Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Rasulullahın Namaz Kılma Hadisi ?

ibni kayyım Çevrimdışı

ibni kayyım

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşler vehbe zuhaylinin 4 meshebe göre islam fıkhı kitabında namazın nazıl kılındığını anlatan bir hadis-im şerif var nette bulamadım daha doğrusu nasıl araycağımı bilmiyorrum...bir sahabe anlatıyor orada bulunan 10 sahabede tastik ediyor....yardımcı olursanız sevinirim
 
İSTİŞHAD Çevrimdışı

İSTİŞHAD

الله لا ينسى أحداً ، هذا أمر كاف ليطمئن قلبك
Admin
Ebû Humeyd es-Sâidî (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Kendisi, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Ashâbından on kişilik bir grupla oturuyor idi. Resûlullah'ın namazını zikrettiler. Bunun üzerine:
"Ben içinizde Aleyhissalâtu vesselâm'ın namazını en iyi bilen kimseyim!" dedi. Yanındakiler:
"Nasıl olur. Allah'a yemin olsun, sen O'na bizden daha çok tâbi olmuş bizden önce onun sohbetine katılmış değilsin!" dediler. O:
"Herşeye rağmen!" deyip (ısrar edince):
"Peki (Efendimizin nasıl namaz kıldığını) arzet görelim" dediler. O da anlattı:
"Aleyhissalâtu vesselâm, namaza kalkınca kollarını omuzları hizasına kadar kaldırırdı. Bütün kemikleri mûtedil şekilde yerlerinde istikrarını bulunca tekbir getirir, sonra kırâatte bulunur, sonra tekrar tekbir getirir, ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır, sonra rükûya gider ve el ayalarını dizlerinin üzerine koyar, sonra o durumda mûtedil bir vaziyet alır, başını ne aşağı kırar ne de yukarı kaldırır, sonra başını kaldırıp: "Semi'allâhu limen hamideh (Allah kendisine hamdedeni işitir)!" der, sonra ellerini tekrar omuzlarının hizasına kadar mutedil şekilde kaldırır, sonra: "Allahu ekber!" deyip yere eğilir, ellerini yanlarına açar, sonra başını kaldırır, sol ayağını büker, üzerine oturur, secde edince ayaklarının parmaklarını açar, sonra secde eder, sonra: "Allahu ekber!" der, başını kaldırır, sol ayağını büker, her kemik yerine gelinceye kadar sol ayağının üzerine oturur. Sonra aynı şeyleri diğer (rek'at)de yapardı.
Sonra iki rek'ati (tamamlayıp) kalkınca, iftitah tekbirinde olduğu gibi tekbir getirir, ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırır. Sonra aynı şeyleri namazın geri kalan kısmında da yapardı.
Selam vereceği son rek'atin secdesi olunca sol ayağını (mak'adının altından sağ tarafına) çıkarır ve sol tarafı üzerine yere çökerek otururdu."
(Onun bu açıklamasını dinleyince yanındakiler "Doğru söyledin, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) böyle namaz kılardı!" dediler."

Ebû Dâvud, Salât: 117, (730-735); Tirmizî, Salât: 227, (304, 305) Hadis Buhârî'de muhtasar olarak gelmiştir (Ezân 145); Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 8/503

aradığınız hadis bu mu acaba...
 
ibni kayyım Çevrimdışı

ibni kayyım

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
CEZEKALLAHU KHAYRAN...AHİİİ...EVET BUYDU...birine delil göstermem gerekti hadisi biliyorsum ama kaynağını bulmam gerekiyordu...Allah razı olun
 
E Çevrimdışı

Esma-22

Üye
İslam-TR Üyesi
İbni Kayyım kardeşim. elleri kaldırmakla ilgili birçok hadis var. Hangisiyle amel etmek sünnet. kaldırmak mı gerekir kaldırmamak mı? Kaldırmaksa kaç yerde? Eller nereye kadar kaldırırlır? Bu kadar muhtelif hadislerden birini tercih ederken neye dayanarak tercih ediyorsun ve budur sünnet olan diyorsun. Lütfen rica ediyorum bana anlatırmısınız?
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İbni Kayyım kardeşim. elleri kaldırmakla ilgili birçok hadis var. Hangisiyle amel etmek sünnet. kaldırmak mı gerekir kaldırmamak mı? Kaldırmaksa kaç yerde? Eller nereye kadar kaldırırlır? Bu kadar muhtelif hadislerden birini tercih ederken neye dayanarak tercih ediyorsun ve budur sünnet olan diyorsun. Lütfen rica ediyorum bana anlatırmısınız?
بسم الله الرحمن الرحيم

Çok guzel bir soru,bu yazdıklarımı sona kadar okursaniz inşallah anlarsınız.Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in her eğiliş kalkışta, her tekbirle beraber ellerini kaldırdığı sahih olarak sabit olmuştur.(Aşağıda geniş şekilde cevab vereceğim) ayrıca namaz konusuna müstakilŞeyh Ebu Said Yarbuzi'nin Kitap ve Sünnete Göre Namaz, Şeyh Elbani'nin Sıfatu Salati'n-Nebi (Peygamberimizin Namaz Kılma Şekli adıyla terceme) gibi risalelerine bakabilirsiniz. elleri kaldırmak hakkındaki rivayetler birbirine aykırı değildir. "ilk tekbirden başkasında ellerini kaldırmazdı" şeklindeki rivayetler sahih değildir. (Bunuda aşağıda geniş şekilde cevap vereceğim)



Abdullah b. Ömer radıyallahu anhuma Hadisi:

Ahmed (2/132 no: 6164); Abdullah – babası – el-Hakem b. Nafi – İsmail b. Ayyaş – Salih b. Keysan – Nafi – İbn Ömer radıyallahu anhuma isnadıyla:

Nebi sallallahu aleyhi ve sellem namaza başlarken tekbir aldığında, rüku ettiğinde ve secde ettiğinde ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırdı.”

Not: Daha bu hakta çok hadis var yazmiyorum



Ebu Hureyre Radıyallahu anh Hadisi

Temam Fevaid‟de (2/244 no: 1641) Ebu Bekir Muhammed b. İbrahim b. Sehl b. Habbe b.Yahya b. Salih el-Bezzar – Ebu Bekir Ahmed b. Muhammed b. el-Velid el-Murri el-Mukri – Hişam b. Ammar – İsmail b.Ayyaş – Salih b. Keysan – el-A‟rac – Ebu Hureyre radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor:

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem namaza başladığında, rüku ettiğinde, secde ettiğinde ve iki secdeden kalktığında ellerini omuzları hizasında kaldırırdı.


İbn Abbas radıyallahu anhuma Hadisi

Ebu Davud (740) Kuteybe b. Said ve Muhammed b. Eban el-Ma‟ni - en-Nadr b. Kesir es-Sa'dî isnadıyla demiştir ki:

“Abdullah b. Tâvûs Hayf mescidinde yanımda namaz kıldı. İlk secdeyi yapıp da başını kaldırdığında ellerini yüzü hizasına kadar kaldırdı. Bu davranışı uygun görmediğim için Vüheyb b. Hâlid'e haber verdim. Vüheyb de ona

"İşittiğime göre sen namazda hiç kimseden görmediğim bir şey yapıyormuşsun" dedi. Bunun üzerine Abdullah da şöyle cevap verdi:

"Ben babamı o işi yaparken gördüm de babam şöyle dedi: Ben İbn Abbâs'ın böyle yaptığını gördüm ve o'nun,

"Bunu Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem böyle yapardı" dediğinden başka bir şey de
bilmiyorum
Ebu Ya‟la (2643) Nesai (1134) Dulabi el-Kuna (1/198) İbn
Hazm el-Muhalla (4/92) Şeyh Elbani sahih demiştir.



Değerli kardeşim: "ilk tekbirden başkasında ellerini kaldırmazdı" şeklindeki rivayetler sahih değildir.Delili şu:

el-Bera b. Azib radıyallahu anh‟den şöyle rivayet edilmiştir:


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem‟i namaza başlarken ellerini kulaklarına kadar kaldırırken gördüm. Bir daha bunu tekrarlamadı.”

Ebu Davud (749) Tahavi Şerhu Meani‟l-Asar (1/224) Darekutni (2/293) Beyhaki (2/76) Ebu Ya‟la (1691)

Bunu Ebu Davud ve Darekutni Abdurrahman b. Ebi Leyla yoluyla Yezid b. Ebi Ziyad‟dan rivayet etmişlerdir.“Bir daha tekrarlamadı” kısmının rivayete Yezid b. Ebi Ziyad tarafından eklendiği hususunda hafızlar ittifak etmişlerdir. Tuhfetu‟l-Ahvezi (2/92) Avnu‟l-Ma‟bud (2/320)


Nitekim Şu‟be, es-Sevri, Halid et-Tahhan, Züheyr ve onlardan başka hafızlar bunu Bera radıyallahu anh‟den bu ziyade olmaksızın rivayet ettiler.Bkz.: Buhari Rafu‟l-Yedeyn (32)


Humeydi dedi ki: “Bu ziyadeyi ancak Yezid eklemiştir.”

Osman ed-Darimi, Ahmed b. Hanbel‟den naklen dedi ki: “Bu sahih değildirBkz.: Ahmed el-İlel ve Marifetu‟r-Rical (1/368)

Buhari, Ahmed, Yahya b. Main, Darimi, Humeydi ve pekçok kimse de bunun zayıf olduğunu belirtmişlerdir.

Yahya b. Muhammed b. Yahya, Ahmed b. Hanbel‟den şöyle rivayet eder: “Bu hadis (vâh) çok zayıftır.Aliyu‟l-Kari el-Esraru‟l-Merfua (s.493) Nitekim Yezid bir süre bunu “bir daha tekrarlamadı” kısmı olmadan rivayet etmiş, kendisine yapılan telkini kabul eder hale gelince bunu sonradan eklemiştir.”


Beyhaki dedi ki: “Muhammed b. Abdirrahman b. Ebi Leyla bunun rivayetinde ihtilaf etmiştir.

Denildi ki; kardeşi İsa – babasından rivayet etti. Yine el-Hakem‟den, o da İbn Ebi Leyla‟dan rivayet ettiği söylendi. Yezid b. Ebi Ziyad‟dan rivayet ettiği de söylendi.”

El-Bezzar dedi ki: “Hadisteki “Bir daha tekrarlamadı” kısmı sahih değildir.”


Abdullah b. Mesud radıyallahu anh‟ın şöyle dediği rivayet edilmiştir:


“Size Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem‟in namazını kıldıracağım. Sonra namazı kıldı ve ellerini yalnız bir defa kaldırdı.
Ahmed (1/388) Ebu Davud (748) Tirmizi (257) Nesai (2/188) Tahavi Şerhu Meani‟l-Asar (1/224)

Ahmed, Ebu Davud ve Tirmizi bunu Asım b. Kuleyb – Abdurrahman b. el-Esved – Alkame – İbn Mesud radıyallahu anh yoluyla rivayet ettiler. İbn Adiy, Darekutni ve Beyhaki; Muhammed b. Cabir – Hammad b. Ebi Süleyman – İbrahim – Alkame – İbn
Mesud radıyallahu anh yoluyla şu lafızla rivayet ettiler:

“Nebi sallallahu aleyhi ve sellem ile, Ebu Bekir ve Ömer ile birlikte namaz kıldım. Ellerini sadece namaza başlangıçta kaldırıyorlardı.”

İbn Adiy (6/2162) Darekutni (1/295) Beyhaki (2/79-80) İbnu‟l- Cevzi Mevduat (2/96)

Bu hadisi Tirmizi hasen ve İbn Hazm ile Elbani sahih görmüş, İbnu‟l-Mubarek: “Bana göre bu sabit değildir” demiştir.

İbn Ebi Hatim babasının: “Bu hadiste es-Sevri yanılmıştır” dediğini nakletmiştir İbn Ebi Hatim El-İlel (1/96)

Ahmed b. Hanbel ve şeyhi Yahya b. Adem hadisin zayıf olduğunu söylemişlerdir. Buhari bunu her ikisinden naklederek zayıf olduğunu söylemiştir.


Devamı var
 
Abu_ibrahim Çevrimdışı

Abu_ibrahim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بسم الله الرحمن الرحيم

Değerli kardeşim: "ilk tekbirden başkasında ellerini kaldırmazdı" şeklindeki rivayetler sahih değildir.Delili şu:

İbn Ömer radıyallahu anhuma‟dan şöyle dediği rivayet edildi:

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem namaza başlarken ellerini kaldırır, bir daha da kaldırmazdı”

Bunu Beyhaki el-Hilafiyyat‟ta rivayet etmiştir. Hafız İbn Hacer dedi ki: “Bu maklub (değiştirilmiş)
ve mevdu (uydurma) bir rivayettir.

Enes radıyallahu anh‟den şöyle rivayet edilmiştir:

“Namazda ellerini kaldıranın namazı yoktur.
İbn cevzi et-Tahkik (427)

Hakim bunu el-Medhal‟de rivayet etmiş ve “Uydurmadır” demiştir.

Aynısı Ebu Hureyre radıyallahu anh‟den de rivayet edilmiştir. İbnu‟l-Cevzi el-Mevduat‟ta69, ondan önce de el-Cuzecani uydurmalar arasında zikretmiştir.

İbn Abbas radıyallahu anhuma‟dan şöyle dediği rivayet edilmiştir.

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem her ruku edişinde ve her kalkışında ellerini kaldırırdı.Sonra sadece namaza başlangıçta ellerini kaldırır oldu ve diğerlerini terk etti.”

İbnu‟l-Cevzi et-Tahkik‟te (1/275 no: 464): “Aslı
yoktur, kimin rivayet ettiği de bilinmemektedir” dedi. ibn Abbas radıyallahu anhuma‟dan bunun aksi sahih olarak gelmiştir.


Benzeri İbnu‟z-Zubeyr radıyallahu anhuma‟dan da rivayet edilmiştir. İbnu‟l-Cevzi yine: “Aslı yoktur, kimin rivayet ettiği bilinmemektedir” demiştir.

İbnu‟l-Cevzi dedi ki: “Sabit olan rivayetlere aykırı olan bu hadisleri delil getirenden daha ahmak kimse yoktur”

Görügün gibi hadislerin hepsi zayif uydurma


Namazda Elleri Kaldırmanın Sevabı

Ebu Osman el-Buhayri, Fevaidu‟l-Muhrice‟de (el yazma, hadis no:105): Ebu Muhammed Abdullah b. Ahmed er-Rumi – Ebu Nuaym Abdulmelik b. Muhammed – Ali b. Abdirrahman b. El-Mugira Allan – Abdullah b. Salih – Abdullah b. Lehîa – Abdullah b. Hubeyra – Ebu Mus‟ab el-Amiri – Ukbe b. Amir radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem‟in şöyle buyurduğunu işittim:
“Kişinin namazında yaptığı işaretten dolayı on hasene yazılır. Her parmak için bir hasene vardır.”



Taberani; Bişr b. Musa – Ebu Abdirrahman el- Mukri – İbn Lehia – İbn Hubeyra – Ebu Mus‟ab Mişrah b. Hâ‟ân el-Meafiri – Ukbe b. Amir el-Cuheni radıyallahu anh isnadıyla, Ukbe‟nin şöyle dediğini rivayet eder:
“Şüphesiz kişinin namazda eliyle her işaretinden dolayı her parmağı için bir hasene veya bir derece yazılır.

Taberani (17/297) hasen bir isnad ile rivayet etmiştir: Mecmau‟z-Zevaid (2/103) Elbani Aslu Sıfatis‟s-Salati‟n-Nebi (2/613) Elbani Sahiha (3286) Suyuti de Tenviru‟l-Havalik‟te (1/89) hasen demiştir.


Ukbe b. Amir radıyallahu anh namazda ellerini kaldıran kimse hakkında şöyle dediğini rivayet etmişlerdir:

“Her işaretinden dolayı ona her parmak için on hasene vardır.

Deylemi (9011) İbn Hacer Telhisu‟l-Habir‟de (1/433) İbn Receb Fethu‟l-Bari‟de (5/166) İbn Abdilberr el-İstizkar (1/407) ve et-Temhid‟de (9/225) Beyhaki Marife‟de (839)


Telhisu‟l-Habir (1/433) Buhari Rafu‟l-Yedeyn (37) Said b. Cübeyr dedi ki: “Namazda elleri kaldırmak namazın ziynetidir.”



Tarhu‟t-Tesrib (2/419) İbn Abdilberr el-İstizkar (1/407) et-Temhid (9/225) İbn Ömer radıyallahu anhuma dedi ki: “Her şeyin bir ziyneti vardır. Tekbir ve tekbirlerde elleri kaldırmak da namazın ziynetidir”

İbn Receb Fethu‟l-Bari (5/166) Beyhaki Menakıbu‟ş-Şafii‟de rivayet ediyor: eş-Şafii dedi ki: “Namazda elleri Allah‟ın celaline tazim için,Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem‟in sünnetine ittiba ederek ve Allah‟ın sevabını ümid ederek kaldırıyorum.”


Neyse Bu kadar.

Subhanekallahumme ve bihamdik, eşhedu en la ilahe illa ente vahdeke la şerike lek, ve estağfiruke ve etubu ileyk. Vel-hamdu lillahi rabbil alemin, vessalatu vesselamu ala rasulina muhammedin ve ala alihi ve sahbihi ecmain.
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
SAHIHI BUHARI

1- Namaza Başlarken "Allahu Ekber" Demenin Vucubu Babı 21-.......ez-Zuhrî şöyle demiştir: Bana Enes ibn Mâlik el-Ensârî (R) şöyle haber verdi: Rasûlullah bir ata bindi de vücûdunun sağ ta*rafı incinip berelendi. Enes dedi ki: İşte o gün Rasûlullah namazlar*dan birini bize oturduğu halde kıldırdı. Biz de O'nun arkasında oturarak kıldık. Sonra selâm verince şöyle buyurdu: "İmâm ancak kendisine uyulmak için imâm edinilmiştir. Böyle olunca imâm ayakta namaz kıldırdığı zaman, siz de ayakta namaz kılınız. Rükû 'a vardığı zaman, sizde rükû'a varınız. Başını kaldırdığında siz de kaldırınız,. Secdeye vardığında siz de secdeye varınız. İmâm Semiallâhu limen hamideh dediği zaman siz de Rabbena ve leke'Uhamd deyiniz" 32-.......Enes ibn Mâlik (R) şöyle demiştir: Rasûlullah (S) bir at*tan düştü de vücûdu berelendi. Akabinde bize oturarak namaz kıl*dırdı. Biz de O'nunla beraber oturarak namaz kıldık. Sonra namazdan çıktı da şöyle buyurdu: "İmâm ancak -yâhud da: ancak imâm- ken*disine uyulsun diye imâm yapılmıştır. Öyle ise Allâhu Ekber dediği zaman, siz de Allâhu Ekber deyiniz. O rükû' yaptığında siz de rükû' yapınız. O başını kaldırdığında siz de kaldırınız. İmâm Semiallâhu limen hamideh dediği zaman, Rabbena lekeH-hamd deyiniz. O sec*deye gittiği zaman siz de secdeye gidiniz" 43-.......Ebû Hureyre (R) şöyle demiştir: Peygamber (S) şöyle bu*yurdu: "İmâm ancak kendisine uyulsun diye imâm edilmiştir. Böyle olunca imâm tekbîr aldığı zaman siz de tekbîr alın, rükû' yaptığı za*man siz de rükû'yapın; Semiallâhu limen hamideh dediği zaman Rab*bena ve leke 1-hamd deyiniz. Secde yaptığı zaman siz de secde yapınız. O oturarak namaz kıldırdığı zaman, siz de toptan oturarak namaz kılınız"52- Namaza Başlarken İlk Tekbir İle Birlikte Aynı Zamanda Ellerin de (Omuz Hizasına Kadar) Yukarıya Kaldırılması Babı4-.......(Abdullah ibn Umer -R- şöyle demiştir: ) Rasûlullah (S) namaza başladığında ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırırdı. Rükû' için tekbîr aldığında ve rukû'dan başını kaldırdığında yine el*lerini öylece kaldırır, Semiallâhu limen hamideh, Rabbena ve lekel-hatrid der idi. Sucûdda ise bu el kaldırmayı yapmazdı 63- (Namaz Kılan Kimsenin) Tekbir Aldığı Zaman, Rukü'a Vardığı Zaman ve Bir de Rükü'dan Kalktığı Zaman Ellerini Yukarıya Kaldırması Babı5-.......Abdullah ibn Umer (R) şöyle demiştir: Ben Rasûlullah'ı şöyle gördüm: Namaza durduğu zaman, iki eli omuzlan hizasında oluncaya kadar ellerini yukarıya kaldırdı. Bu el kaldırmayı rükû' için tekbîr aldığı zaman da ve başını rukû'dan kaldırdığı zaman da ya*par, ve Semiallâhu limen hamideh der idi. Sucûdda ise bu el kaldır*mayı yapmazdı 76-......» Bize Hâlid ibn Abdillah, Hâlid (el-Hazzâ)'den; o da Ebû Kilâbe'den tahdîs etti. O, Mâlik ibn'ul-Huveyris'in şöyle namaz kıl*dığını görmüştür: Namaza durduğu zaman tekbîr aldı ve ellerini yu*karıya kaldırdı. Rukû'a varmak istediği zaman, iki elini yukarıya kaldırdı. Başını rukû'dan kaldırdığı zaman yine ellerini yukarıya kal*dırdı. Ve Mâlik ibn Huveyris, Rasûlullah'ın da böyle yaptığını söyle*di.

4- Namaz Kılan Kimse Ellerini Nereye Kadar Kaldırır Babı
Ebû Humeyd el-Ensârî, sahâbîlerden olan arkadaşları arasında: Peygamber (S) ellerini omuzları hizasına kaldırdı, demiştir 87-.......Abdullah ibn Umer (R) şöyle demiştir: Ben Peygamber'! namazı şöyle kılarken gördüm: Peygamber namaza Aîlâhu Ekber sö*züyle girdi. Bu tekbîri alırken iki elini de omuzlan hizasına getirince*ye kadar yukarı kaldırdı. Rükû' i£in tekbîr aldığı zaman da yine böyle ellerim kaldırdı. Semiallâhu limen hamideh dediği zaman da yine böy*lece ellerini kaldırdı. Rabbena ve leke'l-hamd dedi de artık secdeye giderken ve de secdeden başını kaldırırken bu ellerini kaldırma hare*ketini yapmadı 95- İkinci Rek'attan Sonra Ayağa Kalktığı Zaman Elleri Yukarıya Kaldırmak Babı8-.......Bize Ubeydullah, Nâfi'den tahdîs etti ki, İbnu Umer (R) namaza girerken tekbîr a' r ve iki elini yukarıya kaldırırdı. Rukû'a giderken yine ellerini yukarıya kaldırırdı. Semiallâhu limen hamideh dediği zaman ellerini kaldırırdı. İkinci rek'attan sonra ayağa kalktığı zaman yine ellerini yukarı kaldırırdı. Ve bu fiilleri İbn Umer Pey-gamber'e ref ederek rivayet etti 10Ve bunu Hammâd ibn Seleme, Eyyûb'dan; o da Nâfi'den; o da İbn Umer'den; o da Peygamber'den olmak üzere rivayet etti. Keza bunu İbnu Tahmân da Eyyûb ile Mûsâ ibn Ukbe'den muhtasar ola*rak rivayet etmiştir 11
[1] Buhârî cemâat, ikaamet, saffları dümdüz yapma hükümlerini beyândan sonra, - bütün nevi'leriyle birlikte namazın sıfatını beyâna başlamıştır.

[2] Iftitâh tekbîri yâhud ihram tekbîri farzdır. Onsuz namaz sahîh olmaz. Namaza başlamak için, kudreti olana göre AHâhu Ekberlafzını söylemek taayyün etmiş*tir. Çünkü Rasûlullah namaza hep bu lâfız ile başlamıştır. Tesbîh ve tehlîlin, tekbîr yerine geçip geçmiyeceği hususunda ayrı ayrı görüşler ve tafsilât vardır

[3] Bu hadîste namaza başlama tekbîri açıkça zikredilmiyorsa da, mukadder ola*rak vardır. Çünkü rükû', şübhesiz olarak namaza başlama tekbîrinin daha ev*vel söylenmiş olmasını gerektirir.

[4] Bunda ve bundan önceki hadîste zikredilen bu attan düşme hâdisesi, beşinci hicret yılının Zu'1-hicce ayında olmuştur. Peygamber bir ata binip Gâbe'yefyânî Me-dîne yakınındaki ormanlığa) gitmiş, bir hurma ağacının gövdesine çarpıp attan düşmüş, bu sebeble vücûdunun sağ tarafı berelenmiştir. Bundan dolayı mesci*de çıkamadığı gibi, namazı da oturarak kılmaya mecbur kalmıştır. Evinde ziya*rete gelenler de kendisine uyup, öylece namaz kılmışlardır.

[5] İmâm oturarak namaz kıldığı zaman, cemâatin de oturarak namaz kılması hük*mü, Peygamber'in vefat hastalığı sırasındaki tatbikatta kaldırılmış olduğu, da*ha önce geçmişti

[6] İftitâh tekbîrini alırken elleri nereye kadar kaldırmalı? Cumhur bu hadîsle ben*zerlerine tutunarak, elleri omuzların hizasına kadar kaldırırlar. Haneliler Müs*lim'in Mâlik İbn Huveyris'ten rivayet ettiği hadîse tutunarak, elleri kulak hizasına kaldırırlar. İmâm Şafiî, her iki sureti cem' için, iki ellerini, parmak uçları ku*laklarının üstüne, baş parmaklan kulağın yumuşağına denk olacak veçhile, omuz*larının hizasına getirmeyi tercîh etmiştir. Ellerini başından yukarıya kaldıranlar; göğsüne kadar kaldıranlar da vardır. Hepsi de muhafaza edilmiş olan haberlere uygun düşer. Bu gibi hadîslerin tehâlüfü genişletmeden başka bir şeye delâlet etmez.

[7] Rukû'a varırken ve rukû'dan kalkarken ref'u'î-yedeyn yânîiki eli yukarı kaldır*mak hakkındaki ihtilâf meşhurdur. Sahâbîler ile tabiîlerden ve büyük imamlar*dan bir kısmı rukû'a giderken ve rukû'dan kalktığında elleri kaldırırlar. Buhârî, Sahih 'İndeki rivayetlerle yetinmeyerek il Ref'u'l-yedeyn ft's-salât{- Namazda iki eli kaldırmak)" isminde bir kitâb bile te'Iîf etmiştir. Buhârî bu kitabında, on yedi sahâbîden rivayet etmiştir. Daha sonraki araştırıcıların kimisi ondokuz sa-hâbîden, kimi yirmi sahâbîden, kimi otuz küsur sahâbîden, kimi elli sahâbîden bunun rivayet edildiğini tesbît etmişlerdir. Bu râvîlerin içinde cennetle müjde*lenmiş on sahâbînin hepsi de dâhildir. Rivayetlerin -bâzılarına mütevâtır dedir*tecek derecedeki- kuvvet ve çokluğuna bakan Evzâî ile Dâvûd ez-Zâhirî,el kaldırmanın vucûbuna bile kaail olmuşlardır.
Diğerleri ise öteki rivayeti daha kuvvetli görürler. Bu mes'efe hakkında ge*len hadîsler pek çok olduğundan, münâkaşaları da o nisbette uzun sürer.
Namazda ref u'1-yedeyn sırf taabbüddür; tevhîde, mâsivâyı terke, kul ile ma'bûd arasında hicabın ref'ine işarettir diyenler de vardır. İmâm Şafiî: "Al*lah'a ta'zîm ve Peygâmber'in sünnetine ıttıbâ'dır" demişdir. İbn Umer'de: El*leri kaldırmak namazın zînetlerindendir. Her yükseltmede on yâni on parmağa mukaabil bir hasene vardır demiştir. (Tecrîd 7er.II, 565-568, 413. hadîsin haşi*yesinde).

[8] Buhârî bu ta'lîki bu kitabın "Teşehhüdde oturma sünneti" unvanlı 64. babın*da tahrîc etmiştir. Bu fıkra o hadîsin bir tarafıdır.

[9] Semiallâhu limen hamideh irtifâ'm, yânî rukû'dan kalkmanın; Rabbena ve leke'i-
hamd ise i 'tidâün, yânî sucûddan evvel doğrulup ayakta durmanın zikridir. Cum*hura göre her ikisini cem' etmek imâm için de, me'mûm için de sünnet olmuş* tur. Hanefî'ler, tesmî' İmâmın; tahmîd de me'mûmun vazifesidir, derler.
Hadîsin son fıkrasından sucuda varırken ve secdeden başını kaldırırken el*lerin kaldırılmayacağı anlaşılıyor.

[10] Bu hadîsten İbn Umer'İn ikinci rek'attan sonra ayağa kalkarken de ellerini ref ettiği ve bunu Peygamber'den rivayet ettiği anlaşihyor. Teşehhüdden sonra el*leri kaldırmak, İbnu'I-Munzir, Beyhakî, Bağâvî ve Buhârî gibi bâzı hadîscilerin mezhebidir.

[11] Bu ta'lîklerden birincisini Buhârî, ikincisini Beyhakî mevsûlen rivayet etmiştirSAHIHI MUSLIM
9- İhram, Rükü’ ve Rüku'dan Doğrulma Tekbirleriyle Beraber Elleri Omuzlar Hizasına Kaldırmanın Müstehab Oluşu, Secdeden Doğrulurken Bunun Yapılmaması Babı


21- (390) Bize Yahya b. Yahya et-Temîmî ile Saîd b. Mansûr, E-bû Bekr b. EM Şeybe Amrü'n-Nâkid, Züheyr b. Harb ve İbni Nümeyr hep birden Süfyân b. UyeyneMen rivayet ettiler, lâfız Yahya'nındır. De*di ki; Bize Süfyân b. Uyeyne, Zührî'den, o da Salim'den, o da babasınr dan naklen haber verdi. Demiş ki: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Namazda iftitâh tekbiri aldığı zaman rükû'a varmadan önce ve rtikû'dan doğruldukta ellerini omuzları hizasına kadar kaldırırken gördüm. Secde*ler arasında ellerini kaldırmıyordu.

22- (...) Bana Mufaammed b. Rafi' rivayet etti (Dedi ki): Bize Ab-dürrezzak rivayet etti (Dedi ki): Bize İbni Cüreyc haber verdi. (Dedi ki): Bana İbni Şihâb, Salim b. Abdillah'dan naklen İbni Ömer'in şöyle dedi*ğini rivayet etti: Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) namaza kalktığı vakit ellerini ta omuzları hizasına varıncaya kadar kaldırır, Sonra tekbir alırdı. Rükû* etmek istediği zaman da böyle yapar, rükû'dan doğrulduğu zaman da böyle yapardı. Başını secdeden kaldırdığı zaman bunu yapmaz*dı.

23- (...) Bana Muhammed b. Râfi' rivayet etti. (Dedi ki): Bize Huceyn -ki ibnü'l Müsenna'dır- rivayet etti. (Dedi ki): Bize Leys Ukayl*-den rivayet etti. H. Bana Muhammed b. Abdillah b. Kuhzâz dahi riva*yet etti. (Dedi ki): Bize Selemetü'bnü Süleyman rivayet etti. (Dedi ki): Bize Yûnus haber verdi. Bunların ikisi de Zührî'den bu îsnadla İbni Cü-reyc'in dediği gibi:
«Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) namaza kalktığı vakit elleri*ni ta omuzları hizasına kadar kaldırır; sonra tekbir alırdı» şeklinde riva*yet etmişlerdir.
Bu hadisi Buhârî «Kitâbü'l Ezan» da Nesâî «Kitâbü's-Salât» da tahric etmişlerdir. Buhârî'nin rivayetinde; «Başını rü*kû'dan doğrulttuğu vakit yine ellerini kaldırır. derdi» ibaresi de vardır.

Hadisi Şeriften Şu Hükümler Çıkarılmıştır:


1- Namaz için iftitah tekbiri alınırken eller kaldırılır. İbni Münzir; «Ulemâ Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in iftitah tekbiri alırken ellerini kaldırdığında ihtilâf etmemişlerdir» demiş «el-Mühezzeb» şerhinde dahî; «İftitah tekbiri alırken elleri kaldırmanın müstahab olduğuna bu ümmet icma' etmiştir» denilmiştir. Filhakika İfa*ni Mûnzir ve başkaları bu hususda İcma' olduğunu naklederler.
Eimme-i selâse denilen İmam Mâlik, İmam Şafiî ve İmam Ahmed ile 1shâk‘ın kavilleri budur. Kurtubî: «İmam Mâ1ik'in iki kavlinden esah olanı budur. İkinci kavline göre eller göğüse kadar kaldırılır.» diyor.
Hanefîlere göre eller kulakların yumuşağına kadar kaldırılır. Baş parmaklar kulakların yumuşaklarına, diğer parmaklar da kulakların şâir aksamı hizasına gelir. Çünkü İmam Müs1im'in Mâlik b. H ti*yeyris'den rivayet ettiği bir hadiste; «Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) ellerini kaldırdığı zaman ta kulaklarının hizasına vardı*rırdı.» denilmektedir. Nitekim az aşağıda gelecektir. Bu mânada bir ha*disi Dâre Kutnî sahih bir senetle Hz. Enes'den rivayet etmiştir. Tâhâvi'nin Berâ' b. Âzib (Radiyaltahû. anh)*âan. rivayet ettiği bir hadiste ellerin baş parmaklan kulak yumuşaklarına yaklaşacak surette kaldırılacağı bildirilmektedir. İbni Habîb'e göre eller kulaklar hizasına kadar, bir rivayette başm üzerine kadar kal*dırılır.
Bu kavillerin hepsine delâlet eden meşhur ve mahfuz rivayetler yar*dır. Bunlar bu hususta müsaade ve cevaza delâlet ederler. îbni Tâvûs'un nakline göre Tâvûs ellerini başından yukarı geçinceye kadar kaldırır, ve bunu İbni Abbâs "dan böyle gördüğünü, o-nun da Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi've Sellem) 'den böyle riva*yet ettiğini söylemiş. İbni Kattan bunu sahîh bulmuştur.
İftitah tekbiri bir defa yapılır. Râfizîler üç defa yapılacağına kail olmuşlardır.
5- Hadis-i Şerif rükû' tekbiri ile rükû'dan doğrulvrken dahi elle*rin kaldırılacağına delildir. İmam Şafiî ile İmam Ahmed b. Hanbe1'in ve ulemâdan İshâk, Ebû Sevr, ibni cerîr-i Taberi, Hasan-ı Basri, İbni Şîrîn, Â-tâ' b. Kbî Rabâh, Tâvûs, Mücâhid, Kaasim b. Muhammed, Salim, Katâde, Mekhûl, Saîd b. Cübeyr, Abdullah b. Mübarek ve Süf yan b. Uyeyne Hazerâtımn mezhebleri budur. Bir rivayette İmam Mâlik dahi buna kail olmuştur. İmam Buhârî mezkûr kavli Ashab-ı Resûlüllah'tan ondokuz zata nisbetle, bunların her birinin rüküTarda el kaldırdıklarını rivayet eylemiştir. Beyhâkî daha da ileriye gide*rek bunların cemaatlar teşkil edecek kadar çok olduklarını söylemiştir. İbni Esir rükû'a giderken el kaldıran sahabenin yirmi kişi oldu*ğunu söylemiştir. Hâkim Aşere-i Mübeşşere denilen (Hayatlarında cennetle müjdelenen) on zatın da onlar cümlesinden olduğunu bildirmiş,bazıları Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Seltem) rükû'a gider*ken el kaldırdığı otuz küsur sahâbî tarafından rivayet olunmuştur, de*mişlerdir.
Şafiîlerin «et-Tevhîd» nam eserinde şöyle deniliyor: «Sonra meşhur olan kavle göre el kaldırmak hiçbir yerde vâcib değildir. Bu hususta İcmâ' naklolunur. Davud-u Zahiri 'nin iftitah tekbirinde elleri kaldırmak vâcibdir, dediği rivayet olunur. Bizim ulemâmızdan 1bni Seyyar'ın kavli de budur. Bu kavil bazı mâlikîlerden de rivayet olunmuştur. Ebû Hanîfe 'den el kaldırmamanın günâhı iktiza edileceğini gösteren bir kavil rivayet edilmiştir. İbni Huzeyme: «Namazda el kaldırmayı ihmal eden, onun rükünlerinden birini terket-miştir» demiştir. Ulemâdan bazılarının secdede dahi el kaldırmak vâcib*dir dediklerini İbni Rüşd «Kavâid» nammdaki eserinde rivayet eder.
Hanefilere göre namazda eller yalnız iftitah tekbîri alınırken kaldı*rılır. Süfyan-ı Sevri ile İbrahim Nehaî, İbni Ebî Leylâ, Alkametü'bnü Kay s, Esved b. Yezîd, Âmir'i Şa'bi, Ebû İshak es-Sebiî, Hay-seme, Mugîra, Vekî, Âsim b. Küleyb ve îmam Züfer'in kavilleri de budur. İbnül Kâasim'in İmam Mâlik 'den rivayet ettiği meşhur ve Malikilerce tercih edilen kavil de budur. Tirmizî Ashab-ı kiram ile Tabiîn hazerâtmdan bir çok*larının kavilleri de budur diyor. «el-Bedâyi» nâm eserde îbni Abbâs (Radfyalîahû anhâmâ) 'nın «Resûlüllah (Sailallahü Aleyhi veSellem)'in cennetle müjdelediği on zât iftitah tekbirinden mâda na*mazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmazlardı» dediği rivayet olunmakta*dır. Başkaları Abdullah b. Mesud, Câbir b. Semure, Berâ b. Âzib, Abdullah b. Ömer ve Ebû Saîd (Radiyaîlahû anhûm) hazerâtınm da aynı kavle zâhib oldukla*rını söylemişlerdir.
Hanefilerin delili Berâ b. Âzib (Radiyaîlahû arûı) hadisidir. Bu hadîste «Peygamber (Scdlaîlahü Aleyhi ve Sellem) namaz için iftitah tekbiri aldığı vakit ellerini ta baş parmakları kulak yumuşakları*na varıncaya kadar kaldırır. Bir daha bunu tekrarlamazdı» denilmekte*dir. Mezkûr hadîsi Ebû Dâvud, Tahâvi ve İbni Ebi Şeybe tahrîc etmişlerdir. Vakıa Hanefilerin muarızları bu hadîse İtiraz e-debilirler. Çünkü Ebû Dâvud;
«Bu Hadisi Hüseyin, Hâlid ve İbni İdris, Yezîd b. Ebi Ziyâd 'dan o da Abdurrahman b. Ebû Leylâ 'dan, o da Berâ'dan naklen rivayet etmişler, fakat (Hiç biri bunu tekrarlamazdı) cümlesini zikretmemişlerdir.» demiş. Hat*tâ bi dahi bu hadiste; «Bunu tekrarlamazdı» cümlesini Şerik'-den başka nakleden olmadığını söylemiş. Ebû Ömer;
«Bu cümleyi yalnız Yezid rivayet etmiştir. Hadisi ondan riva*yet eden hafızlardan hiçbiri (Bunu tekrarlamazdı) cümlesini zikretme*mişlerdir» demiş. Bezzâr «Yezid'in el kaldırma hususunda*ki (Bunu tekrarlamazdı) hadîsi sahih değildir» dediği gibi Yahya b. Maîn'in: «Bu hadisin isnadı sahih değildir», İmam Ahmed'in: «Bu hadis hiçtir» dedikleri rivayet olunmuştur. Bazıları Yezîdin âhir ömründe hadisleri karıştırmağa başladığını ve başkalarının tel*kinlerine kapıldığını söylerler.
Muarızların bu babtaki i'tirazlarma hanefîler tarafından şöyle cevap verilir:
Ebû Dâvûd 'un yukarıdaki sözü îbni Adiyy'in «el-Kâmil» nâm eserindeki sözüne muarızdır. Çünkü İbniAdiyy bu hadisi Hüşeym, Şerik ve onlarla beraber bir cemaata isnad ile Yezîd'den rivayet etmiş ve hepsi (bunu tekrarlamazdı) cüm*lesini nakletmişlerdir. Bu suretle mezkûr ziyâdeyi yalnız Şerîk'in rivayet etmediği anlaşılır ve Hattâbî'nin bu bâbdaki iddiası da suya düşer. Eğer Yezîd zayıf bir râvidir .ve bu hadîsi yalnız başı*na rivayet etmiş denilirse buna da hayır diye cevap verilir. Çünkü ayni hadîsi İsa b. Abdurrahman, İbni Ebî Leylâ'-dan rivayet ettiği gibi Tahavî dahî tahrîc eylemiştir. Yezîd' e gelince; Bu zât hakikatte mevsuktur. Onun hakkında Yâkup b. Süfyân; «Yezîd için her ne kadar değişmiştir diye söz edil*mişse de o yine-sözü makbul, âdil ve mutemed bir zâttır» demiş. Ebû Dâvud dahî «Onun hadîsini terkeden kimse bilmiyorum ama başka*sı bence ondan daha makbuldür» mütâleasında bulunmuş, îbni Şâhin «KitâbüVSikat» ında Ahmed b. Salih'in; «Yezîd sikadır, onun hakkında konuşanların sözü hoşuma gitmiyor» dediğini ri-vâyet etmiştir. Yezîd'in makbul olduğunu daha başkaları da söy*lemişlerdir. İmam Müslim onun hadîsini tahrîc ettiği gibi Buhârî de onunla istişhâd eylemiştir. Hal böyle olduğuna göre Ye*zîd hadîsin bir kısmını bir defa, başka bir cümlesini de başka defa rivayet etmiş olabileceği gibi, evvelâ unutmuş sonra hatırlayarak rivayet etmiş olması da muhtemeldir.
Hanefîlere muarız olanların ihticâc ettiği hadisler islâmiyetin ilk za*manlarına hamlolunur. Bu hadîsler sonradan nesh edilmişlerdir. Neshedelil Abdullah b. Zübeyr hadîsidir. Bu hadîste beyân e-dildiğine göre Hz. Abdullah namazda rükû'a giderken ve rükû'-dan doğrulurken ellerini kaldıran bir zât görmüş de ona; «Böyle yapma, çünkü bu Resûlüllah (Saltallahü Aleyhi ve Selîem)in bir zamanlar yaptığı bîr, iştir; sonra onu terke t ti» demiştir. Neshi Tahayî'nin sa*hih bir isnadla tahrîc ettiği Mucahid hadîsi de te'yid etmekte*dir. Mezkûr hadiste Mücâhid; «îbni Ömer'in arkasında namaz kıldım. îftitah tekbirinden maada namazın hiçbir yerinde ellerini kaldırmadı» demiştir. Tahavî bu hadîsi rivayet ettikten sonra şun*ları söylemiştir; «İşte İbni Ömer...»Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Settem) 'in vaktiyle ellerini kaldırdığını görmüş, sonra bundan vazgeçmiştir. O bunu ancak kendince nesh sabit olduğundan yapmıştır. Aynı hadîsi İbni Ebî Şeybe dahî tahrîc etmiştir. Hanefîlerin muarızları bu hadis için «münkerdir» derler. Çünkü Tâvûs, İbni ömer'i rükû'larda el kaldırırken gördüğünü rivayet etmiştir. Hane-füer buna da şu cevabı verirler: Tâvûs gördüğü vakit İbni ömer (Radiyallahû anhûma) hadîsin neshedildiğini henüz bilmediği için el kaldırmıştır. Fakat sonradan rükû'larda el kaldırmanın nesh edildiğini öğrenmiş ve bundan vazgeçmiştir. Muhasımların diğer delillerini Hanefî-ler zayıf bulmuş ve zayıf olduklarım birer birer isbât etmişlerdir.
6- Hadîs-i şerif secdede ve secdeden doğrulurken ellerin kaldırıl*mayacağına delildir. Ekseri fukahânın kavilleri de budur.
7- Nevevî 'nin beyânına göre iftitah tekbîri Ebû Hanîfe, Mâlik, Şafiî ve Ahmed b. Hanbel hazerâtı ile Sevrî'ye ve Sahâbe-i kiranı ile tabiînin bütün ulemâsına, keza bunlardan sonra gelen ulemâya göre vâcibdir. Ancak Kâadi îyaz ile diğer bâzı ulemâ Saîd b. el-Müseyyeb, Hasan-ı Basrî, Zührî, Katâde ve'Evzâî'nin vâcib değil sünnet olduğuna kail bulunduklarını rivayet etmişlerdir. Onlar na*maza girmek için niyeti kâfi görmüşlerdir. Fakat Nevevî bunu kabul etmemekte ve; «Ortada bunca sahîh hadîsler varken bu gibi benâm zevatın böyle birşey söyleyeceklerini ben zannetmem» demekte ve sözü*ne şöyle devam etmektedir: «Tekbîr lâfzı (Allah-u Ekber)'dir. Namaza girmek için bu bil icmâ' kâfidir. Şafiî'ye göre.(Allâhü-r Ekber) dahî de*nilebilir. Bunlardan maadasiyle tekbîr caiz değildir. Mâ1ik 'e göre (Allâh-ü Ekber)*den mâda hiçbir sözle iftitah tekbîri caiz değildir. Şa*fiî 'nin eski mezhebi de budur. Hanefîlerden Ebû'Yûsuf'a gö*re (Allâh-ü Kebir) diyerek iftitah tekbîri almak caizdir. Ebû Hanîfe'ye göre ise Allah'ı ta'zitn bildiren her sözle, meselâ (Er-Rahmân-ü Ekber, Allâh-ü Eceli, Allâh-ü A'zam) gibi sözlerle tekbîr caizdir Selefve halefin cumhuru bu bâbda Ebû Hanif e'ye muhaliftir. Na*maza tekbîr ile başlamanın hikmeti ona Allah'ı tenzih ve ta'zim ve bütün kemal sıfatları ile tavsif ederek girmiş olmaktır. Allâh-ü Âlem».

24- (391) Bize Yahya b. Yahya rivayet etti. (Dedi ki): Bize Hâlid b. Abdillâh, [12] Halid'den o da Ebû Kılâbe'den naklen haber verdi ki: Ebû Kılâbe Mâlik b. el-Huveyris'i [13] namaz kılacağı zaman tekbir al*dığını, sonra ellerini kaldırdığını, riikû'a gitmek istediği zaman da elleri*ni kaldırdığını, rükû'dan başını kaldırdığı zaman dahi ellerini kaldırdı*ğını görmüş. Mâlik, Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) 'in böyle ya-pardığını rivayet- etmiş.

25- (...) Bana Ebû Kâmil el-Cahderî rivayet etti (Dedi ki): Bize Ebû Avâne, Katâde'den, o da Nasr b. [14] Âsım'dan, o da Mâlik b. el-Huveyris'den naklen rivayet etti ki Resûlüllah (Sallallahü Aleyhi ve Selîem) Tekbîr aldığı zaman ellerini ta kulaklarının hizasına kadar kaldırırnuş. Rükû' ettiği zaman da ellerini ta kulaklarının hizasına kadar kaldınrmış; başını rükû'dan kaldırdığı zaman dahi diyerek yine böyle yaparmış.

26- (...) Bize bu hadîsi Muhammed b. el-Müsennâ dahî rivayet et*ti. (Dedi ki): Bize îbni Ebî Adiy, Saîd'den, o da Katâde'den bu isnadla rivayet etti ki: Mâlik, Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)' (Bu şe*kilde namaz kılarken görmüş) ve «ellerini ta kulaklarının üst hizasına kadar kaldırırdı* demiş.
Bu Hadîsi Buhârî «Kitabü'l Ezan» da muhtelif râvîlerden Nesaîde (Kitâbü's-Salât) 'da Süveyd b. Nasr 'dan tahrîcetmişlerdir.
Rükû'da el kaldırma meselesini anlatırken; «Rükû' etmek istediği za*man» ifadesini kullanması, rükû'dan doğrulurken onu kullanmaması el kaldırmanın ne zaman yapılacağına işaret içindir. Çünkü Rükû' için ev*velâ eller kaldırılır, ondan sonra rükû'a varılır. Rükû'dan doğrulurken eller evvelâ değil, doğrulmakla beraber kaldırılır.
Bu hadîsi Nâfî' dahî Abdullah b. Ömer 'den riva*yet etmiştir. Bir rivayette; «İki rekât kılarak kalktığı zaman ellerini kal*dırırdı» denilmiştir. Mezkûr hadîsi on kişi rivayet etmiştir. Bunlar İmâm Mâlik,-Yûnus, Şuayb, İbni Ebî Hamza-îbni Cüreyc, Süfyan İbni Uyeyne, Ukayl, Zebî-dî, Ma'm er ve Abdullah b. Ömer (Radtyalîahû anhûm) dır. İmam Mâli k'den onu bir cemâat rivayet etmiştir. Yahya b. Yahya el-Endelûsî 'nin rivayetinde rükû'a giderken el kaldırma zikredihnemiştir. Bu hususta ona birçok kimseler tâbi' olmuş*tur. Ravilerden yirmisi rükû'a giderken el kaldırmayı zikretmişlerdir. Bu hadîs Salim b. Abdillâh'ın İbni Ömer (Radiyallahû anhâma) ya ref ederek rivayet ettiği dört hadîsten biridir. Salim, İbni Ömer'in rükû'a giderken bilfiil el kaldırdığını da rivayet etmiştir.
Hadîsin bu rivayetinde yalnız tesmi' zikredilmiş, tahmîd'den bahse*dilmemiştir. Onun râvî tarafından ıskat edildiği anlaşılıyor.
Tesmî' ise demektir.
Kirmanı tesmî'deki «Limen» kelimesinin «Bimen» şeklinde kul*lanılacağını iddia etmiştir. Fakat bu iddia doğru değildir. Çünkü cümle*nin mânâsı: «Allah, hamdi hamdeden için işitir; yani hamdedenin hamdini kabul eder» demektir. Cümlede mecaz vardır. Sebep zikredilmiş, müseb-beb murâd olunmuştur. Zira işitmek sebep, kabul etmek müsebbebtir. Çok defa; Hükümdar filânın sözünü işitti, derler. Bundan onun ricasını kabul etti mânasını kastederler. Filân filânın sözünü işitmedi demek, onun sözünü kabul etmedi mânâsına alınır. Cümlesişeklinde yani atıf harflerinden (vav) ile dahi rivayet
edilmiştir. Bu sebeple ulemâdan bazıları cümlenin (vav) ile okunacağını tercih etmişlerdir. *el-Muhît» nâm eserde tahmîd cümlesinin (vav) sız okunmasının efdal olduğu beyân edilmiştir. Zîra cümlenin mânası; «Yârab-bî sana hamdettik, hamd sana mahsustur» takdirindedir. Bu suretle Allah'a hamd tekrar edilmiş olur. Ancak «Rabbena cümlesi yukarıya bağlı değildir. Bu cümle imama uyanların, üst.tarafindaki ise imamın sözüdür. Çünkü
hadîsin bir rivayetinde «îmam « dediği vakit, sîz de » deyin» buyurulmuştur. Binâenaleyh «Rabbena cümle*si söz başı, hamd cümlesi de onun hali olur. Mânâ şudur: Yaptığım hamd başkasına değil, yalnız sana mahsus olduğu halde sana dua ederim. Hamd cümlesini dua cümlesi üzerine atfetmek caiz değildir. Çünkü cümlelerden biri ihbârî, diğeri inşâîdir.
Bu bâbda aşağıdaki hadîslerde de îzâhat verilecektir.BURADA KI HADISLERIN HEPSI SAHIHI HADIS KITAPLARINDAKI HADISLERDIR.......YORUM YAPMAYA HACET YOK HERSEY ORTADA!!!!!
 
ibni kayyım Çevrimdışı

ibni kayyım

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşim eline yüreğne sağlık....ah şu ahdislerle bi amel edilse yokmuş gibi davranılmasa...çok basit sünnetler bunlar...yapana ecir olarak dönecektir...
 
Üst Ana Sayfa Alt