Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Zorunlu Askerlik ve Vicdani ''Red'' Dosyası-Serisi

KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Zorunlu Askerlik ve Vicdani Red

Mehmetçik Olmak İstemiyorum !


Vicdani red kavramı, 1990'da Vedat Zencir ve Tayfun Gönül'ün vicdani redci olduklarını açıklamasıyla ilk kez Türkiye'nin gündemine girdi. Total redci Mehmet Tarhan'ın zorla askere alınarak üniforma giydirilmesiyle devam eden red hareketi, Dünya Vicdani Redciler Günü'nü kutluyor.

Vedat Zencir ve Tayfun Gönül'ün red kararlarından sonra İzmir Savaş Karşıtları Derneği Başkanı Osman Murat Ülke'nin 7 Ekim 1996 tarihinde TCK 155. maddesinde yer alan 'halkı askerlikten soğutma' suçunu işlediği gerekçesiyle, Askeri Ceza Kanunu 58. maddesinde düzenlenen 'milli mukavemeti kırma' fiiline dayanılarak tutuklanmasıyla vicdani red Türkiye'nin gündemine oturmuş oldu. Dava uzun yıllar sürdükten sonra 1999 mart ayında 'birliğe gitmesi' koşuluyla 'serbest' bırakılan Ülke, birliğe değil evine giderek davasını AİHM'e taşıdı. Bu süreçte vicdani red, bir hareket haline gelerek yayıldı.

1 Aralık 1997'de Vedat Zencir, Dünya Barış Tutsakları İle Dayanışma Günü'nde, İzmir DGM önünde basın açıklaması yaptı ve vicdani red kararını yenileyip kendisi hakkında DGM'ye suç duyurusunda bulundu. Ardından 15 Mayıs 1998 yılında İstanbul'da 400'ü aşkın izleyicinin katıldığı 'Dünya Vicdani Redciler Günü' adıyla bir şenlik gerçekleştirildi. Birçok vicdani redci askere alınmadan önce kararını açıklarken, Halil Savda ve Mehmet Bal, üniforma altındayken vicdani red kararlarını açıklayan ilk redciler oldu.

Mehmet Tarhan ise 27 Ekim 2001'de İnsan Hakları Derneği'nde bir basın toplantısı yaparak askerliği reddetti ve vicdani total redci olduğunu açıkladı. Vicdani Redciler ve Total Redciler Pilav Günü'nde katılımcılar adına yaptığı basın açıklaması nedeniyle TCK 155. madde (halkı askerlikten soğutma) uyarınca hakkında dava açıldı. Mehmet Tarhan, 8 Nisan 2005 tarihinde İzmir'de gözaltına alınarak askerlik şubesine teslim edildi. Halen askeri cezaevinde tutulan Tarhan 'Mehmetçik' olmamakta kararlı.


27.01.2006 - AİHM, felsefi görüşlerinden dolayı askere gitmek istemediğini açıklayan Osman Murat Ülkü'nün davasında Türkiye'yi mahkum edince, "Zorunlu askerlik" ve "vicdani red" kavramları yeniden tartışılmaya başlandı.

Sivil ve askeri çevrelerin yeniden gündemine oturan "askerlik"
tartışmalarına "insan hakları" açısından yaklaşılırken, Avrupa
Birliği'ni oluşturan 25 ülkenin 11'inde "zorunlu askerlik" uygulaması
bulunuyor.

Ancak söz konusu ülke vatandaşlarına, "zorunlu askerliğin" yanı sıra,"vicdani red" hakkı da tanınıyor. AB üyesi 14 ülkede ise, askerlikyapma zorunluluğu bulunmuyor.

Askerliğin zorunlu olduğu ülkeler şunlar:

Avusturya: 8 ay,
Kıbrıs Rum Kesimi: 26 ay,
Danimarka: 9 ay,
Estonya: 8-11 ay arası,
Finlandiya: 180 gün,
Almanya: 9 ay,
Yunanistan: 12 ay,
Litvanya: 12 ay,
Letonya: 12 ay,
Polonya: 12 ay,
İsveç: 7.5 ay."

Askerliğin zorunlu olmadığı ülkeler ise şöyle:
Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Macaristan, İrlanda, İtalya,Lüksemburg, Malta, Hollanda, Portekiz, Slovakya Cumhuriyeti, Slovenya,İspanya ve İngiltere.

Kıbrıs Rum Kesimi'nde ise yasalarda bulunan "vicdani red" hakkı fiilen uygulanmıyor. Burada yükümlüler "vicdani red" hakkından yararlanmak için askerlik öncesi başvuruda bulunmaları gerekirken, "vicdani red"kararını ve bu kararın hangi kriterlere göre verileceğini Savunma Bakanlığı belirliyor.

Vicdani reddin ise tarihi yüzyıl başına kadar gidiyor. Avrupa'da"vicdani red" hakkını Anayasasına alan ilk ülke 1916'da İngiltereoldu. İngiltere'nin ardından 1917'de Danimarka, 1920'de de İsveç bu hakkı vatandaşlarına tanıdı.

Bu ülkelerin ardından, Hollanda 1922, Finlandiya 1931, Avusturya 1974,Çek Cumhuriyeti 1990, Estonya 1994, Fransa 1963, Almanya 1949,Yunanistan 1997, Macaristan 1989, İtalya 1972, Litvanya 1997, Letonya 1990, Lüksemburg 1963, Polonya 1988, Portekiz 1976, Slovakya Cumhuriyeti 1990, Slovenya 1991, İspanya 1978 yıllarında "vicdani red"
hakkı tanıyan ülkeler arasına girdi.

AB üyesi tüm ülkelerde "vicdani red" hakkı bulunurken, uygulama şekli faklılıklar gösteriyor. Bu ülkelerde vicdani redçiler, askerlik yükümlülüklerini "silahlı askerlik" yapmak yerine, yine söz konusu devletlerin belirlediği sınırlamalar çerçevesinde "sosyal hizmet üreterek" değerlendirebiliyorlar.

Ülkeler arasındaki vicdani redçilere sunulan alternatif yükümlülüklerin süreleri ise şu şekilde;

"Avusturya: 12 ay,
Çek Cumhuriyeti: 18 ay,
Danimarka: 9 ay,
Estonya:12 ay,
Finlandiya 395 gün,
Almanya: 9 ay,
Yunanistan: 30 ay,
Litvanya:24 ay,
Letonya: 18 ay,
Polonya: 18 ay,
İsveç 7.5 ay."




Vijdani RED Hakkını Kullanmak isteyenlerin Gerekli Bilgiye sahip olmaları gereklidir..
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Redciler, Dünya Vicdani Red Günü'nü kutluyacak

18 MAYIS 2009 VİCDANİ RED GÜNÜ OLARAK TEKRAR KUTLANACAKTIR.

Vicdani red kavramı, 1990'da Vedat Zencir ve Tayfun Gönül'ün vicdani redci olduklarını açıklamasıyla ilk kez Türkiye'nin gündemine girdi. Total redci Mehmet Tarhan'ın zorla askere alınarak üniforma giydirilmesiyle devam eden red hareketi, Dünya Vicdani Redciler Günü'nü kutluyor.

Vedat Zencir ve Tayfun Gönül'ün red kararlarından sonra İzmir Savaş Karşıtları Derneği Başkanı Osman Murat Ülke'nin 7 Ekim 1996 tarihinde TCK 155. maddesinde yer alan 'halkı askerlikten soğutma' suçunu işlediği gerekçesiyle, Askeri Ceza Kanunu 58. maddesinde düzenlenen 'milli mukavemeti kırma' fiiline dayanılarak tutuklanmasıyla vicdani red Türkiye'nin gündemine oturmuş oldu. Dava uzun yıllar sürdükten sonra 1999 mart ayında 'birliğe gitmesi' koşuluyla 'serbest' bırakılan Ülke, birliğe değil evine giderek davasını AİHM'e taşıdı. Bu süreçte vicdani red, bir hareket haline gelerek yayıldı. 1 Aralık 1997'de Vedat Zencir, Dünya Barış Tutsakları İle Dayanışma Günü'nde, İzmir DGM önünde basın açıklaması yaptı ve vicdani red kararını yenileyip kendisi hakkında DGM'ye suç duyurusunda bulundu. Ardından 15 Mayıs 1998 yılında İstanbul'da 400'ü aşkın izleyicinin katıldığı 'Dünya Vicdani Redciler Günü' adıyla bir şenlik gerçekleştirildi.

Birçok vicdani redci askere alınmadan önce kararını açıklarken, Halil Savda ve Mehmet Bal, üniforma altındayken vicdani red kararlarını açıklayan ilk redciler oldu. Mehmet Tarhan ise 27 Ekim 2001'de İnsan Hakları Derneği'nde bir basın toplantısı yaparak askerliği reddetti ve vicdani total redci olduğunu açıkladı. Vicdani Redciler ve Total Redciler Pilav Günü'nde katılımcılar adına yaptığı basın açıklaması nedeniyle TCK 155. madde (halkı askerlikten soğutma) uyarınca hakkında dava açıldı. Mehmet Tarhan, 8 Nisan 2005 tarihinde İzmir'de gözaltına alınarak askerlik şubesine teslim edildi. Halen askeri cezaevinde tutulan Tarhan 'Mehmetçik' olmamakta kararlı.

Aydar önerge vermişti

1992 Fransa'da 7.si gerçekleştirilen Uluslararası Vicdani Redciler Buluşması'nda bir sonraki toplantının Türkiye'de yapılmasına karar verildi. Böylece ICOM ilk kez Avrupa dışına çıkarak Türkiye'de toplanma kararı aldı. 1992 tarihinde İzmir'de Savaş Karşıtları Derneği kuruldu. 16 Ocak 1993 tarihinde 6 kişi Savaş Karşıtları Derneği'nde toplu olarak vicdani redci olduklarını açıkladı ve 'askerliğe hayır !' kampanyası başlattı.

10 Temmuz 1993 yılında ICOM, 40 ülkeden 90 kişinin katılımıyla Ören, Milas'ta gerçekleştirildi. Aynı yıl Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde Salih Askeroğul, askerlik yapmayacağını açıkladı ve bunun üzerine uluslararası bir kampanya yürütüldü. 20 Mart 1994 yılında o dönem DEP milletvekili olan KONRA-GEL Genel Başkanı Zübeyir Aydar 'vicdani red yasa tasarısı' için TBMM'ye önerge verdi. 17 Mayıs 1994 tarihinde savaş karşıtlarının Almanya ve İstanbul'da düzenlediği toplantıda Türkiye'de 2 Almanya'da ise 11 kişi vicdani ret kararlarını açıkladı. Vicdani red hareketini yeni bir yaşama biçimini örgütleme çabası olarak ele alan antimilitaristler, vicdani red kararının gerekçelerini şu şekilde ortaya koyuyor, 'vicdani red gündelik hayatta anti-otoriter ilişkiler kurma çabasıyla birleşmektir. İnsanı özgür erdeminden uzaklaştıran nesnel kodlamalarla yükümlü efendilik sistemine karşı özgür yurttaşlık esasına dayalı özneyi oluşturan modeldir. Vicdani red devletin tek taraflı dayattığı yükümlülüğü kabul etmeyen örgüt sözleşme çağrısını yapmakla kalmıyor eylemiyle pratikleştiriyor'

Türk hukukunda vicdani red

Anayasanın 72. maddesi vatan hizmeti konusunu düzenlemiştir. Maddeye göre vatan hizmeti her Türk'ün hakkı ve ödevidir.

Bu hizmetin silahlı kuvvetlerde veya kamu kuruluşlarında ne şekilde yerine getirileceği veya getirilmiş sayılacağı kanunla düzenlenirken, Anayasanın bu önemli kabulü karşısında yargı sisteminde vicdani red hakkının kabul edilmemesini eleştiren Avukat Abdullah Öztürk, 'Vicdani red hakkının kullanımına ilişkin 'ben vatan görevimi silah altına alınarak yerine getirmek istemiyorum vicdani, dini ve ahlaki nedenlerle silah ve silahlı eğitimi reddediyorum. Bana vatan hizmetimi kamuda yerine getirmek için uygun seçenekler bildirin' denildiğinde Türk yargı sistemi ise, 'vicdani red hakkının kullanımına olanak yoktur' şeklinde bu hakkın kullanımını ortadan kaldırmaktadır.

Anayasanın 6/2. maddesine göre hiçbir kimse veya organ, kaynağını Anayasa'dan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz' dedi. Anayasanın getirmiş olduğu hükmün vatan hizmetinin yerine getirilmesinin tek biçiminin silahlı kuvvetlerde silah altına alınmak olmadığının altını çizen Öztürk, Birleşmiş Milletler Evrensel Beyannamesi'nin yanı sıra Türkiye'nin onayladığı diğer uluslararası sözleşmelerde devletlere vicdani red hukuku kullanan kişiler hakkında sivil karakterli cezalandırıcı nitelik taşıyan ve kamuya yararlı alternatif hizmetler sunma zorunluluğu getirildiğini hatırlattı.

Hukuki boşluk yok

Anayasa'nın 90. maddesi gereği uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olduğunu söyleyen Öztürk, şöyle konuştu:

'TBMM İnsan Hakları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 10 Mart 1954 tarihinde bunu uygun görerek bir yasayla onamıştır. Türkiye açısından Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 1954 yılından beri bir iç hukuk kararı haline gelmiş ve 90. madde ile bir ulusal kanun halini almıştır.

Bu sözleşmenin 4. ve 9. maddeleri Vicdani Red Hakkını düzenlemiştir. Vicdani red hakkına Anayasada olanak tanımıştır. Anayasanın öngördüğü yasal düzenleme ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile yerine getirilmiştir ve konuya ilişkin bir yasal boşluk yoktur. 1111 Sayılı Kanuna 1978 tarihinde 2152 Sayılı kanunla getirilen geçici 10. madde ile ilkokul öğretmeni olmaya hak kazanmış ve kanunun yayınlandığı tarihte çalışmakta bulunan yükümlüler, askerliklerine karar aldırttıklarında askerlik sürelerince bakanlığa bağlı köy ilkokullarında öğretmenlik yaparak temel eğitim almaksızın askerliklerini yapmış sayılmışlardır.

Danıştay 5. Dairesi Başkanlığı 1990/806-1990/716 E-K sayılı kararında MEB emrinde yapılan hizmetin gerçekte 'askerlik yükümlülüğünün başka bir biçimde yerine getirilmesi' diye tanımlandı. Bu örnek vicdani red hakkının kullanımı konusuna Türkiye'nin bu uygulamaya pek de yabancı olmadığını göstermektedir.'

600 bin asker kaçağı var

Türkiye'de asker kaçaklarının sayısının 600 bin civarında olduğunu belirten Öztürk, vicdani red kararlarını açıklayan ve uygun davranan redcilerin de 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılandıkların söyledi.

Anayasa'nın öngördüğü hükmün 1927 yılında yürürlüğe giren 1111 sayılı Askerlik Kanunu ile 1076 sayılı Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu ile askerliği zorunlu hale getirildiğini hatırlatan Öztürk, şöyle devam etti: 'Türkiye'de 600 bin asker kaçağı olduğu söyleniyor. Ancak buna rağmen hukuken vicdani red hakkına ilişkin bir tanımlama getirilmiş değil. Bu durum bugünkü anti-demokratik Anayasaya bile aykırıdır. Vicdani redciler 'Emre itaatsizlikte ısrar' suçlamasına maruz kalmaktadırlar.'

BM Genel Kurulunun 16 Aralık 1966 tarihli kararıyla kabul edilen ve 23 Mart 1976'da yürürlüğe giren BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi Türkiye tarafından 15 Ağustos 2000 yılında imzalandı. BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin 18. maddesinde BM Siyasi ve Medeni Haklar Sözleşmesi'nin köleliği yasaklayan 8. maddesinde 'zorla çalıştırma veya zorunlu çalışma sayılmayan' hallere örnek 8/3 c bölümünde 'askeri nitelikte bir hizmet veya inanç nedeniyle askerlik hizmetine katılma hakkının tanındığı ülkelerde, vicdani redcilerin hukuken yerine getirmeleri gereken kamu hizmeti şartı getirilmiştir.

Vicdani redcilerin yasal engelleri

Vicdani red kararlarını açıklayanların yargılandıkları maddeler ve karşılaştıkları yasal engeller şöyle:

TCK 155. madde :

'Geçen maddelerde yazılı olan ahval haricinde kanunlara karşı gelmeye halkı teşvik ile memleketin emniyetine tehlike ivas edecek surette makale nesir edenler ve halkı askerlikten soğutmak yolunda neşriyatta veya telkinatta bulunanlar yahut umumi bir içtimada, toplandığı yerlerde bu suretle nutuk irat edenler iki aydan iki seneye kadar hapis olunur ve bunlardan 4 bin 500 liradan 36 bin liraya kadar ağır para cezayı nakdi alınır.'

1993 yılına dek 'halkı askerlikten soğutmak' bir terör suçu olarak fiilen Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) görev alanında kabul ediliyordu. 1993'ten bu yana ise bu suç Türk Askeri Ceza Kanunu'nun (TACK) 58. maddesi ile ilişkilendirilmekte ve 'vatana ihanet' kapsamında ele alınarak askeri mahkemeler ise görevli olarak kabul gördü.
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
''SAVAŞ KARŞITLAR''

MEHMET MEHMETÇİK OLMAYACAK

''SAVAŞ KARŞITLARINDAN EYLEM GÖRÜNTÜLERİ''

VİDEO .1

(Vicdani REDCİ ''Askeri Cezaevinde Tutuklu
Mehmet TARHAN'na destek olan Savaş karşıtlarından)

[youtube]fUXM0pqoPrw[/youtube]

VİDEO 2.
(Vicdani RED Davasında Türkiye Para Cezasına mahkum edildi.)

[youtube]UsRJksdtssw[/youtube]

VİDEO 3.

[youtube]56VTDMSH1-o[/youtube]


VİCDANİ RED HAKKINI KULLANAN-DEMOKRATİK ÜLKE TÜRKİYE'NİN SAVAŞMAYA MECBUR BIRAKTIĞI MAĞDUR İNSANLARI...
 
ensarullah Çevrimdışı

ensarullah

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
peki ahi vicdani red tağuttan hüküm isteme mağnasına girmezmi bir müslüman bunu kullanabiirmi.
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Akxi Benim Üstte yazdığım ve hazırladığım yazılara bakacak olursan Böyle bir şeye İmkan yok,zaten ''VİCDANİ RED'' kullananların Hepsi Vatana İhanetten Hapis yatıyorlar ,bunun bir çözümü var ya kendine zarar verirsin hiç yapmazsın buda Caiz mi değil mi ? bilmiyorum...

Şuda var Askerliği yaklaşan Müslüman Önceden Hesabını yapmalı gelecek Günü beklememelidir,Bir şekilde bu işe Çözüm aramalıdır..

Veya ''Yurt Dışına Çıkabilenler Yurt Dışına Kaçabilirler'' İltica yaparlar buda olabilir...

Bunun Dışında ''Savaş Karşıtlarının'' yaptığı programlar en azından Toplumu Bilinçlendiriyor,böyle bir şey var mı yok mu ? Halk öğreniyor,

Ancak Bizim Akidemizde Askerlik yapmak ''İKRAH'' durumu ile Tağut'i Düzenin Memurları tarafından yakalanırsan götürülürsün daha sonra Tekrar kaçar ve Yurt Dışına çıkmak için Çalışma başlatırsın ,bundan sonrası da Müslümanın Zekasına kalmış kaçabilirse TC dışına ,Kimlik değişikliği de yapabilirse çok iyi olur..

İltica yapabilenler farklı bir isim ve Pasaport ile Teslim olurlarsa yeni bir İnsan olabilirler...Tabi Bazı Prosodurleri vardır bununda...:)


peki ahi vicdani red tağuttan hüküm isteme mağnasına girmezmi bir müslüman bunu kullanabiirmi.
 
ensarullah Çevrimdışı

ensarullah

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
bende dediğin gibi düşünüyor ve şunu eklemek istiyorum ahi.mhani bir söz var ya bir yol yapın yada bir yol açın diye.bizim kardeşler in bunları zorlaması lazım.herkes bayrağı bir adım ileri taşırsa daha güzel şeyler olur.Allah razı olsun.Allah bizleri bu pisliğe bulaştırmasın
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Akxi Biz ''Ehl'i Sünnet İtikadına ve Menhecin''de Müslümanların Yolu Yapılmış ve açılmıştır Önemli olan O Kişilere Ulaşman olacaktır bunun için Rabbine Dua et bu Müslümanalra Ulaş ve AHDİNİ yerine getir..İnşallah Rabbim Buluşturur akxim Cennetinde...
 
Üst Ana Sayfa Alt