Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İnsanların Hidayete Tabi Olup Olmama Bakımından Sınıfları

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İnsanların Hidayete Tabi Olup Olmama Bakımından Sınıfları

1 - Sahih Delillerle Hakka Ulaşıp Şeksiz Şüphesiz Bu Hakka Tabi Olanlar: Böyle kişiler inanç yönüyle bu haktan asla dönmezler. Onların haktan ayrılmaları nadir olarak sadece ameli konulardadır.

2 - Güvendiklerinden Dolayı Dedelerini, Babalarını Ve Liderlerini Taklit Ederek Hakka Tabi Olanlar: Hak yol bu kişilere gerçek manada belli olmamıştır. Onun için tabi oldukları, taklit ettikleri kişiler saparsa onlar da saparlar.

3 - Sapıkları Taklit Ettikleri İçin Doğru Yola Tabi Olmayanlar: Bu kişiler hak yola çağrıldıklarında onu hiç incelememiş ve düşünmemişlerdir. Çünkü taklit ettikleri alimleri onu, kendisine sunulan delilleri anlayacak derecede olmadığına, bunun için Allah (c.c)’nun ona bu delilleri düşünüp hüküm çıkartmayı haram kıldığına ikna etmişlerdir.

Onlara şöyle derler:

“Kim bir alimi taklit ederse muhakkak hatasız bir şekilde Allah (c.c)’ya kavuşacaktır. Kim Kur’an ve sünneti inceleyip bunlardan hüküm çıkartmayı düşünürse muhakkak sapar.”

Rasulullah (s.a.s) zamanındaki kitap ehlinin çoğu böylediler. Taklit ettikleri din alimleri, reisleri saparsa onlar da saparlar. Onun için Rasulullah (s.a.s) onların krallarına ve reislerine İslam’ı tebliğ ettiği zaman, İslam’ı kabul etmeyip yüzçevirirlerse hem kendi suçlarını hem de onlara tabi olanların suçlarını yükleneceklerini bildirirdi.

Zamanımızdaki insanların çoğu da böyledir. Zamanımızdaki sahte alimler insanları kandırmış ve şuna inandırmışlardır:

“Kur’an ve sünneti herkes anlayamaz. Bu yüzden Allah (c.c)’nun hükmüne uymanız için bize tabi olmanız gerekir. Size Kur’an’dan ve sünnetten delil getirenleri dinlemeyin. Siz de Kur’an’dan ve sünnetten hüküm çıkartmaya sakın uğraşmayın.”

İşte bu şekilde, insanları; şirk koştukları tağutlara tabi oldukları halde müslüman olduklarına, Allah’ın şeriatini bir kenara atıp kafir kanunlarını tatbik eden tağutların itaat edilmesi gereken ulul emr olduğuna ve daha nice şirkleri işledikleri halde hidayet üzere olduklarına inandırdılar.

4 - Sapık Olan Kavimlerinin Çoğunluğunu Taklit Edenler: Bu kişiler kavimlerinin çoğu belli bir şey üzerinde olduğu ve kavimlerine değer verdikleri için onların hak üzerinde olduklarını zannederler. Bunun için dedelerine, babalarına ve kavimlerinin çoğunluğuna muhalefet eden bir kişi çıkarsa onu yalanlarlar. Çünkü o kişinin getirdiği hakkı, değer verdikleri kavimlerinin bilmediğine ihtimal vermezler. İslam geldiğinde arapların çoğu böyleydi. Fakat arap taklitçilerinin liderlerine olan körü körüne bağlılıkları ehli kitap taklitçilerine göre daha zayıftı. Onun için delilleri düşünmeleri ve İslam’a girmeleri ehli kitaptan daha kolay sağlanabiliyordu. İslam’ın arapların arasında diğer kavimlere nazaran daha çok yayılmasının sebeplerinden birisi de bu idi.

5 - Eksik Bilgilere Sahip Olan Din Alimleri: Bu kişiler sahip oldukları eksik ilimlerle çok şey bildiklerini zannettikleri ve hocalarına çok güvendikleri için delillerle hidayete çağrıldıklarında böbürlenerek ondan yüzçevirirler. Kendilerine sunulan hakkı tenezzül edip incelemezler. Onlar ancak kendi bildikleriyle yetinirler ve kendi bildiklerine muhalif gördükleri için hakkı basite alırlar. Onlar kendilerinden daha alim bir kimse tanımazlar. Onlara göre kendileri bulundukları ortamın en alimleridir. Bu kişiler hem kendileri sapmakta hem de kendilerine tabi olanları saptırmaktadırlar. Onların hakkı kabul etmeleri çok zordur.

6 - Hidayetin Kendilerine Doğru Bir şekilde Değil Eksik Ve Saptırılmış Bir şekilde Ulaştığı Kimseler: İhlaslı oldukları ve hakka tabi olmak istedikleri halde, eksik ve saptırılmış ulaştığından dolayı hakkı hatalı olarak görmüşler ve ona tabi olmamışlardır.

7 - Kendilerine Hidayet Tam Olarak Ulaştığı Ve Hidayeti Anlamak Istedikleri Halde Anlayamadıklarından Dolayı Onu Terdekip Ondan Uzaklaşanlar: Bu kişiler ihlaslı bir şekilde hidayeti istedikleri ve bütün güçlerini kullandıkları için dünyada hidayet üzere olmasalar ve onlara müşrik hükmü verilse bile Allah (c.c) katında mazeretlidirler. Onların hükmü; küfür işlediği halde mazeretli sayılan hakkın kendisine ulaşmadığı kimse, deli veya çocuğun durumu gibidir. Sahih bir rivayete göre bu kimseler kıyamet gününde imtihan edilecekler ve o imtihan sonucu cennete veya cehenneme gideceklerdir.

8 - Kendilerine Hiç İslam Ulaşmadığı Için Hidayet Üzere Olmayanlar: Bunlara dünyada her ne kadar müşrik hükmü verilse de kıyamet gününde dünyadaki şirklerinden dolayı azab edilmeyeceklerdir. Sahih bir rivayette bildirildiği üzere onlar kıyamet gününde imtihan edilecekler ve bu imtihana göre cennete veya cehenneme gireceklerdir.
 
Üst Ana Sayfa Alt