SİZİN EFENDİNİZ KİM ?
Abdullah b. Şihhîr radıyallâhu anh şöyle anlatmaktadır: “Âmiroğulları heyeti ile birlikte Rasûlullah’ın yanına vardım. ‘Sen bizim seyyidimizsin/efendimizsin’ dedik. Bunun üzerine: «Seyyid/Efendi Allah tebareke ve teâlâ’dır.»[1] buyurdu. ‘Sen bizim en üstünümüz, en yücemizsin’ dedik. «[Daha önce] söylediklerinizi ya da bir kısmını söyleyin[2]! Şeytan sizi cüretkâr kılmasın!» buyurdu.”[3]Ebû Dâvûd ceyyid isnadla rivâyet etmiştir.
Enes radıyallâhu anh şöyle anlatmaktadır: “Bazı kimseler ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ey en hayırlımız! Ey en hayırlımızın oğlu! Ey efendimiz Ey efendimizin oğlu!’ dediler. Bunun üzerine: «Ey insanlar! [Daha önce] söylediklerinizden söyleyin! Şeytan sakın sizin aklınızı çelip hevanızı azdırmasın! Ben Muhammed’im, Allah’ın kulu ve rasûlüyüm. Allah’ın benim için takdir buyurduğu konumdan daha yukarılara çıkarmanız hoşuma gitmez.» buyurdu.”[4]Nesâî ceyyid isnadla rivâyet etmiştir.
KAYNAK:
[1] Bak: el-Kavlu’l-Mufîd alâ Kitâbi’t-Tevhîd/ Muhammed es-Salih el-‘Useymîn, sayfa: 2/511
[2]Nebi sallallahu aleyhi ve sellem kendisi hakkında aşırılık kapısını kapatmayı irade etmiş ve onların bu sözü terk etmeleri için: “Seyyid Allah tebâreke ve teâlâ’dır” buyurmuştur. Seyyid kelimesi ile murad edilen ‘Malik’ tir, tıpkı kölenin Maliğine/sahibine seslendiğinde “seyidim” dediği gibi… Çünkü köle maliğinin tasarrufu altındadır. Buna göre Seyyid olan Allah subhanehu ve teâlâ’dır. Muhakkak ki O mutlak olarak Malik olan ve kulları hakkında dilediği gibi tasarrufta bulunandır. [İânetu’l-Mustefîd bi-Şerhi Kitâbi’t-Tevhîd/ Salih b. Fevzân b. Abdillah el-Fevzân 2/432]
[3]Yani daha önce Rasûlünüz ile muameleniz nasıl idiyse şimdide aynı şekilde davranın. Adet edindiğiniz üzere “ya Rasûlallah” veya “ya Nebiyyallah” demekle yetinin. Aşırılığa gitmeyin. [İânetu’l-Mustefîd bi-Şerhi Kitâbi’t-Tevhîd/ Salih b. Fevzân b. Abdillah el-Fevzân 2/434]
[4] Sahih: Ebû Dâvûd (4806), Ahmed (4/25), Nesâî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyl (246)
Abdullah b. Şihhîr radıyallâhu anh şöyle anlatmaktadır: “Âmiroğulları heyeti ile birlikte Rasûlullah’ın yanına vardım. ‘Sen bizim seyyidimizsin/efendimizsin’ dedik. Bunun üzerine: «Seyyid/Efendi Allah tebareke ve teâlâ’dır.»[1] buyurdu. ‘Sen bizim en üstünümüz, en yücemizsin’ dedik. «[Daha önce] söylediklerinizi ya da bir kısmını söyleyin[2]! Şeytan sizi cüretkâr kılmasın!» buyurdu.”[3]Ebû Dâvûd ceyyid isnadla rivâyet etmiştir.
Enes radıyallâhu anh şöyle anlatmaktadır: “Bazı kimseler ‘Ey Allah’ın Rasûlü! Ey en hayırlımız! Ey en hayırlımızın oğlu! Ey efendimiz Ey efendimizin oğlu!’ dediler. Bunun üzerine: «Ey insanlar! [Daha önce] söylediklerinizden söyleyin! Şeytan sakın sizin aklınızı çelip hevanızı azdırmasın! Ben Muhammed’im, Allah’ın kulu ve rasûlüyüm. Allah’ın benim için takdir buyurduğu konumdan daha yukarılara çıkarmanız hoşuma gitmez.» buyurdu.”[4]Nesâî ceyyid isnadla rivâyet etmiştir.
KAYNAK:
[1] Bak: el-Kavlu’l-Mufîd alâ Kitâbi’t-Tevhîd/ Muhammed es-Salih el-‘Useymîn, sayfa: 2/511
[2]Nebi sallallahu aleyhi ve sellem kendisi hakkında aşırılık kapısını kapatmayı irade etmiş ve onların bu sözü terk etmeleri için: “Seyyid Allah tebâreke ve teâlâ’dır” buyurmuştur. Seyyid kelimesi ile murad edilen ‘Malik’ tir, tıpkı kölenin Maliğine/sahibine seslendiğinde “seyidim” dediği gibi… Çünkü köle maliğinin tasarrufu altındadır. Buna göre Seyyid olan Allah subhanehu ve teâlâ’dır. Muhakkak ki O mutlak olarak Malik olan ve kulları hakkında dilediği gibi tasarrufta bulunandır. [İânetu’l-Mustefîd bi-Şerhi Kitâbi’t-Tevhîd/ Salih b. Fevzân b. Abdillah el-Fevzân 2/432]
[3]Yani daha önce Rasûlünüz ile muameleniz nasıl idiyse şimdide aynı şekilde davranın. Adet edindiğiniz üzere “ya Rasûlallah” veya “ya Nebiyyallah” demekle yetinin. Aşırılığa gitmeyin. [İânetu’l-Mustefîd bi-Şerhi Kitâbi’t-Tevhîd/ Salih b. Fevzân b. Abdillah el-Fevzân 2/434]
[4] Sahih: Ebû Dâvûd (4806), Ahmed (4/25), Nesâî, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyl (246)