Din düşmanı KAFİR'e yazdırılan dini konuların olduğu kitap bundan daha iyisi olmaz. Kemalin cumhurbaşkanlığı döneminde bastırdığı, bu kafirin sapık tarih kitabı, M. Kemale musluman, dindardı, Tefsir yazdırdı vb övgüler düzenlerin akaid kitabı olmalı.
Selam. Sırf şu konuya açıklık getirmek için foruma üye olma gereği duydum. Bu kitaplar 31 senesinde İsmet İnönünün başbakan olduğu dönemde ve onun denetiminden geçerek yayınlanmıştır. Hemen bir sene içinde ise Atatürk bu kitapları ele alıp incelediğinde o görmüş olduğunuz bölümlerin altını çizmiş ve bu kısımların acilen değiştirilmesi gerektiğini söylemiştir. Daha sonra basılan kitaplarda Atatürk'ün bu uyarısına uyulmuş ve kitaplar daha özenli hazırlanmıştır. Bu nedenle bu kitapların kaldırılması ve düzenlenmesi Atatürk eliyle olmuştur. Daha sonra ise İnönünün Milli Şef döneminde 3 ciltlik bu tarih kitabı tamamen ortadan kaldırılıp yerini batı merkezli tarih anlayışının oluşturduğu yeni kitaplar almıştır. Atatürk hem Milletine hemde Milletinin inancına karşı burada da saygıyı elden bırakmamıştır.
Sayın Abdulmuizz Fida, yani konu sizin söylediğinizin tam tersine yaşanmış bir durumdur. Bu sözlerinizi konuyu açan arkadaşın eksik bri konu başlığı amasından kaynaklanmakta. Bu maddeleri ve yaşananları da belirtmesi gerekirdi. Saygılar.
Ayrıca Bakınız :
Büyük Önder, gerçek dinin temelini ve Müslümanların konuyu hangi kıstaslara göre değerlendirmeleri gerektiğini 7 Şubat 1923 tarihinde, Balıkesir’deki Paşa Camii’nde verdiği hutbede kendisini dinleyenlere şöyle ifade etmiştir:
"Allah birdir, şanı büyüktür. Allah'ın selameti, sevgisi üzerinize olsun. Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran'daki anlamı açık olan ayetlerdir. İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, c. 2, s. 93)
Atatürk, İslam dininin tamamen ilme ve mantığa uygun bir din olduğunu bir başka sözünde de şöyle ifade etmiştir:
"Bizim dinimiz en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur. Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. ... İslam'ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz" (Atatürk"ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s. 90)
Büyük Önder Atatürk, Türk Milleti’nin dindar olmasını ve dini değerlerini muhafaza etmesini de, sıklıkla vurgulamıştır. Ayrıca, Atatürk'ün Osmanlı Devleti'nin çöküşünü dine bağlayan, Türk düşmanlarına yanıtı ise kesin bir şekilde olmuştur:
"Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah'ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir." (Atatürk'ün Söylev ve Demeçleri, 1959, c.2, s.86)