Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Molla Muhammed Ömer'den Bayram Açıklaması

Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
1.jpg

Molla Muhammed Ömer'den Bayram Açıklaması
Afganistan İslam Emirliği lideri Molla Muhammed Ömer bir bayram mesajı yayınlayarak İslam dünyasına seslendi. Taliban'ın Afganistan'da büyük ilerleme kaydettiği bu günlerde Molla Ömeri'in açıklaması büyük önem taşıyor.


Afganistan İslam Emirliği lideri Molla Muhammed Ömer bir bayram mesajı yayınlayarak İslam dünyasına seslendi. Taliban'ın Afganistan'da büyük ilerleme kaydettiği bu günlerde Molla Ömeri'in açıklaması büyük önem taşıyor.



Mu'minlerin Emiri Mucahid Molla Ömer’den Bayram Tebriği

Bismillahirrahmanirrahim

“Kendileriyle savaşılanlara (mu'minlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, (savaş konusunda) izin verildi. Şubhe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette kadirdir.”(Hac,39)
Tüm İslam Ummetine, özellikle de Afganistan’ın Müslüman ve Mucahid Halkına! .

Esselamu aleykum ve rahmatullah
Sizi, hem Ramadan Bayramı hem de Cihad sahasındaki mühim fetihler gibi iki hayırlı olay dolayısıyla en içten dileklerimle kutlarım. Allahu Teala mubarak Ramadan ayında yaptığınız tüm ibadetlerinizi, infaklarınızı ve salih amellerinizi kabul etsin! Amin. Tüm bu fetihler Allahu Tealanın sürekli yardımı, sonrasında ise Afgan Mucahidlerinin söylenmemiş fedakarlıkları, çabaları ve desteklerinin sonucudur. Allahu Teala hizmetlerini ve fedakarlıklarını mükafatlandırsın.
Kerim İslam dininin kutsal ve mübarek günlerine dair duygularımı sizinle paylaşmak benim için büyük bir onur ve şükür sebebidir. Müslümanlar böyle günlerde birbirlerini kutlar, birbirlerinin hayrı için dua eder; din kardeşliğiyle duygularıyla dolu samimiyetlerini, kardeşliklerini ve sempatilerini açıklarlar. Bu münasebetle, Afganistan İslam Emirliği’nin geçmiş ve şu anki Cihadi mucadelesine dair bazı konuları açığa kavuşturmak istiyorum. Aslen Afganistan’ın, Amerika liderliğindeki işgalci müttefiklerle işgali Müslüman Ümmet için tüm insani kurallarla çelişen apaçık gaddar bir ihlaldi. Dolayısıyla, ilişiğinde bu ihlale karşı Cihad bizlerin üzerine farz-ı ayn olmuştur. Çünkü Allahu Teala buyuruyor ki: “Size karsı savaş açanlara, siz de Allah yolunda savaş acın. Sakın aşırı gitmeyin, çünkü Allah aşırıları sevmez.”(Bakara,190) Bu, bu dini vecibeye göreydi; ülkemizdeki 1500’den fazla alim -muteakiben tüm dünyadaki Rabbani alimler tarafından onaylanan- İslam Emirliği ile Cihad fetvasını yayınladı. Bu samimi fetva ışığında; Cihad, tıpkı yabancı işgalinin başlangıcında farz olduğu kadar bugün de farzdır. Çünkü; Müslüman vatanımız Afganistan hala işgal altında ve hem karası hem havası işgalcilerin kontrolü altında. Tek küçük fark şu ki ağır zayiatlar ve maddi kayıpların ardından, yabancı işgal güçleri sayılarını azalttı ve bu açığını toplumumuzdan bazı adı çıkmışlarla; istihbarat servisleri tarafından eğitilen paralı askerlerle; Mucahidler baskı altında olmasına karşın finansal ve lojistik bazda ve hatta direkt olarak işgalci güçler tarafından desteklenen Afgan güvenlik güçleri kılığındaki yeni yetme gençlerle kapatarak kendini ağır müstahkem mevziilere sakladı. İşte bu yüzden, değerli vatanımızı özgürleştirmek ve Şeriatı ikame etmek için Cihad hala üzerimize farzdır.

Ülkenin birçok bölgesinin Mucahidler tarafından özgürleştirildiği doğru ancak Cihadi mucadelemiz ülke kafir işgalinden kurtulana ve sadece İslami sistem ikame edilene dek devam edecek. Eş zamanlı olarak, bu mübarek hedefe ulaşmak için teçhizatlı Cihad ile birlikte, politik çabalar ve barışçıl alternatifler de meşru İslami kaideler ve Nebevi politikanın bir parçasıdır. Tıpkı mubarak liderimizin ,sevgili Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem), ‘Bedir’ ve ‘Hayber’ meydanlarındaki muharebeye aktif katılımının yanında Müslümanların faidesine olacak anlaşmalara katılma, kafirlerle görüşmelerde bulunma, çeşitli meselelerde onlara mesajlar ve elçiler gönderme ve hatta muhalif kafir gruplarla yüz yüze görüşme politikasını da izlemiştir. Eğer dinimizin hükümlerine bakarsak, bu görüşmelerin ve hatta düşmanlarla barışçıl etkileşimlerin yasaklanmadığı görürüz. Ancak caiz olmayan şey İslam’ın ulvi değerlerini saptırmak ve dini hükümlerini ihlal etmektir. Bu yüzden, bizim dünya ülkeleri ve kendi Afganlarımızla politik ilişki ve etkileşimlerimizin temelinde bu işgallere son vermek ve bağımsız İslami bir sistemi kurmak vardır. Tüm meşru alternatifleri kullanmak bizim cevaz verilmiş hakkımızdır çünkü; organize ve güvenilir bir kuruluş olarak halklarımıza karşı sorumluyuz. Bir insan topluluğu içersinde ve birbirimize bağlıyız.
Tüm Mucahidler ve vatandaşlar bu süreçte emin olmalı ki ben pürüzsüz bir şekilde yasal haklarımızı ve görüşümüzü her yerde koruyacağım. Politik ilişkiler için tüm politik aktiviteleri gözlemleyip yürütme sorumluluğu emanet edilmiş bir ‘Politika Ofisi’ kurduk. Afganistan’daki Cihadi cephenin birliği konusunda ısrarcıyız çünkü; ilk olarak bu Allahu Tealanın emri, ikinci olarak da önceki Sovyet Birliğine karşı yapılan başarılı Cihadın meyveleri hizipleşmenin getirdiği kaçınılmaz sonuç olarak yitirildi. Allahu Teala Cihadi cephenin birliği hususunda şöyle buyurmuştur:
Allah, kendi yolunda kenetlenmiş bir yapı gibi saf bağlayarak savaşanları sever.(Saf,4)
Başka bir yerde, Kuran-ı Kerim tüm çekişmelerden, farklılıklardan ve karşılıklı tartışmalardan şu ayetlerle apaçık bir şekilde menetmiştir:

Allah ve Resulüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin; sonra korkuya kapılırsınız da kuvvetiniz gider. Bir de sabredin. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.(Enfal,46) Ve mübarek Paygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki:

Mu'min aynı delikten iki kez sokulmaz.(Buhari)
Ülkemizdeki Cihadi cephenin birliğini sağlamak dini bir yükümlülük olduğundan; tüm Mucahidlere birliklerini ve güçlerini koruma, ayrılık çıkarmaya çalışanları ve Cihadi cepheye zarar verme girişiminde bulunanları veya Mucahidleri dağıtmaya çalışanları önlemeleri emrini verdik.
Sevgili Peygamberimiz(sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: Müslüman, Müslümanın kardeşidir; ona hıyanet etmez, yalan söylemez ve onu sahipsiz bırakmaz. Müslümanın ırzı, malı, kanı bir diğer Müslüman haramdır. (Muslim; Ahmed)
Mubarak Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in yukarda belirtilen sözleri ve Müslüman halkın bir üyesi olarak, her Müslümanı kardeşimiz olarak görüyor ve dini bir vecibe olarak azınlıklar da dahil olmak üzere tüm Afganların meşru haklarını tanıyoruz. İslam Emirliği oluşumu ülkemizin her bölgesinden ve milletinden son 36 yıldan özellikle de son 20 yıldır üstlendiği sorumluluklardan birçok tecrübe edinmiş salih ve alim kişilerden oluşur. O yüzden; kimse İslam Emirliği başa geçince ne olacak diye korkmamalıdır. Sizi temin ederim ki yaşanacak değişiklikler hiçbir şekilde Komünist rejimin yıkılmasının ardından her şeyin yerle yeksan olduğu zamana benzemeyecektir. Artık geçmişte olduğu gibi Cihadi saflar arasında bir anlaşmazlık yok. Bu defa, Afgan halkının hem dünyevi hem de uhrevi ihtiyaçlarını karşılamak adına ülke üzerindeki her meşru gelişme korunacak; milli değerler ve özel sektörün başarıları muhafaza edilecek; birey ve toplulukların itibarı korunacak; sorumluluk sahibi, saydam, profesyonel ve kapsamlı bir Afgan yönetimi kurulacak. Her zaman İslami kaideler ve milli istekler doğrultusunda tüm komşu, bölgesel ve dünya ülkeleriyle Afganistan’ın hem içte hem de dışta güvenliğini sağlamak için samimi ve karşılıklı ilişkiler kurmaya çalıştık. Bazı camialar Mucahidleri Pakistan ve İran’ın ajanları olmakla suçladı. Bu apaçık bir iftiradır çünkü; ne geçmiş, ne şu anki cari şartlar bu hükmü doğrulamakta ve inşaAllah gelecek de bu iddiaların adaletsizliğine şahit olacaktır.Öte yandan; şu bir gerçek ki biz sadece Pakistan ve İran ile değil diğer tüm komşu ülkelerle samimi bir etkileşim içersindeyiz. Tıpkı Pakistan ve İran halkına olduğu gibi, tüm komşu, bölge ve dünya ülkeleri halklarına karşı hayır dilemekteyiz; bu makul politikamızı da sürdürmekte kararlıyız. Aklı başında her insanı düşman istihbaratının asılsız propagandalarına kanmamaya çağırıyoruz.

Olağanüstü başarılarınızı başkalarına atfetmeyin. Badahsan’dan Kandahar’a, Faryab’tan Paktiya’ya ve Herat’tan Nangarhar’a muazzam büyüklükteki alanlar ki neredeyse ülkenin tamamı yabancı destekler olmadan özgürleştirilemez. Eğer yabancı yardım bu denli etkili olsaydı, o zaman 50 ülkenin teklifsiz desteğiyle sevinen Kabul yönetiminin yaralarını sarardı. Yurtdışından insan gücü ve teçhizat alıyorlar ve hatta liderleri yabancılar tarafından eğitilip getiriliyor. Ancak bu tedarik edilen hiçbir şey onlarla kalmıyor üstelik her gün toprak kaybediyorlar. Bu yüzden, eğer biz Allahu Teala tarafından ve ayrıca takva ehli halkımız ve Cihadi ruh tarafından desteklenmemiş olsaydık, dünyanın en büyük askeri güçlerine karşı 1 ya da 2 komşu ülkeden gelen az ve gizli yardımla 14 yıldır bu amansız savaşa nasıl devam edebilirdik ki? Şubhesiz ki; makul hiçbir akıl bu saçmalığı kabul etmeyecektir. Bu yüzden, Müslüman kardeşlerimiz -şimdi ya da sonra- düşman propagandalara kurban gitmemelidir. Çünkü; düşman yalnızca hilekar değil aynı zamanda uyanık ve donanımlı; Müslümanlara ve İslami hareketlere karşı dünya halklarına dedikodu ve propagandalar taşıyıp yayabilir. O yüzden, tüm Müslümanlar temkinli; iman ve keskin bir idrak ile donanımlı olmalıdır. Bazı insanlar, hiçbir delil olmaksızın, İslam Emirliğinin her türlü gelişim, modern bilim ve kaynaklara karşı olduğunu düşünüyorlar. Bu, İslam Emirliğinin yönetimi boyunca okulların ve yüksek eğitim kurumlarının, geleneksel dini medreselere ayrılan bütçeden daha çok masraf yapılmış olmasına rağmen böyle. Bütçenin %20 si eğitim ve öğretime ayrıldı. Modern bilimler, İslami anlayışa göre gerekli olduğundan alimlerimiz tarafından da önerilmiştir. Allahu Teala Kutsal Kitabında diyor ki:
“Onlara (düşmanlara) karsı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz…”(Enfal,60)

Düşmana karşı her türlü hazırlığa vurguda bulunan ve Cihad Müslümanlar için ayrılmaz bir yükümlülük olduğundan yukarıdaki ayeti kerimeye göre; bugün düşmanla savaşmak için modern kaynaklar ne gözardı edilebilir ne de modern bilimler ve yeni deneylerin bilgisi olmadan kullanılabilir.Aynı şekilde, yaralı Mucahidlerin tedavisi ve Müslüman tebaanın sağlık hizmetleri; Müslümanlara yeterli hizmet ve İslami kesimin ihtiyaçlarını kendisinin gidermesi gibi kendimizi düşmanın tekelinde bulunan teknik, endüstriyel, tarımsal ve çeşitli diğer sektörlerde kendine yeter hale getirmek modern bilimler ile hedeflediğimiz gayelerdir. Öyle ki; ‘Vacibin gerektirdiği şey de vacibtir’ kaidesi İslami bir içtihaddır. Böylelikle, İslam Emirliği, mübarek Şeriatın ışığında modern bilimler ve kaynakların önemi ve değerini fark etmiştir. Delil olarak: Mucahidler kendi kontrolü altındaki kıymetli topraklarımızın her yerinde yeni nesle hem dini hem de modern bilimlere dair eğitim vermekteler. Tüm Mucahidlere hatırlatmak isterim ki eğer şu iki şeye dikkat ederlerse akıbet onların olacaktır. İlk olarak, her işinde Allah’ın rızasını gözetmeliler. Akidelerine, ülkelerine, İslam Emirliğine ve başlarındaki liderlere olan biatlerınde sebat etmeliler. Tıpkı Kuran-ı Kerim de emredildiği üzere:
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) yardım ederseniz O da sizeyardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.”(Muhammed,7)
Ayrıca, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyuruyor ki:
“Küçüklere merhamet etmeyen büyüklerine saygı göstermeyen bizden değildir.”(Tirmizi)
Yani insanlara nezaket, sevgi ve iyilikle muamele et. İnsanların ebeveynlerine kendi anne-baban gibi ve çocuklarına da kendi kardeşin veya çocuklarınmış gibi davran. Avamın malını ve canını muhafaza etmek hem İslami hem de insani görevindir. Özellikle askeri planlamalarında, sivil kayıp ve zayiatları önlemek için tüm muhtemel tedbirleri al. Eğer tarihe göz atacak olursan, açıkça göreceksin ki her kim Allah’ın dinine ihanet ettiyse yahut da salih Mucahidleri hakir gördüyse veya da İslami adabı gözardı ettiyse orada başarılı olamadı.Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki:
“Sizin en hayırlınız ahlakı en güzel olanınızdır.”(Ebu Davud)

Öyleyse halkınız güzel muamele ile kazanın. Ey Mucahidler! Allahu Teala size zaferin kapılarını sonuna dek açmış olduğundan, muhalifleri hak yola hidayete vesile olmak için elinizden geleni yapın ve onlara güvenli onurlu hayat şartları sunun. Onları öldürmektense, onların hidayetine vesile olmak daha iyidir çünkü; onların ardında kalacak dul ve yetimler ister istemez bizim ümmetimize acı verecektir. Öfkesini kontrol eden insanlar Allahu Teala tarafından yüksek bir ahlaka sahip olmakla adlandırılmışlardır:
“Öfkelerini yutarlar ve insanları affederler. Allah da güzel davranışta bulunanları sever.”(Ali İmran,134)

Dünyanın her yerinden Müslümanlardan ve özellikle de Afganistan’ın salih halkından son 14 yıldır süregelen şuanda ise zafer sürecinin ortasında olan Mucahidlere fiziksel ve finansal yardımınızı arttırmanız talebinde bulunuluyor. Hatırlamalısınız ki Cihad her Müslüman birey üzerine farzdır. Eğer kişi Cihad cephelerine fiziksel olarak dahil olamıyorsa, bu görevini Mucahidlere finansal, politik veya kültürel desteğe çevirebilir. Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki:
“Her kim Allah yolunda bir Mucahidi teçhizatlandırırsa, ve ailesini gözetirse, Cihad etmiş gibidir.” (İcma var)

Son olarak, Müslüman dünyasının tüm liderleri ve halklarını birleşmeye, kardeşliğe ve kişisel farklılıkların safları ayrıştırmasına izin vermemeye davet ediyorum. İslami Şeriatın hoşgörü, sabır, anlayış ve bağlılık politikası uygulanmalıdır. Bu mutlu Ramadan Bayramı günlerinde tüm varlıklı kardeşlerimizi, yetim kalan şehit, mahkum ailelerine; ön saflardaki Mucahidlerin yoksul ve yetim ailelerine verebileceği tüm desteği vermeleri gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Onlar yalnız bırakılmamalı ve cesaretlendirilmelidir çünkü; bu hem bu dünyada hem de ahirette başarı ve kazancın kaynağıdır.Kendinize dilediğiniz hayrı başkalarına da dilemenizle ilgili Kuran-ı Kerim der ki:
…Hayır isleyin ki kurtuluşa eresiniz.”(Hac,77)
Tekrar bu mutlu münasebetle Ramadan Bayramınızı kutluyor ve Allahu Teala’dan tüm ibadet ve hizmetlerinizin kabulünü istiyorum. Vesselam.

İslam’ın Kulu Emir’ul-Mu'minun Mucahid Molla Muhammed Ömer

436/9/27 2015/7/14 İngilizce Aslı: http://justpaste.it/md6b

Çeviri: Sumeyye Polat Ummeti İslam / Özel Haber

http://www.incanews.net/manset/16008/molla-muhammed-omerden-bayram-aciklamasi
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
RABBİM,hak üzere şeyhi sabit kılsın ve başımızdan eksik etmesin amin amin amin
 
Üst Ana Sayfa Alt