Murat Gezenler bu olay hakkında açıklsms yapmış.
Tevhid Ehline Karşı İftira ve Yalan Zirve Yaptı
“17 Yaşında Bir Kız Daha Suriye’ye Kaçırıldı, Tebrikler” Yazısı Üzerine
Murat Gezenler
Alemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun. Salât ve Selam son nebi Muhammed (s)’in üzerinedir. Allah (sb) şöyle buyurur:
“Onlara –Yeryüzünde fesad çıkarmayın- denildiği zaman –Bizler ancak ıslah edicileriz- derler. İşin aslı onlar ortalığı fesada verenlerin ta kendileridir. Ancak bunun farkında da değildirler.”
Bu kısa açıklama, resmi ismi “islahhaber” olup, işlevi itibarıyla yukarıda mealen verdiğimiz ayette olduğu üzere ifsad olan bir haber sitesinde yayınlanan bir yazı üzerine yapılmıştır. Yazı sahibi ismi hiçte zikredilmeye layık olmayan bir “çocuk”tur. Bugüne kadar birden çok yalan ve iftiraya başvurması ile kısa sürede nam salmıştır. Özellikle bu son iftira ve yalanı tamamen bel altından vurmak olduğu için kendisine cevap verilme ihtiyacı hissedilmiştir.
Yazısının başlığı “17 Yaşında Bir Kız Daha Suriye’ye Kaçrıldı, Tebrikler” şeklindedir. Yazı içerisinde “neresinden tutarsan tut ellinde kalan” ilmi hatalar üzerinde hiç durmayacağım. Zira kendisi ilmi bir konuda muhatap alınacak bir zeka yaşına sahip değildir. Bununla birlikte “masa başında” hazırlanmış yazısındaki yalan ve iftiralara değineceğim.
1- Öncelikle yazının başlığı tamamen yalandır. Zira kaçan kız cihad için Suriye’ye değil evlenmek için Konya’ya kaçmıştır.
2- Yazıda “Sakallı bir adamla beraber” denilmiştir. Yine yazının bir yerinde “Tekfirci abimiz” denilmektedir. “Adam” ya da “Abimiz” kelimeleri özellikle kullanılmıştır ki burada “İşte bu tekfirciler öyle insanlardır ki kocaman adamlar 17 yaşındaki kız çocuğunu kandırıp kaçırmışlardır” imajı verilmektedir. Yalanlar bu minvalde iken işin aslı şu şekildedir. Kaçan kız çocuğu sakallı bir adamla filan kaçmamıştır. Ankara’dan Konya’ya gelmiştir. Evlenme niyeti ile geldiği kişi ise 20 yaşında 160 boyunca “KOCAMAN BİR ADAM”dır.
3- Zikri gereksiz olan şahsın yazısında “Ailesi kâfirmiş ve imanı için hicret etmesi gerekiyormuş” denilmektedir. Külliyen yalan…. Kız çocuğu ailesine aynen “Siz beni bu çevreye vermezdiniz. O yüzden kaçtım” demiştir. Olayın ne Suriye ile ne de hicret ile alakası vardır.
4- Olay tamamen ferdi bir olaydır. Gerek kaçan kız çocuğu gerek onu karşılayan 20 yaşındaki “KOCAMAN ADAM” herhangi bir cemaat ya da gruba bağlı değildir. Çok kısa süre önce tevhidi öğrendiğini, kendisini yönlendiren herhangi birisinin olmadığını ikrar etmiştir. Olayın faillerini belirli bir çevreye nispet etmek sadece habis ruhlu olmanın neticesidir.
Sonuç olarak; olay oldukça basit bir kız kaçırma hadisesidir. Kaçan kişilerin “Tekfirciler” diyerek saldırılan çevre ile hiçbir ilgisi yoktur. Aynı şekilde olayın faillerinin İslam Devleti ile de herhangi bir ilgileri yoktur. Hadise de cihada gitmek, hicret etmek, Suriye’ye kaçmak gibi bir durum kesinlikle mevzu bahis bile değildir.
Peki gerçekler bu yönde olmasına rağmen basit bir kız kaçırma hadisesini türlü türlü yalanlarla Müslümanlara, Tevhid Ehline ve İslam Devleti’ne nispet etmeye çalışmanın, bir çok insanı töhmet altında bırakmanın sebebi nedir acaba? Yoksa “Büyük ağabeylere” vefa borcu olmasın…
Şimdi bundan sonra;
Yazı sahibinin zerre kadar onuru, şerefi, haysiyeti varsa, bu kavramların kendisi için zerre kadar önemi varsa yazısında iddia ettiği hususu ispatlamalıdır. Kaçan kızın Suriye’ye, Hicret ve Cihad için kaçtığını, kaçıran kişinin Irak Şam İslam Devleti ile ilişkili olduğunu, gerek kaçan gerekse de kaçıran faillerin hedef alınan “Tekfirciler”den olduğunu ispat etmesi artık yazı sahibi için bir şeref ve onur meselesidir. “Ben bir şeyi ispat etmek zorunda değilim” derse kendisine “Şerefine kalmış” der ve geçeriz.
Not: Eğer “Murat Gezenler! Senin sözlerine ne diye itimad edelim. Senin sözlerini ispat edebileceğin bir delil var mı” diye sorarsanız…
1- Öncelikle iddia makamı iddiasını ispat etmek için delil getirmelidir. Ama ne yazık ki bu mümkün olmayacak yani iddia sahibi iddiasını delillendiremeyecek ve kendisi okuyucuları tarafından “şeref ve onur yoksunu” olarak hatırlanacaktır.
2- Dileyen kimse bütün masrafları tarafımızdan karşılanmak üzere Konya’ya kadar gelebilir. Konya’da olayın failleri ile görüşebilir.
3- Dileyen kimse de Benli Kitabevi sahibini arar ve bizzat ona sorabilir. Zira Ankara’da o arkadaş Konya’da ise ben bu işin takipçisi olduk ve gerek kızın gerekse KOCAMAN ADAM’ın yerini bularak olayı aydınlattık. Bu yüzden dileyen kimse bizim yazdıklarımızın doğruluğunu BENLİ KİTAPEVİ’nin sahibinden öğrenebilir.
Son Not: Bu yazı ile özellikle bu şekilde bir kız kaçırma ve evlenme işini tasvip ettiğimiz anlaşılmamalıdır. İşin aslı bu noktadaki tavrımız dost ya da düşman tarafından aşikar bir şekilde bilinmelidir. Ancak dikkat çekmek istediğimiz alakasız iki kişinin yaptığı bir fiili tevhid ehline ve İslam Devleti mücahidlerine nispet ederek karalama ve iftira çalışmasıdır.
Sonuç olarak;
Rasulullah (sav) şöyle buyurur: “Kim bir müslümana kötülenmesini isteyerek iftira atarsa Allahu Teala onu, kıyamet gününde cehennem köprülerinden birinin üstünde söylediğinin günahından temizlenip çıkıncaya kadar hapseder.” (Ebu Davud)
http://www.sehadet.info/index.php/topic,293.0.html