Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Mezheblere ve mezheb imamlarına islami yaklaşım...

S Çevrimdışı

Sadat-ı Kiram

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Selamun Aleykum Değerli kardeşlerim..son derece Elzem ve bir o kadarda çok güzel bir konu...Benim itikadımda bu yazıdaki düşünceler gibidir..


Bismillah velhamdulillah vessalat vesselam ala resulillah emma baad


Günümüz insanları orta yolu bulmakta çok zorlanıyor. ben şahsen eğer insanlar, islami ölçüler içinde orta yolda birleşseler ve orta yolda karar kılsalar, Allahın izniyle birçok sorunun çözülebileceği kanaatindeyim..Bilmiyorum belkide sadece bir düşünce olmaktan öte gidecek birşey değil ama belkide bu bizim üzerimize düşen bir görev, yerine getirilmesi gereken bir rahmet..
hz. Ali (r.a.) dediği gibi : '' Orta metod izleyin. Geride kalan ona yetişecek , sınırı aşan ona geri dönecektir''..

İşte orta yol ve yaklaşımla yaklaşılması gereken bir mesele mezheb ve mezheb imamlarına yaklaşım bu noktada iki ayrı uç nokta müşahade ediyorum ve bu iki uç noktanın ortasının bulunması gerektiğini düşünüyorum..

başarı allahdandır..

reddedilmesi gereken ilk yaklaşım

1-mezhebçilik taassubu..
Bu çok acı bir durum insanların hayat sahasını daraltmak ve mezhebleri birer din ve müctehid imamları birer konuşan vahiy olaral algılamak bu imamlara hürmet değil bilakis bu imamlara birer ihanettir.. onlar bizi bu şekilde bırakmadı..
onların hepsi birer insan olduğunu ve görüşlerinin reddebilir yada kabul edilebilir olduklarını söylediler hatta bunlardan hiç birisi benim mezhebim var beni taklid edin diye zorlamadı bu koyu mezhebçilik taassubçuluğu imamlara en büyük hakarettir..
abd ve ingiliz askerleri afganistana girdiğinden müslümanlar birbirlerini yiyor birbirleri ile savaşıyor kavga ediyordu sebebi mazereti hepinizin ağzını açık bırakacak cinsden kavga hanifler ile şafiler arasında birisi tahiyatta parmağını kaldırıyormuş!! evet ne kadar acı bir durum..

bu acı durum gerçekten çok şaşırtıcı ebu hanifenin öğrencileri bir çok konuda ebu hanifeye karşı çıkmıştır ve bunu öğrencilerine ebu hanife öğretmiştir.. imam şafii şamda verdiği fetvasına tenakuz eden mısırda bir fatva vermiştir ve neden böyle yaptın dediklerin imam şafii o zaman öyleydi şimdi bu şekilde olması gerekir diye cevab vermiştir..
ve imamların şu sözleri meşhur Allah onlardan razı olsun..
'' benim görüşümü hz. peygamberin sözüne aykırı bulduğun zaman, benim görüşümü terk edin.''

Ve şu söz de imam lara aiddir; '' hz. peygamberin sözünden başka her söz kabul edilebilir veya reddedilir çünki O, vahiyle konuşur ve hatadan korunmuştur''

Yine ebu hanife; '' hadis sahih olduğu zaman benim görüşüm odur.'' ibn-i abidin ( el haşiye)

Yine ebu hanife; '' nereden aldığımızı bilmedikçe hiç kimseye bizim görüşümüz ile amel etmek helal olmaz. ibn-i abidin ( el haşiye)

O halde bu anlayıştan uzaklaşmak gerekir ihtilafı rahmet bilip ayrılığı zulum olarak değerlendirmeliyiz.. her insan istediği insana tabi olmakta özgürdür hatta bazı durumlarda diğer mezhebin görüşüne uymasında hiç bir sakınca yoktur... yahud bir konuda diğer imamın görüşü kuran ve sünnete göre emin bir şekilde daha yakın olduğuna karar vermişse bilmelidir o durumda kuran ve sünnette yakın olan mezhebin görüşü ile amel etmek allahın ve onun resulunun rızasını daha layıktır...
2-Mezheb ve müçtehid imamları reddetme taassubu...

bu tür düşünceye sahib olanlar yada selefi olduklarını söyleyen bazı kimselerde ''zahirilerde'' diyebiliriz mezheb taklidinin haram olduğunu söylüyor.. avamda olsa her insanın kuran ve sünnetten gerekli olanı kendisinin bulması gerektiğini söylüyorlar..
bu arkadaşların kendilerinde bile müçtehidlik vasıfları yok iken nasıl olurda avamı taklidden men edebilirler anlamıyorum.. kendlilerine ibn hazmdan başka bir alim bulabileceklerini ben sanmıyorum bu görüşlerine.. bu mantık çok hatalı ve yanlış...
ibn teymiyye kendilerine kalkan yapanlar aldanıyorlar bu konuda ibn teymiyyenin düşünceleri şunlardır;
'' Alimler hz. peygamberin , ümmeti içindeki halifeleridir. Sünnettinden yok olmak üzere olanları dirilten ve ihya eden insnalardır. kuran onlarla ayakta durmakta, onlarda kuranla hareket etmektedirler. kuran onlar aracılığı ile konuşmakta ; onlarda kuranla konuşmaktadırlar.. (reful melam)
ibn teymiyye fetvalarında ise şunu söyler: ''Basit halk tabakasının bir imama ya da alime tabi olması, caiz veya vacip olabilir''. (mecmuatul fetava şeyhülislam ibn teymiyye cilt 22 s.248)

tabi ki alimden ve imamdan kastımız günümüzdeki liderler veya hocalar değil büyük ilim sahibi sahabelerle görüşmüş ve ümmettin ittifak ettiği ebu hanife , şafi, ahmed, malik , ebu yusuf gibi imamlar..

allah teala:''bilmiyorsanız, zikir ehline sorunuz.'' nahl/43 ayetide buna delildir...

o halde bu imamlarımızı ve mezhebleri reddetme taassubundanda uzaklaşmak gerekir..




o halde orta yolu bulmamız gerekir bu iki durumdanda kurtulmamız gerekiyor ben bu orta yolu seyyid ebu ala mevududinin şu fetvasında buldum:

Ben taklid ile ittiba (tâbi olmak) arasında fark olduğuna inanıyorum. Her ne kadar bugünkü alimler taklidi takipçi mânâsında kullanıyorlarsa da, eski dönemlerin alimleri taklid ve ittiba'yı birbirinden ayırıyorlardı. Taklidin mânâsı; delillere bakmaksızın, bir kişinin söz ve fiiline uymaktır. îttiba ise, bir kişinin metodunu, delillerini tahlil ederek izlemek ve takip etmektir. Birincisi, yani, taklid, sıradan halk içindir. İkincisi, yani, ittiba ise, alimler içindir. Alim bir zat için, herhangi bir meselede kendi ilminin sınırları içerisinde, bir müctehid imamın görüşlerini Kitap ve Sünnet'e uygun bulmadığı halde yine de ona tâbi olmaya devam etmesi doğru değildir. Müctehid imamların kendileri bile tekrar tekrar ilim sahiblerinin Kitab ve Sünnet'te delilini bulmadıkça kendi görüşlerine tâbi olmamalarım tavsiye etmişlerdir. Şüphesiz, ilim sahibi için herhangi bir imamın görüşünü şer'î deliller nezdinde doğru buluyorsa, o imama uyması kesinlikle caizdir.
(Tercüman’ul Kur'an, Muharrem-Safer, 1376/Ekim, 1956)


alemlerin rabbi olan Allaha hamd olsun...








La darara vela dirara...
Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur (sav).
 
Üst Ana Sayfa Alt