T
Çevrimdışı
Nurculuk Dinine Neler Mâletmek İstedi?
Sen O münafıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar direk olmuş keresteler gibidirler. Her gürültüyü, korkularından kendi aleyhlerinde sanarlar. Onlar düşmandırlar; onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. ALLAH kahretsin onları! Hakdan nasıl çevriliyorlar.(Münafikun 4)
1. “Tesettür teferruattır” diyerek kendi zannı ile beyanat verdi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Resul’üm! Mümin kadınlara da söyle. Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnâdır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler.” (Nur: 31)
Allah-u Teâlâ din-i İslâm’ında setri, örtünmeyi kesin şart koymuş, farz kılmıştır.
2. Hıristiyan papazları, yahudi hahamları ile hoşgörü toplantıları yaparak; “Keşke her köşeye bir hoşgörü vakfı kursak da herkes hoşgörü soluklasa.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar, sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (Mâide: 51)
Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime’si ile yahudi ve hıristiyanlarla dost olmayı yasaklamış, onları dost edinenin onlardan olduğunu beyan etmiştir.
3. “Kimse kimseye inancından dolayı ithamda bulunmayacak, kimse kimseye dininden ya da dinsizliğinden dolayı taanda bulunmayacak.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Ey Peygamber! Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne kötüdür.” (Tevbe: 73)
4. Hazret-i Allah’ın, Resulleri arasında vahiy elçisi olan Cebrâil Aleyhisselâm hakkında; “Gökyüzünden inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem desteklemem derim.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“İşte onlar Allah’ın hizbi (partisi)’dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah’ın hizbi (partisi)’dir.” (Mücâdele: 22)
Bu Âyet-i kerime’yi Allah-u Teâlâ’nın emriyle getiren Cebrâil Aleyhisselâm’dır. Bu Âyet-i kerime’sinde “Ülâike hizbullah” = “Bu benim ve Resul’ümün partisidir.” diye ilân etti. Onun girmem dediği parti işte budur.
5. Necip tarikatlere dil uzatarak; “Tarikatler bir dönemdeki misyonunu eda etmişlerdir. Zaman böyle fert zamanı değil, cemiyet zamanıdır.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“İyi bilin ki Allah’ın veli kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Yunus: 62)
6. “Kadından idareci olmasının hiçbir sakıncası yoktur.” diyerek Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e ve Hazret-i Allah’a karşı gelmiştir.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasak ettiyse ondan sakının.” (Haşr: 7)
Binaenaleyh Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Mukadderatını bir kadının eline veren millet felâh bulmaz.” buyuruyor. (Buhârî, Tirmizî)
7. Gerek himmet geceleri, gerek iftar ziyafetleri ile trilyonlarca lira para toplayıp Hazret-i Allah’ın emrine karşı geliyor.
Şu Âyet-i kerime ile onların bu icraatlarını çürüttük:
“Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.” (Yâsin: 21)
Bu Âyet-i kerime’sinde Cenâb-ı Hakk para toplayanların doğru yolda olmadığını beyan ediyor.
8. Onların ise dini ayrıdır, kitabı ayrıdır, bütün beyanatları, icraatları kurdukları narcılık dinine göredir.
Şu Âyet-i kerime ile onların narcılık dinini çürüttük:
“Amma ne var ki insanlar din hususunda kendi aralarında parçalara bölündüler, çeşitli kitaplara ayrıldılar. Her bölük, her parti kendi tuttuğu yoldan memnundur, yanında bulunan din veya kitapla sevinmektedir.” (Müminûn: 53)
Cenâb-ı Hakk inananları bir tek ümmet kabul ediyor ve teklikten ayrılanlar huduttan ayrılmış oluyor.
Sen O münafıkları gördüğün zaman, kalıpları hoşuna gider ve söylerlerse, dediklerine kulak verirsin. Sanki onlar direk olmuş keresteler gibidirler. Her gürültüyü, korkularından kendi aleyhlerinde sanarlar. Onlar düşmandırlar; onun için (kendilerine emniyet etme) onlardan sakın. ALLAH kahretsin onları! Hakdan nasıl çevriliyorlar.(Münafikun 4)
1. “Tesettür teferruattır” diyerek kendi zannı ile beyanat verdi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Resul’üm! Mümin kadınlara da söyle. Gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar, ırzlarını namuslarını korusunlar. Ziynet yerlerini açıp göstermesinler. Ancak bunlardan görünmesi zaruri olan (yüz ve eller) müstesnâdır. Başörtülerini (göğüs ve boyunları görünmeyecek şekilde) yakalarının üstüne koyup örtsünler.” (Nur: 31)
Allah-u Teâlâ din-i İslâm’ında setri, örtünmeyi kesin şart koymuş, farz kılmıştır.
2. Hıristiyan papazları, yahudi hahamları ile hoşgörü toplantıları yaparak; “Keşke her köşeye bir hoşgörü vakfı kursak da herkes hoşgörü soluklasa.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Ey inananlar! Yahudi ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirinin dostudurlar, sizden kim onları dost edinirse, o onlardandır.” (Mâide: 51)
Allah-u Teâlâ bu Âyet-i kerime’si ile yahudi ve hıristiyanlarla dost olmayı yasaklamış, onları dost edinenin onlardan olduğunu beyan etmiştir.
3. “Kimse kimseye inancından dolayı ithamda bulunmayacak, kimse kimseye dininden ya da dinsizliğinden dolayı taanda bulunmayacak.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Ey Peygamber! Kâfirlerle ve münafıklarla cihad et, onlara karşı sert davran. Onların varacağı yer cehennemdir. O gidilecek yer ne kötüdür.” (Tevbe: 73)
4. Hazret-i Allah’ın, Resulleri arasında vahiy elçisi olan Cebrâil Aleyhisselâm hakkında; “Gökyüzünden inse, parti kursa, kusura bakma ben senin partine girmem desteklemem derim.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“İşte onlar Allah’ın hizbi (partisi)’dir. İyi bilin ki kurtuluşa ulaşacak olanlar Allah’ın hizbi (partisi)’dir.” (Mücâdele: 22)
Bu Âyet-i kerime’yi Allah-u Teâlâ’nın emriyle getiren Cebrâil Aleyhisselâm’dır. Bu Âyet-i kerime’sinde “Ülâike hizbullah” = “Bu benim ve Resul’ümün partisidir.” diye ilân etti. Onun girmem dediği parti işte budur.
5. Necip tarikatlere dil uzatarak; “Tarikatler bir dönemdeki misyonunu eda etmişlerdir. Zaman böyle fert zamanı değil, cemiyet zamanıdır.” dedi.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“İyi bilin ki Allah’ın veli kulları için hiçbir korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardır.” (Yunus: 62)
6. “Kadından idareci olmasının hiçbir sakıncası yoktur.” diyerek Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem-e ve Hazret-i Allah’a karşı gelmiştir.
Şu Âyet-i kerime ile onun bu sözünü çürüttük:
“Peygamber size neyi verdiyse onu alın, neyi yasak ettiyse ondan sakının.” (Haşr: 7)
Binaenaleyh Resulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Mukadderatını bir kadının eline veren millet felâh bulmaz.” buyuruyor. (Buhârî, Tirmizî)
7. Gerek himmet geceleri, gerek iftar ziyafetleri ile trilyonlarca lira para toplayıp Hazret-i Allah’ın emrine karşı geliyor.
Şu Âyet-i kerime ile onların bu icraatlarını çürüttük:
“Sizden hiçbir ücret istemeyenlere uyun, onlar doğru yoldadırlar.” (Yâsin: 21)
Bu Âyet-i kerime’sinde Cenâb-ı Hakk para toplayanların doğru yolda olmadığını beyan ediyor.
8. Onların ise dini ayrıdır, kitabı ayrıdır, bütün beyanatları, icraatları kurdukları narcılık dinine göredir.
Şu Âyet-i kerime ile onların narcılık dinini çürüttük:
“Amma ne var ki insanlar din hususunda kendi aralarında parçalara bölündüler, çeşitli kitaplara ayrıldılar. Her bölük, her parti kendi tuttuğu yoldan memnundur, yanında bulunan din veya kitapla sevinmektedir.” (Müminûn: 53)
Cenâb-ı Hakk inananları bir tek ümmet kabul ediyor ve teklikten ayrılanlar huduttan ayrılmış oluyor.