimle yarattığıma(yanı Hz. Adem'e) secde etmekten seni meneden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin? Dedi))(Sad suresi).

Bu konuda Peygamberimiz s.a.v.'den cokca hadisler rivayet edilmistir. Alimler ise, bu hadislere ve ayetlere dayanarak Allah'in sifatlarindan birininde "El" oldugunu soylemislerdir. Hatta Es-ari'lerin cogu bunu Kabul etmislerdir. Bunu imam Razi'de kendisi Kabul etmesede, Es-ari'lerin bir suru alimi bunu dedigini itiraf etmisdir.

Bu konuda imam Acurri'nin Es-seria adli eseri muracaat edilebilir – imam Razi ise bu dedigini "El-isare fi ilmi El-kelam adli eserinin 268.syf. zikretmistir. Yine bu itirafin bir benzerini Es-ari'lerin buyuk imami Ebu El-meali El-cuveyni El-irsad adli eserinin 155.syf. zikretmistir. Bu itirafi bir suru Es-ari alimi yapmistir.



4- Allah'in kursu uzerinde oturmasi hakkinda hadis zikretmesine cok kizmislardir.



Derim ki: Onun zikrettigi sadece bir hadistir ve kendi sozu degildir. Allah'in oturma sifati varmidir yokmudur bu ihtilafli bir mesledir. Bildigim kadari ile bu konuda rivayet edilen hadislerin ve eserlerin senedlerinin hepsinde bir zayiflik vardir. ama senedlerin bir araya gelmesi ile hadis kuvvetlenebilir. Kisaca bilinmesi gerekir ki, bu konu uzun bir konudur. Bu imamin sadece bu konuda rivayet edilen bir hadisi kitabina almasi asla yanlis bir sey degildir. Eger derseniz ki neden zayif oldugunu belirtmedi? Derim ki: cunku reddiye makaminda oldugu icindir. Ayrica belki kendisi bu rivayetlerin bir araya gelmesi durumunda hadislerin sahih oldugu gorusundedir. Umarim anlasilmistir.

Selef'ten olan bir cok alim, Allah'in Kursi'ye oturma sifatini inkar etmemislardir. Imam Abdullah bin Ahmed bin Hanbel Es-sunne adli eserinde bu hadislerin bir kismini ve alimlerin bu hadis hakkindaki bazi sozlerini zikretmistir.



Imam Abdullah Es-sunne'de cok onemli bir olay zikretmistir. Onu birada zikretmekte fayda vardir. "Rab(yani Allah c.c.)Kursi'ye oturdugunda…" hadisini imam "Veki", imam Ahmed bin Hanbel'in bulundugu bir mecliste rivayet eder. Bunun uzerine, orada oturan bir kisinin "tuyleri diken diken oluyor"(yani surat yapiyor). Bunun uzerine imam "Veki" kiziyor ve soyle diyor: El-Ames'i ve Sufyan'i bu hadisleri okuyup inkar etmediklerini gorduk…



Derim ki: Bunu imam Abdullah direk babasindan duymustur. Yani Her ne kadar hadis sahih olmasada, bu olay sahih bir olaydir. Bu nedenle, eger bir kisi Allah'in Kursi'ye oturma hadisini kabul edenleri "mucessime" olarak goruyorsa, basta imam Ahmed'i ve Veki'yi ve Sufyan'i ve El-Ames'i Mucessimelik ile suclamasi gerekir.


Iste aslinda bu yeni tureme Cehmiyye'ler, imam Darimi'ye dil uzatirlarken, buyuk imamalarada perde arkasindan dil uzatmaktadirlar. Boylelikle Ehli sunnetin buyuk imamlarinin goruslerini "mucessime" gorusu yaparak, kendilerinin 'Cehmiyye" olduklarini ortaya koymus olurlar. Allah onlari islah etsin.




Daha da ilginci ve kotusu, bu reddiyeyi verdigim yeni tureme Cehmiyye'ler, imamin kendi kafasindan Allah'in oturdugunu iddia ettigini gostermeye calismislardir. Ben onlarin Allah'tan kormalarini tavsiye ediyorum ve ilmi emanetteki hiyanetlerinden vazgecmeleri icin nasihat ediyorum.



5- Su sozu hakkinda ise: Mef’ulatın (nesnelerin) mutlaka mahluk oldukları şeklindeki iddiayı, kabul etmiyoruz. Hareket, iniş, yürümek, koşmak (**), Arş ve gök üzerinde istivanın kadim olduklarına ittifak etmişizdir.



Derim ki: Bu sozunu kotu bir soz olarak gormuslerdir. Ben gercekten sasiriyorum neden acaba sozun hepsini zikretmediler?

Imam bu sozunu "Kuran yaratilmistir" diyenlere reddiye babinda zikretmistir. Peki ben simdi sizlere bir soru sorayim ki konuyu anlayin.

Allah'in konusmasi Allah'tan cikmismidir? Elbette cikmsitir.

O zaman Kuran Mef'ulmudur? Evet, elbetteki bu yonden bakarsak Mef'uldur.



Peki yaratilmismidir? Hayir yaratilmamistir.

Iste bu durumda Kuran'in yaratildigini iddia eden Cehmiyye'ler soyle derler: Eger Kuran Mef'ul ise, yani yapilmis ise, neden yaratilmamistir diyorsunuz?

Imamda bunun karsisinda sunu der: Mef’ulatın (nesnelerin) mutlaka mahluk oldukları şeklindeki iddiayı, kabul etmiyoruz. Hareket, iniş, yürümek, koşmak (**), Arş ve gök üzerinde istivanın kadim olduklarına ittifak etmişizdir.



Derim ki: Yani sunu demek istemistir: Allah'da istedigi zaman istedigini yapar, onun yaptigi seyler asla yaratilmis degildir. Onun sifatlarida yaratilmis degildir.



Eger her mef'ulun yaratilmis olmasi gerekseydi, Allah'in sozleride yaratilmis olurdu. Ama asla Allah'in konusmasi yaratilmamistir. Yani Allah'in konusmasi onun bir fiilidir, ama her fiil yaratilmamistir. Cunku eger yaratilsaydi Kuran'da yaratilmis olurdu. Hasa Kuran'in yaratildigini hic bir Ehli sunnet'e muntesibi soylemez.



Elbetteki eger Allah c.c. yaratilmadi ise, onun konusmasida ve Dunya semasina iniside ve butun fiileride yaratilmamsitir. Kim yaratilmistir derse kafir olur. Cunku Allah'tan olan bazi seylerin yaratldigini iddia etmis olur. Buda kufurdur.

Sanirim simdi konu anlasilmistir.



Seyhulisalm ibni teymiyye'nin dedigi gibi,Mutekellimlerin bir cogu, Selefin sozlerinden haberdar degildirler. Bu nednele onlarin sozlerini hep yanlis anlarlar.



Ayrica Es-ari'ler ve Maturidi'ler, Allah'in konusmasinin sadece ezelde mana olarak oldugunu iddia ederler. Sanirim bu nedenle imamin bu sozunu anlayamamislardir…



Konu cok uzundur. Allah'in konusma sifati hakkinda ise "Seyhulislam ibni teymiyye mudafasi" adli eserimde muhaliflerin butun suphelerine cevap vermistim. Bu nedenle burada konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum.



Buyuk ihtimalle bu yeni turemele Cehmiyye'lerin konuyu anlammalrin nedeni, "Allah'in Sifati ihtiyariyye" dedigimiz sifatlarini inkar etmelerinden kaynaklanmaktadir. Cunku onlar soyle derler: kim Allah her gece Dunya semasina iner derse o kisi Allah'in yarattigi seylerin arasina girmis olur. Boylelikle Allah yaratilmsi demis olur…

Bizler ise deriz ki: bziler hadiste varid olugu gibi Allah'in her gece Dunya semasina indigini kabul ederiz. Bunun keyfiyyetini ise asla akil edemeyiz. Ey Kelamcilar bu soruyu bilere degil gidin Allah'a nasil iniyorsun diye sorun… deriz.



Imam Darimi'ye Reddiye yazanlarin tarihteki cahillikleri



6- imam Darimi, kitabinin bazi yerlerinde Cehmiyye'den kasd ettigi kisilerin Es-ariler oldugunu kasd etmistir demislerdir.

Buda onlarin ne kadar cahil olduklarini gosterir.

Imam Zehebi vb., imam Darimi'nin 280. Yilda vefat ettigini zikretmislerdir.



Imam Es-ari'nin dogumu ise, bir rivayete gore 260. Yilda dogmustur. Baska bir rivayete gore 270. Yilda dogmustur. yine baskalari 266. Yilda dogdugunu zikretmislerdir.



Imam Ibni asakir 260. Yilda dogmasi hakkinda soyle demistir: Ve ben bu soze muhalif bir soz bilmiyorum(yani 60. Yilda dogdugu hakkinda buna muhalif bir gorus bilmiyorum. Imamin bu sozu, imam Es-ari'nin buyuk ihtimalle 260. Yilda dogdugunu gostermektedir.)(Tebyinu Kezib El-mufteri adli serine bak)(bu naillerin hepsine bakamk icin, Seyh Salih El-Usaymi'nin El-ibane'e yazdigi tahkike bak).



Iste boylelikle imam Es-ari, yaklasik 20 yasinda iken imam Darimi vefat etmistir. Bilindigi gibi imam Es-ari ilk yillarinda Mutezile idi ve sonradan Ehli sunnet'e donus yapti(El-bidaye ve En-nihaye – Siyeri Alami En-Nubela vb. bir suru esere bakilabilir). Hatta bazi alimler omrunun cok az bir donemini Ehli sunnet iken gecirdigini zikretmislerdir("Ictimai El-cuyus ve Ed-desakir" yazari: imam ibni muberrid). Her halukarda imam Es-ari yirmi yasinda iken birakin alim olsamini daha ilim talebine yeni baslamis olmasi gerekir. Ilk yillarinda Ehli sunnet'te olmadigini alimler soylemislerdir.



Yani daha Mutezile iken, Es-ari'ler ortaya cikmamis iken nasil imam darimi bu eserinde bazi yerlerde Es-ari'leri kad etmis olabilir ki? Bunu sadece bir cahil soyleyebilir. Bunu sadece tarih bilgisi olmayan birisi soyleyebilir.



Imam Es-ari'ninde hayatinin sonuna dogru imam Darimi ile ayni goruste oldugunu unutmamak lazim. Buna en guzel sahid ise, imam Es-arinin "El-ibane" adli eseridir. Bu kitabi ile imam Darimi'nin kitabini karsilastiran bunu gorecektir. Zamanimizdaki bazi sapiklarin imam Es-arinin basilan "El-ibane adli eseri sahih degildir ve icinde eklemler vardir sozleri ise sadece bos sozden ibarettir. Eski alimlerin El-ibane'den yaptiklari nakiller ile El-ibaneyi karsilartirdigimizda hic bir fark bulamayiz. Peki o zaman neden kafanizdan boyle bir seyi cikardiniz? Isbat edin… bu konuda da yazdigim bir risale var. insallah yakinda onuda yayinlayacagim.



Imam Darimi'nin "Eger Allah isterse sinegin ustune istikrar eder" sozu hakkinda



Imam Darimi'nin sozu su sekildedir: Eger isterse kudreti ve Rububiyyeti ile bir sinegin kanadina bile istikrar edebilir. Peki eger boyle ise cok yuce olan bir Ars'in uzerine nasil olmasin ki?(yani nasil Ars'in uzerine istikrar edemesin ki? Allah'in her seye kudreti yezmezmi?)

Derim ki: ilk once bu sozu imam Darimi, munazara babinda istegini aciklama amaci ile zikretmistir. Yani bir misal ile aciklamaya calismitir.

Ayrica kesinlikle burada Allah'in sinegin kanadina istikrar etmesini kasd etmiyor. Imamin kasdi eger isterse yapar manasindadir. Halbuki Allah c.c. eger isterse her sey yapamazmi? Elbette yapar. O zaman isterse Ars'a istiva edemezmi? Elbette eder. Iste imamin kasd ettigi budur.

Ayrica Kuran'da da munazara babinda "eger soyle olsaydi boyle olurde" seklinde de ayetler vardir. Mesela Allah c.c. soyle buyurur:[81] ((De ki: Eğer Rahman'ın bir çocuğu olsaydı, elbette ben (ona) kulluk edenlerin ilki olurdum!))(Zuhruf suresi).



Peki ben sorarim: Rahmanin bir cocugu varmi? Hasa yok. Ama Allah c.c. "farzedersek" babindan zikretmistir.



Ayni sekilde sorarim: Allah c.c. sinegin kanadina istikrar etmismidir? Hasa etmemistir. Ama imam Darimi bunu sadece "farzedersek" babindan zikretmistir.



Ve hatta diyelim ki bu misali vermek ile imam Darimi hata yapti, bu sadece bir hata sayilir ve onu Ehli sunnet cizgisinden asla cikarmas. Cunku imam sadece Allah'in istivasini aciklama adina bir misal vermektedir.



Gunumuzun yeni tureme Cehmiyye'lerinin Delilleri hakkinda ve onlari tovbeye davet etme



Gunumuzde Kevseri'nin yandaslarina sesleniyorum: Bilin ki, yaptiginiz nakiller ise sizlerin goruslerinizi guclendirmeyecektir. Cunku sizlerin gecmisten olan Ehli sunnet masdarlarindan bir dayanaginiz asla yoktur. Eger tarihteki bir kisiden dayanaginiz varsa sadece sapik "Bisr el-merrisi" ve onun takipcileri olan "Cehmiyye"lerdir. Iste boylelikle zamanimizdaki korce Kevseri'yi taklid eden kisilerin, hocalari ve baskanlari Kevseri'den ve yandaslarindan yaptiklari nakiller, eski Ehli sunnet imamlarina dayanmadigi muddetce hic bir fayda vermeyecektir.

Ben simdi sizleri yukarida zikrettigim buyuk bir alimin sozunu hatirlatmak isterim:



Muhammed bin Munzir sukur soyle dedi: Ebu Zur-a er-razi'ye Osman bin said hakkinda sordugumda soyle dedi: O kisiye guzel kitap yazma rizki verilmistir.



Ehli sunnet ulemasina yaptiginiz bu iftiralar nedeni ile sizleri Allah'a tovbe etmeye cagiriyorum.



Son olarak:



Sanirim bu kadar aciklama hakki arayan icin yeterlidir.

Simdi bu risaledeki en onemli meseleleri kisaca ozetleyelim:



1- Tarih boyunca butun alimler(Es-arilerin alimleri dahil) imam Darimi'yi ovmuslerdir.



2- Sadece zamanimizda cikan bazi sapiklar haric bu imama dil uzatmislardir. Baslarinda da Kevseri bulunmaktadir.



3- Zamanimizdaki imam Darimi'yi kotuleyenlerin eski alimlerden hic bir dayanaklari yoktur.



4- Eski alimlerden hic biri imam Darimi'yi kotulemeyip hepsi onu ovmuslerdir. Buda imam Darimi'nin alim ve imam oldugunda "icma" oldugunun isbatidir.



5- Zamnimizda cikan sapiklar haric, Imam Darimi'nin kitaplarini hic bir alim kotulememsitir ve aksine ovmuslerdir.(elbette hata oldugunu soylemek ile mucessimelige davet ettigini soylemek ile ikisinin arasinda cok buyuk bir fark vardir. bunu unutmamak lazim. Cogu alim yazdiklari eserlerinde hata etmis olabilir.)



6- Boylelikle zamanimizdaki imam Darimi'ye dil uzatanlar hemen Allah'a tovbe etmeleri gerekir. Cunku uzerinde "icma" olan bir alimi bidatci diye ilan etmislerdir.



Salat ve Selam Hz. Muhammed'e s.a.v. olsun, ve hamd Allah'a mahsustur.



Ebu Musa El-medeni


http://ehliilm.wordpress.com/

 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Mübarek Osman b. Darimiye (Allah ona rahmet etsin) gösterdiğin hüsnü zannın yarısını İmam Kevseriye gösterseydin ya?

ikincisi ise nakil yaparken objektif olup İmam Zehebinin onun biyoğrafisini veriken hakkında ''Sıfatları ispata -bir şey söylemeyip,susmanın eski ve yeniselef yoluna daha yakın olduğu hallerde-aşırıya gittiğini görüyoruz'' sözünüde nakletseydin ya! (uluvv guraba sh.239)

Halbuki tartışmanın mihenk noktası burası Sıfatlar.Yoksa ona fıkhına samimiyetine bir şey diyen yıok '

Haydi senin gibi akıl yüreteyim.

Eger gormedi isen derim ki: O zaman neden bu şahıs hakkında söylenenleri okumadan reddiyeye kalkistiniz?

Eger gordu isen derim ki: O zaman neden bu dedigini zikretmediniz?.

Sika olması samimi olması başka bir şey Teşbih belasına meyletmesi başka bir şey ve böyle mimli birisinin Allah'ın zatıyla gökte olduğuna icma vardır demesi ve seninde ondan nakil yapman hayret vericidir?

Sıfatlar konusunda suçlanmamış İmam Nevevi ,İmam SUyuti,İbni Hacerler ve İbnul Cevzi ,İbni Hibban, Aliyyul Kari ,el-Ayni, İbni Hazm ,gibi hadisçilerden (Allahın Haşa' zatıyla yukarıda olması noktasında ) niye bu konuda nakil yapamıyon Yoksa on lar haşa Muattıla veya cehmiye mi?

Bu imamların icma ettikleri akideye muhalif davrandığın için önce senin tövbe etmen gerekir...!!!!

''Öte yandan bütün bu söylediklerine ve bunlara benzer daha başka batıl iddialarına güya ayet ve hadislerden delil getiren ed-Dârimî'nin Hadis İlmi'ne ne derece vakıf olduğu (!) şuradan bellidir ki, kendisi Hazreti Peygamber Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem ve Sahabe'den (Allahü Teala Celle Celâlûh hepsinden razı olsun) rivayet edilen hadislerin tekrarlar dışında toplam sayısının 12.000 (oniki bin)'i bulmadığını söylemektedir. Oysa, diğer Hadis musannefatı bir yana, sadece Ahmed b. Hanbel'in (rahimehullah) el-Müsned'inde 40.000 (kırk bin) civarlarında hadisi şerif vardır.''

Demekki Hakkı arayanlar için biraz daha açıklama yapmak gerekiyor?
 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
RAHAMN VE RAHIM OLAN ALLAH'IN ADIYLA

Sayin kardes, o sapik Kevseri'nin imam Darimi hakkindaki sozlerini okudunuzdami boyle konusuyorsunuz?

Ben, imamm ibni Hacer'in kadinlar pesinde giden birisi oldugunu iddia eden Kevseri gibi alimlerin irzina dokunan birisini hic bir seyde muteber gormem(Kevseri'nin arkadasi Gumari'nin Bideu Et-tefsir adli eserine bak).
yakinda bu sapigin bazi seylerini ortaya cikaran bir risaleyi yayinlayacagim insallah. O zaman gorursun kardes bu sapigin kim oldugunu.

Imam Zehebi'nin sozune gelince, ben imam Zehebi'nin imam Darimi'yi tenkidini zikrettim.

Dikkat edersen soyle dedim:

Derim ki: Yine imam Zehebi, Siyeri Alami En-nubela'da imam Darimi'nin Bisr el-merrisi'ye yazdigi reddiye hakkinda soyle demistir: O kitapta Mirrisi ile cok garip meseleler tartisilmistir, ve isbat'ta mubalaga etmistir, boyle seylerde susmak eski ulemaya gorede simdikilere gorede Selef'in menhecine daha guzel uymaktadir.

Bu sozunun aynisini El-uluv'da da zikretmistir. Peki mana yonunden El-uluv'da yeni bir sozmu zikretmiste onuda zikretmek mecburiyetindeyim?

El-uluvda Darimi mucessim'mi demis? Yoksa onun sozleri ile kendine delilmi getirmis? Dikkat edersen imam Zehebi El-uluv'da imam Darimi'nin sozleri ile kendine delil getiriyor ve ardindan kendi eserinde zikretmedigi bazi blumlerde isbatta mubalagali olduugnu soyluyor. Buna dikkat et.

Ayrica imam Zehebi'nin edebine cok dikkat et,

والسكوت عنها أشبه بمنهج السلف في القديم والحديث

Derki: eskiye ve simdiye gore, onun konustugu konularda Selefin menhecine uygun olarak susmak daha benzerdir.

Sanirim sen yaziyi hizli okudugundan imam Zehebi'nin Siyerindeki sozunu naklettigimi gormemissin.

Sonra gelmissin hile yaparak, sika olmasi baska bir sey, tesbihe meyletmesi baksa bir sey diyorsun.

Sen mantiklimi konusuyorsun??????????/

EGER MUCESSIM ISE BANA BIR TANE SELEF ALIMINDEN ONU BOYLE ITHAM EDENINI GETIR???????

Ayrica sen imam Zehebi'nin sozune guvenerek bu imamin sozlerini cope atmaya calisiyorsun, ama imam Zehebi'nin o elindeki El-uluv adli eserinde Allah'in goklerin ustunde oldugunu soyledigi sozlerini nereye attin?

Istersen kitabin sonuna dogru imam kurtubi'nin sozunu zikretikten sonraki imam Zehebi'nin kendi sozlerine bak. Onun nasil Allah'in gokte dedigini gorursun.

Istersen imam Dariminin siyeri alami En-nubel adli eserdeki tercumesini oku bakalim, imam Zehebi nasil orada Allah'in goklerin ustunde oldugunu soylemis….

Ayrica sen su sozu nereye attin?????::::

Muhammed bin Munzir sukur soyle dedi: Ebu Zur-a er-razi'ye Osman bin said hakkinda sordugumda soyle dedi: O kisiye guzel kitap yazma rizki verilmistir.

Bu imamin sozunu nereye attin acaba?????????

Demissin ki:

Sıfatlar konusunda suçlanmamış İmam Nevevi ,İmam SUyuti,İbni Hacerler ve İbnul Cevzi ,İbni Hibban, Aliyyul Kari ,el-Ayni, İbni Hazm ,gibi hadisçilerden (Allahın Haşa' zatıyla yukarıda olması noktasında ) niye bu konuda nakil yapamıyon Yoksa on lar haşa Muattıla veya cehmiye mi?

Derim ki:

Ilk once bil ki, imam Nevevi Allah'in goklerin ustunde oldugunu soyluyor… bunuda unutma…

Al sana imam Neveni'nin sozunu:

IMAM NEVEVI RAVDATU ET-TALIBIN ADLI ESERINDE SOYLE DEMISTIR: (10.clt. no:85.syf.) (BIR KAFIR) EGER LA ILAHE ILLALLAH, GOKTEKI KRAL TEKTIR DERSE, VEYA(HIC BIR ILAH YOKTUR) SADECE GOKTEKI DERSE, O KISI MUMIN OLMUSTUR. ALLAH SOYLE BUYURMUSTUR: (SIZ GOKTEKINDEN EMINMI OLDUNUZ?)(Mulk 16.ayet)(burada Allah'in goklerin ustunde olduguna dair ayeti zikretmesine dikkat et)

AMA EGER GOKUN SAKININDEN BASKA BIR ILAH YOKTUR DERSE, MUMIN OLMAZ. AYNI SEKILDE LA ILAHE ILLALLAH, GOKUN SAKINI DERSE YINE MUMIN OLMAZ, CUNKU SUKUN ETMEK ALLAH ICIN IMKANSIZDIR.

Derim ki: cok ilginc geldi oyle degilmi???? Imam nevevi meyerse selefiimis…

Bu gibi nakillerden baskalrida var, eger istersen sonra zikrederim …

Ben bu imamlarin imam Darimi hakkinda bir sozlerini bulamadigimdan zikretmedim. Eger varsa sen gosterebilirsin.

Ayrica bu alimler imam Darimi gibi Allah'in goklerin ustunde olan alimleri hep ovmuslerdir.

Mesela Es-ari'lerin en sedid ve sert dusmani, imam Siczi hakkinda imam Suyuti "Sunnet'in alem'idir"(Alemussune) demistir.(Tabakatu EL-huffaz 429s.)

Demissin ki:

''Öte yandan bütün bu söylediklerine ve bunlara benzer daha başka batıl iddialarına güya ayet ve hadislerden delil getiren ed-Dârimî'nin Hadis İlmi'ne ne derece vakıf olduğu (!) şuradan bellidir ki, kendisi Hazreti Peygamber Sâllâllahû Aleyhi ve Sellem ve Sahabe'den (Allahü Teala Celle Celâlûh hepsinden razı olsun) rivayet edilen hadislerin tekrarlar dışında toplam sayısının 12.000 (oniki bin)'i bulmadığını söylemektedir. Oysa, diğer Hadis musannefatı bir yana, sadece Ahmed b. Hanbel'in (rahimehullah) el-Müsned'inde 40.000 (kırk bin) civarlarında hadisi şerif vardır.''

Derim ki: Demekki sana gore hadisleri boyle hasreden kisi hadisci degil, oylemi????

Al sana baska bir alimin sozu, imam Necmuddin El-kamuli soyle demistir: Sahih olan hadislerin toplami on dort bin hadistir.

Imam Buhari ise bu sozunu cok gormustur(yoksa imam Buhari'demi hadisten anlamaz?), bu sozunun uzerine imam Buhari soyle demistir: En dogrusunu allah bilir, ama istegi(imamin kasd ettigi), senedlerin yollari ve sayisi ile ve sahabelerden ve tabiinlerden ve baskalarindan gelen eserler ile birlikte kasd etmistir. Ve hepsine birlikte bir isim vermistir(yani hepsine hadis demistir).(En-nuket ala Mukaddimeti ibni Es-salah, imam Zerkesi 1.c.t no:181.s.)

Evet kardes, ne dersin??????

Bunlardami mantiksiz yoksa?

Ayrica imam Zerkesi ise, senin gibi bu imamin sozunu asla gerizaklica bir soz olarak gormemistir.

Ayrica eski alimlerin sahih hadislerin sayisi hakkinda iztirapli ve uyusmayan sozleri oldugunu unutmamak gerekir.

Sonra bu imama "MIMLI" birisi demekten de utan be kardesss.

Allah seni islah etsin….

Alimlere dil uzatmamani saglasin…

Daha sen alimlerle edepli nasil olacaksin onu ogrenememissin, sen ilk once git alimlerden edep dersi al…


en dogrusunu gokteki Allah c.c. bilir.

 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ayrica sen imam Zehebi'nin su sozunu nereye attin?

كان عثمان الدارمي جذعا في أعين المبتدعة

Mubalagi olarak tercume edersek: imam Osman Ed-darimi, Bidatcilarin karsisinda bir ok gibi idi, onlara bir ates gibi hucum ederdi…(siyeri alami En-nubela)



Ayrica su sozun hakkinda bir sey daha eklemek istiyorum:



Sika olması samimi olması başka bir şey Teşbih belasına meyletmesi başka bir şey ve böyle mimli birisinin Allah'ın zatıyla gökte olduğuna icma vardır demesi ve seninde ondan nakil yapman hayret vericidir?



Derim ki: bil ki, Cerh ve tadil ilminde bilindigi gibi, bidatci bir ravi'de "sika" yani guvenilir bir ravi olabilir. Ama eger bidatci ise onun bidatci oldugunu soylenir.



Bu nedenle Cerh tadil kitaplarina bakarsan eger bir kisi bidat sahibi ise onun hukmunu soyler soylemez bidatci oldugunuda ilave ederler, mesela "Sadukun Kaderi" derler. Yani Saduk hukmunde ama kaderci. Ve bu sekilde. Ama imam isman Ed-sarimi hakkinda ise hic bir Cerh tadil imami bunu soylememistir.



Iste buradanda anlasiliyor ki bu imam bidatci degildir.

Simdi ise su sozune geri donelim:



Sıfatlar konusunda suçlanmamış İmam Nevevi ,İmam SUyuti,İbni Hacerler ve İbnul Cevzi ,İbni Hibban, Aliyyul Kari ,el-Ayni, İbni Hazm ,gibi hadisçilerden (Allahın Haşa' zatıyla yukarıda olması noktasında ) niye bu konuda nakil yapamıyon Yoksa on lar haşa Muattıla veya cehmiye mi?



Derim ki: ikinci defa goruyorum, sanirim sen benim yazimi iyi okumamissin.

Al sana benim yazdigiة yazidan bir paragaraf:

Imam Ibni hibban, "Es-sikat" adli eserinde soyle demistir: Osman bin Said Ed-darimi Ebu Sadi Es-sicistani, Hira'da oturmustur. Dunya'nin imamlarindandir(cok asiri ovgude bu ifade kullanilir)…



Derim ki: imam ibni hibban'in Es-sikat adli eserindeki menhecine dikkat edersen, eger bir ravi bidatci ise onun bidatci oldugunu hep haber verir. Bu kadar ovdugu bu imamin bidatci olmadiigni haber vermesi ise, bu imami sevdigini ve ehli sunnet menheci uzere gordugunu gostermektedir….



En dogrusunu gokteki Allah c.c. bilir.
 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Selamun aleyküm kardeş öncelikle her şeye rağmen edepli konuştuğun için sağol.Bizi edep yönünden eksiklerimiz biraz hızlı yazmanın etkisiyle hatta bazen konular bile dağılıyor.Kusurlar bundandır.Yine kısaca bazı konulara girecem inşallah dağıtmadan giderim.Çünkü senin yazından anlıyorum ki bazı konular birbirine girmiş....

Bir Şimdi öncelikle alimler hakkında gerçekten dikkatli konuşmalıyız? Bu Kevseride olsa!!! Bir şekilde Cerhe uğramayan alim varmıdır? Biz haddimizi aşmayalım .Cerhlerin tutarlılığı ayrı bir konu .....

Dariminin hataları insanı sapıklığa götürmüyorda İmam Kevserinin hatalarımı götürüyor? Ne zaman Zehirli olan alimin etinin kendi alimimiz dışındakiler içinde geçerli olucağına inanıcaz?

Acizane ben talebe olarak karşılıklı şu fikir alışverişimizde şu noktayı nazara çekmek durumundayım senin iddialarına inşallah gelicez eserlere vakıf olduğum kadar....Aslında okadar söylenecek şey varki,ah şu klavyeyi bir kullanabilsem.....Neyse....

Şimdi seleften Allahın arşın üzerinde yön itibariyle ve mesafesel amlamda ki (aksi bir durumda manen yükseklik kastedilir) rivayetler mevcuttur.Lakin insafla baktığımızda bunların çoğu seneden zayıf ve hattta uyduırma ...Ve bunların çoğu nasıl ki iman artar eksilmez tartışmasından iki taraftanda uydurma hadisler hasıl oldu hatırlayın....cehmiyye ve Allahın her yerde olduğuna veya hulul ettiğine inanlara karşı refleksif tepkilerdir..

Bunda aşırıya gidenler olmuşmudur..Evet en azından Zehebide (ki ne büyük alimdir) bunlardandır...O uluvvunda kimi zaman zatıyla yukarıda denmesinden rahatsız olmuş(Albaninin ön sözüne bak) ,kimi zaman ise daha enteresanlıklar...(Aşağıda gelecektir) Ne olur bunu alimlere hakaret olarak anlama yoksa ben kim ki Zehebi (Allah hepsine rahmet etsin) laf söyleyecek haşereyim...

Neyse sıfatlar konusunda nakil ilminin bir takım üstadlarının problemli olduğu ortadır..Buda aslında onlara leke getirmez lakin Selefiyim diyenler çıkıpta bu yanlışları yayana kadar......

Hicri 4. yüzyılda zirve yapan teşbih hastalığı her mezhebe nazran Habeli mezhebinde daha fazladır..

H. 457'de vefat eden meş*hur Hanbelî hukukçusu EI-Kadî Ebu Ya'Iâ (Ne büyük imamdır Allah ona rahmet etsin..) zikr etmiştir.

Bu zatın sözleri, kendisine yöneltilen ağır eleştirilere yol açmıştır. Hatta, bir kısım Hanbelî hukukçuları.(İbni Temimi el-Hanbeli)- «Ebu Ya'lâ, Hanbeli mezhebini öyle bir şekilde sıçmıştırki denizlerin suyu dahi, o lekeyi yıkayamaz.» demişlerdir.(İbni Esir el-Kamil bahar yay.10-60 vd)

Yine, Hicrî 527'de vefat eden, Hanbelî mezhebine mensup olan, İbn Ezzağferan da Ebu Ya'lâ'nm sözlerine benzer şeyler söylemiş*tir. Bu şahıs hakkında bazı Hanbelî âlimleri de şöyle demişlerdir: «Bu adamın sözlerinde, uyanık kişilerin dahi hayret edeceği teşbih*ler vardır.»

Görüldüğü gibi,gerçek Hanbelîler, hicrî dördüncü ve beşinci yüzyıllar*da meydana gelen bu gidişe karşı çıkmışlardır.(Ebu Zehra İtikadî Mezhepler Tarihî )

Buna rağmen alimlerce Hanbelilerin teşbih ile suçlanmalarının sebebleri bu tür kişiler olsa gerek.Hanbeli mezhebinden Kadı Ebu Ya'la Haberi sıfatlar konusunda aşırı görüşlerinden dolayı Safedi,İbni Asakir'den naklen Hanbeli imam Ebu Muhammed et-Temimi'nin şöyle dediğini nakleder ''Allah onu bağışlamasın Hanbelilere öyle bir çamur attıki kıyamete kadar asla temizlenmez''

Bu sözü nakleden diğer bir imam İbni Esir'de onun hakkında ''bir çok acipliklerin bulunduğu ve kişiyi tecsime götüren'' Kitabu's-Sıfat (İbtalü't-Tevilat liahbaris-Sıfat) adlı eserini yazdığından bahseder.(İbni Kesir Kamil,52)

İbnü'l-Arabî, yaşadığı çağın en mutaassıp insanlarının Hanbeli mezhebi mensupları olduğunu bildirir Bağdat'ta Ebû Ya'la Muhammed b. el-Hüseyin el-Ferrâ ile karşılaştığını, onun haberi sıfatlar konusundaki görüşlerini doğru bulmadığını belirtir. Butürlü kimselerin avamdan çok sayıda tabileri olduğunu zikrederek onların "Hakk'a âsi, halka da asabi olmuş" kimseler olduğunu bildirir ve bu kimselerin düşünmeyen akılları, görmeyen gözleri ve duymayan kulakları bulunduğunu kaydeder.(el-Avâsım mine'i-iavâsim, s. 211)

İbnu'l Cevzi derki;''Akaid konularında kitabı olan ve yanlış sözler sarf eden üç kişi gördüm: Ebu Abdullah b. Hamid, Kadı Ebû Ya'lâ, îbn-i Za'vanî. Bu kimseler selefe karşı adeta avam gibi davranmış, onlara gölge düşüren kitaplar yazmışlardır. Haberi sıfatları duyularımızla idrak ettiğimiz sıfatlar olarak anlamış; Allah'ın (C.C.) Adem'i (A.S.) kendi suretinde yarattığını, O'nun zatından ayrı olarak sureti, yüzü, gözleri, ağzı, dişleri, yüz, rengi, elleri, parmakları, avucu, serçe parmağı, baş parmağı, göğsü, bacağı, baldın, ayaklan olduğunu söylemişlerdir. Allah'ın (C.C.) başının olup olmadığını duymadıklarını söyleyerek bu konuda bir isnadda bulunmamışlardır. Bunlar müteşabih nasslardaki isim ve sıfatlan zahiri mana*sında anlamış onlara İslâm'da olmayan bir sıfat ismi vermişlerdir. Bunların bu tutumlarında ne nakli ve ne de akli bir delilleri yoktur. Bunlar sıfatlarla ilgili lâ*fızları zahiri manalarından Allah'a (C.C.) uygun olan manalara sarfetmeyi emre*den nasslara, iltifat etmemiş bu lâfızların zahirinin gerektirdiği sonradan olma*ya mahsus sıfatları reddetmeye yönelmemişlerdir''…

Aciz kanatimizce meşhur müfessir Taberi'yi evinde sıkıştıran ve gömdürmeyen ,Eşarileri mescide sokmayan ,İbni Hibbanı sicistandan çıkaran İzz b.Abdusselama olmadık şeyler yapan bu tür Hanbeli gruplar olsa gerek Allahu alem.)


İzz b. Abdusselam'ın *dediği gibi söz edilmesi gereken bir gerçek daha varki ''Müşebbihenin ya yiyecekleri bir haram için, yahut da alacakları değersiz bir dünya malı için Selef mezhebi görünümünde gizlenmişlerdir. Selef mezhebi tevhid mezhebi olup tecsim ve teşbih mezhebi değildir''. (Mulhatü’l-İ’tikâd)

Bu gerçeği İbni Teymiyye'de itiraf eder. ''Haşeviyyeler iki kısma ayırılır Bir kısmı haşv,teşbih,ve tecsimden kaçınmaz.Diğer bir kısmı ise Selefin mezhebi arkasına gizlenmişlerdir. Oysa Selefin mezhebi *''Selef mezhebi tevhid mezhebi olup tecsim ve teşbih mezhebi değildir'' (bknz.Mecmüu'l Feteva 4/144 Ehl-i Sünnet’in Muhaliflere Cevabı *sh.236 dip not 315)

Haşviyye/Müşebbehe/Mücessime'nin bir kısmının alameti görüldüğü üzere kendilerini Selefe nispet etmeleridir.Burada yapılması gereken Ehli sünnet alimlerin cumhuru *hangi niteliklerin ''Teşbih/Tecsim'' kabul ettiklerini hangi nitelikleri ise ''Selefin akaidi'' olarak gördüklerine bakmak lazım.

İbni Teymiyye ,İbni Kayyım ve talebeleride bu konularda her ne kadar kabul etmeselerde aşırıya gidenlerdir..(Allah onlarada rahmet etsin ve şefaatlerine nail etsin)

Zehebinin Darimi için safatlarda aşırıya gittiğini görüyoruz demesi ne demek sıfatlarda aşırıya gittinmi ne olur? Allahtan zehebi onun gittiği kadar gitmedi...


Aşırılık nedir?

Abdulaziz b. Faysal er-Racihi adlı şüphecinin çıkardığı bir kitapta ;İstiva'nın ''culus'' anlamına geldiği ile ilgili rivayetler yapar.Bununlada yetinmez -''bu doğru bir sözdür,bunda toz bile yoktur, istivanın anlamlarındandır, Arşın üzerine yükseldi ve oturdu. Lakin oturur ama celaline ve kamaline yaraşır şekilde oturur, nasıl oturduğunu düşünmeyiz,tevil etmeyiz,tatil etmeyiz, benzetmeyiz bu İmam Malik'in ''İstiva malum''sözünün manasıdır ''- der.

Evet bu şahıs oturmayı Allahu tealaya isnat ediyor ve bunuda mahluklara benzetmeden yapıyor.Bu kardeş senin kaidene göre müşebbihe olmuyor...

Ama bir başka ülkemizdeki selefi Necmi Sarııya göre teşbihdir! (İlgili videosuna bakınız)

Bir diğeri Salih ibn Fevzan bu kitap için takriz bile yazmıştır.

Bir diğeri Elbani ise istiva'ya istikrar etti yerleşti demek caiz değil derken - el-Uluvv li'l Aliyyi'l -Azim Ümmül Kurra sh.26,-

İbni Useymin ise yükseklik ve istikrar (Yerleşme ,karar bulma) demektedir,(-Ehl-i Sünnet’in Muhaliflere Cevabı sh.93,97)- Teşbih nedir? Kullara benzetmemek yeterlimidir?

İmam Şehrestânî Müşebbihe başlığında ise şu calibi dikkat nakilleri yapar;'' Davud el-Cevâribî'nin şöyle dediğini de aktarmıştır: Avret mahalli ve sakal konusunda beni mazur görün. Bunun dışındakiler! sorabilirsiniz. Yine ona göre ma'bûd -hâşâ Allah Teâlâ- cisim olup et ve kandan oluşur. El, ayak, kol, baş, gözler, kulaklar ve dil gibi organları vardır. Bununla beraber O, diğer cisimler gibi olmayan bir cisme, diğer etler gibi olmayan bir ete, diğer kanlar gibi olmayan bir kana sahiptir. Öbür sıfatları için de aynı şey geçerlidir. Bu anlamda yarattıklarından hiçbirine benzemediği gibi hiçbir şey de O'na benzemez. O, en üstünden sinesine kadar içi boştur. Kısa saçı ve siyah favorileri vardır.(Gördüğünüz gibi Müşebbihe ,kendilerinin teşbih inancında olmadıklarını söylüyorlardı,öyle ya hiç birşeye benzetmiyorlar..)


(Soru ve bir takı cevaplar hocadan)

Soru;"Eğer teşbih belası‎ İslam dünyas‎ına yabancı bir coğrafyadan girmi‏ş ise bir tak‎ım Hadis imam‎ını‎n eserlerinde gördüğümüz rivayetler nedir?"
Cevap;

1. Bu bela islam dünyas‎na girdikten ve maalesef ayağı yer tuttuktan sonra derlenen kimi eserlerde "mana ile rivayet" olgusu hayli bask‎ın olarak kar‏‎şımı‎za çıkmaktad‎ır.

Belagatin zirvesinde bulunan Efendimiz (s.a.v)'den -özellikle böyle hassas bir konuda– sadı‎r olan her kelimenin özenle muhafaza edilerek herhangi bir değişikliğe uğratılmadan aynen nakledildiğini söylemek hayli zordur. Bu, konuyla ilgili rivayetler içinde senedi sahih olanlar için genel olarak böyledir.

2. İlgili rivayetlerin belli bir yekûnu Hadis Usulü kriterleri doğrultusunda sahih değildir.(Bazı kimseler, Ehl-i Sünnet'in k‎ılıçlarından korktuklar‎ı için kendi habis akidelerini ihtiva eden sözleri Ehl-i sünnet ulemasına da nisbet etmi‏ş ve onlar‎ın arkas‎ına da gizlenmi‏şlerdir....")

Bir örnek ŞÜPHECİ ; Bir kadının Ebu Hanife'ye geldiği ve ''Dinini terk ettiğin halde insanlara çeşitli meseleleri öğretmeye kalkışan sen misin? Kendisine ibadet edilen ilahın nerede?'' dediği .Ebu Hanife'nin de susup 7 gün sonra ''Şüphesiz Allah yerde değil ,semadadır'' demiştir.

CEVAP; Ebu Hanife'nin kendi eserinde bu soruya verdiği cevabı görmüştük.Lakin bu iddiaları dillerine pelesenk yapan Selefiyye ekol mensuplarının tassubu bilinmektedir.Bu yüzden kendi meşreblerinden,saygı duydukları Albani'nin Zehebi'in Uluvv'un tahkikinde söylediklerine bakalım:''Derim ki (Albani) ; Hem bu nasıl sahih olabilir ki bunu rivayet eden uydurmakla itham edilmiş bulunan Nuh el-Cami 'dir. Hatta bazıları ; O doğrunun dışında her şeyi toplamıştır demiştir.''

3. Seneden ve metnen sahih olanlaır‎n da delaleti kat'î değildir.Bir kaç Hadis imamı‎nı‎n bu tarz rivayetleri eserlerinde zikretmiş‏ ve medlullerini "itikat edilmesi gereken hususlar" olarak görmüş olması‎, meselenin öyle kabul edilmesini gerektirmez.;

Bir ilim dal‎ında otorite olan bir alimin, ayn‎ı seviyeyi ba‏şka ilim dallar‎ında ayn‎ ba‏şarıyı‎ tutturamaması‎nda şaşılacak bir durum yoktur.

Nitekim nice Kelam alimi biliyoruz ki, eserlerinde yer verdiği rivayetler hayli tartış‎‏mal‎ıdı‎r.Hayatını Kelamî meselelerde derinle‏şmeye adamamış bir alim için elbette böyle bir sonuç şaşırtıcı ‎ değildir.İbni Kuteybe'nin itiraf ettiği gibi ''İlmin bir dal‎ında ilerleyen bir kimsenin diğer dallarda ayağının kayması kınanamaz''..

Aynı şey birçok F‎ık‎ıh alimi için de geçerlidir. Dolay‎ısıyla bir çok Hadis aliminin, Akaid/Kelam sahas‎ına yeteri kadar sarf-‎ı mesai etmedikleri için, eserlerinde yer verdikleri rivayetlerin mana ile nakledilip edilmediğini,mana ile nakledilmişse ne türlü ar‎zalara sebebiyet verdiği konusunda Akaid/Kelam alimlerinde gördüğümüz hassasiyet ve titizliği gösterememiş ‏ olmasını‎ normal karşılamak gerekir.

Nitekim İbn Huzeyme'nin, konuyla ilgili eserler listesinin başında yer alan Kitâbu't-Tevhîd'i hakkı‎nda öğrencisi Ebû Sehl es-Su'lûkî, "Hocamı‎z ihtisas sahası‎ olmayan bir konuya girdi" demi‏ştir.[el-Beyhakî, el-Esmâ ve's-S‎fât,18.]

Kevserî İbnü Huzeyme’nin büyük bir F‎ıkı‎h ve Hadîs âlimi olduğunu itirâf eder lâkin, onun İlm-i Kelâm‎ iyi bilmediğini itirâf ettiğini muhaddislerin imâmlar‎ından İmam Beyhakî’nin isnâd‎ıyla yaptığı rivâyete dayanarak söyler. (El-Esmâ ve’s-S‎fât: 340/267-8))

Cerh-Tadil sahası‎nı‎n otaritelerinden İbni Ebi Hatim İbni Huzeyme'nin ,Kelam ilmini alakadar eden hususlarda sarf-‎ı kelam ettiğini duyunca şöyle tepki vermiştir; ''Kelam ilminden (İbni Huzeyme) Ebu Bekr'e ne? Ona da bize de yaraşan, tahsil etmediğimiz sahalarda konuş‏mamaktı‎r.''(El-Esmâ ve’s-S‎fât:269)

Yine dilimize çevrilmiş bu tür rivayetler yapan Zehebi'nin 25 yaşında İbni Teymiyye'nin etkisinde kalarak yazd‎ığı ve daha sonra içerisinde güvenilmez ve ş‏az görüş‏lerin bulunduğunu ve kendisinin bunlardan beri olduğunu söylediği el-Uluvv adl‎ı eseri mevcuttur.(Lübnanl‎ Dr.C.Fuad'‎ın makalesinden Kitab‎ı kopyalayarak çoğalltan hadisçi İbni Nas‎ruddin D‎ıma‏şki'den ,Murat Yaz‎ıc‎ı)

Talebesi Tâcuddîn es-Sübkî de hocas‎ı ez-Zehebî hakk‎nda benzer bir tesbitte bulunmu‏ştur:"Gerçek ‏şu ki hocamı‎z laf‎ızları‎n delaletleri konusunda yeterli birikime sahip değildi."

Yine bu eserin tahkikini yapan Elbani, Peygamberimizin (güya) Arş‏'‎ın üzerinde oturacağını ‎ söyleyen rivayetleri Zehebi'nin eserinde zikrederken ne yazıkki ''Muhalefet etmekle etmemek aras‎ında tereddüt gösterdiğini '' itiraf etmektedir.(Bkz.Zehebi el-Uluvv li'l Aliyyi'l-Azim Ümmül Kurra sh.260)

Yine Osman Said Darimi ve Abdullah b Ahmed 'in ‏şüpheciler taraf‎ından bası‎lan eserlerinde acayip görüş‏ler mevcuttur. Eyne Allah hadisine sar‎ılarak Allah'u teala'n‎ın yukar‎ıda olmad‎ığına inanan‎ın mümin olamayacağını (er-reddu ala’l cehmiyye 271) Allah'u tela'nı‎n ha‏şa s‎ın‎ırı‎ olduğunu itiraf etmeyen kimselerin kafir olacağı (Nakzu'd Darimi,23-4),Ölülerin hareket edemeyeceğini el Hayyul Kayyum olan Allah'u teala'n‎n dilediği zaman hareket edeceğini dilediği zaman kalkı‎p oturacağını (age sh.20) dilerse sivrisineğin sı‎rt‎ına yerleşeceğini ve sineğin onu taşıyacağını (age 85) İbni Teymiyye ve İbni Kayyı‎m'‎ın Allah'u teala hakk‎ında inan‎ılmas‎ı caiz olmayan bir sürü tezvirat bulunan bu kitabı ‎ş‏iddet ve hararetle tavsiye etmeleri bir tarafa (İctimâu’l-Cüyûşi’l-İslâmiye,88) günümüzdeki bir tak‎ım şüphecilerinde bu kitab‎ı'' Selef-i Salihin akidesi ''adl‎‎ı (Guraba yay‎ınlar‎ı) kitabı‎‎n ''Selef-i Salihin akidesi ile ilgili telifler'' bölümün de 2.s‎rada Abdullah b. Ahmed Kitabu's Sünne 'si 38.s‎rada Osman bin Said ed-Darimi 'nin er-Reddu ale’l-Cehmiyye'sini zikretmeleri yine şüphecilerden bazıları akaidde hocalarının silsilerini sayarken Ebu Hanife'yi dahil etmezken Osman Said Darimi'yi saymaları calibi dikkattir.

İstivanı‎n oturmak anlam‎ında olduğunu (Abdullah b.Ahmed Kitabu's-Sünne 11)Güya Katadenin ''Onlar ille de buluttan gölgeler içinde Allah'‎ın ve meleklerin gelmesini beklerler'' ayeti hakk‎ında ''Allah onlara ,buluttan gölgeler içinde gelir.Meleklerde onlara ölüm anı‎nda gelir'' demi‏ş.(age,1987) Güya Allahu teala 'n‎n dağlara ''Muhakkak ki ben sizden biri üzerine iniceğim ''demiş.Dağlar kibirlenince Turi Sina tevazu göstermesine binaen Allahu teala ona şöyle vahyederek ''Tevazun ve benim takdirime r‎ızan sebebiyle senin üzerine inicem'' demi‏ş(age.168)Yüce Allah buluttan gölgeler içerisinde Arştan Kürsi,ye inecek.. (age.177)gibi rivayetlerde Ehl-i Kitab'ın derin bir etkisi görülmektedir.

Zira İnciller'de ve Tevrat'ta da Allah Teala'ya bu türlü fiiller isafe edilmiştir. Hristiyanlar‎ın inancı‎na göre çarm‎ıh hadisesinin (!) akabinde ''oğlunu'' göğe çekerek sağına oturtan (Matta XXI,1,41-4 Markos,XIII,36,XV,62,XVI,19) Yahudilerin yak‎‏ışt‎ırmas‎ıyla yaratma işini bitirdikten sonra istirahata çekilen (Tekvin ,II,2) yere inerek insanlarla konuş‏an ve konu‏şması‎nı‎ bitirdikten sonra yukarı‎ çı‎kan (Tekvin XXXV,13) bulutlar içinde Tur-i Sina'ya inen bir ilah (Çıkış XIX,16-20) tarzındaki pasajlar örneklerini verdiğimiz rivayetlere pek de ayk‎r‎ı değildir.

Onlar hadis nakli ile iktifa edip b‎ıraksalard‎ı,gerek kendileri ve gerekse Ümmeti Muhammed için en sağlam olan yola girmi‏ş olacaklard‎ı.Kendilerinide gayri makbul ,gayri makul ‏şeyleri birer itikat umdesi olarak ileri sürmezlerdi .

Maliki mezhebi'ne mensup hadis haf‎z‎ı Ebu Bekir b. el-Arabi müte‏şabihat alan‎ına giren ayet ve hadisleri zahiri anlamlar‎ı çerçevesinde anlayan Mü‏şebbihe/Mücessime hakkı‎nda şöyle der; ''Yolculuğum esnası‎nda bunlar ile epey uğraştım.Ben arzu etmediğim halde üzerime çok geldiler .Bu grubun Mısır Şam ve Bağdat'taki temsilcilerinde en çok gördüğüm ‏şey,''Allah Teala ,nefsini,s‎ıfatlar‎ın‎ı ve mahlukat‎ını‎ bizden daha iyi bilir.O bize öğretendir.O bize kendi durumunu haber verdiği zaman biz ona ,haber verdiği gibi iman eder ve inan‎ırız '' demeleridir.Bunlar ''Onlar illede buluttan gölgeler içinde Allah'‎ın ve Meleklerin gelmesini beklerler''(2/10) Rabbinin emri geldiği ve meleklerin saf saf dizildiği zaman (89/22)Allah da onlar‎ın binalar‎ını temellerinden söktü(16/26) gibi ayetleri ve ''Rabbimiz her gece en yakı‎n göğe iner'' hadisini i‏şittikleri zaman ,''Allah Teala hareket eder,(bir mekandan ba‏şka bir mekana ) intikal eder,bir yerden ba‏şka bir yere gider,gelir'' dediler .''Rahman Arş‏'‎ı istiva etti'' ayetini iş‏ittikleri zaman ,''Allahu teala Arş‏'‎ın üzerine oturmu‏ştur,Ar‏ş'a biti‏şiktir ve Arş‏'tan dört parmak daha büyüktür.Zira O'nun Arş‏'tan küçük olması‎ doğru değildir.Çünkü Allah'u teala el-Azim'dir ve O'nun misli olmaz.''O'nun benzeri hiçbir ‏şey yoktur'' .Dolayısı‎yla Allah teala ,Ar‏ş'tan dört parmak büyüktür,derler(...) Bilmeniz gerekirki bu taife'nin söz konusu haberlerin zahirini muhafaza etmeleri (d‎‏ış anlamlar‎ına bağlamalar‎ı) konusunda ''Onlar bir saray bina ettiler'' veya ''bir şehri yı‎kt‎ılar '' denenemez.Onlar Kâbe'yi y‎ıkmış‎‏lard‎ır.(....) ”(el-Avas‎m mine'l-Kavas‎m 210 vd.)

Buraya kadar sormak istediğin bir şey varsa sor...
 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Wealeykumussleam sok kardes

Goruldugu gibi konuyu benden fazla sen dagatmissin.

Kadi Ebu yala'nin Mucessim olup olmamasi vb. bir suru konu…

Bunlarin hepsi ayri konusulacak konu. Neden hepsini bir araya getirdin ki acaba???

Ayrica benim bahsettigim konusulacak bir suru konuyu birakip konuyu baska yonlere cekmeye calismissin…

Ama goruldugu gibi sizler asiri derecede Ebu bekir Sifil'in ve Murat yazici'nin ve takiminin agizi ile yaziyorsunuz. Sanirim onlarin eserlerini cok okuyup onlardan cok etkilenmissiniz.

Ayrica sen, imam ibni Arabi'nin vb. Musebbihe tabakasina yonelttigi sozleri sanki bizlere yoneltmis gibi buraya koymussun.

Imam ibni Arabi'nin sozunede bakarsan, onun tartistiklari mucessimeler Allah'in Ars'inin uzerinde oldugunu soyleyerek kalmamkatalar. Halbuki onlar Allah Ars'a birletisiktir demekteler. Ve dort parmak ….vb.

Iste bizler bu tur inanclardan beriyiz. Hatta dikkat edersen imam kadi Ebu Yala dahil bu tip inanclar icinde degildirler.

Ayrica imam ibni Arabi, Aridatu El-ahvezi'ye bakarsan, sizlerin hocalarinizin manasini tahrif ettigi imam malik'in "Elistiva malum" sozunu, bilinen bir manasi oldugunu soyledigini zikretmistir. Buda acikca imam ibni Arabi'nin bizlere muvfakat ettigini gosterir.

Simdi ise onmeli noktaya gelelim.

Bak kardes, sen ister istemez, benim deyimim ile "Yeni tureme Cehmiyye'lerin" oyununa gelmissin. Neden?

Cunku sen burada insanlari sahih hadislerden sogutmaya calisiyorsun…

Sen ya hadislerden anlamiyorsun, yada birileri seni kandirmis kardes.

Yanlis anlama ama, sadece "Allah nerededir? goktedir" hadisi bile Allah'in goklerin ustunde olduguna dair yeterlidir.

Bu hadisi imam Begavi gibi bir suru alim sahih demislerdir. Benim arastirmama gore Kevseri ve Gumari ve Herari'lere kadar bu hadisin Muztarip oldugunu hic bir alim soylememistir. Hadis Sahihi Muslimdedir bakilabilir. Senedi ise sahihtir.

Benim yazdigim "Allah'in uluv sifatini inkar edenlere reddiye" seklinde bir kitabim var. insallah yakinda yayinlayacagim.

Ben de senin gibi bilg. Yavas yazdigim icin simdi klavye duzeltmelerini yapmaktayim.

Yani kisaca, onemli olani, sizler hafiften mealcilere meyletmissiniz.

Kusura bakmayin belki kizacaksiniz ama, durum gercekten boyledir.

Bil ki, bir hadis eger Mutevatir derecesine ulasmis ise o hadis ile sizlerin bile ittifaki ile amel edilir. Simdi Allah'in goklerin ustunde olduguna dair onlarca hadisi nasil kabul etmeden muharref oldugunu iddia edebilirsiniz ki?

Allah c.c. Kuran'da Mulk suresinde "goktekinden eminmi oldunuz?"(ikinci s. basi) demektedir.

Istersen git Selef donemine yakin olan butun tefsirlere bak, imam taberi'nin ve Begavi'nin ve ibni Ebi Zemeneyn'in vb. hepsi bu ayettekinin Allah c.c. oldugunu soylemislerdir.

Yani kardes, butun onlarca aliminin icma ettigi bir konudan bahsetmekteyiz. Sen neler diyorsun Allah askina??? Bu konustuklarin "muharrefmis"… oyle kolay seylermi saniyorsun?

Sonrada kacak bulamayinca bu rivayetler zayiftir diyorsun, Allah askina mantikli konus kardes.

Bu gune kadar butun alimler "Es-ari ulemasi dahil" bu rivayetleri kabul edecekte sadece Kevseri'mi suphe oldugunu gosterecek?????

Kevseri hakkinda ise, basta dedigim gibi, bu sapik kisi Ehli sunnet alimi falan degildir. Benim Maturidi ve Es-ari alimlerine ciddi bir saygim vardir. yazilarima bakarsan gorursun kardes.

Ama Kevseri'ye asla. Cunku o sadece Cehmi bir sapiktir.

Imam ibni hacer hakkinda "kadinlari takip ediyor" demektedir. Bu ne demek?

Bu acik bir iftiradir. Iftira bu. Bu yalani birakin bir alimin soylemesini, sokaktan gecen musluman soylemez, siz ne diyorsunuz???

Bu utanmaz kevseri'ye gore, ibni hacer, sokakta kadinlarin pesinden giden bir facir. Subhanallah.

Ben boyle diyen bir kisiyi neden alim kabul ediyim ki?????

Bu kadar sapikliginda sonra, acik yalanindn sonra, nasil sizler gelip husnu zandan vb. bahsediyorsunuz?

Sonrada dersiniz heralde: alimler arasinda hased caizdir. O zaman derim ki: Allah askinda, Kevseri burada hased degil yalan soyluyor.

Ayrica sizler, Seyhulislami duvardan duvara vurma adina ibni Hacer El-heysemi'nin vb. sozunu ibni teymiyye hakkinda getirenler degilmisiniz? Peki nereye gitti alimler arasinda hasedin caizligi?

Kevseri'nin yalanlarini ve sapikliligini ortaya cikarinca caiz olmaz, ama Seyhulislama gelince caiz olur, bu nadil din ve menhec bolye?

Ben burada saece sizleri degil, genel olarak sizler ile ayni goruste onanlari muhatabima aliyorum…

Onemli olan kardes, sana o kadar fazla Selef aliminin icmasini zikrediyorum. Ne kabul ediyorsunuz hakki arayan saf bir musluman gibi, nede reddedici bir sey getirmiyorsunuz. O zaman???

Allah askina sizler ne yapamaya calisiyorsunuz?

Bu kadar kitaptaki bu kadar nakillerin hepsi yalanmi simdi?

Simdi ise son olarak imam hafiz ibni hacer'in ibni teymiyye'ye mucessime diyenler hakkinda soyledigi sozunu buraya aktariyorum insallah:

Seyh Takiyyuddin'nin(yani ibni teymiyye) sohreti gunesten daha fazladir. Ve Seyhulislam lakabi ile lakablandirilmasi bugune kadar saf dillerde dolasmaktadir. Ve yarinda dun gibi seyhulislam lakabi kalacak ve devam edecektir.

Onun seyhulislam oldugunu sadece onun mertebesini ve kadrini bilmeyen veya insafligi asan birisi inkar edebilir…

Ve bu Zatin imamligi icin delil olacak sadece onun cenazesinde hic kimsenin hic bir cenazede toplanmadigi kadar kisinin toplanmasi bile yeterlidir…

ve hic kimsenin(yani ibni teymiyyeye muhalefet edenlerin bile) onu munafiklik ile veya kaninin akitilmasi ile hukum verdigi bilinmemektedir(burada ibni hacer seyh ibni teymiyye'nin kiymetini aciklamak icin, ibni teymiyyeyi sevmeyenlerin bile onu tekfir etmediklerini acikliyor)…

ve o hic suphesiz Seyhulislamdir… iste onun yazdigi eserler, kitaplarinin ici mucessimelere reddiye ile dopdoludur...

cunku zamaninin buyuk imamlari onun muctehid oldugunu soylemislerdir…

ve isin en ilginc tarafi ise bu Zat bidatcilara karsi en cok reddiye yapan ve ayaklanan kisidir(sonrada bazi bidatci firkalarin isimlerini sayiyor)…

ve onun kitaplari bidatcilara reddiyeler ile dopdoludur…

seyh takiyyuddin'nin menkibeleri olarak, sadece yetistirdigi ogrencisi olan Seyh Semsuddin ibnulkayyim bile olsa, onun ne kadar buyuk mertebesi olduguna dair bir delildir… iste kim ona kafir derse veya onu seyhulislam diye adlandirana kafir derse, kesinlikle o kisinin sozune itibar edilmez ve o kisiye guvenilmez, halbuki asil gereken bunu diyeni hakka geri donene kadar caydirmak lazim.

Bunu imam ibni hacer, Er-raddu El-vafir adli esere takriz olarak yazmistir. Ibni hacer'in talebeleri hocalarinin bu sozunu eserlerinde de zikretmislerdir.(simdi lutfen demeyin "tabi bilmiyorum bunlarin hepsi buharrefmi acaba????")

Benim sasirdigim nokta, kevseri ve onun talebeleri, Selef alimlerinin sozlerine muhalefet ettiklerini gorunce, taassuban kendileride kendi goruslerinden donmek agir gelince, Selef'in goruslerinin tahrif edildigini isbat etmeye calismislardir.

Halbuki onlarin bu sozu Allah korusun Mealcilige kadar goturur. Bu kevseri'nin talebeleri Islamoglu'ya bazi hadisleri inkar edince hic kizmasinlar. Islamoglu kendine uymayan hadisleri inkar eder, Kevseri'nin talebeleri ise yine aynisini yapar. Peki o zaman neden kizarlar???

Yazilacak cok sey var. ben sozumu kisa tutuyorum..

En dogrusunu Allah c.c. bilir.
 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
(rahman Ars'a istiva etti) sahihi buhari'de sahabelerin talebesi mufessir Ebu El-aliye'nin bu ayete tefsirinde "Yukseldi" diye tefsiri ettigi mevcuttur. Acaba budami muharref???
tum dunyadaki her sey muharref, peki ne muharref degil? sadece akillarimiz muharref degil... sunhanallah

kusura bakmayin, bunu eklemeyi unuttum...
 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
İmam Nevevinin sözüne gelince bahsettiğin kitap bende yok lakin imam Nevevi hakkında bunu ilk kez duydum .Tabiiki benim duyup duymamam bir şey ifade etmez .

Lakin iktibas yaptığın paragraftan anladığım kadarıyla (tam sayfayı nakledersen daha anlaşılır olucaktır) bu sözü İbni Hacerin şu sözündeki tartışmanın kabilindendir Allahu alem ;


Buhari Şarihi İbni Hacer'de şu noktaya dikkat çekmiştir ;-'Yahudilerden tecsim inancında olan birisi ''kendisinden başka ilah olmayan Allah göktedir'' dese bu sözüyle iman etmiş olmaz.Âmmeden birisi aynı sözü söylese (tecsimin mânâsını bilmeyecek derecede bilgisizse) İslam’a girişi sahih olur. Cariye hadisindeki durum da bu çerçevededir..''-.(Fethu'lBari).''

Benzer bir tartışmada diğer bir alim Allâme İbni Hacer el-Heytemî ;"(Göklerde oturana inandım) dese câiz olmaz, çün*kü bu ifadede Allah'a mekân isbatı vardır. Allahü Teâlâ göklerin de ilâhıdır, yerlerin de ilâhıdır. Bunun için Allah'a cihet isbat çoğunluğa göre küfürdür. Küfrü ifade eden bir kavram ise iman alâ*meti olamaz..“Gökte olana” demek, saltanatı göklerde hüküm süre*ne demek olur ki, halef ve selef âlimleri tarafından tevil edilen Kur'an-ı Kerim'in lafzına uygun düşer. Ancak Hanâbile'den sapık bir fır*ka buna muhalefet etmiştir. Halef, “Biz bu tevili tayin eder ve za*hiri ona sarf etmeyiz”, derler. Selef ise, “Biz icmâlen tevil eder fakat belirli bir şeyi tayin etmeyi içyüzünü Allah'a havale ederiz.” derler. Muteahhirînin bir kısmı da bu görüştedir. Diğer bir kısmı ise zahire ve Arap lügatinin kaidelerine uygun ve yakın olanı tayin ve tercih ederler. Böyle bir imkân bulunmadığı vakit tevil eder ve asıl mura*dı Allah'a havale ederler.

İşte Müslim Şarihi İmâm-ı Nevevî Câriye Hadisi ismiyle meşhur olan Hadis hakkında şöyle diyor :'' Bu Hadîs-i Şerîf Sıfat hadislerindendir (yani Mevlâ’nın Sıfatlarıyla ilgilidir). Bu hadislerin açıklaması hakkında iki mezheb (yol) vardır. Bunları kitabın İmân bahsinde bir çok yerde zikrettik.

Bu yollardan ilki : Bu sözlere manasını araştırmadan,Allâh-u Te’âlâ'nın misli hiç bir sey olmadığını ve yaratıkların özelliklerinden münezzeh olduğunu bilerek îmân etmek.

İkinci yol ise: Bu sözleri Kendi Şân’ına layık bir şekilde tevil etmek. Bu yolu tutanlar dediler ki : Bu sözden murad köle kadının tek ilâha inandığını imtihan etmektir. Yâni her şeyi yaratan ve yönetenin, her istediğini yapanın yalnız Allâh-u Te’âlâ olduğunu kabul ettiğini bilmek içindir. Ve Allâh-u Te’âlâ’ya dua etmek isteyen kişi göğe yönelir, tıpkı namaz kılacak olan kişinin Kâbe’ye yöneldiği gibi. Bu Allâh-u Te’âlâ’nın gökle sınırlı olduğu manasına gelmez. Kâbe cihetinin O’nu sınırlamadığı gibi. Fakat gök dua edenlerin kıblesi olduğundandır. Kâbe’nin namaz kılanların kıblesi olduğu gibi. Veya o câriye puta tapanlardandı. Kendi etrafındaki putlara tapanlardan. Ve o:“fi-s semâ” (gökte) dediğinde onun putlara tapmayan ve tek ilâha tapan biri olduğu anlaşıldı.'' (Sahih-i Muslim Şerhinin 5.cildinin 26.ve 27. sayfalarında)

İmâm Nevevî Müslim Şerhi’nde birinci mezhebi/tenzîhle beraber tefvîd’ı Selef’in Cumhûruna ve Kelâmcılardan bazısına, ikinci mezhebi de Kelâmcıların çoğu ile Selef’den bir takım topluluklara nisbet etmiştir. (Nevevî) o/ikinci mezheb burada Mâlikden ve Evzâî’den hikâye edilmiştir, dedi.

Birkaç şüpheye dikkat çekmeden önce bu hususa değinmek yerinde olucaktır.Selef ve Halef ulemasından vereceğimiz görüşler arasında İmam Nevevi'nin tasnif ettiği gibi ''Tenzih'' asıl olmak üzere Müteşabihata iki farklı yaklaşım görmekteyiz.Selef ve Halef uleması arasındaki icma ise noksanlık ve hudusa delalet edebilecek zahiri manaları almamalarıdır.

Bizimde Selef hakkındaki görüşümüzdür

1- Selefin yaklaşımı;(et-tevhid maa't-tenzih) Allah'u Tealâ'yı şanına uygun olmayacak vasıflardan tenzih etmekle beraber (kendine sıfat olarak zikretmiş vasıfların hakikatini Allah'a havale etmek,yorum ve açıklamaya girişmemektir.Diğer bir ifadeyle Allah için sıfatlarını dil ile söyleyip anlamına dalmaksızın ,maksadının ne olduğunu söylemeyip zevahirinden tenzih etmektir. Allah'ın indirdiği şekilde iman edip,onların hakikatını Allah'a havele ederler.Mesela istivâ kelimesinin zahiri on küsür manasından biri olan ''istikrar''ı almamak gibi ,''nuzülü'' bir yerden bir yere intikal ve yukarıdan aşağıya inme anlamında almamak gibi ,muradı ilahiye karışmamaktır.Açıkça bu lafızların ne olmadığını söylemelerine ise Te’vîl-i icmâlî denir.

Haberi sıfatlara iman ettikten sonra manalarının Allah’ın ilmine havale edilmesi, Hanefi, Hanbeli, Maliki ve Şafiilerin seleften naklettikleri görüş ve anlayıştır. Ehl-i Sünnet bu ana çerçevede ittifak halindedir.

2-Halefin yaklaşımı; (et-tevil maa't-tenzih) Bu tür ayetlerin zahirine yapışan tecsim ve teşbih akidesine ilhat edenlerin yayılmasını engellemek için illa bir mana anlatılacaksa ilgili kelimeleri arap lisanın müsaade ettiği manaları arasından tenzih akidesine en uygun olanı seçip manalandırırlar.Mesela ''istiva'' yı on kusur anlamından ''istirar''(yerleşti) veya ''celese''(oturdu) değilde, istila (malik oldu) manasını alırarak Te’vîl-i Tafsîlî yoluna giderler .Ve bu mananın mutlak olarak Allah'ın muradı olduğunu iddia etmeden Allahu alem (En doğrusunu Allah bilir) derler.
 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
(ALINTIDIR)

İşte sana Selef’in tercümanı ve müfessirlerin imamı Ebû Ca'fer İbnü Cerîr Et-Taberî'nin "Arşın üzerinde istivâ etmek" hakkındaki görüşü:

Arş’ın üzerinde istivâ etmek meselesinde Selefî olduğunu iddia eden ama haddizatnda Halef’in geri zekalları olan kimseler, bir de cihet ve mekan hususunda Allah Teâlâ'ya cihet ve mekan ta’yîn eden görüşlere tutunurlar. Ben zannetmem ki insaflı bir kimse Ebû Ca'fer İbnü Cerîr et-Taberî radyallâhu anhü hazretlerinin Selefî olduğunu münakaşa mevzuu etsinler.İbnü Cerîr, bu Bakara suresinde geçmekte olan ”Sonra Semâ’ya istivâ etti…” ayetinin tefsirinde ِşöyle dedi:
- "İstivâ" Arab kelâmında bir çok manaya gelir.(Onlardan ilk üçünü saydiktan sonra ) (Dördüncüsü): İstivâ kelimesinin manalarından bir tanesi de ;عُلُوٌّ=/"Uluvv" ve ;اِرْتِفَاعٌ=/"İrtifa'”/”yüksekte olmak, yücelmek ve yükselmek” demektir. Bir insanın ;إِسْتَوَي فُلَانٌ عَلَي سَرِيرِهِ= /”falancı divanının üzerine çıktı” denilir.Bu ayeti celîleye bu manaların hangisi daha çok yakışıyor?. Yani bunların en evlâsı, ;ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِ فَسَوَّاهُنَّ= ayeti celilesindeki İstivâ ;عَلَي عَلَيْهِنَّ واَرْتَفَعَ=/”üzerine çktı ve yükseldi, kudretiyle onları tedbir etti; yani “onlar yedi kat sema olarak yarattı” demektir. Arab kelamnda,; ثُمَّ اسْتَوَى إِلَى السَّمَاءِ= ayeti celîlesindeki istivâ'nın "Uluvv” ve “irtifa'" olduğunun anlaşılacağını inkar eden kimselere şaşılır, "Allah Teâla semanın üzerine yükseldi” demek, “önceden altndaydı da sonra üstüne yükseldi” manasna gelebileceği endişesiyle böyle bir yanılmadan kaçınmak için, buradaki istivâ'nn İrtifa'/yükselme manasında olduğundan kaçınan kimselere şaşılır. Bu kimse şu mahzurdan kaçar ama onu bilinmeyen ve hoş olmayan bir şekilde te’vîll eder. Sonra da bu kaçtığı şeye/mahzûra kendisi tutulur. Ona, sen, "istevâ" akbele/ikbâl etti demektir. Allah Teâla, daha önce "İdbâr" mı etmişti?. Yani, önceden semaya arkasını mı dönmüştü de şimdi önünü döndü, ona yöneldi; bunu mu iddia ediyorsun? denilir.Eğer iddia ederse ki, “bu İkbâl, fiili bir İkbâl değildir.Fakat bu tedbiriyle yöneldi manasında bir ikbaldir” derse, ona şöyle denilir: Aynı şekilde de ki, “O’nun yükselmesi mülk ve sultan yükselmesidir. Bir yerden bir yere intikal ve bir yerden ayrılma yükselmesi değildir,manevi bir yükselmedir.” O bu hususta ne şey söylerse, onun gibi bir şeyle ilzam edilir…”-[Tefsîr-i Taberî:1/428 (Mektebetü ibni Teymiyye -Kâhire)]

Görüyorsun ki, İbnü Cerîr "Arşın üzerine istivâ"yı orada oturmak ve yerleşmek manasında tefsir etmedi; aksine onun “mülkiyet ve sultanlık”/”hükümrânlık manasında bir yükselmek,” “mâlik olmak hükümranlık altına almak manasında bir yükselmek” demek olduğunu anlattı. Allah teâla hakkındaki ;علو=/"uluvv" ve "yüksekte olma"yı Kur'ân'da nerede zikredildiyse, hep aynı şekilde (ma’nevî bir yükseklik olarak) tefsir etmiştir.

Evet, İbnü Cerîr et-Taberî’nin de ifâde ettiği gibi “istivâ” kelimesinin birçok ma’nâları vardır. Ona, kat’î nasslar istikâmetinde -Selefîliği munâkaşa kaldırmayacak İbnü Cerîr’in de dediği gibi- “maddî” değil de “ma’nevî /üstünde olmak” ma’nâsı vermek yerine “maddî” olarak “yer tuttu”, “yerleşti” ve “oturdu” manasını yamalamak bâtıl bir te’vîlden başka bir şey değildir. Bâtıl Te’vîl’i, ne Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem, ne Selef ve ne de Halef câiz görmemiş ve yapmamışlardır. Hakk Te’vîl’e gelince… Evet, Selef’in bir kısmı ve Halef’in çoğu Bâtıl olmayan Te’vîl’i câiz görmüşler ve yapmışlardır....(Guraba dergisi)

et-Taberî,. müfrît Hanbelîlerin “Hz. Peygamber’in arşa oturması” (Cülûs hadisi) ile ilgili hadis hakkında ne düşündüğünü de soran Hanbelîlere, bu durumun “imkânsız” olduğunu söyleyerek şu şiirle cevap verir: “Subhâne men leyse lehû enîs, Ve lâ lehû fî arşihî celîs / Arkadaşı olmayan ve arşında da oturanı bulunmayanı tesbih ve tenzîh ederiz.” (el-Hamevî Mu’cem s. 515, 526 ,527)
 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Alleme biricik insan İmam Kevseri hakında....

kardeş biz selefilerin ne kadar kitap tahrif ettiğini ayrıca bir başlıkta tartışmak gerekir.

Yine Kevseri hakkkında yapılan iftiralara nasıl cevap verildiğini(Osman akyıldız tarafından ) sende bende görmüşüzdür bir daha buraya yapıştırmanın anlamı yok...

Şimdi sende diğer selefilerin geçmişte attıkları iftiraları cevap verildiği için Allahu alem bayadır iddia edilmeyen bir iddiayı söylüyorsun....Gumariye dayanarak ...

İmam Kevserinin i'nin arapça eserleri basılmış ortada nerde kaçıncı sayfasında söylüyor buraya yapıştır biz hocalarımıza bu densizliğin sebebini soralım?

Aynı benzeri iddiayı ülkemizdeki selefilerden ebuemitillah Tekirdaği (ilyas uçar Ben.Selefiyim.org) adında birside attı devamı gelmedi? Bekliyorum?
 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
1.yazinin cevabi... Sayin Sok.

Imam neveni'nin sozune gelince,

Ben yukarida zaten sayfa nosunu verdim, bilmiyorum sen yazimi okuyormusun. Kac defa hep yazdigim seyleri gormuyorsun:

Ben soyle dedim: IMAM NEVEVI RAVDATU ET-TALIBIN ADLI ESERINDE SOYLE DEMISTIR: (10.clt. no:85.syf.) (BIR KAFIR) EGER LA ILAHE ILLALLAH, GOKTEKI KRAL TEKTIR DERSE, VEYA(HIC BIR ILAH YOKTUR) SADECE GOKTEKI DERSE, O KISI MUMIN OLMUSTUR. ALLAH SOYLE BUYURMUSTUR: (SIZ GOKTEKINDEN EMINMI OLDUNUZ?)(Mulk 16.ayet)(burada Allah'in goklerin ustunde olduguna dair ayeti zikretmesine dikkat et)

Arapcasi ise aynen sayfa yerindeki gibi soyledir:

وانه لو قال لا إله إلا الله الملك الذي في السماء أو إلا ملك السماء كان مؤمنا قال الله تعالى { أأمنتم من في السماء }ولو قال لا إله إلا ساكن السماء لم يكن مؤمنا وكذا لو قال لا إله إلا الله ساكن السماء لأن السكون محال على الله تعالى

Ama kardes, imam nevevi'nin hayatinin sonunda Allah harf ve ses ile konustuguna dair bir eserinin oldugunu biliyormusun?

Imam nevevi hayatinin sonunda Es-arilikten tovbe ederek Selefin gorusune sarilmistir. Bu risalesi imamin hayatinin son aylarinda yazilmistir. Bir kac yil once basilmisti. Sanirim hala carsilarda kitap gezmektedir.

Bu risalesinde tamamen Selef'in gorusu uzere oldugunu soylemektedir.

Sifatlarin zahirinin bilinip nasil oldugunu bilinmemesi selefin gorusudur. Senin dedigin gibi onlar Allah'in sifatlarinin manasini bilmezler degildiler.

Ben bu konuyu kisa bir risalemde elhamdulillah isbat ettim, yakinda bu sitede yayinlayacagim insallah. bakabilirsin:

4 Sifatlarin zahiri bilinir ama nasil oldugu ise asla bilinmez ehliilm

ben bu risalemde sunlari kaydetmistim:

1- imam El-hattabi “El-gunye Anilkelami ve Ehlihi” adli eserinde soyle demistir:
Senin sifatlar hakkinda ve bu konuda Kitaptan ve sahih Sunnet’ten gelen rivayetler ile ilgili sordugun soru hakkinda ise, bil ki iste bu konudaki selefin gorusu isbat etmek(Allah’in sifatlarinin oldugunu soylemek) ve ZAHIRINE GORE UZERINDEN GECMEK’dir. Nasil oldugunu da bilmeyiz. Ayni sekilde tesbih de(benzetme) yapmayiz…(El-uluv).
Imam Zehebi bu sozun Selefin Ittifakini belirttigini zikretmistir.
Gordun mu kardes, imam Hattabi sizler gibi degil, zahiri ile alinacagini soyluyor…

Ayrica ben senden bir ricam olacak, gordugun gibi ben Allah'in goklerin ustunde olduguna dair ilk 150hicri;de vefat eden bir alimin icma'sini zikrettim.

Sanada diyorum ki, eger gercekten sende hak uzere isen, Ehli sunnet'te mutemed bir tane alimin ilk 200hicri yillar boyunca benim zikrettigim icma'nin karsisinda sadece bir tane icma'sini zikredebilirmisin acaba?

Ki gorelim Selef'in sozu beni anladigim sekildemi yoksa senin anladigin sekildemi.

Bu soracagim soruya, bir ustteki soruyu cevaplamadan cevaplamamanizi istiyorum:

Eger Selef salihin, Sifat hadislerinin ve ayetlerinin manasini hic bilmiyorlar ise, nasil Allah'in ahirette gorulecegini soylediler?

Yoksa acaba onlar Allah'in ahirette gorulecegi hadislerini anlamadilarmi?

Bu hadisler sifat hadisleri degilmi?

Peki o zaman nereye gitti Allah'in gorulmesindeki Tafvid ve mananin bilinmemesi???

Isinize gelince Selefin gorusu tafvid oluyor. Isinize gelince selefin gorusu manayi bilmek oluyor. Bu nasil menhec ???

En dogrusunu Allah c.c.bilir.
 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
yav kardes, Allah askina elinden geldiignce alinti yapma, ozet olarak kisa kesmeni istioyrum, yanlis anlama beni.
 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ha!bu arada Türkiyedeki kendini selefi zanneden eserlerin hemen hemen tamamını okudum .Elhamdülilah etkilenmediğim gibi ne kadar ironik bir durumda olduklarını farkettim.Kişilere takılmayalım lakin alıntılarda yer yer isim vermeyi ilmi edebin gereği görüyorum.Nevevinin kish numarısını istemedim kitap bende yok dedim.varsa tam sayfayı nakletki konu anlaşılsın dedim.
 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Kardeş konuyu o zaman şu minval üzerine devam ettirelim Selefin görüşü tefvid miydi?

Aslında benden istediğin icma Selefin bilakeyf sıfatyları kabulunde dir....Bunda icma edildiğini kabul ediyorsun demi?

(şuraya not düşelim bununla beraber Seleften tevil edenlerde olmuştur yukarıda İmam nevevinin dediği gibi. İmâm Beyhakî, Menâkıbu Ahmed’de senediyle beraber şöyle rivâyet etmiştir:-'' Hanbel İbnu İshak anlatıyor: Amcamı -Ebu Abdillah Ahmed İbnu Hanbel’i kasdediyor- şöyle derken işittim: Emiru’l-Mü'minîn'in sarayında münâzara edildiği zaman bana karşı hüccet ileri sürüldü ve dediler ki, Kıyamet Günü’nde Bakara ve Tebâreke sûreleri gelecek. Onlara dedim ki; ‘Kıyamet Günü’nde Bakara ve Tebâreke sûrelerinin gelmesi’ demek, sadece ‘sevâbın gelmesi’dir. Çünki Allah Teâla buyurduki ;وَجَاءَ رَبُّكَ=/‘Rabbın geldi’ buyurdu. Burada sadece ve sadece ‘Rabbinin kudreti geldi, Kur’ân ve benzeri şeyler, vaazlar ve nasîhatler geldi’', demektir.''-(sahihtir)

İmâm Beyhakî şöyle dedi: -''Bunda delil vard‎ır ki, Ahmed İbnu Hanbel, Kitâb’da/Kur’ân’da gelen ‘Allâh’‎n gelmesi’ ve Sünnet’le gelen ‘nüzûl’/‘Allah'n inmesi’ ile murad edilenin intikal/‘bir yerden bir yere gitmek’, yani cisimlerin zâtlarnn intikâli gibi bir mekândan bir mekâna intikâl olmadığına inanmaktad‎r; O, Allah celle celâlühû’nun âyetlerinin yani kudretinin alâmetlerinin zuhûru ma’nâs‎ından ibârettir. Zira onlar (Bid’at ehli), ‘Kur'ân Allah’ın kelâmı olsayd‎ı, Allah’ın zâtî sfatlarından bir s‎ıfat olsayd‎ı, gelmek onun içün dü‏şünülemezdi’ diyorlar. Ahmed ibnu Hanbel de onlara ِşöyle dedi: ‘Okunmasının sevâbı gelecektirki, o gün bunu açıklamak isteyecektir. işte bu sebeble, onu ‘ortaya çıkarma’sını, ‘gelmek’ kelimesiyle ifâde etti.''- (Nakil Bitti.)

)

Aramızdaki ayrılık anladığım kadarıyla selefin bila keyf sıfatları kabulunü sen Zahiri manasında alarak yapıyorlardı diyorsun (ki bu keyfiyet içeren mananın keyfiyetini bilmeyiz demek gibi bir şey oluyor bu) alıyorsun ben ise bu manalardan muradı Allaha havale ediyorlardı diyorum .Lakin insanların aklına gelen ilk mana Allaha kusur aft etmektedir..(Allahu tealanın yed ayn vb. sıfatları organ anlamına gelan zahiri anlamları değildir...İstediğin kadar kullarına benzemiyor de......Şimdi Benim dediğimi söyleyen ulamaya kulak ver......
 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Rabbinin kudreti geldi, Kur’ân ve benzeri şeyler, vaazlar ve nasîhatler geldi’'
derim ki: Senedi zayiftir. hanbel fikhi meselelerde bile "sika" degildir.(bu konuda alimlerin eserlerine bak).
ayrica bu soz Saz'dir. cunku bu olayi rivayet eden hic kimse bunu zikretmemistir. sadece Hanbel teferrud etmistir...
ayrica sizlerin delilleriniz akidevi konularda Mutevatir olmasi gerekmiyormu?
isinize gelince ne oluyorda birak mutevatiri, zayif ile itikadi konuda delil getiriyorsunuz???

bak Sok kardes.
sen cevaptan kaciyorsun.
benim ne demek istedigimi iyi anladin sanirim.
sen git butun kitaplari ara, iilk uc yuz yilda ehli sunnet alimlerinin arasinda (cehmiyyeden delil getirme) bir tane alim Allah'in goklerin ustunde ve Ars'inin uzerinde olmadigina dair acik ve net bir delil getir.
ben sana 5ten fazla alimin acikca Allah'in Ars'inin uzerinde ve goklerin ustunde olduguna dair icmalarini naklettim.
sen simdi kivirma.
git bana sadece bir tane ilk 300 yilda yasayan bir alimin bu icmaya muhalefetini goster.
bir tanesi"icma ile Allah gokte degildir"desinler.
bulamadi isen demekki kaldin demektir.
umarim tovbe edersin.
simdide gidip konuyu dagatarak, sifatlarin manasini biliyorlarmi biliyorlarmi konusuna cekip sorumdan kacmaya calisma....



 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ya üstadım bu ne yaman çelişki !

Osman said Darimi Ahmed. b. Hanbel 'den nakil yaptığında Tefeerrüd ederken bu Darimi için ''bu imam icin cok seref verici bir seydir'' diyorsun sonrada İmam Beyhaki'ni ''üzerinde toz bile yoktur '' dediği rivayette teferrüd etmeyi cerh sebebi görerk anlatıyorsun insaf be hocam!

Yoksa AHMED B.hANBELİN TEVİL ETMESİ HOŞUNUZA GİTMİYORMU?

Bu bana Albaninin hattabiden gelen Buhari gülmeyi tevil etti sözünü nasılda hazmedemediği? Bilmem aklınıza geldimi?

Hâfız İbnu Hacer, Hattâbî’den ‘gülmek’ ve ‘taaccüb etme’nin Allah’a isnâd edilmesinin imkânsız olduğunu, bununla murâd edilenin ‘Allah’ın bundan râzı olması’ olacağını, ‘melekleri taaccüb ettirmek’ veya ‘güldürmek’ de olabileceğini nakletmiştir.

İmâm Buhârî, ‘gülme’yi ‘rahmet’ olarak te’vîl etmiştir. Bunu O’ndan İmâm Hattâbî nakletmiş ve şöyle demiştir: İmâm Buhârî gülmeyi başka bir yerde rahmet olarak te’vîl etmiştir.[İmâm Beyhakî, el-Esmâ ve’s-Sıfât (593) (İlmiye)] Bu da ihtimâle yakın bir şeydir; ama ‘Allah teâlâ'nın razı olması’ şeklindeki te’vîli (doğruya) daha yakındır.[İbnu Hacer, Fethu’l-Bârî (9/623) (Dârü’l-Fikir)]

İmâm Buharî, Sahîh'inde, ;كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ إِلَّا وَجْهَهُ=/‘O’nun vechi dışında her bir şey helak olacaktır âyetinin tefsîrinde ;وَجْهَهُ= kelimesini ;إِلَّامُلْكَهُ=/illâ mülkehû/mülkü müstesnâ diye tefsîr etmiştir ve şöِyle demiştir: Ve yine denilir ki, ‘Kendisiyle sadece Allah'ın vechi, yani mülkü/mülkiyet ve iktidârı murâd edilen müstesnâ’.[Buhârî, Sahîh (6/17)

İmâm Buhârî burada vech kelimesini kesin bir şekilde mülk ma’nâsına taşımakla yine sıfat ayetlerinde mecâza dayanan bir te’vîl yapmıştır.İmâm Buhârî ;مَا مِنْ دَابَّةٍ إِلَّا هُوَ آَخِذٌ بِنَاصِيَتِهَا=/‘hiçbir canlı yoktur ki, ancak O, onu nasyesinden/perçeminden tutmuş olmasın’[Hûd:56] âyetinin tefsîrinde ;فِي مُلْكِهِ=/‘onu mülkünde ve sultanında tutmuştur’, demiştir. (Buhârî, Sahîh (5/2)
 
E Çevrimdışı

ebu-musa

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Demogoji yapmana gerek yok.

Konuyu farkli yerlere cekme.

Sen ilk once asil soruya cevap ver bakalim.

Varmi isim ilk 300yilda Allah'in goklerin ustunde olmadiginda icma? Bir tane nakil yap yeterlidir.

Hadi bakalim… konuyu dagitma.

Ayrica senin naklettigin yerde imam Beyhaki bi rivayeti tashih etmemistir.

Cerh tadil yonunden bakrask bu rivayet zayitir. Istersen arastirabilirisin…

Sen simdi bunu birak benim bastaki soruma cevap ver…
En dogrusunu, (ilk 300 yilda icma edilerek bilinen) goklerin uzerindeki Allah c.c. bilir.

 
Ş Çevrimdışı

Şok

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Soruna cevap verdiğimiz halde neyi telaşındasın hocam .Ayrıca demogoji gerçek dışı söz sarfetmektir biz nerde gerçek dışı söz sarfettik sadece senin basit bir tenakuzunu bizi takip edelere gösterdik.Burdan delile göre hareket etmek yerine inacına delili uydurduğun manası çıkar.

Bu ise ilmi objektiflikle bağdaşmaz.

Şimdi gelelim icmaya Ebu Hanife,İmam Şafi,Evzai,Malik,Zuhri ve diğer Seleften naklonulan ''Onlara geldiği gibi keyfiyetsiz iman ederiz ''manasındaki sözleridir..Varid olduğu üzerwe iman etmek İbni Hacerin Fethul Baride dediği gibi BUDA ZAHİRİ MANASINI ALMAYARAK OLUR. bİNAEN ALEYH ALLAH'A HİÇBİRİSİ YÖN İSBAT ETMEMİŞLERDİR.Çünkü keyfiyetsiz demişlerdir...

İHâfız Celâleddîn Süyûtî diyor ki:-"Fevk [üst] kelimesi de müteşâbih kelimelerdendir. (O kullarının fevkınde فَوْقَ yegâne kudret ve tasarruf sâhibidir) (En'am, 18), (Fevklerinde فَوْقِهِمْ*olan Rablerinden korkarlar) (Nahl, 50) meâlindeki âyet-i kerîmelerindeki fevkaniyet, bir cihet [yön] ifade etmeksizin yükseklik ma'nâsındadır.

(...biz onların -fevkinde-*فَوْقَهُمْ stnde kâhir kimseleriz) (Araf, 127) meâlindeki âyetdeki Firavn'ın sözüyle, mekân yüksekliği kasdetmediği açıkça ortadadır.- (el-İtkan, Madve Yayınları, c.2, s.20)

[(Rahmân Arş üzerine istivâ etdi) meâlindeki] Tâhâ/5, [ve meâlleri muteber tefsirlerden okunabilecek] Kasas/88, Rahmân/27, Tâhâ/39, Fetih/10, Zümer/67 gibi âyetler Allahü teâlânın sıfatıyla ilgili müteşâbih âyetlerden bazılarıdır. Selef uleması ve ehli hadis dahil, Ehli sünnetin cumhuru bu âyetlere iman eder, murad edilen ma'nâları Allah'a bırakır, bunların zahiri ma'nâlarından Allah'ı tenzih ederek tefsirinden kaçınır."(el-İtkan,Madve Yayınları,c.2, s.15)

İşte sana İmam SUYUTİNİN sELEFİN BU İCMASINDAN BAHSETMESİ YETERLİDİR..


İmamus -Sunne Ahmed b. Hanbel'in nüzül ve diğer benzer hadisler hakkındaki ''Keyfiyetlendirmeden ve Anlam vermeden bunlara inanır ve tasdik ederiz ''sözü gayet açıktır (İbnul Cevzi Menakıbu'l-İmam Ahmed sh.156) .

SELEFİN BUNLARA VERMEDİĞİ DOĞAL OLARAK FEVKİYETİ ÜST YÖN OLARAK ANLAMIDIĞI NOKTASINDA SELEFTEN SANA NAKİLDİR..

Biraz sziin Peygamberimizden ve sahabeden nakledilmediği halde Tevhidi 3!e ayırmanıza benziyor değilmi?
 
A Çevrimdışı

Abdullah eş-Şeybani

Üyeliği İptal Edildi
Banned

Birader, sen mufavvida isen mufavvidayı savun. Maturidi isen maturidiliği. Ama bunu yaparken akidesi üzeri olan adamlardan delil getir. Gelmiş diyorsunki " Tenkide uğramamış Suyuti vs vs uyarım " Arkadaşım insanlar zaten Maturidi-Eşari ekolüne bağlanmış iken niye kendi gibi olanları tenkid etsinler?

Nakil yaptığın Beyhaki bak bakalım sahih senedle ne nakletmiş : Evzai dediki : Biz deriz ki: “Allah Azze ve Celle Arşının üzerindedir. O’nun sıfatlarından sünnette varid olan şeylere iman ederiz.” Beyhaki Esma ve’s-Sıfat, sf:408

Yüzlerce nakilden sadece tek bitanesini koyacağım Abdullah'tan babası ile ilgili : Babama “Allah yedi kat semanın üstünde Arşının üzerinde kullarından ayrıdır. Kudreti ve ilmi her yerdedir” denildi. O: “Evet, O Arşının üzerindedir ve O’nun ilminden hiçbir şey uzak değildir” dedi. Abdullah bin Ahmed, Er-Reddu a'la Cehmiyye

İşin en garibide insanların Müşebbihe dediği insanların hepsi Hanbeli ( İbnul Cevzi Hariç ) Bakın en başta Ahmed'in çağdaşı İbn Ebi Şeybe.

Tilmizi olduğun Kevseri, Buhari, Ali el-Medeni, Ahmed ve benzeri muhaddis şeyhlerin hocasına Allah'ın arşın üzerinde olduğu ile alakalı kitabından dolayı KEZZAB diyor. Halbuki icma ile İbn Ebi Şeybe SİKADIR.

İmam Ahmed'in oğlunun kitabına PUTPERESTLİK kitabı diyor. Abdullah bin Ahmed icma ile sikadır. Yani ASLA yalan nakilde bulunmaz. Kitabında bol bol size göre " PUTPERESTLİK " olan Allah'ın arşın üstünde olduğuna, elinin yüzünün olduğuna ve yeryüzü semasına nüzulune zahiri manada imanın gerekli olduğunu yazmış. Ve bir çok yerde diyor ki : " Babama sordum. Bana Allah'ın arşın üstünde olduğuna dair nakillerde bulundu " diyor. Peki şimdi o zaman bir çelişki çıktı? Ya sizin dediğiniz gibi Ahmed mufavvida değilde bir müşebbihe, ya da Abdullah bin Ahmed kezzab,yalancı ve müfteri biri? Hangisi?

Ve yaptığın nakilde tevilcilere meyleden İbn Cevziden. Evet babasıyla yatıp kalkan ve sikalığı üzerine icma edilen Abdullah mı babasını daha iyi tanıyordu, yoksa tevile meyleden kendisinde yüzlerce yıl sonra yaşayan İbn Cevzi mi? Galiba şu soru bile gereken cevabı veriyor.

Dediğim gibi isim-sıfat konusunda hep selefe tabii olanlar Hanbeliler olmuştur. Ahmedin oğlu, öğrencileri Ebu Davud( Mesailu Ahmedde, Ahmedden Allahın arşın üstünde olduğunu ve bunun selefin akidesi olduğunu nakleder.) ve Tirmizi ( süneninde Allahın zatı ile arşın üstünde olduğunu nakleder ) ve diğer öğrencileri, Öğrencilerinin öğrencileri Hallal (es-Sunnede bol bol Ahmedden Allah'ın arşın üstünde olduğu, eli ve yüzü olduğu ve bunların zahiri olduğunu nakleder) ve Berbehari ( Kevseri bu yüce alime haşeviyye demiştir. Çünkü Sunnesinde Allah'ın arşın üstünde olduğunu söylemiştir). Yine Hanbelilerin büyüklerinden Ebu Ya'la el-Ferra'da bu akideyi savunmuştur ( İbn Cevzi bu yüzden Ferra ya o bizi lekeledi demiştir. Çünkü İbn Cevzi isim sıfatta tevilcilere meyletmişti. Fakat öğrenci İbn Kudame ona gerekli cevabı Sıfatul Uluvv kitabında vermiştir ) Yine İbn Kudame ve teyzesinin oğlu Abdulgani ve Hocaları Abdulkadir Geylani, Allah'ın arşta olduğunu söyleyenlerden. Bu insanları saymaya kalksak yüzleri bulacak. Buraya sadece meşhurları yazmakla yetiniyorum. Nice alimler var ki Hıraki, el-Ukberi, el-Harbi ( üçüde İmam Ahmedin oğullarının öğrencileridir ), Gulamul Hallal, İbn Semun, Şeyhulislam el-Herevi, eş-Şirazi, ec-Cemmaili, İbn Kudame gibi ( ki hepsi Hanbelidir. Silsile şeklinde itikadı hocadan öğrenciye aktarmışlardır ) hepsi Hanbelidir ve hepside size göre " Müşebbihe"dir. Soruyorum o zaman. Neden Hadis Ehline Maturidilik ve eşarilik çıkana kadar kimse " Müşebbihe " demedi? Bu saydıklarımın dışında Hanbeli fukahasından iki kişi kalıyor. İbn Akil ve İbnul Cevzi. Demekki size göre tüm Hanbeliler ( ikisi hariç ) müşebbihe.

Ayrıca sizin Müşebbihe itikadına sahip dediğiniz mufavvida olan İbn Hacer rahimullah " Onun kitaplarında müşebbihelikten eser yoktur. Onun kitabı müşebbihelere reddiyeler ile doludur " diyor. Bu sözü olayın neresine koyacaksınız?

Ardından tevilci olan Suyutiden Selef hakkında icma getirmişsin. İcma şartlarını okusaydın şu icmanın havada kaldığını görecektin. Ancak Abdullah bin Ahmed'in er-Reddu ala Cehmiyyesinde naklettiği icma, tüm icma şartlarını taşır. Dilersen tilmizi olduklarına sor bakalım buna ne cevap verecekler. Abdullah'a iftiracı mı diyecekler yoksa?

Ve yine diyorum İbn Cevzinin nakil yaptığı uydurma rivayeti, Ahmedin ölene kadar yanında duran oğlunun nakillerine tercih etmen komik. Ahmed'in oğluna mı inanalım, İbn Cevzi'ye mi? Hangisine? Selef sıfatlara anlam vermemişmiş. Herkesçe meşhur Kurtubi, el-Esna kitabında ne diyor? Selef Allah'ın yukarıda olduğuna icma etti demiyor mu? Şeyhi İbn Abdilberr'e tabii olarak Allah'ın arşın üstünde olduğunu söyleyen Kurtubi'demi müşebbihe oldu? Yada selefin yanında sıfatların zahiri alınacağına ve Allah'ın arşın üstünde olduğunu söyleyen İbn Abdilberr ve Hattabi'de mi müşebbihe?

Ayrıca yazılarında öyle fahiş bir söz gördüm ki. Tam bir facia. Allah'ın eli vardır derken senin aklına organ geliyormuş ve biz ne kadar Şura:11 ışığında yarattıklarına benzemez,şanına yakışır şekilde eli vardır desekte olmuyormuş???Şu dediğinin ne kadar akıl dışı olduğuna dair sana soru soracağım.

Bizler duyuyoruz. ve şüphesiz ki Allah'ta duyuyor. Şimdi biri çıksa dese ki cehmiyye gibi " Ya bizde duyuyoruz Allah duymaz duyar dersek yaratılmışa benzer ( haşa ) " ne diyeceksin. Senin dediğinin aynısını diyor? Yoksa onun duyması şanına yakışır derecede yüce ve eşi benzeri olmayan bir şekilde mi diyeceksin?

Bizlerde aynı şekilde bunu söylüyoruz. Allah'ın hadislerde geldiği üzere baldırı ( Buhari/ Kirabut Tevhid ), eli, yüzü, parmakları, gözü, ayağı olduğuna itikad ediyoruz. Eğer senin gibi bunlar insanlarda var diyenlerede cehmiyyeye verildiği gibi cevap veriyoruz ve diyoruz ki " Onun bu sıfatları eşsiz ve şanına yakışır şekilde ispat ederiz. O asla yarattıklarına benzemez. Bu sıfatların nasıl olduğunu ve keyfitlerini bilmiyoruz ve hakkında konuşmuyoruz. Kimde onu yaratııklarına benzetirse kafir olur "


Cidden çok şu yazdıkların çelişki ve hata dolu şeyler. Varsa cevabın şu dediklerime cevap ver.
 
B Çevrimdışı

BirMusluman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu musa akhi ve Abdullah eşşeybani akhiler Rabbim sizleri dini üzere sabit kılsın maşallah çok güzel izah etmişsiniz inşallah.
 
Üst Ana Sayfa Alt