Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Zamanımız Kaldı Mı?

A Çevrimdışı

akifturker

Üye
İslam-TR Üyesi
Doğan Cüceloğlu'nun eğitimdeki katılımcılarla konuşması:
Ben:-Arkadaşlar, aranızda ölümcül hastalığı olan var mı?
Katılımcılardan Biri:-Allah'a şükür hocam, bildiğimiz kadarı ile yok.
B:-Ne güzel! Peki, bana istisnasız tüm insanların, yani altı milyar
insanın da başına geleceği garanti bir şey söyler misiniz?
Cevap neredeyse otomatik olarak çıkar:
K:-Ölüm.
B:-Gerçekten de ölüm tüm insanların başına geleceği kaçınılmaz olan tek
şeydir. Doğum da tüm insanların başına kesinlikle gelmiştir, ama bundan
sonra gelmesi kesin olan tek şey ölümdür. Diğer hiç biri insanların tümünün başına gelmeyecektir. Peki, madem öleceğimiz garanti, bu benim ölümcül bir hastalığım olduğunu göstermez mi? Katılımcılar burada sessizce, başlarıyla onaylamaya başlar. Öleceğim belli ise benim ölümcül bir hastalığım olduğu da açıktır. Şu şekilde devam ederim: Peki, ne zaman
öleceğimizi biliyor muyuz?
K:-Hayır.
B:-Şu saniye içinde olma olasılığı var mı?
K:-Var.
B:-Yarın?
K:-Evet.
B:-30 yıl sonra?
K:-Olabilir.
B: Peki bunlardan hangisinin sizin başınıza geleceğini biliyor musunuz? Mesela bu akşam eve sağ salim varacağınızı nereden biliyorsunuz? Sınıf sessizce dinlemeye devam eder. Çünkü genellikle yaşama böyle hiç
bakmamışlardır. Sözümü sürdürürüm:
B: Peki bir de tersini düşünelim, bu akşam eve döndüğünüzde, bu sabah
evden çıkarken sağ salim bıraktıklarınızı sağ bulma garantiniz nedir?
Var mıdır böyle bir garanti?
K:-Yoktur hocam.
B: Peki nereden biliyoruz, az sonra telefonumuzun çalmayacağını ve
evdekilerden birinin az önce öldüğünün bize söylenmeyeceğini? Katılımcılar burada rahatsız olmaya başlarlar.
K:-Hocam konuyu değiştirsek?..
B:-Ama en yalın ve açık gerçek üzerine konuşuyoruz, biraz daha devam
edelim bence. Peki, acaba bunu dün gece bilseydiniz, yani evde akşam birlikte olduğunuz kişilerden birinin yarın ölüm günü olduğunu bilseydiniz, o zamanı aynı dün gece olduğu biçimde mi geçirirdiniz? Yoksa farklı şeyler mi yapardınız?
K:-Kesinlikle çok farklı geçerdi Hocam.
B:-Şimdi sizden rica ediyorum, lütfen bir an arkanıza yaslanın,
gözlerinizi kapatın ve bu sabah evden çıkarken evde bıraktıklarınızdan
birinin gerçekten öleceğini düşünün, dün akşamınızı nasıl geçirirdiniz? Aynı iletişim mi olurdu? Onunla aynı konuları mı konuşurdunuz? Aynı
konular, tartışma ya da gerginlik konusu yaratır mıydı? Yoksa önemsiz hale
mi gelirdi? Bu sabah evden çıkarken, bu son görüşünüzde ona ne derdiniz? Onun boynuna sarılmakta tereddüt eder miydiniz? Çok sıkı sarılmaya mı, aynaya bakmaya mı vakit ayırırdınız? Ona "yüreğinizin taa derininden gelen bir "seni gerçekten çok seviyorum" demeye ne gerek var diye düşünür müydünüz? Onun ölecek olması sizin ona duyduğunuz sevgiyi yoğunlaştırmaz mıydı? Burada bazı katılımcıların ağladığı olur. Belli ki dün akşam
yaptıklarından bir kısmının ne kadar anlamsız olduğunu şimdi fark
etmişlerdir.
B:-Şimdi gözlerinizi açabilirsiniz, acaba kaç tartışmamızı bu kadar
gereksiz biçimlerde yapıyoruz, kaçı gerçekten yaşamda karşımızdakinin
varlığından daha önemli, hangilerinde "şimdi kalbini kırdım, ama zaman
içinde ben ondan özür dilemesini bilirim..." diye kendi kabuğumuza
çekilip tartışmaları donduruyoruz. Yarattığımız kırgınlıkları tamir etme
olanağımız gerçekten var mı? Buna zamanımız gerçekten kaldı mı?..
Alıntı
 
Üst Ana Sayfa Alt