Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Münafıklara Deyin Ki!

A Çevrimdışı

Al Muwahhida

Üye
İslam-TR Üyesi
belamc4b1.jpg


Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar sana diyecekler ki: “İstediklerinden herhangi birinin olacağını mı sanıyorsun? İslam hilafetinin ya da İslam devletinin kurulacağını mı zannediyorsun? Bunun olması imkansızdır, bu gerçekten hayaldir. Amerika, Rusya, Avrupa ve İsrail buna izin mi verecek? Onlar, İslam ve İslam devletine karşı en azılı düşmanlardır!” Onlar size şöyle diyecekler: “Siz seraba koşuyorsunuz, siz kandırılmışsınız, sizi dininiz aldatmış…” Size bunu dediklerinde, Allahu Teala’nın şu sözünü onlara hatırlatın: “O zaman münafıklarla kalplerinde hastalık bulunanlar (sizin için), “Bunları, dinleri aldatmış” diyorlardı. Halbuki kim Allah’a tevekkül ederse bilsin ki Allah mutlak galiptir, hikmet sahibidir.”

Onlara deyin ki: “Ne kadar zorluk ve engel olursa olsun İslam hilafeti gelecektir. İslam devletini kurmak, kendisinde şüphe olmayan bir iştir. Allah’ın zaferi kesinlikle gelecektir.”

Onlara deyin ki: “Şüphesiz Allah, daha önce Kostantiniyye’yi ihsan ettiği gibi, sahih hadiste[ii] Rasulullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem Roma’nın fethini de vaadetmiştir. Biz, Allahu Teala’nın zaferinin çok yakın olduğunu umuyoruz. Allahu Teala’dan bize Kremlin’in ve Beyaz Saray’ın fethini ihsan etmesini diliyoruz. Allahu Teala’nın va’di bizimledir, O şöyle buyurur: “Allah, sizlerden iman edip salih ameller işleyenlere; kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi, kendilerini de yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslam’ı), onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve geçirdikleri korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını va’detti. Çünkü onlar bana kulluk ederler; hiçbir şeyi bana eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkar ederse, işte bunlar asıl büyük günahkarlardır.”[iii]

Bunun ne zaman olacağı bizim için önemli değildir. Allah bizi bununla sorumlu tutmamıştır. Bizi sadece din ile amel etme, şeriatı koruma, bu konuda bütün gücümüzü harcama, azami derecede çalışma konusunda sorumlu tutmuştur. Neticeler ise Allah’a aittir…

Senin tohumu ekmen gerekir,

Mahsulü toplaman değil.

Allah, çalışanlar için en iyi yardımcıdır.

Onlara, Yakub’un Aleyhisselam, Yusuf ve Bünyamin’i kaybettikten sonra çocuklarına söylediği şu sözleri söyleyin: “Doğrusu ben Yusuf’un kokusunu duyuyorum, ne olur bana bunak demeyin!”[iv] Yine onlara deyin ki: “Bütün bu imtihanlar ve zorluklara rağmen biz; rahatlığın, zafer ve başarının kokusunu, İslam hilafetinin dönüşünü duyuyoruz.” İnsanlardan birçoğu size şöyle diyecekler: “Kuşkusuz siz, evvelki sapıklığınızdasınız.” Münafıklar, Uhud Savaşı’ndan önce sahabeye şöyle demişlerdi: “Babalarınızın dinine dönün.” Münafıklar bu cümleleri; İslam için çalışanların başına bir musibet geldiğinde, zor bir ana düştüklerinde, hapishane ve işkenceyle ya da ölüm ve yaralanmayla karşılaştıklarında, her zaman ve mekanda iman ehline diyeceklerdir. Şöyle diyecekler: “Üzerinde bulunduğunuz şeyi bırakın ve dönün. Şüphesiz bu din sizin bütün bu belalara düşmenize, geleceğinizi kaybetmenize ve hapse atılmanıza, memleketlerinizden çıkarılmanıza sebeb oldu. Bütün bu belaların nedeni olan bu dini terk edin. Teslim olun ve kazançlı çıkın.” Onlar bunu söylediklerinde, onlara şunu söyleyin: “Allah şüphesiz iman edenleri esirger.”[v] Onlara deyin ki: “Allah kendisine (kendi dinine) yardım edenlere, yardım eder.”[vi] Onlara deyin ki: “Hem, bize yollarımızı göstermiş olduğu halde ne diye biz, Allah’a dayanıp güvenmeyelim?”[vii] Yine onlara şöyle deyin: “(Andolsun ki) Allah bizi ondan (kafirlikten) kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek, Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz olan Allah’ın dilemesi müstesna, ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah’a dayanırız. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.”[viii]

Münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar size; müşriklerin ihanet ettiği ve hepsini öldürdükleri Raci’ ashabına söylediklerinin benzerini söyleyeceklerdir. Münafıklar o gün şöyle demişlerdi: “Bu çılgınlara yazıklar olsun! Onlar bu şekilde helak oldular! Onlar ailelerine yardım etmediler, efendilerinin (Rasulullah’ı Sallallahu Aleyhi ve Sellem kastediyorlardı) yazdıklarını da yerine getiremediler.”[ix] Bu günlerde size söylenen bu cümleler; bazı kardeşlerin öldürüldüğü, hapsedildiği ya da esaretin onları korkuttuğu zaman söylenen cümlelerdir. Kalplerinde hastalık olanlar şöyle diyecekler: “Onlar yerlerinde oturmadılar ve teslim olmadılar. Bununla birlikte kötülükleri yok edecek güçte de değillerdir. Geleceklerine ve menfaatlerine önem vermediler. İslam devletini de kuramadılar.” Siz bu sözleri işittiğinizde, bu cümleyi söyleyen kimse hakkında Kur’an’ın şöyle dediğini hatırlayın: “İnsanlardan öyleleri vardır ki dünya hayatı hakkında söyledikleri hoşuna gider. Hatta böyleleri, söylediklerinin kalpten geldiğine (samimi olduklarına) Allah’ı şahit tutar. Halbuki o, hasımların en yamanıdır.”[x] Bu vasıf sadece o döneme has değildir. Aksine bütün dönem ve mekanlarda bu sözü söyleyen herkesi kapsar.

Onlara şöyle deyin: Bizim hedefimiz; dini hakim kılmaktır. Devlet ise dini hakim kılma ve bu hedefi gerçekleştirmenin araçlarından bir araçtır. Araç için amacı kurban etmek mümkün değildir.

Onlara, Sıddıkatu’l-Azime Hatice binti Huveylid’in Rasulullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem söylediği şu sözleri bildirin: “Seni müjdeliyorum! Vallahi Allah seni asla utandırmaz…”[xi]Biz, Allah’a karşı samimi bir kalp ile İslam için çalışan herkese şöyle diyoruz: Hak üzere olduğunuz sürece sizi müjdeliyorum! Allah asla sizi utandırmaz. Şüphesiz siz akrabayı gözetiyor, şeriatı koruyorsunuz. Fazileti savunuyor, alçaklıkla savaşıyorsunuz. Basiret üzere Allah’a çağırıyor, iyiliği emrediyor ve kötülüğü yasaklıyorsunuz. Geceleri namaz kılıyor, gündüzleri oruç tutuyorsunuz…

Kalplerinde hastalık olanların buna benzer sözlerini işittiğinizde münafıkların şu sözlerini hatırlayın: “Onlar oturup, kardeşleri için: “Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi” dediler. De ki: “Eğer doğru sözlü iseniz, ölümü kendinizden savın.” Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü sanmayın, aksine onlar diridirler, Rabbleri katında rızıklandırılırlar.”[xii] Onlara deyin ki; Varaka bin Nevfel, Bilal bin Rabah’a işkence yaparlarken, onun yanından geçiyordu. Bilal -dağların sabitliğinden daha büyük bir sebat ile- defalarca “Ehad, Ehad!” diye bağırıyordu. Varaka onlara: “Vallahi ehad ehad ey Bilal! Allah’a yemin ederim ki eğer onu bu durum üzere öldürürseniz, sevgiyle ruhu alınır.”[xiii]

Ölmeden önce Kur’an-ı Kerim ve Rasul’ün Sallallahu Aleyhi ve Sellem hadislerinden çok az bir kısmına yetişen bu yaşlı adamın İslam hakkındaki derin anlayışını düşünün! Bunun nedeni; onun kalbinin temizliği, samimiyeti, hevadan ve nifaktan uzak oluşuydu.

İslam Erlerine Nasihatler’den…

----------------------

8 Enfal/49

[ii] İmam Ahmed’in Müsned’inde (2/176) rivayet ettiği hadis buna işaret eder. Şeyh Ahmed Şakir bunu sahih saymıştır. Abdullah bin Amr bin el-As’tan Radıyallahu Anhu rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: Biz Rasulullah’ın Sallallahu Aleyhi ve Sellem çevresindeyken, Rasulullah’a Sallallahu Aleyhi ve Sellem: “İlk olarak hangi şehir fethedilecektir, Kostantiniyye mi, Roma mı?” diye soruldu. Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdu ki: “Önce Herakl’in şehri fethedilecektir.” Yani Kostantiniyye.

[iii] 24 Nur/55

[iv] 12 Yusuf/94

[v] 22 Hacc/38

[vi] 22 Hacc/40

[vii] 14 İbrahim/12

[viii] 7 A’raf/89

[ix] İbn-i Hişam, es-Siratu’n-Nebeviyye’de (İkinci kısım, s. 174), İbn-i İshak’tan, İbn-i Abbas’a Radıyallahu Anhu dayandırarak rivayet eder.

[x] 2 Bakara/204

[xi] Buhari (1/21), Müslim (2/200) ve Ahmed (6/223) Aişe’den Radıyallahu Anha rivayet etmişlerdir

[xii] 3 Al-i İmran/168-169

[xiii] Siratu İbn-i Hişam’da (Birinci Bölüm, s. 318) olduğu gibi, İbn-i İshak, mürsel olarak Hişam bin Urve’den, O da babasından rivayet etmiştir. -Hafız’ın el-İsabe’de 3/634 dediği gibi- Zübeyr bin Bekar, Osman’dan, O Dahhak bin Osman’dan, O da Abdurrahman bin Ebi’z-Zinad’dan, O da Urve bin Zübeyr’den tahric edilmiştir. Osman zayıftır.
 
E Çevrimdışı

ebufaris kurdi

Guest
Kitap şehadet yayınlarından islam erlerine nasihatler,
polen yayınlarından izzetli ve kurkusuzca yaşamak adıyla çıktı.
Okumadıysanız mutlaka okumanızı tavsiye ederim..
 
Üst Ana Sayfa Alt