Soru Kul Hakkı ile Ölen Bir Kişinin Hükmü Nedir?

selamun aleykum Allah’ın ölümden sonra şirk hariç bütün günahları affedebilceğini biliyoruz. peki bir Müslüman kul hakkı yemiş bir halde ölse bu kişinin azap olmadan Allah’ın affetmesi mümkün müdür? Yoksa o hakkı yenmiş insan hakkını helal etmediği sürece azap mı dokunacaktır hak yiyen kişiye ?

Mithat can' Alıntı:

selamun aleykum Allah’ın ölümden sonra şirk hariç bütün günahları affedebilceğini biliyoruz. peki bir Müslüman kul hakkı yemiş bir halde ölse bu kişinin azap olmadan Allah’ın affetmesi mümkün müdür? Yoksa o hakkı yenmiş insan hakkını helal etmediği sürece azap mı dokunacaktır hak yiyen kişiye ?

Genişletmek için tıkla ...

Aleykym selam ve rahmetullahi ve berakatuh

Kul hakkı yemiş olan kişinin amellerinden alınıp hakkı yenen kişiye verilir, eğer ameller yetersiz gelirse hakkı yenen kişinin günahları hakkını alan kişiye verilmeye başlanır...

"Bir kimse kardeşinin haysiyetine, yahut malına haksız olarak taarruz etmişse, iltimas olarak verilebilecek altın ve gümüşün bulunmadığı günden (kıyamet) önce helâlleşsin. Aksi halde, yaptığı haksızlık nisbetinde onun iyi amellerinden alınıb hak sahibine verilir. İyiliği yoksa, hak sahibinin günahından alınıb haksızlık eden adama verilir." [Buhari, Mezalim-10]

Aynen.

Ek olarak: Bu hadisten "helal edilmemiş haklar" sebebi ile ziyana girmemek için "sevapların çoğaltılması gerektiği sonucunu" çıkartabiliriz. Öyle ki, vereceğimiz sevaplar yetebilsin...

Bunun için evvela elbette sahih iman; ardınca çokça tevbe ve "dile kolay, sevapta ağır tesbihatların" çoğaltılmasını tavsiye ederim. Ve her tür salih amel, kişinin imkanı ve gücü neye yetiyorsa...

Bu arada "hakkı yenilen kişinin gıyabında hayır dua etmek" de söz konusu hakka karşılık olarak düşünülebilecek şeylerden.

Tüm bunlar, kişiden helallik almak söz konusu olmadığında geçerlidir. İlk iş mümkünse helallik almaktır tabi.

Unutmadan:

Bu derecede çabaladıktan sonra "ya sevaplarım yetmezse" endişesi yine söz konusu olabilir. Bu güzeldir. Ve ama Allah'tan da umudu kesmemek gerekir. Tam olarak "korku ile umut arasında olmak" bu konuda da en doğru yoldur. Yeter ki samimi şekilde bu yolda çabalamış olalım.