Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

MUZTAZAFDER VE DOGRUHABER ŞİA LOBİSİ İŞBİRLİĞİ

A Çevrimdışı

a-pyrz

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Genel olarak yazdım ve sonda sizin isminiz olduğu için isminizi kullandım. İslam dışı yollardan bahsettiğiniz için cevaplamak zorunda kaldık,yanlış anlaşıldıysa, hakınızı helal edin...
 
A Çevrimdışı

a-pyrz

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Bu isteğin darün-nedve'den geldiğini kim söyledi??
İslami cemaat ve hareketler ile istişare yapılıp, çoğunluğun görüşü doğrultusunda bu karar alınmıştır.
Ayrıca Mekke döneminde miyiz yoksa Medine döneminde miyiz bu konuda hassas olmak lazım. Şuan Medine safhasına geçilmektedir, o yüzden sabır değil çalışma yapma vaktidir. Darül Erkam'da gizli toplantılar döneminde değiliz, islamın açıkça haykırılması gerektiği ve bu minvalde yürütülecek çalışmaların başladığı safhadayız. İslam alimleri dediklerimiz, benim senin gibi ferdi kararlar verecek kişiler olmadığına inanıyorum. Eğer müslümanlar diğer ülkelerdeki müslümanlar ile istişare yapıp bu kararı almışlarsa daha neyi uygunsuz buluyoruz, anlayamadım?

İkinci bir konu, Mustazafları dialogcu müslümanlar(!) ile karıştırmayın. Mustazaflar ne dernek kurduklarında, ne medrese açtıkarına, ne vakıf kurduklarında, ne tv'lerinde, ne radyolarında, gazetelerinde, dergilerinde vs vs velhasıl hiçbir platformda geçmiş çizgilerinden yani islamdan taviz vermemiştir. Yayın organları başta olmak üzere hiç bir gayri islami paylaşımlarına şahit olmadım. TV'lerinde (rehber tv) ve radyolarında islama aykırı, çirkin reklamlar görmedim. Zaten siyasete girileceği zaman şöyle bir açıklama yapmışlardı; "Bugüne kadar müslümanlar siyasetin hep bozucu, asimile edici, islami çizgilerden saptırıcı örnekleri le karşılaştılar. Doğal olarak ta siyasetten uzak durdular.Biz, işte bu anlayışı kıracağız. islamı siyasete değil, siyaseti islama hizmet aracı kılacağız" zaten şuan siyaset söylemiyle yapılan haksızlıklar,çirkinlikler, yalan dolanlar siyaset değildir, Politikadır. Bunu da göz ardı etmemeliyiz. Herşeyin bir ilki vardır, inşaallah biz bu ilkleri Mustazaflar ile göreceğiz.

Ayrıc eğer siyasete laf atacak olur isek şuan destek verecek bir tane islami grup kalmaz. Selefiler Mısır'da Nur Partisini kurdu, Filisinde hamas
parti kurdu, İhvan Mısır'da parti kurdu, Hizbullah Lübnan'da kurdu, diyalogcular AKP'de çalışma yürütüyorlar, Miili Görüş Saadet'i kurmuş.... Yani şuan parti kurmayan bir hareket yok gibi. Değişen dünya'yı ve mücadele araçlarını iyi tahlil etmek gerek kardeş.
 
A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Eğer önceden de bilinseydi şimdi ki particilik anlayışınız. Sizin yolunuza hizmet eden benim tanıdığım hiçbir müslüman yolunuzdan gitmezdi. Her daim particiliğin yanlış olduğunu anlatır, oy kullanmayı kesinlikle yasaklar ve uzak durulmasını tavsiye ederlerdi. Zaten o yüzden şu anda da yolunuzdan ayrılar sebebi bu.
 
A Çevrimdışı

a-pyrz

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeş, selefi fikirliler ile Mustazafları karıştırmayın. Bu camiada geçmişte de şimdi de bir çok farklı anlayışa sahip müslüman vardır. Selefi fikirlilerde, şia düşüncesindekilerde, tarikat ehli olanlarda vardır. Ama cemaat asla mezhepçilik, grupçuluk yapmamıştır. Eskiden de şimdi de fikri aynıdır; zamanın gerektirdiği ve islamın izin verdiği tüm yolları kullanmada sakınca yoktur. Ama burada taviz verme anlaşılmasın. Az önce bahsettiğiniz diyalogcular ve kanal 7 çevesi gibi islamdan tam anlamıyla ayrı yolları kastetmiyorum. Böyle bir uygulama islama tamamen aykırıdır. Ama meşru dairede her türlü imkan da değerlendirilmelidir.
 
A Çevrimdışı

Ahmet.Kaymar

Üye
İslam-TR Üyesi
Bismihi Sübhanehu ve Teala

Elhamdulillah ve's Selatu ve's Selamu alâ Resulillah...

Sözlerim özelde a-pyrz nickli kardeşimize genelde ise herkesedir.

Aslına bakılacak olursa, birçok platform ve şehirde hizbullah cemaatini ve mustazaflar hareketini değerlendirdik. Tekrarlamak iyidir.

Doğu coğrafyasını bilenler bilir, kürd halkı mazlum ve cahil bir halktır. Bu hareketin bu halk üzerinde çok büyük bir emeği vardır. 34 yıldır bu coğrafyada (yani Kürdistan'da) yeraltı medreseleri ve cami dersleriyle halka ulaşmışlar, onları hakkı, hakikati, anlatma gayreti içerisine girmişlerdir. Bugün Kürd halkının dili "tağut" kelimesine aşinaysa sebebi bu harekettir. Lütfen bu hareketin ve mensuplarını küçümsemeyin. Çok emek verdiler, çok çile çektiler... Allah onların emek ve çilelerine lütfuyla muamelede bulunsun.

1-Onların herhangi bir mollasına gidin sorun. Deyin ki: "ey seyda! bu kabirdekilere Kur'an okumanın hükmü nedir?"
Onlar size öyle şeyler söyleyeceklerdir ki, ne ellerinde bir delil vardır ne de görüşlerine tutundukları eski dönemden bir alim.

Halbuki bu konu önemsiz ve basit(!) bir konu olsa da, ilim ehli olan bir kimsenin sorulara verdikleri cevapları "ehil" olup olmadıkları ortaya çıkar. Seydaların çoğu Şafii'dir. Nevevi'nin (r.h) el-Minhac'ında naklettiği gibi Şafii mezhebi bunu bid'at olarak görüyor.

Şimdi bir başkası bana sorabilir: "Yahu kardeşim bu konu detay bir konudur, asli konularla ne alakası var? Üstelik bu konuda onların yanlış yapmaları her konuda da hata yapacakları anlamına gelmez."
Cevabım şöyle olacaktır:

Son cümleye bir itirazım yok. Ancak şu husus unutulmamalıdır: Öncesinde var olan bir konunun mahiyeti ve hakikatinden habersiz bir ilim ehli (!), nasıl olur da nevazil meselelerde sahih bir bilgiye sahip olabilir?

Düşünsenize, karşınıza eskiden olmayan yepyeni bir mesele gündeme geldi. Bu konuda neyi, neye göre söyleyeceksiniz? İstişare ile mi hareket edilir, yoksa fetva ile mi? Velev fetva ile hareket edilse dahi, müftinin bu mesele hakkındaki delilleri getirme usûlü nedir? Sahih olan bir usûl ile mi istidlalde bulundu, yoksa fasid bir yolla mı?

Özet:
Yeraltı medreselerinde yetişen müderrisler ve talebeler geçmiş dönemin meselelerin alimi olabilirler, ancak nevazil ahkamı konusunda henüz ehil değildirler. O yüzden onların partileşme konusundaki görüşlerinin doğru olması ancak getirildikleri delil sahih bir yolla sunmalarıyla mümkün olur.

[NOT: Bu konuda onların etkin isimleriyle yaptığım görüşmelerde "bunlar seydalarımızın bize söyledikleridir" diyerek topu seydalara atmışlardır. Bizim ise bu seydalarla yaptığımız ikili görüşmelerde, onlardan talep ettiğimiz delilleri ya eksik ya yanlış ya da şaz şekliyle naklettiklerini işittik. Kendilerine bunu uslubuyla izah ettik.]

2-a-pyrz'nin neye istinaden "Mekke-Medine dönemi" gibi ayrımı yaptığınızı anlayabilmiş değilim. akilli55'in daru'n nedve ile alakalı sözlerini yanlış anladığınızı düşünüyorum. Esas olan Resulullah'a yapılan "krallık" teklifi ve onun mahiyetidir. Ne zaman ve kim tarafından yapıldığının bir önemi yoktur

Buradaki "krallık" teklifinin mahiyetini anlayabilmiş olsaydınız, akilli55'e cevaben söylemiş olduğunuz "islami cemaatlerle yapılan istişareler"den bahsetmediniz. "Krallık" teklifi, ilahi değil beşeri esaslara dayanılarak yürütülen bir makamdır. Nebi'nin (s.a.v) reddettiği de budur.

Peki sizin bu "istişare" ettiğiniz "makam" nedir? "İlahi esaslara" dayanılarak mı, yoksa "beşeri esaslara" dayanılarak mı yürütülen bir makamdır? Eğer bunun farkını kavrayabilmiş olursanız, bu yapılan istişarelerin bir kıymeti olmadığını anlamış olurdunuz.

3-a-pyrz'ın "islami cemaatlerle istişare edilip, çoğunluğun görüşü alınmıştır" manasında sözlerini defalarca okuduk.

Peki sinelerinizde Allah'ın bıraktığı hatır için söyleyin:
Allahu Teala "bilmiyorsanız zikir ehline (ilim ehline) sorun" mu diyor, yoksa "bilmiyorsanız islami cemaatlerle istişare edin mi diyor?
Velev burada "islami cemaatlerle istişare"den murad edilen şey, içlerindeki "ilim ehli" olmuş olsun.
Peki burada da esas olan bu alimlerin görüşlerinin çoğunluğuna tabii olmak mı, yoksa delili en sağlam olduğuna inanılana tabi olmak mı?

Bu cümlede çok fazla ilmi yanlışlıklar var. Fakat biz kardeşimizin bu "ilmi yanlışlıkları" kastetmediğini hüs-ü zan ederek bu konuya değinmiyoruz.

4-a-pyrz'nin iddia ettiği gibi bu hareketin etkin kadroları insanların görüşlerine itimad etmiyor. Hayır, kesinlikle itibar etmiyor. Hele de selefi medreselerin hocaları ve talebeleriyse bu görüş sunan insanlar, kesinlikle kötü gözle bakılıyor. İnsani ilişkiler bakımından demiyorum. Onlarda sorun yok. Kastettiğim cemaati ya da hareketi ilmi ve şer'i olarak eleştirmek ve nasihat etmek konularıdır.

Defaatle bu görüşmelere girmiş birisi olarak bunları söylüyorum.

Şimdilik bu kadar yeter. Uzun süredir yazmaya vaktim olmadığı için çabuk yoruldum. Allah'a emanet olunuz.

NOT: a-pyrz! Siz bizim kardeşimizsiniz, bizim cemaati-hareketi eleştirmemiz aynı evin içerisindeki farklı odalardaki kardeşlerin birbirlerini eleştirmesine benzer. Vallahi biz kardeşlerimizin kötülüğünü istemeyiz.
 
F Çevrimdışı

furkan

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Azrail nikli şahıs.Sen ve senin gibiler ya ajandır yada bilinçli ve şuurlu bir fitneci ve fesad'çıdır. İdda sahibi delilinide ortaya koyar. hadi bakalım eğer Allaha ve ahiret gününe iman etmiş isen, doğru isen ve erkek isen delilini getir. Mustazaf Cemiyetinin Şia olduğuna dair ve diğer iftiralarına dair delilini getir.Haber sitelerinden aldığın haberleri önüme serme gülerim sana.(Ki şuan yaptığın budur.) Takip ettiğim kadarıyla senin islamın ahlakından ve nasihatından nasibin yok.
senin takındiğin tavir islami değil bil senin tavrin 90 lilarda pkk nin mazlum sivilere atılan iftiraya benziyor pkk bu ajan sık kafasını şu ajan ğöm :)) sen beni tanımıyon ğörmedin birine ajan diyon allahdan kork dogru ya 2000 lerde siz çok dediniz ajan dir at domuz bağini ama ben sana bir şey söyliyimi cameat kendisinde olani hizbullah ğördü diğerlerini AJAN ğördü
 
A Çevrimdışı

a-pyrz

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Ahmet Kaymar kardeş, yapıcı eleştrileriniz için Allah (cc) razı olsun. Allah-u teala birbirimizi kırmadan ama haktan da ayrılmadan yürüyen kullarından eylesin.
1- Bahsettiğğiniz Mollalar kimlerdir bilmiyorum ama benim bildiklerim bu dediklerinizden fersah fersah uzaktır ve hem beşeri hem de islami ilimlere haizdir. Mola Enver ve Molla Mizgin bunlardandır. (Özellikle Molla Mizgin İbn-i Teymiye'nin manevi öğrencisi gibidir. İbn-i Teymiye'yi her müslümanın okuması gerektiğini şiddetle tavsiye eder) Şuan Rehber (Çağrı) Tv'de fıkıh programı yayınlanmaktadır ve burada sorulan sorulara Molla Enver Kuran ve sünnet çerçevesinde ikna edici delillerde vermektedir.İsterseniz bu konuyu p-tesi günü çıkan fıkıh programında sorun ve bahsettiğiniz ilmi derecesini görebilirsiniz. Ben, sizin dediğiniz gibi islami dayanağı olmayan hükümleri delil diye sunduklarını görmedim. Eski medrese usulü yetişmişlerdir ama bu hocaların çoğu yabancı dil eğitimi bile almışlardır. İçlerinde ilmi otorite olmayan kişilerde doğal olarak bulunabileceği gibi bunlar cemaati temsil edemez-etmemektedir.

2-İstişare yapılan kimseler, sıradan kimseler-yöneticiler değildir. Bu istişareden amaç bu çalışmanın islam uygun olup olmadığına dair bir sorgulamadır. Hamas, L. Hizbullah'ı, El- Kaide, Cemaat-i İslami, Hizb-i İslami, İhvan-ı Müslimin..... vb. her ülkeden islami camialar ile istişare yapılmış ve sonuçta bu uygulamanın islama uygun olduğu ve geç bile kalındığı yönünde karar alınmıştır.

3- Yapılan ikili görüşmelerinizde size göre yanlış ve eksik naklettiklerini siz iddia ediyorsunuz. Karşı tarafı da dinlemeden buna hemen amenna diyemeyiz. Belki de size sunulan görüşleri siz anlayamışsınızdır ve sizin ilmi dereceniz bunu kavramaya yetmemiştir, olamaz mı? Onlarda sizin yanlış ve eksik delil naklettiğinizi söylemişlerdir de siz kabul etmemişsinizdir?

4- Allah Resulü'nün (sav) Krallık teklifi karşısındaki örneğinden bahsediyorsunuz. Allah aşkına sorarım size, şuan kim Mustazaflara her hangi bir şey vad ediyorda Mustazaflarda bunu kabul ediyor? Yani birileri parti kurarlarsa onlara krallık mı teklif etti veya başka menfaatler mi sundu? Yoksa aksine parti kuracağı için yoğun baskı ve karalama kampanyaları mı başladı? Bu ayrıma dikkatinizi çekerim. Bu örnek Mustazafların durumu için geçerli değildir.

5-İstişare islami bir kavram olup burada bizim kastettiğimizde aslıdır. Yani islami çerçevede görüş-alışverişidir. Diğer bir deyişle ilahi esaslara dayanan bir mefhumdan söz ediyoruz. Beşeri esaslardan bahseden kimse yok.

6-Allah teala (cc) "Biliyorsanız ilim ehline sorun" ayetine Mustazaflar hangi yönüyle ters düşmüştür? İlim ehli kimlerdir? İslami hareketlerin dini mercileri ilim ehli değilse, buradaki ilim ehli kimdir şimdi merak ediyorum? Buradaki alimler deliller ışığında meseleyi izaha kavuşturmuştur ve kendi delillerini sunmuştur. Peki Mustazafların, delili en sağlam olmayana uyduğunu kim söyledi? Var mı öyle bir şey?

7-Mustazaflar islami delil sunan ve Allah rızasını önde tutan hiç kimseye kötü gözle bakmazlar. Bakan, kendi nefsinden sorumludur. Ama camianın böyle bir anlayışı yoktur. Başta da dediğim gibi İbn-i Teymiye, Abdullah Azzam gibi şahsiyetleri şiddetle okunmasını tavsiye etmektedirler. Ayrıca bir çoğunun terörist dediği Usama bin Ladin'i şehid olarak görmektedirler. Daha nasıl kötü bir gözle bakıyorlar merak ediyorum? Ama şöyle bir farkları da vardır; Usame bin Ladin'i de ve Abbas Musavi'yi de islam şehidi olarak görmektedirler. Bir farkları varsa o da budur.
 
Üst Ana Sayfa Alt