M
Çevrimdışı
Esad diktatörlüğüne muhalefet eden bir şehir olan Hama, 1982 yılında Hafız Esad'ın kardeşi Rıfat Esad komutasındaki ordu birliklerinin saldırısına uğradı. Şehir günlerce top ateşine tutularak neredeyse tümüyle yıkıldı, zehirli gazlar kullanılarak katliam yapıldı ve on binlerce insan öldürüldü.
Baasçı bir subay olan Hafız Esad'ın 1970 yılında askeri bir darbeyle iktidara gelmesinden sonra, Suriye'de mutlak bir baskı ve terör politikası izlenmeye başlandı. Baas haricinde siyasi oluşumların tümü yasaklandı, milliyetçi/modernist şablonun dışında kalan tüm örgütlenmeler dağıtıldı, muhalif olma potansiyeli taşıyan tüm odaklar dağıtıldı. Haberalma örgütü el-Muhaberat'ın ajanları ülkenin her yerinde geniş bir muhbir ağır oluşturdular ve Esed diktatörlüğüne karşı en küçük bir ses çıkartanları bile büyük bir acımasızlık ve şiddetle cezalandırarak, korku ve terörün dozunu daima yüksek tuttular.
Hama, Suriye'de politik İslam'ın güçlü olduğu, dolayısıyla bir muhalefet odağı olma özelliği taşıyan bir şehirdi. Ancak Hafız Esad diktatörlüğünün muhalefete göz yummak gibi bir niyeti yoktu. Müslüman Kardeşler örgütünün Suriye kolunun ayaklanma hazırlığı içinde olduğu bahanesiyle, saldırıdan iki ay önce şehirde sıkı yönetim ilan etti. Sıkıbyönetim komutanı, Hafız Esad'ın kardeşi Rıfat Esad'dı. Rıfat Esad dönemin genelkurmay başkanıydı ve Hafız'dan sonra ülkenin ikinci adamıydı. 1983'te Hafız'ın kalp krizi geçirmesi üzerine Rıfat bir darbe girişimiyle iktidarı ele geçirmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı ve anne Esed'in araya girmesiyle bağışlandı. Hafız ile Rıfat hayatlarının geri kalan kısmını düşman kardeşler olarak geçirdiler ve sık sık sıcak çatışmalara bile girdiler.
Rıfat Esad, halkı sindirmek ve olası bir direnişi kırmak için Hama'da vahşi tedbirler aldı. Yaptığı baskı ve zulüm görülmedik boyutlara ulaştı; sadece Sünniler değil, başta Hıristiyanlar olmak üzere halkın her kesimi Esad zulmünün kurbanı oldu. 2 Şubat 1982 tarihinde de Hama'ya karadan ve havadan saldırı başlattı.
Rıfat Esad'ın henüz diktatörlüğün ikinci adamı olduğu günlerde başlattığı Hama saldırısı, daha en başından itibaren sorunlu geçti. Birliklerin içinde bulunan askerlerin bir kısmı, Hama halkına silah sıkmayı reddetti. Bu askerler derhal ayıklanarak sorgusuz sualsiz idam edildiler. Sonra şehir top ateşine tutuldu. Hama'nın tarihi merkezi neredeyse tümüyle yerle bir oldu. Üç hafta devam eden saldırılar esnasında, sağlam kalan evlere ve mahzenlere sığınan insanları dışarı çıkartabilmek için zehirli gaz kullanıldı. Şehre giren tanklar da yıkımı tamamladılar.
Hama katliamı sırasında kaç kişinin öldüğü tam olarak bilinmemekle birlikte, uluslararası kuruluşlar bu rakamı 40.000 civarında vermektedir. Yaralıların sayısı da yine on binlerle ifade ediyordu. Katliamdan kurtulan Hama sakinlerinin büyük kısmı yurt dışına kaçtı. Katliam uzun süre dünya kamuoyundan gizlendi; açığa çıktıktan sonra da Müslüman Kardeşler örgütünün gerici ayaklanma çıkartmaya hazırlandığı iddiasıyla katliam haklı çıkartılmaya çalışıldı.
Hama katliamından görüntüler;
"Hama katliamı tekerrür ediyor"
Suriye muhalefetinin Hama kentinin medya sorumlusu ve Genel Devrim Konseyi üyesi Semih El Hamavi, 30. yılında Hama katliamının oğul Esad tarafından tekrarlandığını söyledi.
Ellerindeki verilere göre, Hama'da isyan günlerinde düzenlenen operasyonlarda 100 binden fazla kişinin tutuklandığını ve bir o kadar insanın da evsiz kaldığını kaydeden El Hamavi, yaptığı açıklamada "Şimdi bu olay 30. yılında da tekrar ediliyor. Bu kez oğul Esad, Mahir Esad vasıtasıyla tüm kentlerde büyük katliamlar yapıyor. Bu günlerde günlük ölü sayısı 100'ü geçiyor. Dünya ve Arap ülkeleri Suriye'de şu anda olan katliamları izlemekle yetiniyor" ifadelerini kullandı.
El Hamavi, "Biz Kur'ana yemin ettik, Hama katliamını unutturmayacağız. Allah'ın izniyle bundan zaferle çıkacağız. Çünkü gücümüz her gün artıyor" diye konuştu. O günleri gören ve yaşayanlarla görüştüklerini de anlatan El Hamavi, "Esad rejiminin 1982'de Hama'da bir katliam yaptığını tüm dünyaya kanıtlayacağız" dedi.
Hama'da 1982'de yaşananlarla ilgili birçok Arap ülkelerinde, Avrupa'da ve Amerika'da gösteri ve konferansların düzenleneceğini vurgulayan El Hamavi, Suriye'nin tüm kentlerinde bugün ve yarın geniş katılımlı gösterilerin yapılacağını dile getirdi.
Ellerinde 1982 yılındaki olayları anlatan video görüntülerinin olduğunu belirten El Hamavi, "1982'de o günleri bizzat canlı yaşayan kişilerle görüştük. Onların anlatımlarına baş vurduk. 1982 yılındaki olaylarda çok sayıda tutuklu hala hapishanelerde yatıyor. Bazıları kötü şartlar ve durumlar nedeniyle yaşamını yitirdi" dedi. Görüntülerde, 1982 Hama olaylarını yaşayan birçok kişi, günlerce aç susuz kaldıklarını belirterek, tüm bunlara rağmen kendilerini çeken kameraya karşı da tanınmamak için yüzlerini örtüyorlar.
"Yarbay Hüseyin Harmuş idam edilmedi"
AA muhabirinin internet üzerinden görüştüğü El Hamavi, Yarbay Hüseyin Harmuş'un idam edilmediğini, ordudan ayrılmak isteyen subaylara gözdağı vermek için idam edildiği iddiasının ortaya atıldığını söyledi.
Nizami ordudan son dönemlerde büyük kopmaların yaşandığını anlatan El Hamavi, "Daha önce 'kayboldu', 'öldü' denilen şahıslar rejim tarafından televizyonlara çıkartılarak konuşturuldular, Harmuş'la ilgili çıkan idam haberleri de rejim yakın bir zamanda onu televizyona çıkartarak konuşturursa şaşmamak gerek" dedi.
Kendilerine gelen haberlerde Harmuş'un Şam'da bir hapishanede sağ olarak tutulduğu bilgisinin de geldiğini dile getiren El Hamavi, Esad rejiminin şiddetine başkaldıran ilk üst rütbeli subayın Yarbay Hüseyin Harmuş olduğunu ifade etti.
"İran'ın baskısıyla Özgür Suriye ordusunun elinde olan 5 İranlı asker Harmuş karşılığında serbest bırakılabilir" diyen, El Hamavi, "İran, Suriye için önemli bir ülke olduğu için Suriye Özgür ordunun teklifini kabul edeceğini tahmin ediyorum" şeklinde konuştu.
Hama katliamı
2 Şubat 1982'de Hama'da Müslüman Kardeşlerin başlattığı ayaklanmayı bastırmak için gönderilen Rıfat Esad komutanlığındaki özel kuvvetler şehri kuşatarak önce havadan bombardıman yaparak, daha sonra topçu ateşi ve nihayet toplu idamlarla 27 günde onbinlerce insanı katletmişti. Uluslararası Af Örgütüne göre katliamda ölenlerin sayısı 10 bin ila 25 bin arasında tahmin ediliyor. Çeşitli kaynaklar ölü sayısını 40 bine kadar çıktığını dile getiriyor.
pressmedya
Baasçı bir subay olan Hafız Esad'ın 1970 yılında askeri bir darbeyle iktidara gelmesinden sonra, Suriye'de mutlak bir baskı ve terör politikası izlenmeye başlandı. Baas haricinde siyasi oluşumların tümü yasaklandı, milliyetçi/modernist şablonun dışında kalan tüm örgütlenmeler dağıtıldı, muhalif olma potansiyeli taşıyan tüm odaklar dağıtıldı. Haberalma örgütü el-Muhaberat'ın ajanları ülkenin her yerinde geniş bir muhbir ağır oluşturdular ve Esed diktatörlüğüne karşı en küçük bir ses çıkartanları bile büyük bir acımasızlık ve şiddetle cezalandırarak, korku ve terörün dozunu daima yüksek tuttular.
Hama, Suriye'de politik İslam'ın güçlü olduğu, dolayısıyla bir muhalefet odağı olma özelliği taşıyan bir şehirdi. Ancak Hafız Esad diktatörlüğünün muhalefete göz yummak gibi bir niyeti yoktu. Müslüman Kardeşler örgütünün Suriye kolunun ayaklanma hazırlığı içinde olduğu bahanesiyle, saldırıdan iki ay önce şehirde sıkı yönetim ilan etti. Sıkıbyönetim komutanı, Hafız Esad'ın kardeşi Rıfat Esad'dı. Rıfat Esad dönemin genelkurmay başkanıydı ve Hafız'dan sonra ülkenin ikinci adamıydı. 1983'te Hafız'ın kalp krizi geçirmesi üzerine Rıfat bir darbe girişimiyle iktidarı ele geçirmeye çalıştı, ancak başarılı olamadı ve anne Esed'in araya girmesiyle bağışlandı. Hafız ile Rıfat hayatlarının geri kalan kısmını düşman kardeşler olarak geçirdiler ve sık sık sıcak çatışmalara bile girdiler.
Rıfat Esad, halkı sindirmek ve olası bir direnişi kırmak için Hama'da vahşi tedbirler aldı. Yaptığı baskı ve zulüm görülmedik boyutlara ulaştı; sadece Sünniler değil, başta Hıristiyanlar olmak üzere halkın her kesimi Esad zulmünün kurbanı oldu. 2 Şubat 1982 tarihinde de Hama'ya karadan ve havadan saldırı başlattı.
Rıfat Esad'ın henüz diktatörlüğün ikinci adamı olduğu günlerde başlattığı Hama saldırısı, daha en başından itibaren sorunlu geçti. Birliklerin içinde bulunan askerlerin bir kısmı, Hama halkına silah sıkmayı reddetti. Bu askerler derhal ayıklanarak sorgusuz sualsiz idam edildiler. Sonra şehir top ateşine tutuldu. Hama'nın tarihi merkezi neredeyse tümüyle yerle bir oldu. Üç hafta devam eden saldırılar esnasında, sağlam kalan evlere ve mahzenlere sığınan insanları dışarı çıkartabilmek için zehirli gaz kullanıldı. Şehre giren tanklar da yıkımı tamamladılar.
Hama katliamı sırasında kaç kişinin öldüğü tam olarak bilinmemekle birlikte, uluslararası kuruluşlar bu rakamı 40.000 civarında vermektedir. Yaralıların sayısı da yine on binlerle ifade ediyordu. Katliamdan kurtulan Hama sakinlerinin büyük kısmı yurt dışına kaçtı. Katliam uzun süre dünya kamuoyundan gizlendi; açığa çıktıktan sonra da Müslüman Kardeşler örgütünün gerici ayaklanma çıkartmaya hazırlandığı iddiasıyla katliam haklı çıkartılmaya çalışıldı.
Hama katliamından görüntüler;
"Hama katliamı tekerrür ediyor"
Suriye muhalefetinin Hama kentinin medya sorumlusu ve Genel Devrim Konseyi üyesi Semih El Hamavi, 30. yılında Hama katliamının oğul Esad tarafından tekrarlandığını söyledi.
Ellerindeki verilere göre, Hama'da isyan günlerinde düzenlenen operasyonlarda 100 binden fazla kişinin tutuklandığını ve bir o kadar insanın da evsiz kaldığını kaydeden El Hamavi, yaptığı açıklamada "Şimdi bu olay 30. yılında da tekrar ediliyor. Bu kez oğul Esad, Mahir Esad vasıtasıyla tüm kentlerde büyük katliamlar yapıyor. Bu günlerde günlük ölü sayısı 100'ü geçiyor. Dünya ve Arap ülkeleri Suriye'de şu anda olan katliamları izlemekle yetiniyor" ifadelerini kullandı.
El Hamavi, "Biz Kur'ana yemin ettik, Hama katliamını unutturmayacağız. Allah'ın izniyle bundan zaferle çıkacağız. Çünkü gücümüz her gün artıyor" diye konuştu. O günleri gören ve yaşayanlarla görüştüklerini de anlatan El Hamavi, "Esad rejiminin 1982'de Hama'da bir katliam yaptığını tüm dünyaya kanıtlayacağız" dedi.
Hama'da 1982'de yaşananlarla ilgili birçok Arap ülkelerinde, Avrupa'da ve Amerika'da gösteri ve konferansların düzenleneceğini vurgulayan El Hamavi, Suriye'nin tüm kentlerinde bugün ve yarın geniş katılımlı gösterilerin yapılacağını dile getirdi.
Ellerinde 1982 yılındaki olayları anlatan video görüntülerinin olduğunu belirten El Hamavi, "1982'de o günleri bizzat canlı yaşayan kişilerle görüştük. Onların anlatımlarına baş vurduk. 1982 yılındaki olaylarda çok sayıda tutuklu hala hapishanelerde yatıyor. Bazıları kötü şartlar ve durumlar nedeniyle yaşamını yitirdi" dedi. Görüntülerde, 1982 Hama olaylarını yaşayan birçok kişi, günlerce aç susuz kaldıklarını belirterek, tüm bunlara rağmen kendilerini çeken kameraya karşı da tanınmamak için yüzlerini örtüyorlar.
"Yarbay Hüseyin Harmuş idam edilmedi"
AA muhabirinin internet üzerinden görüştüğü El Hamavi, Yarbay Hüseyin Harmuş'un idam edilmediğini, ordudan ayrılmak isteyen subaylara gözdağı vermek için idam edildiği iddiasının ortaya atıldığını söyledi.
Nizami ordudan son dönemlerde büyük kopmaların yaşandığını anlatan El Hamavi, "Daha önce 'kayboldu', 'öldü' denilen şahıslar rejim tarafından televizyonlara çıkartılarak konuşturuldular, Harmuş'la ilgili çıkan idam haberleri de rejim yakın bir zamanda onu televizyona çıkartarak konuşturursa şaşmamak gerek" dedi.
Kendilerine gelen haberlerde Harmuş'un Şam'da bir hapishanede sağ olarak tutulduğu bilgisinin de geldiğini dile getiren El Hamavi, Esad rejiminin şiddetine başkaldıran ilk üst rütbeli subayın Yarbay Hüseyin Harmuş olduğunu ifade etti.
"İran'ın baskısıyla Özgür Suriye ordusunun elinde olan 5 İranlı asker Harmuş karşılığında serbest bırakılabilir" diyen, El Hamavi, "İran, Suriye için önemli bir ülke olduğu için Suriye Özgür ordunun teklifini kabul edeceğini tahmin ediyorum" şeklinde konuştu.
Hama katliamı
2 Şubat 1982'de Hama'da Müslüman Kardeşlerin başlattığı ayaklanmayı bastırmak için gönderilen Rıfat Esad komutanlığındaki özel kuvvetler şehri kuşatarak önce havadan bombardıman yaparak, daha sonra topçu ateşi ve nihayet toplu idamlarla 27 günde onbinlerce insanı katletmişti. Uluslararası Af Örgütüne göre katliamda ölenlerin sayısı 10 bin ila 25 bin arasında tahmin ediliyor. Çeşitli kaynaklar ölü sayısını 40 bine kadar çıktığını dile getiriyor.
pressmedya