Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

2013 Ramazan Hilali Görüldü Mü?

Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sakallı kardeşim;
Pazartesi hilali dünyada gören ve salı günü oruca başlayan (Türkiye hıyanetinden başka) yok! 1,5 sene önceden yapılan hesapla, Hilali gözetleme sunneti terkedilmiş, Ramadan ve bayramlar ilan edilmiştir. Geçen sene de, Daha Hacılar arafata çıkmadan , kurbanlar kesilmeden, Hıyanet, dünyada sadece Türkiyeli cahillere arafe günü hayvan kestirmiştir!
Bundaki amaç, arablarla ve dünya muslumanlarıyla birlikteliğin olmamasıdır!
Sen takvimden bir gün önce terasta iftar açarken hilali görsen, Hıyanet başkanına "işte hilal, Allah cc. yarın bayram diyor, hadi takvime uyma ve Tv'ye çık ve insanlara bir gün önce Bayramı ilan et" desen bunu yapabileceğine inanıyor musun? Kesinlikle böyle bir şey yapamaz. Çünkü laikliğe aykırı. resmi tatil ve mesailer takvime düzenli. Haşa Allah (c.c.) hata yapar ama muvakkidler hata yapmaz! Oysa muvakkidlerin , astonomiklerin , muneccimlere ne derece itibar edilir.
Rasulullah (s.a.v.) hilali gözetlemeyi emretmiş, gözetlenmemesi durumunda herkesin günahkar olacağı, görenlere hediye verilmesi ise pratiğe dökülmüştür.
Türk Hıyanetinin, neden ısrarla ummete aykırı hareket ettiğini, neden doğudaki hilal yerine, ertesi günkü batının hilallerinin peşinde olduğunu tefekkür etmek gerekir. Batıdaki hilali de yine 1,5 sene önceki hesap kitab iledir, ruyet ile değildir, aksi taktirde görme Türkiye saatiyle ertesi günün gündüz saatinde olacaktır ve oruca diğer gün İslam alemiyle birlikte başlanacaktır. Hava bulutlu ya da yağışlı olup hilal gözetlendiği halde görülememesine rağmen, hesabta var denilerek görülmeyen hilal görülmüş gibi varsayımla diğer aya geçilemez!

Şafii mezhebinin delil aldığı Abdullah ibn Abbas (r.anhuma) hadisine gelirsek, yani her bölge kendisini bağlar anlayışı, Hilali gözetlediği halde görülmemesi durumunda, diğer bölgeye itibar etmeyebilir. Fakat bu durum hilali gözetlemediği halde, ben cumhura uymuyorum hıyanetin takvimi bana yeter anlayışı, günümüzdeki Türkiye vatandaşları için uygun değildir. Hem hilal gözetlenmiyor ki, kendi bölgesine uysun, hem de ummetin birliğine muhtaç olduğumuz şu asırda fırkalara ayrılarak ibadet ve bayramlar yapılmasına sebeb olunmaktadır. Bu gibi durumda aslolan Laik devletin hıyanet teşkilatlarına değil, sahih nasslara, kuvvetli delillere, dolayısıyla cumhura uymaktır!

Değerli kardeşim bu dediklerinde haklısın; ruyeti hilali önemlidir ve Dıyanet bir Hıyanet kurumudur. Bizde hilali gözlemlemeyi daha uygun buluyoruz ama bu takvime göre tutanlarında oruçları sahihtir. Bilimsel bir metodları var ve kontrol edilebilir. Ben tam 2 gün boyunca türlü türlü araştırmalar yaptım bu konuda. Vardığım sonuç şöyle: çarşamba başlansaydı daha iyi olurdu fakat salı günü başlamakta caizdir ve sahihtir. daha önceki mesajimda belirttiğim gibi bu konuda farklı içtihadlar var. dıyanetin metodu hanefi mezhebine uyuyor. Demek istediğim şey şudur aslında salı günü başlayanları yadırgamamak lazım.

Salı günü oruca başlayanlar şu ülkelerdir (Türkiye ve Tunus hesaplama yöntemi , ISNA hesaplaması, ECFR, UOIF):
Bosna (Follow Turkey)
Kanada (Fiqh Council of North America/Islamic Society of North America OR follow news from other countries)
Çin (Following MeccaCalendar.org)
Kosova (Follow Turkey)
Hırvatistan (Follow Turkey)
Fransa (UOIF - Union des Organizations Islamiques de France [Union of the Islamic Organizations of France])
Luksemburg (ECFR - European Council for Fatwa and Research)
Makedonya (Follow Turkey)
Maldivler (30 days completion - Official announcement from Ministry of Islamic Affairs)
Karadağ (Follow Turkey)
Rusya (Official Announcement - Calculations)
Sırbistan (Follow Turkey)
Slovenya (Follow Turkey)
Tunus (Criteria of age, or altitude, or sunset-moonset lag)
Turkiye (Altitude > 5°, elongation > 8°) But this time, they changed something.
ABD (FCNA/ISNA - Fiqh Council of North America/Islamic Society of North America) The criteria are Moon must be born before Sunset in Makkah, and moonset after sunset in Makkah. These criteria are not applicable for Eid-al-Adha, for which it is relied on Saudi Announcement of Hajj.
Kaynak; Moonsighting for Ramadan 1434

Kısacası genelde hesaplayanlar salı günü başladı oruca.
 
M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
tağutun askerleri senenin ramazanınıda belirlemiş şimdiden :

http://www.diyanet.gov.tr/turkish/namazvakti/vakithes_dini2014.asp


(Ramadan ayının) hilâlini gördüğünüzde oruç tutun. (Şevvâl ayının) hilâlini gördüğünüzde de bayram edin. Eğer (Şaban ayının hilâli) size görünmezse, (oruca başlamak için Şaban ayını, bayram etmek için ise Ramadan ayını) otuz güne tamamlayın.” (Buhârî , 1909 ve Muslim, 1081)






 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Hep soruyorum, hilale madem uyuyorlar da, neden gecen sene kurban bayraminda kurbanlari 1 gün önce kestiler, hem kabede oraya uysunlar hem de kendi ülkesinde baska sekilde uysunlar, bunun kabul edilir izahi bile yok.

Ayrica güney amerikada kim görmüs? Ahmed, mehmed, hasan, hüseyin kim gördü?

Kafalarina göre yazip ciziyorlar, dertleri hilale göre uymak, mezheplerin ictihadina göre uymak ya da hadis ile amel olsa gercekden böyle karisiklik cikar mi?

Biliyorlar artik millet hilal diye soruyor, onlarda internet sitesinde biz de hilale baktik diyor, nerede görüldü deyince yakin dogu ülkelerinden kimse yok ama amerika var, sasirmiyorum acikcasi onlarin kabesi amerika oldukdan sonra baska yerde hilali görecek degiller, insanlar artik aptal degil, insanlar sorguluyor, biliyorlar dogu ülkelerinde desek insanlar bize inanmayacak cünkü dogu ülkelerinde millet hilale bakiyor...

Bu sene tevhidi cemaatlerden bazilari diyanete uyup oruca erken basladilar, gercekden emin bir müslüman dese inanacagiz da isin ic yüzünü kurcaladigimizda tek delil yine bu diyanetin amerika ayagi cikiyor.

Onca islami ülkede, onca da insanlarin(bizlerin ve sizlerin)birbirini tanidigi müslümanlar kendi ülkelerinde hilali gözetlesinler ve göremesinler üstüne her ülkede kendi capinda hocalar,alimler ciksin biz hilali göremedik desin sen bunlari görme ama diyanet ciksin köse bucak sitesinde sakladigi bir yazida hilal amerikada gördündü desin ve sen bununla amel et...

akil,idrak,anlayis...

Sakalli kardes ayni anlayisin gecen seneki kurbanlarin 1 gün önce kesilmesi durumu olsaydi acaba o zaman ne yapardin merak ediyorum, o zamanda kesilen kurbanlara kurban sahih mi diyecektin yoksa onlar sadece et mi diyecektin?
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İslam kardeşim yukarıda söylediklerim sadece ramazan hilali için geçerli zilhicce için hacıların Suudi arabistana uymaları gerekir. Diyanetin orda yani mekkede yaptığı hata kabul edilir şey değil. Ben diyanete değil metoda bakıyorum. O hesaplama yöntemi ile hilal tespit ediliyor. Dediğim gibi gözlemleme emri taabudi olsaydı hesap kabul edilemezdi. Ama hesap doğruysa ona uymakta caizdir. Yukarıda delilleri zikrettim.
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim Dıyanetin esas aldığı kriterlerden biri (bilimsel) aşağıdaki shaukat kriteri. İngilizcen var mı bilmiyorum moonsighting.com sitesinde bu konuda ayrıntılı bilgi alabilirsinm
Kırmızı yay işaretin içinde kalan ülkelerde (Arjantin, breziyla, Şili vs) teleskopla hilal pazartesi görünmesi gerekirdi. Aynı siteden Şilide gözlemleme yapıldığı belirtilmekte bir NCW ÜYESİ tarafından yani yetkili biri tarafından, fakat görünmediği bildirilmiş. Bunun sebebide havanın sisli ve bulutlu olması. Fakat bu hilalin o günü orada doğmuş olduğu gerçeğini değiştirmez. Her ne kadar görmesekte kesin bir bilgiye dayanarak yeni ayın girdiğini söyleyebiliriz. Esas olan ayın girmesi ve bizimde bu doğrultuda güvenilir bir kaynağa dayanabilmemizdir. iz.

1434rmd_7-8-2013.gif
 
K Çevrimdışı

Kuşçu

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Yahu peygamber Aleyhisselat vesselam demiyor mu biz ümmi bir ümmetiz. Yazma bilmeyiz hesap bilmeyiz diye.


Buradan da bilimsel hesaplamaların caiz olmadığını okumuştum. Yine aynı bu siteden.
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Okçu, abi sen okuma-yazma ve hesap bilmiyormusun? Biliyorsan eğer, senin anlayışına göre ümmeti Muhammed'den değilsin.

76207_455188723595_6588525_n.jpg
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Kardeşim Dıyanetin esas aldığı kriterlerden biri (bilimsel) aşağıdaki shaukat kriteri. İngilizcen var mı bilmiyorum moonsighting.com sitesinde bu konuda ayrıntılı bilgi alabilirsinm
Kırmızı yay işaretin içinde kalan ülkelerde (Arjantin, breziyla, Şili vs) teleskopla hilal pazartesi görünmesi gerekirdi. Aynı siteden Şilide gözlemleme yapıldığı belirtilmekte bir NCW ÜYESİ tarafından yani yetkili biri tarafından, fakat görünmediği bildirilmiş. Bunun sebebide havanın sisli ve bulutlu olması. Fakat bu hilalin o günü orada doğmuş olduğu gerçeğini değiştirmez. Her ne kadar görmesekte kesin bir bilgiye dayanarak yeni ayın girdiğini söyleyebiliriz. Esas olan ayın girmesi ve bizimde bu doğrultuda güvenilir bir kaynağa dayanabilmemizdir. iz.

1434rmd_7-8-2013.gif


Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Ayı görünce oruç tutun, ayı görünce oruç bozun. Eğer hava bulutlu (kapalı) ise Şaban'ın günlerini otuza tamamlayın." (Buharî ile Muslim rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, IV, 191)

Ebu Hurayra (r.anh), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söyler:
"Ramadan orucunuzu hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa (ayın tesbitine engel olursa) otuza tamamlayın"(Buhari, Savm, II; Muslim, Siyam, 19, H. No: 1081; Nesâî, Siyam, 9; Darimi, Sivam, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 422)





Simdi Allah Rasulu sav mi tabii olacagiz yoksa kafirlerin kurdugu bir sisteme mi? Egerki islerimizi hadislere ragmen aklimizla kiyas edip olasiliklara dayandiracaksak Allahin varligini inkar edene kadar gider bu örnekler.

Akillisi ya da ümmisi yukaridaki hadisleri anlamakda zorlanan var mi?

Allah ve Rasulu sav ne dediyse o, gerisi ........
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
İslam kardeşim fıkıhta işler böyle yürümüyor bir kaç hadis ile hüküm verilmiyor. hadise uymamak başka birşey hadisin amacına uygun hareket etmek ayrı birşey. Geçenlerde ben selefi akımına karşı olduğumu belirtmiştim ya. Genelde selefiler bir hadisi alıp diğer içtihadları yok sayıyor batıl görüyor. Bu metod yanlıştır, ulema arasındaki ihtilaf bir vaakadır.

Gelelim bahsettiğin hadis meselesine şimdi Taabiin büyüklerinden Mutarrif b. Şureyh şöyle dedi (havanın kapalılığından ayın görülmemesi meselesinde) "Eğer hilal kapalı olursa ay ve güneşin seyri ile hesaplamaya başvurulur". Ve ayrıca İbn Şureyh'de İmam Şafiiden şöyle bir söz söylediğini rivayet eder: "Ay dereceleri ve yıldızlar bilimi ile uğraşan kimse eğer yaptığı hesap neticesinde ona, eğer hava kapalı olmasaydı hilal görülecekti diye kesin bir inanç hasıl olursa bu inanca göre oruç tutar ve tuttuğu oruç yerindedir" (bidayetul muctehid ve nihayetul muktesid, oruç kitabı, birinci rukun orucun zamanı)

böyle kaynak çok delil çok. Sen yeterki sarfettiğin cümlelere dikkat et kardeşim bunlarada gidiyor çünkü.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
böyle kaynak çok delil çok. Sen yeterki sarfettiğin cümlelere dikkat et kardeşim bunlarada gidiyor çünkü.

ahi buradaki linkte https://www.islam-tr.org/tevhid/16321-ruyet-i-hilal-ramazan-ayina-ve-bayramlara-girisin-tesbiti.html hadisler ve mezheplerin görüslerinin delilleri var, acaba hangi deliller kaynaklar burada verilen delilleri silip süpürecek derecede net.

Ayrica aktardigin 2 görüs ayet ve hadislerde dayandirdiklari deliller önemlidir, bu deliller nasil bir delilki meshur olan bir hadisle celisecek derece sonuclar aciga cikariyor. Dogru tek olsa gerek...?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Fukahânın büyük çoğunluğuna göre rasathane hesaplarına itibar edilmez. Hilalin görülmesi gerçekleşmediği takdirde önceki ayı 30'a tamamlamakla kamerî ay başlar.
Şâfii'lerden bazı âlimlerle çok az sayıdaki hanefi âlimlere göre ise, rasathane hesaplarına da itibar edilir. Ancak yukarıda kaydettiğimiz bütün hadislerde hesap ile hilalin tesbiti asla söz konusu edilmemiştir. Rasûlullah (s.a.v)'den sahih senedlerle rivayet edilen bu hadislerde hilallerin subutunu, hilalin gözle görülmesine bağlamaktadır.
Bu anlamda rivayet edilmiş bütün hadislerin hiçbirinde hesaba itibar edileceğine dair bir işaret mevcut değildir. Hatta Rasûlullah (s.a.v) bir hadislerinde:
"Biz ummî bir ummetiz: yazı bilmez, hesap bilmeyiz"
(Buhârî, Savm, 13; Muslim, Siyam, 15; Ebû Davûd, Savm, 4)buyurarak hesaba itibar edilmeyeceğini kesin olarak belirtmiştir. Sahabenin ittifakı da hesap üzere değil, ru'yet üzere olmuştur.

İslâm dini, belli bir zumrenin değil, her sınıf ve milletten insanların dinidir. Hilalin gözle gözetlenmesi alim-avâm herkesin imkanı dahilinde olan bir husustur. Hesap esas alındığı takdirde ancak bu işten anlayanlar tahkiki bir bilgiye dayanarak hilali tesbit edebilirler. Genel halk tabakası ile bu işten anlamayanlar onları taklit etmek zorunda kalırlar. Tahkiki bir bilgiye dayanarak bütün müslümanların Ramadan orucuna başlamaları ve bayram yapmaları mümkün olmaz. Bununla beraber rü'yeti esas alan âlimlerden bir kısmı, hilalin hesapla kesin olarak tesbit edilebileceğini de kabul etmezler.
Gözle görmenin esas olduğunu söyleyen âlimlerin bir kısmı, hesapla hilalin tespitini, muneccim ve kâhinlerin sözlerini kabul etme ile aynı durumda görür ve bu gibilerin sözlerine itimat etmenin İslâm'da yasaklandığını ifade ederler.
Hanefilerin bu husustaki genel görüşleri ise şöyledir: Astronomi âlimlerinin ayın hareketlerini esas alarak yaptıkları hesaplara itibar edilerek Ramadan ayının girdiği ilan edilemez.

İbn Abidin şöyle der:
"Muvakkidlerin (zamanı hesaplayan uzmanların) sözüne itibar yoktur. Yani halka oruç farz olmak için, onların sözü delil olmaz. Muneccimlerin hesabı ile amel etmek Caiz değildir. Muvakkidlerin, filân gecede hilâl gök yüzünde şöyle görülecektir demeleri ile oruç tutulmaz."
Fetavay-ı Hindiyye'de "Hilal meselesinde muneccimlerin haberlerine muracaat edilmeyeceği gibi; geçerli olan görüşe göre, onların sözleri de kabul edilemez. Hatta bir müneccimin bu hususta yaptığı hesapla, kendisinin amel etmesi caiz değildir" denilmektedir. (Fetavay-ı Hindiyye, I, 197).

İslâm bilginleri, astronomi ilminin sonuçlarını inkâr etmemekle birlikte, hilalin gözlenmesi, nassla sabit olan bir ameldir. Nitekim Hanefî fukahası bunun vacib olduğunda ittifak etmiştir. İlmin ilerlemiş olması her hangi bir vacibi ortadan kaldırmaz. Kaldı ki; gözle görmenin kalbe vereceği rahatlıkla, takvim yaprağına bakmak arasında büyük bir fark vardır.

Çoğunluğun katıldığı sahih görüşe göre;
Muneccimlerin ve astronomî bilginlerinin bu husustaki sözlerine itibar edilmez. Çünkü hesaplar kesin olsalar da bunları yapanlar hatadan masum değildirler.
Nitekim memleketlerin takvimlerinin birbirinden farklı oluşu da bunu göstermektedir. Diğer yandan, hesaplara göre kamerî aylar mutlaka 30 veya 29 değildir. Sürekli değişkendir. Bir yıl 30 çeken bir ay, ertesi yıl 29 olabilir.
Allah Teâlâ, kullarına kolaylık olması için orucun 29 olacağını Peygamberi vasıtasıyla bizlere bildirmiştir.
Abdullah İbn Ömer (r.anhuma), Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu ifade ediyor:
"Ayın 29. gecesi olunca hilali görmeden orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa (görmenize mani olursa)sayıyı 30 tamamlayın"
(Buhârî, Savm, 11)


Hesab (takvim) ile oruca başlamayı sahih görenler, acaba aşağıdaki hadislerdeki gibi, kendilerini Hilali görmüş mü sayıyorlar, ayrıca, havanın kapalı olub da ayı 30'a tamamlama gibi bir sünnetleri olabilir mi?

Ebu Hurayra (r.anh), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söyler:
"Ramadan orucunuzu hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa (ay'ın tesbitine engel olursa) otuza tamamlayınız"
(Buhari, Savm, II; Muslim, Siyam, 19, H. No: 1081; Nesâî, Siyam, 9; Darimi, Sivam, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 422).

Başka bir rivayette :
"Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilalin görülmesine engel olursa) otuz gün sayın"
(Ahmed b. Hanbel, II, 430, 456).

İkaz :

Türkiye'de yaşayan müslümanların Oruca, bayramlara başlamak, için ben ülkeme (Takvime-diyanete) uyuyorum demeleri hatalıdır. Çünkü Laik Türkiye hilali gözetleme gibi bir çalışması yoktur!

Laik olan (yani din ile devlet-dünya işlerini birbirinden ayıran) devletler, Ramadan-ı Şerif ayının başlangıcını ve bayramını ilân etme hakkına sahib midir? Evvela bu soruya ceva vermeniz gerekmektedir.
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ahi buradaki linkte https://www.islam-tr.org/tevhid/16321-ruyet-i-hilal-ramazan-ayina-ve-bayramlara-girisin-tesbiti.html hadisler ve mezheplerin görüslerinin delilleri var, acaba hangi deliller kaynaklar burada verilen delilleri silip süpürecek derecede net.

Ayrica aktardigin 2 görüs ayet ve hadislerde dayandirdiklari deliller önemlidir, bu deliller nasil bir delilki meshur olan bir hadisle celisecek derece sonuclar aciga cikariyor. Dogru tek olsa gerek...?

Ahi o yazıyı okudum katılıyorum güzel yazı yazmış Abdulmuizz kardeş. Ben zaten gelin hilali gözlemlemeyi bırakalım demiyorum sadece hilali hesaplama yöntemininde caiz olduğunu söylüyorum.

ahi dayandıkları hadis aynen aktarıyorum daha önce bahsettiğim kaynaktan internetten okuyabilirsin kitabın tamamını: Orucun rükünleri

Bu ihtilâfların sebebi Peygamber (s.a.s).Efendimiz'in:
«Hilâli gördüğünüzde oruç tutunuz ve hilâli gördüğünüzde orucu bırakınız. Şayet çevreniz kapalı olursa onu takdir ediniz» [9] hadisindeki kapalılıktır. [9] Mâlik, Siyam, 18/1, no: 1.


Cumhur, «Onu takdir ediniz», «Ramazan hilâli için önceki ayı otuz gün farzediniz, demektir» demiştir.


Kimisi «Hilâl için takdir etmek hilâli hesapla bulmaktır» demiştir.


Kimisi de "Bu sözün mânâsı 'Hilâlin yenilendiğini farzederek ertesi günü oruç tutunuz, demektir" demiştir ki bu -yukarıda söylediğimiz üzere- Ibn Ömer'in görüşüdür. Fakat bu mânâ ile lafız birbirinden oldukça uzaktır.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
وعن أبي هريرة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ] قَالَ النَّبِيُ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: الصَّومُ يَومَ تُصُومُونَ وَالفِطْرُ يَوْمَ تُفْطِرونَ، وَا‘َضْحَى يَوْمَ تُضَحُّونَ[. أخرجه أبو داود والترمذي.

Ebu Hurayra (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"(Muteber) oruç, (hep beraber) tuttuğunuz gündekidir. (Muteber) iftar, (hep beraber) ettiğiniz gündekidir. (Muteber) kurban (hep beraber) kurban kestiğiniz gündekidir."
(Tirmizî, Savm: 11, (697); Ebu Dâvud, Savm: 5, (2324); Kutub-i Sitte, savm, 9, 3124)

AÇIKLAMA:

Tirmizî, hadisin mânasını, bazı ilim ehlinin: "Ramadan orucunun başlama ve bitme günlerinin cemaatle ve insanların çoğunluğu ile yapılması gerekir" diye anladığını belirtir. Mubârakfûrî, Tirmîzi şerhi'nde hadis hakkında şu açıklamaları sunar:
"Hattabî bu hadisin mânasını şöyle açar: "İçtihada dayanılarak varılan hükümlerde düşülen hatanın sorumluluğu halktan kaldırılmıştır. Sözgelimi bir kavm, hilâli görme hususunda gayret sarfetmelerine (içtihad) rağmen hilâli göremeseler, bu durumda orucu otuza tamamlamadan bayram yapmazlar. Sonradan ramadanın yirmidokuz gün olduğu nazarlarında kesinlik kazansa, artık onlara ne günah, ne ayıplama hiçbir şey gerekmez, oruçları da iftarları da olmuş bitmiştir.
Arafat'ta vakfe gününde hata yapılsa da hüküm aynıdır, vakfenin iâdesi gerekmez.
Munzirî, Telhîsu's-Sunen'de der ki: "Dendi ki, bu hadiste yevm-i şekkte ihtiyaten oruç tutulmayıp, herkesin oruç tutuğu günde oruç tutmanın gereğine de işâret vardır."

Yine dendi ki: "Bu hadiste: "Hilâlin doğuşunu, ayın menzillerinin hesabı yoluyla bilen kimseye, bilmeyenlerden ayrı olarak, bu bilgisine göre oruca başlaması ve ramazanını sona erdirmesi câizdir" diyene reddiye vardır."

Yine dendi ki: "Tek bir şâhid, hilâli görecek olsa, hâkim de onun şehâdetini muteber addetmese, onun bu şehâdetiyle tutulan oruç ne kendi hakkında muteberdir, ne de onu esas alarak tutan halk hakkında muteberdir."
Şevkânî der ki: "Bu sonuncu görüşü İmam Muhammed eş-Şeybânî benimseyip dedi ki: "Bir kimsenin kendi yakînine muhalif bile olsa, halkın hükmü ile, ayın hilâlinin görülmesi, o ferd için de, ister oruç ister hacc hususlarında kesinlik kazanır." Atâ ve Hasan Basri'den de aynı görüş rivayet edilmiştir. Ancak cumhur, bu noktada farklı hükmetmiştir. Derler ki: "Yakîn kesbettiği hususta, kendisine şahsî hükmü ne ise o tahakkuk eder." Hadisi cumhur, Hattâbi gibi tefsir eder."

Hadisin mânası hususunda şöyle diyen de olmuştur: "Bu, insanların hiziblere ayrılıp Rasûlullah'ın getirdiği hidâyete muhalefet edeceklerini ihbar etmektedir. Bir kısmı hesapla amel edecek ve halktan bir grup bunu benimseyecek; bir grup da onu ve Arafat'ta vakfeyi öne alacaklar ve bunu kendilerine bir şiar kılacaklar ki, Bâtinîler böyle yapmışlardır. Açıktan açığa hakkı iltizam eden bir grup da Rasûlullah'ın hidayeti üzerine devam eder. Hadisteki halk (nâs) kelimesinden de murad bunlardır. Bunlar sayıca az bile olsalar uyulması gereken çoğunluğu teşkil ederler."

وفي رواية لمسلم والنسائي : ]إنَّا أُمَّةٌ أُمِّيَّةٌ َ نَكْتُبُ وََ نَحْسُبُ الشَّهْرَ هَكذَا وَهَكَذا ، يَعْنِي مَرَّةً تِسْعاً وَعِشْرِينَ وَمَرَّةً ثََثِينَ
Muslim ve Nesâî'de gelen bir rivayette:
"Biz ummî bir milletiz, ne yazı ne de hesap biliriz. Ay, şöyle şöyledir" dedi.
Yani bir defasında yirmidokuz, bir defasında otuz gösterdi" denmiştir."
(Buharî, Savm: 13, 5, 11, Talâk: 29; Müslim, Savm: 13-15, (1080); Ebu Dâvud, Savm: 4, (2319, 2320, 2321); Nesâî, Savm: 17, (4, 139, 140); Kutub-i Sitte, Savm, 11, 3126)

AÇIKLAMA:

1- Rasûlullah bu iki hadiste, ramazan ayının bazan 29, bazan 30 olduğunu parmaklarıyla göstererek tebliğ buyurmaktadır. Parmaklarıyla göstermenin gerekçesini de ifâde etmiştir: "Biz ummî bir milletiz, okuma yazma bilmeyiz.
"Ummî, hadisin de açıkladığı üzere okuma bilmeyen, yazı bilmeyen mânalarına gelir.

2- İbnu Hacer oruç, bayram, hacc gibi takvime muteallik işlerde hesaba değil, ru'yete itibar edilmesi gerektiğini, hadislerin zâhirlerinden bunun anlaşıldığını belirtir. Ve: "Oruç hakkındaki bu hüküm, -sonradan hesabı bilenler çıkmış olsa bile- devam etmiştir" der. Bu kanaatine delil olarak 3116'da kaydettiğimiz Buhârî hadisinde geçen "Eğer bulut mânî olursa orucunuzu otuza tamamlayın" ibâresini zikreder. "Bulut halinde Rasûlullah, "hesab bilenlere sorun!" demiyor" der.
Ona göre bundaki hikmet, bulut halinde, mukelleflerin sayı hususunda eşit durumda olmasından ve otuza tamamlama ile herkesten aynı şekilde ihtilafın ve anlaşmazlıkların kalkacağındandır.

Biz İbnu Hacer'in sözünden, onun: "Eğer, havanın bulutlu olması halinde sayıyı değil hesabı esas aldığımız takdirde mu'minler arasında ihtilaf çıkar, çünkü hesap işinde ittifak sağlanmaz" demek istediğini anlamaktayız ki, hal-i hazırda, ru'yet-i hilâl meselesinde İslâm âlemindeki kargaşayı ifade etmektedir.
Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), hilâlin doğuşunun, başta güneş, diğer bir kısım yıldızların rağmına olarak, önceden, herkesin ittifak edeceği, şaşmaz bir şekilde hesab edilemeyip takvime bağlanamayacağını gâyb-âşina nubüvvet nazarıyla görmüş, mucizâne bir surette bildirmiştir.



عن ابن عمر رَضِىَ اللّهُ عَنْهما: ] أَنَّ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ ذَكَرَ رَمَضَانَ فَقَالَ: َ تَصُومُوا حَتَّى تَرَوُا الهـَِل، وََ تُفْطَروا حَتّى تَرَوْهُ، فَإِنْ غُمَّ عَلَيْكُمْ فَاقْدُرُوا لَهُ [. أخرجه الستة إ الترمذي.وفي رواية للبخاري : »فَإِنْ غُمَّ عَلَيْكُمْ فَأَكْمَلُوا ثََثَيْنَ«.ولمسلم والنسائي عن أبي هريرة : »فَأنْ غُمَّ علَيْكُمْ فصُومُوا ثَثِينَ يَوْماً«. »غُمَّ عَلَيْكُمْ«. أي غطاه شئ من السحاب، أو غيم أو غيره فلم يظهر .



İbnu Ömer (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ramadanı zikrederek buyurdular ki:
"Hilâli görünceye kadar oruç tutmayın, yine (muteâkib) hilâli görünceye kadar da yemeyin. Bulut araya girerse ayı takdir edin."
(Buharî, Savm: 11, 5, 13, Talâk: 25; Muslim, Sıyâm: 9, (1080); Muvatta, Sıyâm: 1, (1, 286); Ebu Dâvud, Savm: 4, (2320); Nesâî, Savm: 10, 11, (4, 134); Kutub-i Sitte, savm, 1, 3116)
Buharî'nin bir rivayetinde: "Bulut, görmenize mâni olursa sayıyı otuza tamamlayın" denmiştir.
Muslim ve Nesâî'nin Ebu Hurayra'dan kaydettikleri bir rivayette: "Hava bulutlu ise otuz gün oruç tutun" denmiştir.

AÇIKLAMA:

1- Hadisin zâhiri, ramadan hilâli gündüz veya gece her ne zaman görülürse oruca başlamayı âmirdir. Ancak âlimler, gece görülmesi halinde ertesi gündüz oruca başlanması gereğine hamlederler.
Bazı âlimler zevâlden önce görülmesi ile sonra görülmesi arasını tefrik ederler.

2- Hadis ramadan orucunu başlatmada da, sona erdirmede de hilâlin görülmesinin vâcib olduğuna hükmetmektedir. Hilâlin şu veya bu sebeble görülememesi halinde takib edilecek yol hakkında bazı farklı görüşler ileri sürülmüştür:
Hilâlin görülmesi beklendiği halde, görülmemesi durumunda tereddud ortaya çıkar. Şâban ayından mı Ramadan ayından mı olduğu tam kestirilemeyen bugüne yevm-i şekk denir. Rasûlullah oruca başlamak için "hilâli görme"yi şart koştuğu için yevm-i şekk'te oruç tutulması mekruh addedilmiştir. Bununla birlikte Ashab'tan bazılarının yevm-i şekk'te oruç tuttuğu da rivayet edilmiştir, Aişe, kızkardeşi Esmâ, Ebu Hurayra, Amr İbnu'l-As, Muâviye (radıyallahu anhum) bunlardandır.
Hava bulutlu olur da hilâl görülmezse Kûfe ulemâsı, İmam Mâlik, Şâfi'î, Evzâî ve Sevrî ve bir kavlinde Ahmed İbnu Hambel'e göre o gün oruç tutmak vacib olmaz.
Ashab'tan İbnu Ömer, bir kavlinde Ahmed ibnu Hanbel ve başka bir kısım âlimlere göre yevm-i şekk'te hava açık olursa -hilâl görülmediği için- oruç tutulmaz, bulutlu olursa tutmak vâcib olur.
Hasan Basri, İbnu Sîrîn, bir rivayette Şa'bî ve bir kavlinde Ahmad İbnu Hanbel ve diğer bazı alimlere göre yevm-i şekk'te oruç tutup tutmamak, imamın kararına bağlıdır: İmam oruç tutarsa halk da tutar, tutmazsa halk da tutmaz. İmam Şâfi'î, yevm-i şekk'te oruca niyet etmeden sabahlamayı, ancak öğleye kadar yememeyi tavsiye eder: "Zevalden önce ramazan olduğu tebeyyün ederse, kişi oruca niyet eder ve devam ettirir, tebeyyun etmezse yer."
Yevm-i şekk'te nâfile niyetiyle tutulacak oruç hususunda câiz mi, değil mi ihtilaf edilmiştir.
Bazıları kişinin âdeti olan orucu, o güne rastlarsa oruç tutmasında bir beis yoktur demiş, aksi halde nafile bile olsa tutmaması efdaldir demiştir. Bu hüküm ramadandan önceki ilk iki gün hakkında mûteberdir. Ancak ramadandan üç ve daha fazla gün önceden nâfile oruca niyet etmede kerâhet görülmemiştir.
Şâfiî'ye göre ramazan üç yolla subut bulur:
1- Bizzat hilâli görmek,
2- Adil şehâdet (bir kişi de olabilir),
3- Şâbân ayını otuz güne tamamlamak...
Ebu Hanife, İmam Mâlik, Evzâî, Sevrî gibi cumhuru teşkil eden pek çok âlimin görüşü bu noktada birleşir.



وعن حذيفة رَضِىَ اللّهُ عَنْه قال: ] قَالَ رَسُولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : َ تُقَدِّمُوا الشَّهْرَ حَتَّى
تَرَوُ الهَِلَ، أَوْ تُكْمِلُوا الْعِدَّةَ، ثُمَّ صُومُوا حَتَّى تَرَوُا الْهَِلَ، أَوْ تُكْمِلُوا الْعِدَّةَ. [. أخرجه أبو داود والنسائي.

Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ramadan ayını, hilâli görmedikçe veya sayıyı ikmal etmedikçe öne alıp başlatmayın. (Hilâli görüp veya sayıyı tamamladıktan; sonra müteakip hilâli görünceye veya sayıyı tamamlayıncaya kadar orucu tutun.)"
(Ebu Davud, Savm: 6, (2362); Nesâî, Savm: 13, 4, 135, 136; Kutub-i Sitte, savm, 2, 3117)

AÇIKLAMA:

Hadis, ramadan ayının girdiği kesinlik kazanmadan, ayın başladığına hükmederek oruca başlamamayı emretmektedir. "Sayıyı tamamlama", bulut vs. sebebiyle hilâlin görülmemesi durumuyla ilgilidir. Şu halde ramadan hilâli görülemezse Şâban ayı otuza tamamlanıp, ramadana başlanacaktır.
Keza ramadan ayının sonu da hilâlin görülmesi ile tâyin edilecektir. Hilâl bulut vs. bir sebeble görülemezse ramadan ayı da otuza tamamlanacaktır. Sadedinde olduğumuz hadisten çıkan hüküm bu.

-وعن عائشة رَضِىَ اللّهُ عَنْها قالت: ] كَانَ رَسَولُ اللّهِ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَتَحَفَّظُ مِنْ شَعْبَانَ مَاَ يَتَحَفَّظُ مِنْ غَيْرِهِ، ثُمَّ يَصُومُ لِرُؤْيَةِ رَمَضَانَ، فَإِنْ غُمَّ عَلَيْهِ عَدَّ ثََثِينَ يَوْماً ثُمَّ صَامَ[. أخرجه أبو داود .

Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Şâban ayının günlerini hesapladığı kadar başka bir ayın günlerini hesaplamazdı. Sonra ramadan hilâlini görünce oruca başlardı. Eğer bulut araya girer (hilâli göremez) ise (Şâbanı) otuz gün olarak hesaplar, sonra ramadan orucuna başlardı."
(Ebu Dâvud, Savm: 6, (2325); Kutub-i Sitte, savm, 3, 3118)

-وعن ابن عباس رَضِىَ اللّهُ عَنْهما قال: ]جَاءَ أَعْرَابِيٌّ إِلَى النّبيِّ صَلَّي اللّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: إِنِّي رَأَيْتُ الْهَِلَ. يَعْنِى هَِلَ رَمَضَانَ فَقَالَ : أَتَشْهَدُ أنْ َ ألهَ إَِّ اللّهُ؟ قَالَ: نَعَمْ قَالَ: أَتَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً رَسُولُ اللّهِ؟ قَالَ: نَعَمْ. قَالَ يَا بَِلُ: أَذِّنْ في النَّاسِ أَنْ يَصُومُوا غَداً [. أخرجه أصحاب السنن .

İbnu Abbâs (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: Bir Bedevî Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gelerek:
"Ben hilâli yani ramadan hilâlini gördüm!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Allah'tan başka ilâh olmadığına şehâdet getirir misin?" diye sordu.
Adam "evet" deyince:
"Muhammed'in Allah Rasûlu olduğuna da şehâdet eder misin?" dedi.
Adam buna da, "evet!" diye cevab verince, Efendimiz:
"Ey Bilâl! dedi, halka yarın oruç tutmalarını ilân et!"
(Ebu Dâvud, Sıyâm: 14, (2340, 2341); Tirmizî, Savm: 7, (691); Nesâî, Savm: 8, (4, 132); İbnu Mace, Sıyâm: 6, (1652); Kutub-i Sitte, savm, 4, 3119)

AÇIKLAMA:

1- Şârihler, bedevînin havanın bulutlu olduğu bir günde muracaat etmiş olacağına dikkat çekerler. Bedevî, çölde yaşayan kimse demektir.
2- Aliyyu'l-Kârî: "Hadiste, ru'yetin subûtu için ihbarın kifâyet ettiğine ve şehâdet lafzına hâcet olmadığına delil vardır" der.
Hattâbî de şöyle söylemiştir: "Hadiste, ramadan hilâlini görme işini icra eden kimseye, "şehadet"le ilgili hükümlere uymak mecburiyetinde olmayıp ihbar'la ilgili hükümlere uymasının kâfi geleceğine delil vardır" der. Ayrıca ilave eder: "Hadiste keza, "müslüman hakkında aslolan onun adâlet sahibi olmasıdır" diyenlerin görüşlerine de delil mevcuttur. Çünkü Aleyhissalatu vesselam, bedevînin müslüman olub olmadığından başka bir şey sormadı. Onun müslüman olduğunu öğrendikten sonra adalet sahibi midir, doğru sözlü müdür, arâştırmadı."
Hemen belirtelim ki, kişinin getirdiği haberin makbul olması için, şehadetinin kabul edilmesi için adalet sahibi olması gerekir. Bu da onun sıdkı (doğru sözlülüğü), muruvveti (insanî, ahlâkî, örfi değerlere bağlılığı) ve ehl-i sünnet akidesinde olmasıyla tahakkuk eder.
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Ramazan bayrami geldi. Biz bayramin 1. Gununu yaparken bircok yerde ramazanin son orucu tutulacak.
Ne yapalim. Bayram gunu oruc tutmak hic de kolay degil. 1 gun kaza tutarim diyorum kendi adima. Ama ummetin cogu o gun oruclu olacak.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ramazan bayrami geldi. Biz bayramin 1. Gununu yaparken bircok yerde ramazanin son orucu tutulacak.
Ne yapalim. Bayram gunu oruc tutmak hic de kolay degil. 1 gun kaza tutarim diyorum kendi adima. Ama ummetin cogu o gun oruclu olacak.

ahi bu dediğin bu sene olmaz çünkü biz 1 gün geç başladık büyük ihtimammle Allahualem onlar bayram yaparken biz oruç olacağız
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
Ramazan bayrami geldi. Biz bayramin 1. Gununu yaparken bircok yerde ramazanin son orucu tutulacak.
Ne yapalim. Bayram gunu oruc tutmak hic de kolay degil. 1 gun kaza tutarim diyorum kendi adima. Ama ummetin cogu o gun oruclu olacak.

yine hilal belirleyecek akhi .. sevval hilalini gorursek orucu birakiriz .. gormesek ramazani 30 a tamalayacagiz ..
 
yusuf Çevrimdışı

yusuf

İslam-tr Sakini
İslam-TR Üyesi
yine hilal belirleyecek akhi .. sevval hilalini gorursek orucu birakiriz .. gormesek ramazani 30 a tamalayacagiz ..


"(Ramazan) hilâlini gördüğünüzde oruç tutun.(Şevvâl)hilâlini gördüğünüzde de bayram edin.Eğer (Şaban hilâli) size görünmezse, (oruca başlamak için Şaban ayını, bayram etmek için ise Ramazan ayını) otuz güne tamamlayın." (Buhârî, hadis no:1909, Müslim, hadis no: 1081)
 
Ebu Muhammed Eymen Çevrimdışı

Ebu Muhammed Eymen

Bir adım öteside, Bin adım öteside toprak..
Frm. Yöneticisi
Fukahânın büyük çoğunluğuna göre rasathane hesaplarına itibar edilmez. Hilalin görülmesi gerçekleşmediği takdirde önceki ayı 30'a tamamlamakla kamerî ay başlar.
Şâfii'lerden bazı âlimlerle çok az sayıdaki hanefi âlimlere göre ise, rasathane hesaplarına da itibar edilir. Ancak yukarıda kaydettiğimiz bütün hadislerde hesap ile hilalin tesbiti asla söz konusu edilmemiştir. Rasûlullah (s.a.v)'den sahih senedlerle rivayet edilen bu hadislerde hilallerin subutunu, hilalin gözle görülmesine bağlamaktadır.
Bu anlamda rivayet edilmiş bütün hadislerin hiçbirinde hesaba itibar edileceğine dair bir işaret mevcut değildir. Hatta Rasûlullah (s.a.v) bir hadislerinde:
"Biz ummî bir ummetiz: yazı bilmez, hesap bilmeyiz"
(Buhârî, Savm, 13; Muslim, Siyam, 15; Ebû Davûd, Savm, 4)buyurarak hesaba itibar edilmeyeceğini kesin olarak belirtmiştir. Sahabenin ittifakı da hesap üzere değil, ru'yet üzere olmuştur.

İslâm dini, belli bir zumrenin değil, her sınıf ve milletten insanların dinidir. Hilalin gözle gözetlenmesi alim-avâm herkesin imkanı dahilinde olan bir husustur. Hesap esas alındığı takdirde ancak bu işten anlayanlar tahkiki bir bilgiye dayanarak hilali tesbit edebilirler. Genel halk tabakası ile bu işten anlamayanlar onları taklit etmek zorunda kalırlar. Tahkiki bir bilgiye dayanarak bütün müslümanların Ramadan orucuna başlamaları ve bayram yapmaları mümkün olmaz. Bununla beraber rü'yeti esas alan âlimlerden bir kısmı, hilalin hesapla kesin olarak tesbit edilebileceğini de kabul etmezler.
Gözle görmenin esas olduğunu söyleyen âlimlerin bir kısmı, hesapla hilalin tespitini, muneccim ve kâhinlerin sözlerini kabul etme ile aynı durumda görür ve bu gibilerin sözlerine itimat etmenin İslâm'da yasaklandığını ifade ederler.
Hanefilerin bu husustaki genel görüşleri ise şöyledir: Astronomi âlimlerinin ayın hareketlerini esas alarak yaptıkları hesaplara itibar edilerek Ramadan ayının girdiği ilan edilemez.

İbn Abidin şöyle der:
"Muvakkidlerin (zamanı hesaplayan uzmanların) sözüne itibar yoktur. Yani halka oruç farz olmak için, onların sözü delil olmaz. Muneccimlerin hesabı ile amel etmek Caiz değildir. Muvakkidlerin, filân gecede hilâl gök yüzünde şöyle görülecektir demeleri ile oruç tutulmaz."
Fetavay-ı Hindiyye'de "Hilal meselesinde muneccimlerin haberlerine muracaat edilmeyeceği gibi; geçerli olan görüşe göre, onların sözleri de kabul edilemez. Hatta bir müneccimin bu hususta yaptığı hesapla, kendisinin amel etmesi caiz değildir" denilmektedir. (Fetavay-ı Hindiyye, I, 197).

İslâm bilginleri, astronomi ilminin sonuçlarını inkâr etmemekle birlikte, hilalin gözlenmesi, nassla sabit olan bir ameldir. Nitekim Hanefî fukahası bunun vacib olduğunda ittifak etmiştir. İlmin ilerlemiş olması her hangi bir vacibi ortadan kaldırmaz. Kaldı ki; gözle görmenin kalbe vereceği rahatlıkla, takvim yaprağına bakmak arasında büyük bir fark vardır.

Çoğunluğun katıldığı sahih görüşe göre;
Muneccimlerin ve astronomî bilginlerinin bu husustaki sözlerine itibar edilmez. Çünkü hesaplar kesin olsalar da bunları yapanlar hatadan masum değildirler.
Nitekim memleketlerin takvimlerinin birbirinden farklı oluşu da bunu göstermektedir. Diğer yandan, hesaplara göre kamerî aylar mutlaka 30 veya 29 değildir. Sürekli değişkendir. Bir yıl 30 çeken bir ay, ertesi yıl 29 olabilir.
Allah Teâlâ, kullarına kolaylık olması için orucun 29 olacağını Peygamberi vasıtasıyla bizlere bildirmiştir.
Abdullah İbn Ömer (r.anhuma), Rasûlullah (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu ifade ediyor:
"Ayın 29. gecesi olunca hilali görmeden orucu açmayın. Şayet hava kapalı olursa (görmenize mani olursa)sayıyı 30 tamamlayın"
(Buhârî, Savm, 11)


Hesab (takvim) ile oruca başlamayı sahih görenler, acaba aşağıdaki hadislerdeki gibi, kendilerini Hilali görmüş mü sayıyorlar, ayrıca, havanın kapalı olub da ayı 30'a tamamlama gibi bir sünnetleri olabilir mi?

Ebu Hurayra (r.anh), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu söyler:
"Ramadan orucunuzu hilali gördüğünüzde tutun. Hilali gördüğünüzde açın. Şayet hava kapalı olursa (ay'ın tesbitine engel olursa) otuza tamamlayınız"
(Buhari, Savm, II; Muslim, Siyam, 19, H. No: 1081; Nesâî, Siyam, 9; Darimi, Sivam, 2; Ahmed b. Hanbel, II, 422).

Başka bir rivayette :
"Hilali görmedikçe orucu tutmayın. Hilali görmedikçe orucu bozmayın. Hilali gördüğünüzde orucu açın. Şayet hava kapalı olursa (hilalin görülmesine engel olursa) otuz gün sayın"
(Ahmed b. Hanbel, II, 430, 456).

İkaz :

Türkiye'de yaşayan müslümanların Oruca, bayramlara başlamak, için ben ülkeme (Takvime-diyanete) uyuyorum demeleri hatalıdır. Çünkü Laik Türkiye hilali gözetleme gibi bir çalışması yoktur!

Laik olan (yani din ile devlet-dünya işlerini birbirinden ayıran) devletler, Ramadan-ı Şerif ayının başlangıcını ve bayramını ilân etme hakkına sahib midir? Evvela bu soruya ceva vermeniz gerekmektedir.


Bu hadisi delil getirenler vardı.. Bu açıklama İnşaAllah onların yanlışsan dönmesine vesile olcaktır
 
Üst Ana Sayfa Alt