Namaza iftitah tekbiriyle girerken eller (raf'ul yedeyn) kaldırılır, ve akabinde eller (göğüste) bağlanır ve kıraate geçilir.
Üçüncü rekata kalkarken de eller kulak-omuz hizasına kaldırıldıktan sonra hemen bağlanıb kıraate geçilebilecek düzeye gelebilecek durumdayken kalkılır. Yâni ilk dediğiniz gibi daha teşehhud durumundayken böyle bir durum söz konusu olmaz. Hatta hadiste geçtiği üzere üçüncü rekata ellerini bir nevi yumarak yere dayanarak kalkılır buyurulmuştur. Eller yerde iken kalkmaz. Yere dayanıb kalkma gerçekleş(irken)tikten sonra eller kaldırılmalıdır.
İbn Ömer'den; demiştir ki: Peygamber (s.a.v.)'i gördüm, namaza başlarken, rukû'a varmak istediğinde ve başını rukû'dan kaldırdıktan sonra ellerini omuzlarının hizasına kadar kaldırıyordu.
(Ahmed b. Hanbel der ki : Sufyân b. Uyayne; (bu hadisi) bir defa "başını kaldırırken" çoğu kere de "başını rukû'dan kaldırdıktan sonra (ellerini omuzları hizasına kadar kaldırır) ve iki secde arasında ise kaldırmazdı" diye rivayet etmiştir.
(Ebu Davud, Namaz, 721; Muslim, salât 21, 25, 26; Tirmizî, salât 76, 110; Nesâî, sehv 2; îbn Mâce, ikâme 15, 73; Dârimî, salât 92; Ahmed b. Hanbel, II-8, 5, 424)
Ebû Hurayra (r.anh)'den; demiştir ki: Peygamber (s.a.v.) namaza (başlamak) için tekbir aldığı zaman ellerini omuzlan hizasına kadar kaldırırdı. Rukû'a varmak istediği ve secdeye varmak için (rukû'dan) kalktığı zaman da böyle yapardı. İki rekat bittikten sonra (kıyama) kalkarken de aynı şeyi yapardı
(Ebu Davud, Namaz, 738)
Nafi'den rivayet edildiğine göre, Abdullah b. Ömer namaza durunca tekbir alır ve ellerini kaldırırdı. Ruku'a vardığında ve "semiallahu limen hamideh" dediğinde, iki rekattan (sonra üçüncü rekata) kalktığında da (yine) ellerini (kulakları hizasına kadar) kaldırırdı.
(Abdullah İbn Ömer) bu hadisi Peygamber (s.a.v.)'e isnad etti.
(Ebu Davud, Namaz, 738; Buhari, ezan 83, 84; Nesâî, tatbîk 24, 26, 89)
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadisin baş tarafını Bakıyye (b. el-Velid) Ubeydullah 'dan rivayet etti. (Ubeydullah da) bu hadisi (Peygambere) isnad etmiştir. Bu hadisi bir de es-Sakafî, Ubeydullah 'dan rivayet etmiştir. (Ancak Ubeydullah) bunu (Abdullah) İbn Ömer'e isnad etmiştir. (Sakafi) bu rivayetinde (şöyle) demiştir: "İkinci rekattan (sonra üçüncü rekata) kalkarken ellerini göğüsleri hizasına kadar kaldırırdı" Doğru olan da budur.
Yine Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadisi aynı zamanda el-Leys b. Sa'd, Mâliki Eyyûb ve İbn Curayc mevkuf olarak rivayet ettiler. (Yani senedini Peygambere isnad etmediler), sadece Hammâd b. Seleme bu hadisi Eyyûb'dan naklederek . Peygamber (s.a.v.)'a isnad etti. Eyyûb ile Mâlik (rivayetlerinde) iki secdeden (rekattan sonra üçüncü rekata) kalktığında (ellerini) kaldırdığından bahsetmemişlerdir. el-Leys ise, hadisinde el kaldırmayı söz konusu etmiştir. İbn Curayc bu rivayetinde; "Ben Nâfi'e; "İbn Ömer ellerini iftitah tekbiri alırken mi daha yukarı kaldırırdı, yoksa diğerlerinde mi'' diye sordum. O da; ' 'hayır (hepsinde) aynı seviyede (kaldırırdı)" diye cevap verdi. (Bunun üzerine ben, "bana işaretle göster" dedim; o da göğüslerine veya biraz daha aşağısına işaret etti" demiştir.
İbn Ömer'den; demiştir ki: Peygamber (s.a.v.) (ilk) iki rekattan (ilk teşehhudden sonra, üçüncü rekata) kalktığında tekbir alır ve ellerini kaldırırdı.
(Ebu Davud, Namaz, 743)
Şafiî ve Hanbelî mezhebine göre yere dayanarak kalkmak sünnet; Hanefî ve Mâliki mezhebine göre, hasta, zayıf ve güçsüzlerin dışında yere dayanarak kalkmak mekruhtur. (Vehbe Zuhaylî, el-Fıkhu'l-İslamî, 1/711)