Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

küfür matik nurcula'a bir örnek site daha

M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
senelerdir takip ettiğim bir küfür sitesini daha sizlere sunuyorum . insanların beyinlerini kendi cahil beyinleriyle yıkıyorlar.işte örnek bir soru var .

kaynak:"...Hüküm vermek ancak Allah'a aittir..." (Yusuf 12/40) ayetini nasıl anlamalıyız? Seçimlerde oy kullanmak bu ayete ters düşmüyor mu? | Sorularla İslamiyet



soru:"...Hüküm vermek ancak Allah'a aittir..." (Yusuf 12/40) ayetini nasıl anlamalıyız? Seçimlerde oy kullanmak bu ayete ters düşmüyor mu?

cevap :
Değerli kardeşimiz;

"...Hüküm vermek ancak Allah'a aittir; kendisinden başkasına değil, O'na tapmanızı emretmiştir..." (Yusuf 12/40)
Hakiki olarak hüküm vermek ancak Allah'a aittir. Hüküm, hâkimiyyet, yönetim başkasına değil, ancak Allah'a aittir. Kur'an bu gerçeği önemine binaen birçok ayetler dile getirerek tüm insanları ve özellikle de hüküm verme yetkisini elinde bulunduran ve saltanatın gerçek sahibi olduğunu iddia edenleri uyarmıştır. İktidar sahibi kullar ise O'nun hükümlerini uygulamakla yükümlüdür.
Her şeyin yaratıcısı olan Allah inanç, ibadet ve toplumsal konularda nasıl davranması gerektiğini Kitap ve Peygamberler göndererek bildirmiştir. Yusuf Suresinde geçen ayette de Allah'tan başka ilah addedilenlerin düzmece tanrılar olduğu, yaratıcı, hüküm sahibi ve tapılacak tek mabudun eşi ve benzeri olmayan Allah olduğu nazara verilmiş, inanç konusunda insanların neye inanması gerektiği belirtilmiştir.
İslam Toplumunun yönetim şekli konusunda Kur'an ve Hadis'in bize sağladığı malzeme sadece genel ilkelerdir. Geri kalan düzenleme insanların akıllarına havale edilmiştir. İnsanlar yaşadıkları çağın genel eğilim ve ihtiyaçlarını da dikkate alarak İlahi ilkeler çerçevesinde toplumsal düzenlerini kurmak durumundadırlar. Ne Kur'an ne de Hadis külliyatı bize belli bir yönetim şablonu dayatmamaktadır. Bu konuda Kur'an'ın bize önerdiği ilkeler "adalet", "istişare", "liyakat", "hak" gibi evrensel ilkelerdir. "Allah adaleti, iyiliği, vermeyi emreder, her türlü kötülükten de men eder..."(Nahl, 16/90) Bu ayete göre insanlar hayatlarının tüm cephelerinde adalet ve iyiliği gerçekleştirmek durumundadır. "Allah'ın Hakimiyeti" ile "Halkın Hakimiyeti" nasıl bir arada düşünülebilir? Bediüzzaman bu konuda ilginç sayılabilecek "mülk-melekut" ayırımını yapar ve yaklaşımını bunlar üzerine bina eder. Mülk alemi fizik ve organik alemi, melekut alemi ise fizik ötesi olan gayb alemini ifade eder. Mülk aleminde insan özgür bırakılmış, kendisine verilen cüz-i irade ile karar verme yetkisi verilmiştir. Melekut aleminde ise doğrudan İlahi kudret egemendir. Sebepler ve fizik aleme ait kanunlar orada geçerli değildir.Bu yaklaşıma göre bizim muhatap olduğumuz alem mülk alemidir. İnsan iradesi bu alanda etkili olmakta, serbestçe seçebilmekte, insanın kudreti kendi fiillerini üretebilmekte ve bundan dolayı insan yaptığından da sorumlu olabilmektedir. Melekut alemi ise "daire-i itikat"tır. İnsan her şeyin dizgini Allah'ın elinde olduğuna itikat etmekle yükümlüdür. Ancak muamelat aleminde kendi aklıyla ve iradesiyle en iyi ve en yararlıları seçmek ve yapmak durumundadır. Mülk alemindeki etkinlikleri Cenab-ı Hak insanların tasarrufuna bırakmıştır. Akli ve vehyi ilkeleri dikkate alarak insanlar sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel düzenlerini kendi ihtiyaçları doğrultusunda geliştirip kurabilir, gerektiğinde de değiştirebilirler.(Prof. Dr. Bünyamin Duran, Köprü Dergisi, s. 64)
Beş yıl boyunca idarecileri tenkit etme ihtiyacı duyan millete, idarecileri seçme ehliyeti verilmiştir. Halk ta bunları seçmek için Sandık başına gider. Bunları seçerken en iyi olanları seçmeye çalışırız. Bizim niyetimiz, onların devletimize daha faydalı olduğudur. Yoksa “bunlar, zararlı insanlardır” diye seçsek elbette sorumlu oluruz. Bundan sonraki iş, idarecilerin mesuliyetine kalmıştır.

İslam dininin belli bir yönetim şeklini mecbur etmediğini görüyoruz. Bu konuda temel kaide ve kurallar getirmiştir. Bunlar, adalet, eşitlik, harama girmemek şartıyla hürriyet gibi esaslardır. Bu sebeple yolculuğa çıkarken bile bir başkan seçmeyi emreden dinimiz, elbette vatan ve millet idaresine geçecek insanların seçimine kesinlikle karşı çıkmayacaktır. Diğer taraftan ilk halifeler de hep seçimle iş başına gelmişlerdir. Bir müslümanın kendini yönetecek insanlardan vatanına, milletine ve mukaddesatına hizmet edececeğine inandığı birilerine oy vermesi helaldir. Hatta böyle bir görevden kaçması da doğru değildir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

ilme muhtaç bu cahillerden malesef interntte çok var hepside rsalei nurcu başka bir deyişlede cahil.


 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Geçen gün Sivasa gittim. Rastgele radyo kanallarını geziyordum. Bir radyo kanalında beni şaşkına çeviren bir kanaldaki konuşmayı aklımda kaldığı kadarıyla özetleyeyim.

Önce kitaptan (sanırım said nursinin kitabından) bir paragraf okudu spiker. Sonra bu cümlenin tefsirini yapalım dedi. Ben sandım ki ayet hadisle ilişkilendirecek.
Kitabın bimem kaçıncı cildinde bilmem kaçıncı paragrafından okudu. Orda da bir hikaye geçiyor. Hikayede adamın biri rüya görmüş. Rüyasında biri geliyor ve (bi kitap veriyordu sanırım. bu kısmı hatalı olabilir) sonra da ona kendisinin ne kadar kıymetli bir zat olduğunu söylüyor. Spiker de bununla bağlantılı olarak ilk cümlenin doğruluğu ispat oldu diyor. Bakın bu rüyaya göre bilmem kim yüksek mertebeli biridir ( mehdi gibi bişeyler demişti sanırım orda) diyor

Kitabı yazan aynı kişi, ilk cümle aynı kişiye ait, hikaye aynı kişinin uydurduğu bir hikaye. Rüyasında gelen bir adam ona sen hidayet üzeresin diyor. Oda bunu kitaba yazıyor. Böylece onun söylediklerinin doğruluğu ispat edilmiş oluyor. Bu şekilde yapılan açılamanın da adı tefsir oluyor.

FESUPHANALLAH. Bu ne biçin bir sapıklıktır.

Allahım verdiğin nimetlere şükürler olsun. Akıl vermişsin bana, idrak vermişsin ELHAMDÜLİLLAH
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Bunlara kuran ve sünnet hükümleri çok ağır mı geliyorda herşeyi risale nur kitabına göre tefsir ve tevil ediyorlar anlayamadım.Bir nurcu arkadaşa kuran ve sünneti risalei nur ile perdelemeyin dediğimde,biz risalei nuru anlasak zaten kuranı da anlamış oluyoruz demişti.Oy konusunda saidi nursinin 10 yıl kadar sosyal demokrat olarak hükümette görev aldığını daha sonra hatasını anlayıp görüşlerinden döndüğünü okumuştum.Bunlar önceki said versiyonuna göre tevil ve tefsirde daha demokrat bir hale gelmişler.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Daha önce yahudi ve hristiyanların kitaplarına yaptıkları Kuranı kerime yapılamıyor. Bu nedenle önce insanları Kuranı okumaktan ve anlamaktan alıkoyup sonra da kendi yazdıklarını Kuranı Kerim adı altında insanlara veriyorlar.

Önce toplumlar dinsizleştirildi. Ardından kendi kafalarından adına islam dedikleri yeni dinlerini yazdılar. Sonra da insanlara alın bu sizin dininiz dediler.
Bizler de buna inanmaya başladık.

Birisiyle tartışırken , bana zaman ver bu söylediklerinin hepsinin yanlışlığı hakkında sana Kuran ve Hadisten deliller getireceğim , senin yanlış bildiklerin konusunda seni bilgilendireyim dedim. Aldığım cevap, Sen kimin mealinden bana bunu getireceksin. Onlar kuranın mealini yapamazlar. Bunu sadece hocamız yapar. Onlar mealleri çarpıtıyorlar. Ben sana farklı farklı meallerden getireceğim. Kuran biz anlamayacaksak neden bizlere indirilsin , onu anlayamam demekle kuranı inkar ediyorsun dedim. Ben hocamın kitabında hepsini buluyorum dedi. Peki dedim meal ya da tefsir okuyormusun.
Bilmem ne yayınlarının dışında hiçbirşeyi okumam dedi. Ayrıca meal okumama gerek yokki. Zaten hocam okumuş benim anlayacağım hale getirmiş. Hocam 24 saatini ibadetle geçirir. ; Biz cahiliz , anlamayız. onu anlamak için alim olmak gerekir. Sen ona nasıl dil uzatırsın !!!!
Hiç kuranın meal ya da tefsirini okudun mu dedim. 1 sayfasını, 1 suresini ya da 1 ayetini. Sana sadece fathanın tefsirini okusam bu düşüncenden vazgeçersin dedim.
İnanın buna bile ikna edemedim.
 
M Çevrimdışı

MuhammedRabbani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşim ırakta mürtedler neyse burdada nurcular o .amerika türkiyeyle savaş yapsa türkiyeninde mürtedi nurcular ardındanda tasaffuf ehli gelir .

adamın sunduğu verdiği örneğe baksana ya okuyunca şaşırdım .
 
Abdussamed Seyhani Çevrimdışı

Abdussamed Seyhani

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ALLAH cc Bu Badem bıyıklı Nurcu taifesini Islah etsin.. İnsanlara Bidat ve Hurafe dolu bir Din öğretiyorlar
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
nurcular risale-i nuru hatmediyorlar


526548_396698953771668_37161339_n.jpg


https://www.islam-tr.org/kuran-ve-sunneti-anlamanin-onundeki-engeller/27656-risale-i-nur-disinda-iman-aramaya-gerek-yok-mus-musssss.html

Risale-iNur dışında iman aramaya gerek yokmuş!!!




Zannederim ki, hakaik-ı âliye-iimaniyeyi tamamıyla Risale-i Nur ihata etmiş, başka yerlerde aramaya lüzum yok.(Risale-i Nur Külliyatı- Barla Lâhikası -sf.588-YeniAsya Neşriyat)



Risale-i Nur Talebeleri, Risale-iNur’un dairesi haricinde nur aramamalı ve aramaz. Eğer ararsa, Risale-i Nur’unpenceresinden ışık veren manevî güneşe bedel, bir lâmbayı bulur; belki güneşikaybeder.(Risale-i Nur Külliyatı-Lem’alar -sf.631-Yeni Asya Neşriyat)
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bi tane daha var bu da çok ilginç. Bunlar nurcu değil ama.

Bi tarihte dedimki kendime bundan sonra çevremdeki insanları müslüman kesimden seçeyim. Bi vesile oldu bi grubun akşam toplantısına gittim.
Tevbe alma olaylarına geldi sıra
Biri bi resim çıkardı. Bu şeyhimiz. resmine bak dedi. Baktım ( Başlıyor dedim bakalım nereye gidecek sonu)
Ben şeyhin vekiliyim dedi. Şeyhime bakarak benim dediklerimi tekrar edeceksin tevbe alacağız.
Nasıl olacak dedim şeyhinin haberi varmı şimdi burda benim tevbe alacağımdan.
Alnının ortasından falan klasik tasavvuf ritüellerini anlattı.
Ben tevbe edeceksem bunun için sana ve şeyhine ihtiyacım yok dedim. Ayrıca şeyhini tanımam etmem. Gün gelir tanışırsam o zaman belki fikrim değişebilir. Ama şeyhini kabül etmiyorum ben dedim. Ayrıca sen neye dayanarak vekil oluyorsun?
Bişeyler anlattı . İstediğin yerde bırakırız başlayalım. istersen dedi. Neyse uzatmayayım. Biraz daha bişeyler göreyim diye başlayalım dedim. Bikaç masum cümleyle başladık o söylüyor ben tekrar ediyorum. En sonunda beni küfre götürecek yerine geldiğinde.
Dur dedim. Ben bu şekilde yaptığınız şeye karşıyım. Ben tevbemi ALLAH tan dilerim. Ve bunun için de kimseye ihtiyacım yok. Ne sana ne tanımadığım bir şeyhe.

Gel beraber tevbe edelim. Beraber kelime i şehadet getirelim. İkimiz de dinimizi tazeleyelim.

KELİMEİ ŞEHADET GETİRTEMEDİM.. VALLAHİ DE BİLLAHİ DE ALLAHIN ADINDAN KORKTU KARŞIMDAKİ. KELİMEİ ŞEHADET GETİRTEMEDİM..

Sonradan öğreniyorum. Onların tevbe etmeyenleri almadıkları bir oda vardı. neden bilmiyorum beni oraya aldılar. sanırım benim itirazlarımdan beni ikna etmek üzere aldılar. (Ben o odaya neden giremediğimi falan söyledim sanırım . Hatme diye bi kelime hatırlıyorum. Sanırım hatme yapacaklar ve ardından da Namaz kılacaklardı orda. Namaz kılmak için şeyhinin onayımı gerekir gibi bişeyler söyledim sanırım . Tam hatırlamıyorum. Neyse içeri girdik) herkes oturmuş. kimsenin kafası hocaya doğru bakmıyor. Hoca da şahin gibi etrafı gözetliyor. bi taraftan dergahlarına para falan istiyor. biz zavallı aciz insanlarız bilmem ne işte zırvaladı durdu. (Amacım olan biteni gözlemek . Hazır fırsatı bulmuşum . ) Neyse çok uzun sürmedi yatsı için kamet getirmeye başladılar. Ben öyle sanıyorum. Sünneti kılmadım ben dedim siz ne zaman kıldınız!!!! (zannedersem bu yatsı namazı değilmiş) O da ne Kametin içinde birtakım isimler sıralanıyor. Arapça bilmediğim halde tüylerim diken diken oldu ve burdan hemen çıkmalıyım dedim. Küfre gidiyorum. Geylani , meylani bitakım şeyh isimleri geçti. Dedim ki içimden bunlar tapınmaya geçtiler. onlar namaza başladı ben odadan ve o ortamdan çıktım.

Çıkarken duvarlara göz gezdirdim. Duvarlarda sadece arapça Muhammed yazısı var. Alışmışız ya ALLAH ve Muhammed yazıları olmalı .
İçimden neden ALLAH yok burda dedim.
Beni uğurlayana da bunu sordum. Duvarda neden ALLAH yok. Düşmüş dediler. kırılmış. Bi hayırsever getirirse takarız.

Tatsızlık olmadan çıktım bi şekilde.
Dışarı çıktığımda da ALLAHIMA hamd ettim. Bu sapıklığın içinde olanlardan olmadığım için
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
buraya girip sordunuz mu hiç sadece çevrenizde gördüğünüz nurculara mı yükleniyorsunuz bu ilmi heyete burda söylediklerinizi yazın acaba size ne cevap verecekler
Sorduk cevapladılar :)
Sorularla Risale | Üstad'a göre insanların çoğunun meşrutiyete karşı çıkmasının nedeni nedir? Meşrutiyet halka nasıl gösterilmiştir, açıklar mısınız?


"BİRİNCİ CİNAYET: Geçen sene bidayet-i Hürriyette elli-altmış telgraf umum şark aşiretlerine Sadâret vasıtasıyla çektim. Meâli şu idi:"
"Meşrutiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer'iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz Meşrutiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz."
"Her yerden bu telgrafların cevabı, müspet ve güzel olarak geldi. Demek vilâyat-ı şarkiyeyi tenbih ettim, gafil bırakmadım. Tâ yeni bir istibdat onların gafletinden istifade etmesin. Neme lâzım demediğimden cinayet işledim ki, bu mahkemeye girdim."
(...)


Demekki neymiş !

1- Dünyevi saadet Mason İttihat ve Terakkinin getireceği meşrutiyetten geçiyormuş.

2- Haçlı güçlerin dayattığı ve Abdülhamid'in iptal edip yerne hanefi fıkhını uygulamaya çalştığı Kanuni Esasi hakiki adaletmiş...

İyi uykular !
 
Üst Ana Sayfa Alt