Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Imamın Okurken Cemaatin Susması

H Çevrimdışı

Hüddam

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
S.a bir konu açtım İnşallah hayırlı olur kardeşlerim.

Allah c.c şöyle buyuruyor: “Kuran okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki merhamet olursunuz.” (Araf Suresi, 204)

Muhterem Müslümanlar! İslam dini bize kadar Alimler vasıtasıyla ulaşmıştır. Onlar Şeriatı her türlü tahriften korumuşlar ve bu güne kadar saf ve berrak olarak gelmesine vesile olmuşlardır. Bu Alimlerden en Meşhur olan, Eserleri bu güne kadar mahfuz olarak gelen, Ümmetin peşlerinden gittiği dört büyük(Ebu Hanife, Şafii, Malik, Ahmed) Alim vardır. Bin küsür senedir Müslümanlar bu alimlerin yolundan gitmektedirler. Bu Alimlerden Her Alimin kendi içtihadı ve onu Taklit edenleri vardır.

Namazda Cematin okuması veya susması Meselesi de bir çok konu gibi ihtilaflı ve içtihadi bir konudur. Her Mezhebin Kuran ve Hadise dayanan delilleri vardır. Aslında Bu konuyu burda yazmamıza hiç gerek yok idi. Çünkü bu Mesele Hanefi ve diğer mezheplerin kitaplarında genişçe anlatılmıştır. Ancak bu gün bazı insanlar Hanefi Mezhebinin Kuran ve Hadisle asla dayanağı olmadığını söylemektedirler. İşte bizde elimizden geldiği kadar onlara Kuran ve Hadisten delil göstermeye çalışıyoruz. Amacımız kimseyle cidal değildir.


Bu Ayetin Tefsirini önce Sahabelerden öğrenelim. Onların hepsi gökteki yıldızlar gibidirler. Onlar Hidayet yıldızıdırlar. Onların her biri kendi yerlerinde Nur Minareleri gibidirler. Her biri Takva da öernek İlimde Derya idiler. Ancak bazı Sahabeler’in diğer Sahabelere göre İlim de üstünlüğü vardır. Onlardan birisi de Abdullah İbni Mesud radıyallahu anh tır. O, Kuran’ı Kerimi en iyi bilenlerdendi. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Kuran’ı en iyi bilenler arasında ilk önce onun adını zikretmiştir. Nitekim Peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:”Siz (Sahabeler)Kuran’ı şu dört şahıstan öğrenin-Abdullah İbni Mesut, Ebu Huzeyfenin Mevlası Salim, Ubeyy İbni Kab ve Muaz İbni Cebel.” (Buhari,-1/531, Tirmizi-2/222)

İbni Hacer Askalani rahmetullahi aleyh bu Hadisin şerhinde şöyle diyor: “Bir güzellik bir kaç şahısta bulunursa, bunlardan birinin Adının önce zikredilmesi, o güzelliğin o şahısta diğerlerinden daha fazla olduğuna açık delildir.”

Bu Hadisin Ravisi, Abdullah İbni Amr İbni As radıyallahu anhuma şöye buyuruyor:” Kuran öğreticilerinden, en önce Abdullah ibni Mesud’un adı geçtiği için ben onu çok fazla seviyorum. O benim çok sevdiklerimdendir.”

Abdullah ibni Mesud radıyallahu anh’ın Faziletini bildiren başka bir Hadis de şudur: Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ”İbni Mesud’un Hidayet ve Hükmüne iyice yapışın.” (Tirmizi-2/293)

Abdullah İbni Mesut radıyallahu anh şöyle buyuruyor:” Allahtan başka ilah olmadığına yemin ederim ki, Kuran’ı Kerim’in Nazil oluş sebebini ve hangi halde indiğini bilmediğim hiçbir Sure ve hiçbir Ayet yoktur. Eğer Allah’ın Kitabını benden daha iyi bilen ve kendisine ulaşılması mümkün olan birini bilseydim mutlaka onun yanına gider ve istifade ederdim.” (Müslim-2/293)

BU AYETİN TEFSİRİ HAKKINDA İBNİ MESUD’UN GÖRÜŞÜ

Bir defasında Abdullah İbni Mesd radıyallahu anh Namaz kıldı ve bazı şahısların İmamları ile beraber Kıraat yaptıklarını duydu. Namazını bitirince şöyle buyurdu:” Anlayacağınız ve akıllanacağınız vakit hala gelmedi mi? "Kuran okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki merhamet olursunuz." (İbni Cerir-9/103)

BU AYETİN TEFSİRİ HAKKINDA İBNİ ABBAS’IN GÖRÜŞÜ

Hz. Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhuma Sahabeler arasında çok büyük Müfessirlerden sayılırdı. İbni Mesud radıyallahu anh’dan sonra Tefsiri en iyi bilen oydu. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem ona şöyle dua etmişti:” Allahım onu dinde anlayış sahibi kıl ve ona (Kuran’ın) Tevilini ve Tefsirini öğret.” (Müsned’i Ahmed-1/328, İbni Kesir-1/3)

Abdullah İbni Abbas radıyallahu anhuma şöyle buyuruyor:” Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem beni göğsüne bastı ve “Ey Allahım ona Hikmeti öğret” dedi. (Tirmizi-2/223)

Hz. Abdullah İbni Mesud radıyallahu anh onun hakkında şöyle demiştir:” İbni Abbas Kuran’ın Tercümanıdır.” (İbni Kesir-1/3)

Bu Ayetin Tefsiri hakında bu şanı yüce Sahabe şöyle demiştir: “Allah ‘ın (Kuran okunduğu zaman, hemen onu dinleyin ve susun. Umulur ki merhamet olursunuz) sözü Farz Namaz hakkındadır.” (İbni Kesir-2/28, İbni Cerir-9/103, Kitabül Kıraat-88, Ruhul Meani-9/150)


MİKDAD BİN EVS'İN TEFSİRİ


İmam Beğavi rahmetullahi aleyh Mikdad bin Esved radıyallahu anh’ın şöyle dediğini rivayet ediyor: Mikdad bin Esved radıyallahu anh bir takım insanların İmam’ın arkasında onunla beraber okuduklarını duydu. Namazını bitirince onlara “akıllanacağınız vakit gelmedi mi? İmam Kuran okuduğu zaman susun ve onu dinleyin.” buyurdu. (Tefsir’i Mezhari-3/507)

BU AYETİN TEFSİRİ HAKKINDA TABİİN’İN GÖRÜŞLERİ

Tabiinlerden Tefsiri en iyi bilen, İmam Mücahit bin Cübeyr rahmetullahi aleyhtir. O, Tefsir ilminde kendi devrinin İmamı idi. Süfyan’ı Sevri rahmetullahi aleyh’in onun hakkındaki şu sözü Meşhurdur: “İmam Mücahidin Tefsiri sana ulaştığında başka bir Tefsire ihtiyacın yoktur.” (İbni Kesir-1/5)

İmam Mücahit rahmetullahi aleyh şöyle buyuruyor:” Ben Kuran’ı başından sonuna kadar İbni Abbas radıyallahu anhuma’ya arz ettim. Her ayette onu durdurdum ve ona o ayet hakkında sordum.” (İbni Kesir-1/4)

İmam Mücahid’in bu Ayeti Tefsir etmesi:

İmam Mücahit den şöyle dediği rivayet edilmiştir:”Allah’ın Kuran okunduğu zaman onun dinleyin ve susun… sözü, Namaz hakkındadır. (İbni Kesir-2/281, İbni Cerir- 9/103, Kitabül Kıraat-10)

Said bin Müseyyeb’in bu Ayeti Tefsir etmesi:

Said bin Müseyyeb buyuruyor ki; bu Ayet’in (Kuran okunduğu zaman onu dinleyin…) Nüzul sebebi Namaz hakkındadır. (İbni Cerir-9/103, Kitabül Kıraat-19)

Said bin Cübeyr’in bu Ayeti Tefsir etmesi:

Said bin Cübeyr buyuruyor ki bu Ayet Farz Namaz hakkında Nazil olmuştur. (İbni Cerir-9/103, İbni Kesir-2/281)

Hasan’ı Basri’nin bu Ayeti Tefsiri:

Hasan’ı Basir buyuruyor ki bu Ayet Namaz hakkında dır. (Kitabül Kıraat-19)

Ubeyd bin Umeyr ve Ata bin Ebi Rebah’ın Tefsiri:

Ubeyd bin Umeyr ve Ata bin Ebi Rebah bu Ayet Namaz hakkında Nazil olmuştur buyuruyorlar. (İbni Cerir- 9/103)

Dahhak, İbrahin Nehai, Katade, Seddi, Abdurrahman bin Zeyd bin Eslem ve Şabi’nin Tefsirleri:

Dahhak, İbrahin Nehai, Katade, Seddi, Abdurrahman bin Zeyd bin Eslem ve Şabi bu Ayet Namaz hakkında Nazil olmuştur buyurmuşlardır. (İbni Kesir-2/281)

İmam Ahmed bin Hanbel’in Tefsiri:

İbni Teymiyye rahmetullahi aleyh, İmam Ahmed bin Hanbel rahmetullahi aleyh’in bu Ayet hakkındaki görüşünü şöyle açıklıyor:”İmam Ahmed bin Hanbel bu Ayetin Namaz hakkında indiğine dair İcma olduğunu söylemiştir. Aynı şekilde İmam okurken Cemaatin okumaması gerektiği konusunda da İcma var demiştir. (Fetava İbni Teymiyye-2/128)

Başka bir yerde İbni Teymiyye rahmetullahi aleyh şöyle buyurmuştur: Sahih olan görüş Cumhurun görüşüdür. Allah Subhanehü veteala şöyle buyuruyor ki (Kuran okunduğu zaman onu dinleyin ve susun. Umulurki merhamet olunursunuz) Ahmed bin Hanbel, bu Ayetin Namaz hakkında indiğine dair İcma olduğunu söylemiştir. (Fetava kubra- 2/168)

Bu saydığımız Zaatların haricinde diğer birçok Müfessir de bu Ayetin İniş sebebinin Namaz olduğunu söylemiştir. (Keşşaf-1/523, Beyzavi-308, Ebu Suud-4/503, Mazhari- 3/507, Ruhul Meani-9/151)

Alıntı

ilimmektebi.com
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِي


Allah Teâlâ buyurdu:
'And olsun ki, biz sana tekrarlanan yedi (âyeti) ve yüce Kur'an'ı verdik." (Hıcr, 15/87)
NOT: Hz. Ali, İbn Mes'ûd, Übey b. Ka'b (Radıyallahu animmu Said b. Cübeyr, İbrahim en-Nehâi, Ebû Müleyke, Ubeyd b. Umeyr, Leysî, Hasan-ı Basrî, Mücahid, Katâde, Atâ'dan gelen rivayetlerde yukarıdaki ayette zikredilen 'tekrarlanan yedi (ayet)' Fatiha süresidir.[78]

520/1390- Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anh):[79]
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) dedi kî:
"Kim Ümmü'l-Kur"ân'ı (Bir rivayette: Fatihatü'l-Kitab'ı) okumaksızd namaz kılarsa, o namaz noksan olmuştur, o noksandır, o tam değildir."
(Râvi) Ebû Sâib. Ubû Hüreyre'ye şöyle dedi:
'Ben bazen imamın arkasında oluyorum, (ne yapmalıyım?)'
Ebû Sâib anlatmaya şöyle devam etti;
Bunun üzerine Ebû Hüreyre koluma dokunup dedi ki:
'Ey Farisî, sen (Fııtiha'yı) içinden oku! Ben Rasûlullah'ın şöyle dedi-! ğinİ duydum:
"İzzet ve celâl sahibi Allah dedi ki; 'Ben namazı kendimle kulum ara-| sında ikiye böldüm. Onun yarısı bana , diğer yarısı kuluma aittir. Kulumaj istediği verilir.'"
Ebû Hüreyre Rasûlullah'ın şöyle dediğini de nakletti:
"Onu (Fatiha'yı) okuyun! Kul 'el-Hamdülillahi Rabbi'l-âlemîn (Alemlerin Rabbine hamd olsun)' dediğinde Allah der ki: 'Kulum bana hamd etti.'
Kul. 'er-Rahmanirrahîm (Rahman ve Rahim olan)' dediğinde Allah der \ ki: "Kulum beni övdü.'
Kul: Mâliki yevmiddîn (Hesap/kıyamet gününün sahibi olan)' dediğinde Allah der ki: 'Kulum benim azametimi kabul etti, bu (sözleşme) benimle kulum arasındadır.'
Kul: 'İyyâke na'büdü ve iyyâke nesteîn (Biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım isteriz)' dediğinde Allah: 'Bunu kulum için (önemli) buluyorum. Artık kulum ne isterse o verildi' der.
Kul: 'İhdine's-sırata'l-müstekîm, sırata'l-lezîne en'amte aleyhim ğayri'l-mağdûbi aleyhim vele'd-dâllîn (Bizi doğru yola ilet, nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğramış ve sapılmışların yoluna değil)' dediğinde izzet ve celâl sahibi Allah der ki: 'Bu kuluma has bir istektir. Kuluma istediği verildi."'
§Ebû Hüreyre'den ikinci tarikle benzeri nakledildi, o rivayetteki farklı kısım:
"Hangi namaz ki onda Fatiha okunmazsa, o noksandır, o noksandır, o noksandır.
(Rivayetin devamında şu zikredildi;)
Kul: Mâliki yevmi'd-dîn (Hesap/kıyamet günün sahibi olan)' dediğinde Allah der ki: 'Kulum beni vekil kıldı.'
Kul: 'İyyâke na'büdü ve iyyâke nesteîn (Biz ancak sana ibadet eder ve ancak senden yardım isteriz)' dediğinde Allah: 'Bu benimle kulum arasındaki bir (sözleşmedir). Artık kulum ne isterse o verildi' der.[80]
Kul: 'İhdine's-sırata'l-müştekîm, sırata'l-lezîne en'amte aleyhim ğayri'l-mağdûbi aleyhim vele'd-dâllîn (Bizi doğru yola İlet, nimet verdiklerinin yoluna, gazaba uğramış ve sapıtmışların yoluna değil)' dediğinde izzet ve celâl sahibi Allah der ki: 'Bu kuluma has bir istektir. (Ey kulum!) Benden istediğin sana verildi.[81]'"

Açıklama


Bu hadis nedeniyle bazı alimler besmelenin Fatiha'dan bir cüz olmadığını söylediler.
Fatiha'nın farz olduğunu söyleyenler yanında vacip olduğunu belirtenler de yukarıdaki hadisi delil olarak getirdiler, çünkü onlar hadisteki noksandır kelimesinin delâleti İle farziyet anlaşılmadığını, ancak önemine binaen bunun kendi literatürlerindeki vacip hükmünde olduğunu belirttiler.
§Hıdâc kelimesi Arapça'da erken attı, oldu anlamındadır[82] ve kullanımı şu şekildedir:
* Deve yavrusunu uzuvları tam da olsa tüylenmeden erken doğurdu[83]
* Deve yavrusunu vaktinde de olsa uzuvları tam oluşmadan doğurdu.[84]
* Eli noksan olan.[85]
* Yağmuru az oldu.[86]
* Bir kadın ismi.[87]
§Hadislerde hıdac kelimesinin lafız olarak farklı kullanımı:
1- Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Kim Fatiha okumaksızm namaz kılarsa o namaz noksandır, tamamlanmamıştır," Noksandır kelimesini üç kere tekrarladı.[88]
2- "Kim Fatiha okumaksızın namaz kılarsa o namaz noksandır, tamamlanmamıştır.”[89]

3- "Namazı eksik kılmaktan sakının, İmam rükû yaptığında siz de rükû edin, o kalktığında siz de kalkın!"[90]

521/1391- Ubâde b. Samit'in[91] (Radıyaiiahü anh) Hz. Peygamber'e (Saitaitahü aleyhi ve seiiem) ulaşan rivayetinde (Rasûlullah) şöyle dedi: "Fatiha okumayanın namazı (makbul/tam) olmaz."
§Ubâde'den ikinci tarikle gelen rivayet:
"Ümmü'l-Kur'ân (Fatiha) okumayanın namazı (makbul) olmaz, daha fazlası (sizin için hayırlıdır)[92]."

522/1392- Hz. Peygamber'in eşi Hz. Âişe'den (Radıyallahu anha):[93]
Rasûlullah'ı (Saiiaiiahtı aieyiü ve seiiem) şöyle derken duydum: "Ümmü'l-Kur'ân (Fatiha) okumaksızın namaz kılanın namazı noksandır."[94]

523/1393- Ubâde b. Samit'ten (Radiyallahu anh):[95]
Rasûlullah (Saitatiahu aleyhi ve seitem) bize sabah namazı kıldırdı, kıraati ağırlaşti/zorlaştı. Namazı bitirince dedi ki:
"İmamınızın arkasında Kur'ân okuduğunuzu görüyorum." Biz:
'Evet, vallahi, ey Allah'ın Rasûlü! Biz bunu yapıyoruz' deyince şöyle buyurdu:
"Ümmü'l-Kurân (Fatiha) dışında başka bir şey okumayın, çünkü onu okumayanın namazı olmaz."[96]

524/1394- Amr b. Şuayb babası yoluyla dedesinden (Radiyallahu anhüm) nakletti:[97]
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve selleri) dedi ki:
"İçinde Fatiha okunmayan her namaz noksandır, noksandır, noksandır."
§Diğer rivayette: "...o noksandır, o noksandır" şeklindedir.[98]

525/1395- Ebû Hüreyre'den (Radiyallahu anh):[99]
Rasûlullah (Satiaiiahtı aleyhi ve seiiem) ona dışarı çıkıp şu şekilde nida etmesini emretti:
"Fatiha okumayanın namazı olmaz, daha fazla okursa (onun için hayırlıdır)[100]."

526/1396- Enes b. Malik'ten (Radıyatiahü anh):[101]
Hz.Peygamber (Saitaiiaha aleyhi ve seiiem), Ebû Bekir, Ömer ve Osman anhum) (namazda) kıraate 'el-Hamdü lillahi Rabbil âlemin' ile başlarlardı.[102]

527/1397- AbduIlah b. Sevâde el-Kuşeyrî'den:[103]
Babası Rasûlullah'ın (Saiiaiiahu aleyhi ve seiiem) yanında esir kalan ehlinden bir kişi, babasından bana nakletti:
'Muhammed'in (Satiaiiahu aleyhi ve seiiem) şöyle dediğini duydum: "İçinde Fatiha okunmayan namaz kabul olmaz."'[104]

Açıklama


Bu konudaki hadisler namazda Fatiha okumanın önemini göstermektedir öyle ki Fatiha okunmayan namazın kabul olmayacağı ya da noksan olduğu beya edilmektedir.Hadislerin delaleti nedeniyle Fatiha okumanın farziyeti konusunda ili görüş vardır:
1- Namazda Fatiha okumak farzdır. Bu cumhurun görüşüdür.[105]
2- İmam Ebû Hanİfe, ashabı ve bir grup müctehide göre Fatiha okumak far değil, vaciptir.[106] Onlara göre farz olan Kur'ân'dan kolayına gelen kısmın okımaşıdır, ayeti mutlaktır, ahad haber onu kayıtlamaz. Bu nedenld hadisteki emir farziyyetten kendi literatürlerindeki vacipliğe İner. Cumhura göre ise ayet umum ifade eder ve ahad hadis zan ifade eden umumu tahsis eder.
Yukarıdaki hadisler dışında bu konuda Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anh) gelen diğer rivayet:[107]
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
"İçinde Fatiha okunmayan namaz yeterli/geçerli değildir."
§Bu rivayetlerde ayrıca Fatiha'nm namazda hem imama, hem de cemaate vücûbiyeti açıklanmaktadır. Bazı Malikiler cemaat için bu tefekkürdür, dediler, ancak kıraat İle tefekkür farklı kavramlardır. Mesela, cünüp olan Kur'ân'ı okuyamaz, ama tefekkür edebilir.
§İmam Ebû Hanife, Sevrî ve Evzaî'ye göre son iki rekâtta Fatiha vacip değildir, ancak cumhura göre bütün rekâtlarda farzdır.[108] Hz. Peygamber'in (SailaiiaM aleyhi ve sellem) bir bedeviye namazın rekâtını tarif edip sonra:
"Bundan sonra bütün namazında böyle yap/kıl!" demesini delil getirirler.[109]
§Fatihadan sonra sure okumak ulemanın çoğunluğuna göre sünnettir.[110] Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anh) gelen şu rivayet bunu açıklamaktadır:[111]
"Rasûlullah (SallalUıha aleyhi ve seltem) her namazda Kur'ân okurdu. Namazlarda (sesli okuyup) bize duyurduklarını biz size duyurduk, bizden gizli okuduklarını (hafi olanları) biz de sizden gizledik (size bildirdik). Eğer Fatiha'dan fazla okumazsan o yeterlidir, fazla okursan o daha hayırlıdır."[112]

* Cemaatin Fatiha Okuması Ve Cehrî Namazlarda Susması


Allah Teâlâ buyurdu:
"Kuran okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.' (Araf,7/204)[113]

528/1398- Ebû Hüreyre'den (Radıyallahu anh):[114]
Rasulullah (Sallatlahu aleyhi ve sellem) dedi ki:
"İmam sadece kendisine uyulmak için öne geçirildi. O tekbir aldığında siz de alın, o Kur'ân okuduğunda susun/dinleyin!"[115]

529/1400- Ebû Musa'dan (Radiyalahu anh):[116]
Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bize şunu öğretti:
"Namaz kılmaya kalktığınızda biriniz imam olsun, imam Kur'ân okumaya başladığında siz susun/dinleyin!"[117]

530/1430- Ebû Hüreyre'den (Radıyallahü anh):[118]
Rasûlullah (SatiaUahiı aleyhi ve seiiem) kıraati açıktan (cehrî) olan bir namaz kıldırdı, selamdan sonra insanlara döndü ve dedi ki:
"Sizden birisi az önce benimle birlikte okudu mu?" Onlar:
'Evet, ey Allah'ın Rasûlü dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle dedi:
"Ben de bana ne oluyor, Kur'ân okurken zorlanıyorum /karıştırıyorum[119], diyorum (demek ki bundanmış)."
İnsanlar bunu Rasûlullah'tan duydukları andan itibaren onunla (cemaatle) olan cehrî namazlarında (ayrıca Kur'ân) okumayı bıraktılar.[120]

Açıklama


Rasûlullah burada ince bir şekilde cemaatle namaz kılınırken imamın arkasında ayrıca okuyan kişiyi uyardığı görülmektedir. Bu uyarıda sebep açıklanmaktadır, o da imamın yanılması ve Kur'ân okurken arkadaki seslerden yanılmasıdır. Ayrıca Kur'ân okunurken dinlenilmesi emredilmektedir, Allah Teâla şöyle buyurdu:
'Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki size merhamet edilsin.'[121]
Bu ayetteki emir mutlak olmasına rağmen, ayetin sadece namaz için indiğini söyleyenler de var. Bunlar Mücahid, Said b. Cübeyr, Dahhâk, İbrahim en-Nehâi', Katâde, Şa'bî ve Abdurrahman b. Zeyd b. Eslem'dir.[122]
§Cemaatle namazda cemaatin Fatiha ve sure okumasında müctehıdler ihtilaf etti. Bu konudaki geniş bilgi için bk. Müsned Trc. 536/1406 nolu hadisin açıklaması.[123]

531/1401- RasûIullah'ın (Satiaitahu aleyhi ve setiem) ashabından biri olan Abdullah b. Malik b. Buhayne'den (Ratiıyaiiahuanh):[124]
Rasûlullah (namazdan sonra) şöyle dedi: "Sizden birisi az önce benimle birlikte okudu mu?" Onlar: 'Evet' dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz şöyle dedi: "Ben de bana ne oluyor, Kur'ân okurken zorlanıyorum/karıştırıyorum, diyorum (demek ki bundanmış)."
Rasûlullah bunu dedikten sonra insanlar (cemaatle olan cehrî namazlarda) Kur'ân okumayı bıraktılar.[125]

532/1402- Muhammed b. Ebû Âişe, Hz. Peygamber'in ashabından olan bir kişiden nakletti:[126]
Peygamberimiz (Sallallahü aleyhi ve sellem):
"İmam okurken her hâlde (imamın arkasında) siz de okuyorsunuz"[127] deyince biz:
'(Evet,) ey Allah'ın Rasûlü, biz böyle yapıyoruz' dedik. Bunun üzerine şöyle buyurdu:
"Böyle yapmayın, ancak sizden biri Fatiha'yı okuyabilir."
(Bir rivayette: "İçinden okuyabilir" şeklinde geçti.)[128]

533/1403- Ebû Katâde'den (Radıyallahü anh):[129]
Rasullulah (Sailaliahü aleyhi ve sellem) dedi ki:
"Arkamda siz de okuyorsunuz (öyle mi)?" Biz:
'Evet' deyince şöyle buyurdu:
"Böyle yapmayın, ancak Fatiha müstesna (onu okuyabilirsiniz)."[130]

534/1404- Abdullah (İbn Mes'ûd)'[131] dan (Radiyallainı anh):[132]
Hz. Peygamber'in (Saiiaiiahn aleyhi ve seiiem) arkasında cemaat (Kur'ân) j okuyordu. Bunun üzerine Rasûlullah dedi ki: "Kur'ân'ı karıştırmama sebep oldunuz."[133]

535/1405- Kesir b. Mürre el-Hadramî anlattı:[134]
Ebu'd-Derdâ'nın (Radtyaiiahtianh)şbyle dediğini duydum:
Ben Rasûlullah'a (Saiiaiiaim aleyhi w seiiem): 'Her namaz için kıraat (Kur'ân okuma) şart mıdır?' diye sordum, o da:
"Evet" dedi.
Ensardan bir kişi:
Kıraatin farz olduğu anlaşıldı ve Ebû'd-Derdâ topluluk içinde kendisine en yakın olduğum hâlde bana döndü ve dedi ki:
'Ey kardeşimin oğlu! Bir topluluğa imam namaz kıldırdığında o imamın kıraatinin onlara yeterli olduğu dışında başka bir görüşüm yoktur.’[135]

536/1406- İmran b. Husayn'dan (Radıyaiiaku anhama):[136]
Rasûlullah (SaUatiaha aleyhi ve settem) öğle namazım kıldırdı, bir kişi arkasında 'Sebbıh'isme Rabbike'1-a'lâ' (suresini) okudu. Rasûlullah namazı bitirince dedi ki:
"Hanginiz 'Sebbıh'isme Rabbike'1-a'lâ'(suresini) okudu?"
Bir kişi 'Ben (ey Allah'ın Rasûlü!)[137]' deyince Hz. Peygamber şöyle buyurdu:
"Birinizin (kıraatiyle) beni zor durumda bıraktığını kesinlikle bildim."[138]

Açıklama


Bu rivayetlerde özellikle başkası duyacak kadar sesin yükseltilerek namazda kıraat hoş karşılanmamış, hatta yasaklanmıştır. Çünkü burada başkasını rahatsız etme ve imam olan kişinin dikkatini dağıtma, okuyuşunu karıştırma endişesi vardır.
Hadisin zahiri, sırrî (sessiz) ya da cehri (sesli) okunan namazlarda cemaatin Kur'ân okuması yasaklandığını göstermektedir. Ancak Fatiha bu yasağın dışındadır.
ŞFatİha'nın okunması konusunda müctehid imamların farklı görüşleri bulunmaktadır:
1- İmam Ebû Hanife, Ebû Yusuf, Muhammed ve bir rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre namaz hafi ya da cehri olsun cemaat bir şey okumaz. Onların delilleri de yukarıdaki ayettir. Ayrıca Ebû Musa ve Ebû Hüreyre hadisleri yanında Abdullah b. Mes'ûd ve Ebu'd-Derdâ rivayetleridir.[139]
2- İ.Malik, önceki görüşüne (mezheb-i kadimine) göre Şafiî ve diğer rivayette Ahmed b. Hanbel'e göre cehrî namazlarda cemaatin Fatiha da olsa okuması yasaktır. Çünkü 'Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve
susun ki size merhamet edilsin.'[140] ayeti yanında Ebû Musa ve Ebû Hüreyre hadisleri bunu göstermektedir.
Ancak hafi (gizli okunan) namazlarda cemaat Fatiha okur.[141]
3- İ.Şafiî'nin sonraki görüşüne (mezheb-i cedidine) göre cehrî ya da hafi bütün namazlarda Fatiha okumak farzdır. Cemaat sırrı namazlarda rahatça okur, cehrî namazlarda da imam sekte (ara) verdiği zaman okur. Bunların delili Übade b. Sâmit, Muhammed b. Ebû Aişe ve Ebû Katâde rivayetleridir.[142]
§Son dönemdeki bazı Hanefî alimleri de sırrî namazlarda Fatiha okumanın caiz olduğunu belirttiler.[143]

[78] Bu konudaki rivayetler için bk. Taberi, Camiu'l-Beyân, VII/536-538; Ayrıca bk. Müsned Trc. 519/1389 numaralı hadisin açıklamasındaki rivayetler.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/158.

[79] Sened:
Sahih: Müsned, 11/285, H.no:7823; İkinci rivayet: 11/241-242, H.ııo:7289; Benzer rivayet için M/460, H.no:9894; Bazı rivayetler de özetle nakledilmiştir: Bk. 11/250, H.no:7400; II/290, H.no:7888; ÎI/457, H.no:9860; H/478, H.no:10151; III/487, H.no:10268;
11/428, H.no:9496 (525/1395. hadis); Mâlik, Salât, 39; Mitilim, Salât, 38-41; Ebû Dâvûd, Salât, 132, H.no:819-821; Tinnizî, Tefsîr, 1/1, H.no:2953 (hasen); Nesâî, Iftitâh, 23, H.no:907; îbn Mîıce, İkâme, 11, H.no:838; Edeb, 52, H.no:3784.
Hadisin şâhidleri:
a-Ubâde b, Sâmit'ten (Radtyaltahtianh) şahidi için bk. 521/1391 ve 523/1393. hadisler.
b-Hz. Âişe'den (Radıyailahü anlıâ) şahidi için bk. 522/1392. hadis.
c-Abdullah b. Amr b. Âs'taıı (Radıyaltahü anhiimû) şahidi için bk. 524/1394. hadis.
d-Allah Rasûlü'nün yanında esir olarak kalan birinden (Radıyallahu anlı) şahidi için bk. 527/1397. hadis.
Ayrıca Ebû Hüreyre'den nakledilen diğer rivayet için bk. 525/1395. hadis.

[80] Diğer rivayette şeklinde geldi ki bu lafız 'kuluma benden istediği verildi' anlamındadır.

[81] Diğer rivayette yine şeklinde geldi ki bu lafız önceden geçtiği gibi 'kutuma benden istediği verildi' anlamındadır.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/158-161.

[82] İbn Manzûr, Lisanül-Arab, 11/248-249.

[83] İbnü'1-Esir, Garibu'I-Hadis, 11/12; İbn Manzûr, age., H/249.

[84] İbnü'1-Esir, age., 11/12-13; Nevevi, Şerhu Sahihi Müslim, IV/101; Azimâbâdî, Avnii'l-Ma'bud, III/27.

[85] Azimâbâdî, age., 111/27, XIII/76; Bu lafızdaki bir rivayet için bk. ibn Mace, Mukaddime, 12, No: 167.

[86] İbn Manzûr, age., 111/27.

[87] İbn Manzûr, age., 111/27.

[88] Müslim, Salât, 38 (395).

[89] Abdürrezzak, H/129, H.no: 2768; Tirmizi. Tefsiru'l-Kur'ân. 2, H.no: 2953; Darekııtm, 1/312, H.no: 35; Ebû Avâne, Müsned, 1/452, H.no: 1673; İbn Hibbân, 111/54, H.no: 774.

[90] Ahmed b. Hanbel, 111/43.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/161-162.

[91] Sened:
Sahih: Müsned, V/314, H.no:22576; İkinci rivayet: V/322, H.no:22648; Benzer rivayet için bk. V/322, H.no:22645 (Rivayetin senedinde yer alan Mahmud b. Rabî' el-Ensârî de sahâ-bidir. Senedde hakkında şu bilgi de verilir: "Rasûlullah kuyularından su alarak iki kez yüzüne su püskürttü."); Buhârî, Ezan, 95; Müslim, Salât, 34-37; Ebû Dâvûd, Salât, 132, H.no:822-824; Tirmizî, Salât, 69, H.no:247 (Bu konuda Hz. Aİşe. Ebû Hüreyre, Enes, Ebû Katâde ve Abdullah b. Anır'dan da şahidi vardır. Ubâde'nin rivayeti ise hasen-sahilıtİr); Nesâî, İftitâh, 24, 29, H.no:908-909, 918; İbn Mâce, İkâme, 11, H.no:837; Dârimt, Salât, 36, H.no: 1245.
Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Rudıyallahüanh) şahidi için bk. 520/1390. hadis.
Ayrıca Ubâde b. Sâmİt'tcn nakledilen diğer rivayet için bk. 523/1393. hadise bk.

[92] Bu mana için bk. Azİmâbâdi, Avııü'l-Ma'bûd, 111/27; Bennâ, age., III/195; Fatihadan fazlası zammı sure olarak bilinen hükümdür ki manası sure/ayetler eklemektir.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/162.

[93] Sened:
Sahih: Müsned, VI/275, H.no:26234; Benzer rivayet için bk. VI/142, H.no:24979; Buhâri, ei-Kııâatü halfe'1-imâm, s.10, H.no:90; ibn Mâce, İkâme, 11, H.no:840. Heysemî, Taberânî'nin Sağîr'ınde lafzı ile naklettiği rivayetin senedinde İbn
Lehîa'nın bulunduğunu söyler. Taberânî'nin Evsal'mda Mihrân'dan (Radıyallahü anlı) şahidine de değinen Heysemî isnadında cerh ta'dil açısından hakkında bilgi sahibi olmadığı râvilerin bulunduğunu belirtir. Ayrıca yine Taberânî'nin Evsafında lafzı ile Abdullah b. Amr'dan naklettiği rivayet için şunları söyler: "Senedinde Saîd b. Süleyman'ın bulunduğunu, bu zat hakkında Ebû Zür'a'nın; 'Allah selâmet versin, sağlam biri değildi'dediğini ifade eder. " Bk. Mecmu', 11/111. Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Radıyallahü anlı) şahidi için bk. 520/1390. hadis.

[94] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/162-163.

[95] Sened:
Sahih: Müsned, V/3İ6, H.no:22593; Benzer rivayetler için bk. V/313, H.no:22570 (Mükerreri: V/322, H.no:22645); V/321, H.no:22642; V/321-322, H.no:22644; V/322, H.no:22649; Ebû Dâvûd, Salât, 132, H.no:823-824; NesûU İftitâh, 29, H.no:918; İbn Ebî Şeybe, 1/328, H.no:3756 (.li-iı nu-); İbn Huzeyme, IH/36. H.no:1581; İbn Hıbbân, V/86,95, 156, H.no:1785, 1792, 1848; Hâkim. 1/364, H.no:869; Makdisî, Muhtara, VIII/341
Görüldüğü gibi bazı rivayetlerde hâdisenin yatsı namazında gerçekleştiği ifade edilmektedir. Fakat meşhur rivayet sabah namazıdır.
Ubâde b. Samit'ten nakledilen diğer rivayet için bk.521/1391. hadise bk. Ubâde b. Sâmİt'ten nakledilen diğer rivayet için bk.521/1391. hadise bk. Ebû Katâde'den (Ratltyallahllanh) şahidi için bk. 533/1403 (V/308. H.no:22524). Hadis
Hz. Peygamber'in yanında esir olarak kalan bir sahâbiden (RadıyaHahii anlı) şahidi İçin bk. 527/1397 (V/78, H.no:20619). hadis
Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Radıvallahu anhiim) şahidi için bk. 520/1390 ve 530/1400. hadisler.
Ayrıca 456/1326. hadise bk.

[96] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/163-164.

[97] Sened:
Sahih: Müsned, 11/215, H.no:7016; Diğer rivayetiçin bk. 11/204, H.no:6903; İbn Mâce, İkâme, II, H.no:841 (Bûsırî Zevâid'inde isnadının hasen olduğunu söyler); Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsat, IV/428, H.no:3716. Bennâ tertibine bizim diğer rivayet diye verdiğimizi esas almıştır. Fakat Ahmed b. Hanbel bu rivayeti bir başka hocası olan Ebû Seni Nasr b. Bâb'dan yine Haccâc kanalı ile nakletmiştir. Nasr b. Bâb ise yalancılıkla suçlanmıştır. Bu sebeple biz bu rivayeti tercih etmedik. Ahmed b. Hanbel Nasr b. Bab'dan 22 rivayet nakletmiştir. Müsned'dekİ rivayetlerinin hepsini de Nasr, Haccâc kanalı ile nakleder. Bir rivayetinde hadisi aldığı zamana tarih düşer: "H.18] şevval ayında." Bk. Müsned, 1/247, H;no: 2227. Ahmed Muhammed Şâkİr her iki rivayetin de sahih olduğuna hükmeder. Hadis sahih li ğayrihî seviyesindedir.
Heysemî, İbn Mâce'nİn Sünen'inde geçmesine rağmen hadisi zevâidine alır ve sadece Taberânî'nin Evsat'ında geçtiğini ifade ederek senedinde Saîd b. Süleyman en-Neşîtînin bulunduğunu, Ebû Zür'a'nın bu râvinin kuvvetli olmadığını söylediğini belirtir. Bk. Meana', H/l 11.
Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Radıyallalui anlı) şahidi için bk. 520/1390. hadis.

[98] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/164.

[99] Sened:
Hasen: Müsned, 11/428, H.no;9496; Ebû Dâvûd, Salât, 132, H.no:819-820; Senedinde yer alan (Ebû Ali) Cafer b. Meymûn el-Enmâtî et-Temîmî saduk fakat çok hata yapan biridir. Hakkında Nesâî: "sika değildir", Ahıned b. Hanbel: "kuvvetli değildir", İbn Adiy ise: "hadisi yazılır" der. Bu râvinİn Tirmizî iki, Ebû Dâvûd ve Ahmed b. Hanbel dört, İbn Mâce ve Dârimî ise birer rivayetini nakleder. Tirmizî rivayetlerinden birisi için "hasen-sahih" (Bk. Sünen, Emsal, H.no :2861), diğeri için ise "hasen" (Bk. Sünen, Deavât, H.no:3556) hükmü vermiştir. Ayrıca Ebû Hüreyre'den nakledilen diğer rivayet ve şâhidleri için bk. 520/1390. hadis.

[100] Bk. Azimâbâdi, Avnu'l-Ma'bûd, 111/27; Bennâ, 111/195; Ayrıca bk. Ubâde b. Samit'ten gelen diğer rivayet, Miisned Trc. H.no:521/ 1391.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/164-165.

[101] Sened:
Sahih: Müsned, III/10I, H.no: 11930; Mükerrer için bk. III/114, H.no: 12074. Tahrici için bk. 512-516/1382-1386. hadisler. Isme'den (RadıyaHahii anlı) şahidi: Heysemî hadisin Taberânrnin Kebîrinde lafzı ile nakledildiğini, senedinde kezzâb olan Fadl b. Cebbâr'ın bulunduğunu söyler. Yine Taberânrnin Kebîr'ınde İbn Abbas'tan lafzı ile nakledildiğini, râvilerinin ise sika olduklarını İfade eder. Taberânî'nin Kebîr'indc benzer lafızlarla İbn Mes'ûd'dan nakledilen hadisin senedinde ise çok zayıf olan Osman b. Matar'ın bulunduğunu belirtir. Bk. Mecma', 11/112.

[102] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/165.

[103] Sened:
Hasen: Müsned, V/78, H.no:20619; Heysemî, hadisin senedinde isimlendirilmeyen bir râvİnin bulunduğunu belirtir. Bk. age., 11/111-112.
Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Radıyallahu anh) şahidi İçin bk. 520/1390. hadis. Hadisin senedinde isnıİ bilinmeyen râvi bulunması sebebiyle müphem rivayet zayıftır. Fakat hadis şâhidleri ile kuvvetlenip hasen liğayrihî seviyesine yükselir.

[104] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/165-166.

[105] Sehnûn, Müdevvene, 1/65-66; İbn Rüşd, age., 1/91; Nevevî, Mecmu, III/326; İbn Kudame, age., 1/525.

[106] Kâsânî, age., 1/160.

[107] İbn Huzeyme, 1/248, H.no: 490.

[108] Kâsânî, age., 1/160; İbn Rüşd, age., 1/91; İbn Kudame, age., 1/525.

[109] Buharı, Ezan, 95.

[110] Kâsânî, age., 1/205; İbn Rüşd, age., 1/92; İbn Kudame el-Makdisî, eş-Şerhu'l-kebir, 1/525 (Muğni ile birlikte)

[111] Buharı, Ezan, 104; Müslim, Salât, 42 (396); İbn Huzeyme, 1/275; H.no: 547; İbn Hibban, V/80,H.no: 1781.

[112] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/166-167.

[113] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/167.

[114] sened:
Sahih: Müsned, 11/420, H.no:9401; Benzer rivayetler için bk. 11/376, H.no:8875 (Sonunda şu ziyade ile :
(Senedinde Ebu's-Sa'd Muhammed b. Meyser es-Sâğânî var. Ahmed b. Hanbel bu ravinin saduk biri olduğunu söyler) 11/341, H.no:8483 (Mus'ab b. Muhammed el-Abdi hakkında tenkit bulunmasına karşın sika sayılmıştır); 11/411, H.no:9300; 11/314, H.no:8141 (Hemmâm, Sahtfe, H.no:44); U/230, H.no:7144; Buhârî, Ezan, 74, 82; Müslim, Salât, 86, 89; Ebû Dâvûd, Salât, 68, H.no:603; Nesâî, İftitâh, 30, H.no:919-920; İbn Mâce, İkâme, 13, 144, H.no:846, 1239; Dârimt, Salât, 71, H.no:1317; İbn Ebî Şeybe, 1/331, H.no:3799; H/115, H.no:7137; VII/286, H.no:36137. Ebû HUreyre'den nakledilen benzer rivayet 1416/2286. hadiste zikredilecektir.
Hadisin şâhidleri:
a-Ebû Mûsâ el-Eş'arî'den (Raehyallahii anh) şahidi için bk. 529/1399. hadis.
b-Enes b. Mâlik'ten (RadıyaUahü anh) şahidi için bk.1266/2136 (III/l 10, H.no:12013; HI/l62,H.no:12593). hadis.
c-Câbir'den (Radıyaliaha anh) şahidi için bk.1267/2137 (111/300, H.no: 14139). hadis.
d-Hz. Âişe'den (Radıyaliaha anlıa) şahidi için bk.1268/2138 (VI/51, H.no:24131; VI/57-58, H.no:24184; VI/148, H.no:25029; VI/194, H.no:25494; VI/68, H.no:24277). hadis.
e-İbn Mes'ûd'dan (Radıyallalıii aııh) şahidi için bk. Taberânî, el-Mu'cemU'l-kcbtr, IX/275, H.no:9378. Heysemî, Taberânî tarafından nakledildiğini, râvilerin sika sayıldıklarını belirtir. Bk. Mecma MI/78.
Heysemî, yine Ebû Hüreyre'den Taberânî'nin Evsat'ında lafzı ile nakledilen bir başka rivayetini verir ve râvilerin sika sayıldıklarını belirtir. Bk. age.II/124.

[115] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/167-168.

[116] sened:
Sahih: Müsned, IV/415, H.no:19611; Benzer rivayetler için' bk. IV/401, H.no:I9484 (Mükerreri: IV/405, H.no:195l7); IV/409, H.ııo:19553 (1415/2285. hadis); IV/393, H.no:19396; Abdürrezzâk, 11/201, H.no:3065; Müslim, Salât, 62-64; Ebû DâvÛd, Salât, 178, H.no:972; Nesâî, İmame, 38, H.no:828; Tatbik, 23, 101-102, H.no:1062, 1170-1171; Sehv, 44, H.no;I278; İbn Mâce, İkâme, 13, 24, H.no:847, 901; Darımı, Salât, 71, H.no:1318; Ebû rü7â,XIII/311,H.no:7326.

[117] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/168.

[118] Sened:
Sahih: Müsned, 11/284, H.no:7806; Benzer rivayetler için bk. 11/301-302, H.no:7994; 11/240, H.no:7268 (Bahsedilen namazın sabah namazı olduğu zannedilmektedir: "^_jU)ı 0'jû ftC» " );
11/285, H.no:7820; 11/487, H.no: 10267; Malik, Salât, 44; Ebû DâvÛd, Salât, 133, H.no:826; Tirtnizî, Salât, 116, H.no:312 (Hadis Ibn Mes'ûd, Imrân b. Husayn ve Câbir b. Abdullah'tan da nakledilir. Ebû Hüreyre'nin bu rivayeti ise hasendir); Nesâî, İftitâh, 28, H.no:917; İbn Mâce, İkâme, 13, H.no:849; Abdiirrezzâk, N/135, H.no:2795; Ibn Hibbân, V/161. 157, H.no:1849, 1851; Beyhakî, es-Sünenü'l-kübrû, 1/157-158. Hadisin şâhidleri:
a-Abdullah b. Mâlik İbn Buhayne'den (Radıyallalıü anlı) şahidi için bk. 531/1401. hadis.
b-tbn Mes'ûd'dan (Radıyallalıü anlı) şahidi için bk. 534/1404. hadis.
C-Enes'ten (Radıyallalıü anh) şahidi:
Taberânî, el-Mu'cemü'l-evsar, 111/329, H.no:2701; Heysemî, hadisin Ebû Ya'lâ ve Taberânî tarafından Evsafında nakledildiğini, râvilerinin sika olduklarını belirtir. Bk. M ecma\ 11/110.
d-Abdullah b. Amr'dan (Radıyallalıü anhümâ) şahidi:
Heysemî, hadisin Bezzâr ve Taberânî tarafından Kebîrinde nakledildiğini, senedinde zayıf olan Mesieme b. Ali'nin bulunduğunu belirtir. Bk. age., II/l 10.
e-Müphem bir sahâbİden (Radıyallalıü anh) şahidi için bk. 532/1402. hadis.
f-Ebû Katâde'den fRadıyallaim anh) şahidi için bk. 533/1403. hadis.
g-Ebu'd-Derdâ'dan (Radıyallalıü anh) şahidi İçin bk. 534/1404. hadis.
h-Ubâdeb. es-Sâmit'ten (Radtyallahüanh) şahidi için bk. 523/1393. hadis.

[119] Bk. Azimâbâdi, AvniVl-Mabûd, 111735.

[120] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/168-169.

[121] A'raf, 7/204.

[122] İbn Kesir, Tefsir, 1/269.

[123] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/169-170.

[124] Sened:
Sahih: Müsned, V/345, H.no:22819; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel ve Taberânî tarafından Kebîr ve Evsafında nakledildiğini, Ahmed b. Hanbel'in râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Heysemî Bezzâr'ın rivayetini de verir:
Bk.MecmaMI/109-110.
Hadisin sahabesi Abdullah b. Mâlik b. el-Kaşb (v.56/676) annesine nisbetle İbn Buhayne ile de meşhur olmuştur. Buhayne'nin babaannesi olduğu da iddia edilir. Bk. İbnti'l-Esîr, Üsdü'l-ğâbe, III/372-373, Trc.no:3160.
Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Radıyailahü anhiim) şahidi İçin bk. 530/1400. hadis.

[125] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/170.

[126] Sened:
Sahih: Müsned, V/60, H.no:20478; Diğer rivayet için bk. IV/236, H.no:17988; Benzer rivayet için bk. V/410, H.no:23373; Ziyâdeli rivayet için bk. V/81, H.no:20644; Abdiirrezzâk, 11/127, H.no: 2766; Heysemî, Ahmed b. Hanbel'in râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Bk. Mecma', H/111. Bennâ İse Hafız İbn Hacer'in hadisin hasen olduğuna dâir sözünü naklederek İbn Hıbbân tarafından Enes'ten (Radıyallahü anh) şahidinin nakledildiği ifade eder. Bk.Bülûğu'l-emânî, IH/198. Ebû Htireyre'den ve diğer sahabeden (Radıyallahü anhiint) şahidi için bk. 530/1400. hadis.

[127] Metindeki ziyade;
(Bir rivayette; Rasûlullah bunu iki ya da Üç kere dedi, diğer rivayette ise; üç kere dedi, şeklinde nakledimiştir.)

[128] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/170-171.

[129] Sened:
Sahih: Müsned, V/308, H.no:22524; Heysemî hadisin senedinde isimlendirilmeyen bir râviden bahsetmektedir. Bk. Mecma', II/l 11. Fakat râvilerinin hepsinin isimleri bulunmaktadır ve her biri sikadır.
Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Radıyallahü anhüm) şahidi için bk. 530/1400. hadis.
Ebû Katâde'nin namazdaki kıraatler ile ilgili diğer rivayeti için bk. 548/1418. hadis.
Ayrıca 456/1326 ve 523/1393.hadislere bk.

[130] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/171-172.

[131] Metinde Abdullah olarak geçen zat İbn Mes'ûd'dur. Bk. İbn Abdilber, Temhid, XI/32; Miibarekpûrî, Tuhfetü'l-ahvezî, 11/199.

[132] Sened:
Sahih: Müsned, 1/451, H.no:4309; İbn Ebî Şeybe, 1/330, H.no:3778; Tahâvî, Şerhu meâniV âsâr, V217; Ebû Ya'lâ, VHI/423, H.no:5006; IX/275, H.no:5397; Heysemî, hadisin Ahmed b. Hanbel, Ebû Ya'lâ ve Bezzâr tarafından nakledildiğini, Ahmed b. Hanbel'in râvilerinin sahih hadis ricali olduklarını belirtir. Heysemî İbn Mesûd'dan nakledilen diğer rivayetleri, hadisi nakleden musannifleri ve hadis hakkındaki hükümlerini şu şekilde sıralar:
nakletti. Râvileri sikadır. Buradaki lafzı anlamındadır. Bk. Abdullah Muhammed Derviş, Buğyetü'r-râid, 11/284.
Taberânî f'vjo/ ve K"eWVinde nakletti. Râvileri sika sayılmıştır.
Taberânî öiVinde nakletti. Senedindeki İbrahim, İbn Mes'ûd'a yetişmedi.
Bk. Mecma\ 11/110-111.
Ebû Hüreyre'den ve diğer sahabeden (Radıyallahu anlüim) şahidi için bk. 530/1400. hadis.

[133] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/172.

[134] Sened:
Sahih: Müsned, VI/448, H.no:27401; Benzer rivayetler için bk. V/197, H.no:21617:
Nesâî, İftitâlı, 31, H.no:921 (Nesâî lafzı ile naklettiği rivayetin sonunda: "Rivayetin son bölümünü Hz. Peygamber'e nisbet edenler hata etmiştir. Bu kısım Ebu'd-Derdâ'nın sözüdür" der). İbn Mâce farklı bir senedle şu şekilde nakleder:
Bk. İbn Mâce, İkâme, 11, H.no:842. Bu rivayet de Nesâî'nin sözünü doğrulamaktadır. Tahâvî, Şerhu meâni'î-âsâr. 1/216; Heysemî, hadisin Taberânî'nİn Kebîr'mûe lafzı ile nakledildiğini, isnadının hasen olduğunu belirtir. Bk. Mecma', II/l 10. Bennâ ise Beyhakî'den naklettiği değerlendirmede Zeyd b. Hubâb ve Leys'in kâtibi Ebû Salih'in rivayetlerinin hatalı olduğunu söyleyerek kendisi hataya düşmüştür. Çünkü yukarıda metnini verdiğimiz rivayet de Zeyd b. Hubâb'ın naklidir ve söz Ebu'd-Derdâ'ya aittir. Bk.Bülûğu'l-emânî, IIT/132.
Ebu'd-Derdâ'nın ismi Uveymir b. Mâlik b. Kays el-Ensârî el-Hazrecî'dir (v.32/652) Ebû Hüreyre'den (Radıyalhhu anh) şahidi İçin bk. 561/1431.hadis.

[135] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/172-173.

[136] Sened:
Sahih: Müsned, IV/426, H.no:19701-19702; Diğer rivayetler için bk. IV/431, H.no:19760; IV/433, H.no:19775; IV/441, H.no:19846; Abdürrezzâk, 11/136, H.no:2799; ibn Ebî Şeybe, 1/330, 313, H.no:3777, 3582; Müslim, Salât, 48-49; Ebü Dâvûd. Salât, 134, H.no:828-829; Nesâî, İftitâh, 27, H.no:915-916 (Nesâî ikinci rivayetinde hadisin gerçekleştiği namazın öğle ve ikindi namazında olması ile İlgili râvinin şüphesini belirtir. Benzer bir rivayet de Müslim'in İki naklinden birinde de görülmektedir. Hattâ bu rivayetlerde: ">-İı *i\ l_^ iji 'y3 tf : r^ı ^ ji-j jıü"
ziyâdesi de vardır); Taberânî, el-Mu'cemü'l-kebîr, XVIu7210-212, H.no:519-525; İbn Hıbbân, Y/155, H.no:1846; Tahâvî, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/207. Câbir b. Abdullah'tan (Radıyallahü anhiimâ) şahidi:
Bk. Ebû Yûsuf, Kitâbü'l-Âsâr, s.23, H.no:l 12.

[137] Bir rivayette; 'Benim, Ey Allah'ın RasûlüT şeklinde geçti.

[138] İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/173-174.

[139] Müsned Trc. H.no:534/1404-535/1405; Ayrıca bk. Tahavi, Şerhu meâni'l-âsâr, 1/216,218; Kâsâni, Bedûiu's-sanâi', I/110;Merğınânî, Hidaye,ll55.

[140] A'raf, 7/204.

[141] Müsned Trc. H.no:528/1428-529/1429; Bk. Abdullah b. Ahmed b. Hanbel, Mesâil, 71; İbn Rüşd, Bidaye, 1/112; İb Kudame, Muğııî, 1/604-605.

[142] Müsned Trc. H.no:521/1391, 532/1402-533/1403; Bk. Nevevi, Mecmu, III/364, Ravzalu't-talibin, I/247.

[143] Bk. Leknevi, Muhammed Abdtilhay, îmamü'l-kelâm fima yetealleku bi'l-kırâatü halfe'l-imam.
İmam Ahmed b. Hanbel, El-Müsned, el-Fethu’r-Rabbani Tertibi, Ensar Yayıncılık: 5/174-175


https://www.islam-tr.org/musned-imam-ahmed-bin-hanbel/22127-kiraat-imam-ahmed-bin-hanbel.html
 
H Çevrimdışı

Hüddam

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
S.a

Bu konuda Hanefi mezhebinin dayandığı deliller. Bilindiği gibi Bu mesele İçtihadi meseledir. Her mezhebin de Delilleri vardır.

BU OKU HAKKINDA HADİSLER 1- Ebu Musa Eşari radıyallahu şöyle buyuruyor: Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bize Hutbe verdi. Bize Sünneti

ve Namaz kılmayı öğretti. Ardından, (Namaz için kalkınca) Saflarınızı düzeltin, sonra sizden birisi İmam olsun, İmamTekbir getirdiği zaman sizde Tekbir getirin, İmam okuduğu zaman susun ve İmam (Gayrilmağdubi aleyhim veleddalin) dediği zaman Amin deyin buyurdu. Müslim-1/174, Ebu Davut- 1/140, İbni Mace-61, Müsnedi Ebu Uvane-2/133, Beyhaki-1/155, Mişkat-81, Daru Kutni-2/327)


2- Ebu Hureyre radıyallahu anh Resulullah sallallahu aleyhi vesselem'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: İmam, kendisine uyulması içindir. İmam Tekbir getirdiği zaman siz de Tekbir getirin. İmam okuduğu zaman susun. İmam Gayril mağdubi aleyhim veleddallin dediği zaman siz de Amin deyin. İmam Rüku yapınca sizde Rüku yapın. İmam Semiallahu limen hamideh dediği zaman siz de Rabbena lekel Hamd deyin. (Nesei- 1/107, İbni Mace- 61, Tahavi- 128, Mişkat-1/81)

3- Cabir bin Abdillah radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem'in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: İmama uyan kimseye İmamın okuması yeterlidir. (İbni Mace-61)

4- Enes radıyallahu anh buyuruyor ki Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bize Namaz kıldırdı ve sonra bize dönerek şöyle dedi: İmam okurken siz de okuyor musunuz? Sahabeler sustular. Bu şekilde onlara üç kere sordu. Sonunda Sahabeler Evet biz İmamın arkasında okuyoruz dediler. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem böyle yapmayın buyurdu. (Tahavi-107)



5- Abdullah İbni Mesut radıyallahu anh şöyle rivayet ediyor: Bir takım insanlar Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in arkasında (iktida halindeyken) okuyorlardı. Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onlara dedi ki siz böyle yaparak bena (Kuran okurken) hata yaptırdınız. (Tahavi-106-İbni Ebi Şeybe-376-Kitabül Kıraat-144)


6- İmam Zühri rahmetullahi aleyh Enes radıyallahu anh'den Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: İmam okurken siz susun. (Kitabül Kıraat-113)


7- Cabir bin Abdillah radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem'in şöyle buyurduğunu söylüyor: İmamın arkasında kılan kimse için İmamın okuması yeterlidir. (Tahavi-106)


8- Cabir radıyallahu anh rivayet ediyor ki bir Adam Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in arkasında öğle veya ikindi namazını kılarken o da okudu. Bir şahıs onu İmamın arkasında okumaması için işaretle uyardı. Ancak o adam okumaya devam etti. Namaz bitince dedi ki sen beni Peygamber sallallahu aleyhi vesellem'in arkasında okumaktan alı mı koyuyorsun? Aralaraında bunu konuşurlarken Peygamber sallallahu aleyhi vesellem onları duydu ve buyurdu ki İmamın arkasında kılan kimse için İmamın okuması yeterlidir. (Kitabül Kıraat-126)


9- Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh rivayet ediyor. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem Cehri (sesli kılınan) bir namazı bitirince buyurdu ki sizden birisi benimle beraber okudu mu? Bir şahıs Evet ben okudum dedi. Resulullah sallallahu aleyhi vesellem "ben de içimden acaba neden okurken karıştırıyorum diyordum" buyurdu. Bundan sonra insanlar Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem sesli okurken okumayı terk ettiler. (Muvatta İmam Malik- 29-Nesei-106- Ebu Davut-1/121-Tirmizi-46-İbni Mace-61- Kitabül Kıraat-117)

Bu olay Sabah Namazında olmuştu. (Sünen'i Kübra-2/157-Ebu Davut-1/130) Bu Namazda neredeyse Sahabenin çoğu vardı. Ancak bunlardan sadece bir şahıs İmamın arkasında okumuştu. Eğer İmamın arkasında okumak Farz olsaydı, o şahıs bundan alı konulmaz bilakis yaptığı iş doğrulanır ve diğerleri de teşvik edilirdi.


10- Cabir radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: İmamın arkasında kılanlar hariç, namazda Fatiha okumayanın namazı eksiktir. (Kitabül Kıraat-136 Beyhaki)


11- Ebu Hureyre radıyallahu anh Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: İmamın arkasında kılanlar hariç, namazda Fatiha okumayanın namazı eksiktir. Kitabül Kıraat-171 Beyhaki)


ilimmektebi.com dan alıntıdır...
 
Üst Ana Sayfa Alt