Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kötü İşler (Rabbim bizleri uzak tutsun)

Z Çevrimdışı

Zeyd bin Hârise

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İÇKİ

Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! İçki kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.”(Maide: 5/90)
Bir şeyin haram kılındığının en kuvvetli delillerinden biri ondan uzak durmanın emredilmesidir. İçki, kafirlerin ilahları ve putları olan dikili taşlarla birlikte zikredilmiştir. Ve “(Allah) içkinin haram olduğunu söylemedi, sadece ‘ondan uzak durun’ dedi!!” diyen kimsenin getirebileceği hiç bir delil kalmamıştır.
Rasûlullah’ın (s.a.v.) sünnetinde içki içenle ilgili olarak şu tehdit gelmiştir: Cabir hadisinde Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurur:
“Allah azze ve celle, içki içen kimseye “tinetu’l-habal’den içireceğini ahdetmiştir.”
Dediler ki:

“Ey Allah’ın Rasulü! ‘Tinetu’l-habal” nedir?” Şöyle buyurdu:
“Cehennem ehlinin teridir ya da (yanmaları sonucu) bedenlerinden akan sudur.”

İbni Abbas’ın rivayet ettiği bir hadiste ise şöyle buyurur:
“İçki mübtelası olarak ölen kimse puta tapan bir kimse gibi Allah’ın huzuruna çıkar.”
Çağımızda içki ve şarap çeşitleri oldukça çoğalmış; bira, arpa suyu, alkol, rakı, votka, şampanya vb. çeşitli isimlerle adlandırılmıştır.
Rasûlullah’ın (s.a.v.):
“Ümmetimden bir kısım insanlar içki içip onu başka isimle adlandıracaklar.”
kavlinde bildirdiği grup, ümmetin arasında zuhur etmiştir. Bunlar akılları karıştırmak ve gerçeği saptırmak amacıyla içkiyi “ruhun gıdası içecekler” şeklinde isimlendirirler.
“Onlar (kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve mü’minleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.” (Bakara: 2/9)
Şeriat bu konuyu temelinden açıklığa kavuşturan ve istenilen yöne çekme suretiyle yapılan saptırmaya fırsat bırakmayan önemli bir kural ortaya koymuştur. Bu, Rasûlullah’ın (s.a.v.) şu kavlinde bildirilmiştir:
“Sarhoş edici her şey içkidir ve sarhoş edici her şey haramdır.''
“Aklı bulandıran ve sarhoş eden her şeyin azı da çoğu da haramdır.”
Adları ne kadar çok ve değişik olsa da adlandırılan aynıdır ve hükmü bilinmektedir.

Son olarak Rasûlullah’ın (s.a.v.) içki içenlere uyarısına kulak verelim:

Kim içki içer ve sarhoş olursa kırk gün namazı kabul olmaz, ölürse cehenneme girer, tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder. Sonra tekrar döner, içki içer ve sarhoş olursa kırk gün namazı kabul olmaz, ölürse cehenneme girer, tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder. Sonra tekrar döner, içki içer ve sarhoş kırk gün namazı kabul olmaz, ölürse cehenneme girer. tevbe ederse Allah tevbesini kabul eder. Ve yeniden tevbesinden dönerse Allah’ın Kıyamet günü ona “radğatu’l habal” içirmesi haktır.”
Dediler ki:
“Ey Allah’ın Rasulü! “Radğatu’l habal” nedir?” Şöyle buyurdu:
“Cehennem ehlinin (yanma sonucu) bedenlerinden akan sudur.”
Sarhoş edici şeylere mübtela olanların hali buysa ondan daha kötüsünü alışkanlık haline getiren ve uyuşturucu mübtelası olanların durumu ne olur!?
 
Z Çevrimdışı

Zeyd bin Hârise

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kumar ve Şans Oyunları

Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” (Maide: 5/90)
Cahiliye insanı sürekli kumar oynardı. En meşhur oyunlarından biri şu şekildeydi: On kişi bir deveye eşit oranlarda ortak olurdu. Sonra kadehlerle bir tür kura çekilirdi. Yedisi, örflerine göre belirlenen değişik paylarını alır kalan üç kişi ise hiç bir şey almazdı.
Zamanımızda ise kumarın bir çok şekli bulunmaktadır. Bunlardan bazıları şu şekildedir.
- Piyango olarak bilinen olay... Bunun çok çeşitli şekilleri vardır. En basiti; çekiliş yapılacak rakamların parayla satılarak ilk şanslı kişiye bir ödül, ikincisine başka bir ödül şeklinde birden fazla ve değişik ödüllerin verilmesidir. Bu, -kendilerince hayırlı bir iş olarak adlandırsalar bile- haramdır.
- İçerisinde bilinmeyen bir ödülün bulunduğu bir malı satın almak ya da malın satışı esnasında, ödül kazananların belirleneceği çekiliş için bir numara vermek.
- Çağımızdaki kumar türlerinden biri de ticari sigorta anlaşmalarıdır. Hayat sigortası, eşya sigortası, yangına karşı sigorta, genel sigorta ve benzeri çeşitli sigortalar... Hatta bazı sanatçılar, seslerini sigorta ettirirler.
Bunlar ve şans oyunlarının her türlüsü kumara dahildir. Günümüzde; bu büyük günahın işlendiği, içerisinde kumar masaları ve kumar aletleri bulunan özel kumar klüpleri bulunmaktadır. Futbol maçları ve benzer oyunların bahislerinde yapılan da kumar türlerinden biridir. Bazı oyun salonlarında ve eğlence merkezlerinde de kumar fikrine dayalı oyun çeşitleri vardır.
Müsabakalar ve yarışmalar üç çeşittir:
Birincisi: Şeriata uygun bir gayesi olanlar... Bunların ödüllü ya da ödülsüz oynanması mübahtır. Deve ve at yarışları, atıcılık müsabakaları gibi. Kuvvetli görüşe göre, buna -Kur’an ezberi gibi- şer’i ilimlerle ilgili müsabakalar da dahildir.
İkincisi: Kendisi mübah olan (ama üzerine ödül konulması caiz olmayan) müsabakalar... Namazları geçirme, avret bölgelerini açma gibi haramların işlenmediği futbol maçları ve koşular buna örnektir. Bunların ödülsüz olarak yapılması caizdir.
Üçüncüsü: Kendisi haram olan ya da harama götüren yarışmalar... Örneğin, “güzellik yarışmaları” olarak isimlendirilen fesat müsabakaları, yüze vurmayı içeren -ki yüze vurmak haramdır- boks maçları, ya da “Koç dövüşü”, “Horoz dövüşü” şeklinde düzenlenen müsabakalar...
 
Z Çevrimdışı

Zeyd bin Hârise

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Zar Oyunları Oynamak

İnsanlar arasında yaygın olarak kullanılan oyunlardan bir çoğu haram kılınmış işleri içerir. Bunlardan biri de, tavla vb. bir çok oyunda taşların hareketi ve yer değiştirmesi işleminde kullanılan zardır. Rasûlullah (s.a.v.) kumara ve şans oyunlarına kapı açan zardan sakındırmıştır ve şöyle buyurmuştur:
“Zarla oynayan sanki elini domuz eti ve kanıyla boyamıştır.”
Ebu Musa’dan (r.a.) Rasûlullah’ın (s.a.v.) şöyle buyurduğu rivayet edilir;
“Zarla oynayan Allah’a ve Rasulü’ne isyan etmiştir.”
 
Z Çevrimdışı

Zeyd bin Hârise

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hırsızlık

Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“Hırsızlık eden erkek ve hırsızlık eden kadının yaptıklarına karşılık bir ceza Allah’tan bir ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah, Aziz ve Hakim’dir.” (Maide: 5/38)
En büyük hırsızlık suçlarından biri, hacıları ve Beytullah’ul Atik’in ziyaretçilerini soymaktır. Bu tür hırsızlar, yeryüzünün en kıymetli mekanlarında ve Beytullah’ın çevresinde Allah’ın koyduğu ölçülere hiç değer vermezler. Rasûlullah (s.a.v.) Küsuf namazının anlatıldığı hadiste şöyle der:
“... Cehennem getirildi. Bu, beni (namazda) gerilerken gördüğünüz anda oldu. Ateşinin bana dokunmasından korkarak geriledim. Orada bastonlu bir kimsenin cehennem içerisinde bağırsaklarını sürükleyerek dolaştığını gördüm. O kimse, bastonuyla hacıları soyuyordu. Hacı bunu farkederse, “Bastonuma takıldı” der, farketmezse alır giderdi.”
Hırsızlığın en büyüklerinden biri de umuma ait malları çalmaktır. Bunu yapan bazı kimseler şöyle derler:
“Başkalarının çaldığı gibi biz de çalıyoruz.” Bilmezler ki, bu tüm müslümanları soymaktır. Çünkü umuma ait mallar bütün müslümanların mülküdür. Allah’tan korkmayanların yaptığı onlara gerekçe olacak bir neden değildir. Bazı insanlar da müslüman olmadıklarını öne sürerek kafirlerin mallarını çalarlar. Oysa bu doğru değildir. Çünkü mallarının gasbedilmesi caiz olan kafirler müslümanlarla savaş halinde olanlardır. Değilse kafirlerin kendileri ve tüm şirketleri bu kapsama girmez.
Hırsızlık çeşitlerinden biri de gizlice başkalarının cebine el uzatmaktır. Bazıları, başkalarının evine ziyaretçi olarak girer ve bir şeyler çalar. Bazıları misafirlerin çantalarını soyar. Bazıları da işyerlerine girer ve cebine, elbisesine bir malı gizler. Kadınlardan bir kısmının elbisesinin altına gizleyerek yaptığı da bu türdendir. Bazı insanlar basit ve ucuz eşyaların çalınmasını önemsiz bir şey olarak görür. Oysa Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Yumurta çalıp eli kesilen, ip çalıp eli kesilen hırsıza Allah lanet etsin.”
Kim bir şey çalmışsa, Allah azze ve celle’ye tevbe ettikten sonra onu sahibine geri iade etmesi gerekir. İster açıkça iade etsin, isterse gizlice kendisi ya da bir başkası aracılığıyla iade etsin... Mal sahibine veya mal sahibinin mirasçılarına uzun aramalardan sonra ulaşamamışsa, o malı sahibinin sevabı niyetiyle sadaka olarak verir.
 
A Çevrimdışı

asker_kız

Üye
İslam-TR Üyesi
saol kardeşim çok güzel bi konuya değinmişsin hakkını helal et...selam ve dualarımla...ALLAH'A emanet ol ayrıca paylaşımın için çook teşekkür ederim..
 
Z Çevrimdışı

Zeyd bin Hârise

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
asker_kız ' Alıntı:
saol kardeşim çok güzel bi konuya değinmişsin hakkını helal et...selam ve dualarımla...ALLAH'A emanet ol ayrıca paylaşımın için çook teşekkür ederim..

Rabbim hepimizden razı olsun ... hakkım var ise helal olsun sizde helal edin inşaallah..rica ederim inşaallah hayırlı paylaşımlar fi emanillah

OĞUZELİ ' Alıntı:
sağolun.ALLAH bunları yapanları ıslah etsin

Allah razı olsun ....amiin kardeşim
 
Üst Ana Sayfa Alt