Duyuru 2025 Sahurcular konusu ''Kitap hediyeli''

Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Muzâhim b. Zufer şöyle anlatır:

Sufyân es-Sevrî bize akşamı kıldırdı. "Yalnızca Sana ibâdet eder ve yalnızca Senden yardım dileriz." âyetine geldiğinde öyle ağladı ki kırâatini yarıda kesti ve devâm edemedi. Sonra tekrar ‘Elhamdu..’ diyerek
kırâatini başa aldı...

Aleykum selam ve rahmetullahi ve bereketuhu, hayırlı sahurlar..
 
Culeybib Horasani Çevrimdışı

Culeybib Horasani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum selam verahmetullah

Ravi: Nu'man İbnu Beşir (ra)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır.
İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır.
Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir."

Bu hadisin yer aldığı kitaplar: Buhari, İman 39, Büyu 2, Müslim, Müsakat 107, (1599), Ebu Davud, Büyu 3, (3329, 3330), Tirmizi, Büyu 1, (1205), Nesai, Büyu 2, (7, 241)

Hadisin Arapça Orjinal Metni:
وعن النعمان بن بشير رَضِيَ اللّهُ عَنْهما قال: ]قَالَ رَسُولُ اللّهِ #: إنَّ الْحََلَ بَيِّنٌ وَإنَّ الْحَرامَ بَيِّنٌ، وَبيْنَهُمَا أُمُورٌ مُشْتَبِهَاتٌ َ يَعْلَمُهُنَّ كَثِيرٌ مِنَ النّاسِ، فَمَنِ اتّقى الشُّبُهَاتِ اسْتَبْرَأ لِدِينِهِ وَعِرْضِهِ، وَمَنْ وَقَعَ في الشُّبُهَاتِ وقَعَ في الْحَرَامِ، كَالرَّاعِي

يَرْعَى حَوْلَ الْحِمَى، يُوشِكُ أنْ يَقَعَ فيهِ. أَ وَإنَّ لِكُلِّ مَلِكٍ حِمَى، وإنَّ حِمَى اللّهِ مَحَارِمُهُ. أَ وإنَّ في الْجَسَدِ مُضْغَةً إذَا صَلَحَتْ صَلحَ الْجَسَدُ كُلُّهُ، وإذَا فَسَدَتْ فَسَدَ الْجَسَدُ كُلُّهُ، أَ وهِيَ الْقَلْبُ[. أخرجه الخمسة.»استَبرأ لدينهِ وِعرضهِ« أي طلب التبرّي من التهمة والخص منها.و»رَعى حَول الحمى« إذا طاف به ودار حوله.و»المُضْغَةُ« القطعة من اللحم بقدر اللقمة .
 
fisebililkahhar_ Çevrimdışı

fisebililkahhar_

!صبرا يا نفسي معنا الله
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum Allah ettiğimiz duaları kabul eylesin inşallah

Hz. Aişe (r.a.) anlatıyor:

“Resûlullah Ramazan ayında ibâdet husûsunda diğer aylarda görülmeyen bir gayret içerisinde olurdu. Ramazan’ın son on gününde ise kendisini çok daha fazla ibâdete verirdi. Bu günlerde geceyi ihyâ eder, âilesini uyandırır ve izârını bağlardı. (Yâni ibâdet için hazırlıklarını tamamlar ve büyük bir azimle Hakk’a yönelirdi.)” (Buhârî, Fadlu Leyleti’l-Kadr, 5; Müslim, İtikâf, 8)
Wa aleykumusselam wa rahmetullah

Herkese hayırlı sahurlar
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبنا الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
İbn Kayyım (rahimehullah) şöyle dedi:

"Sabah ve Akşam Zikirleri Zırh gibidir. Zırh ne kadar kalın olursa onu giyen kişi o kadar az etkilenir. Hatta zırhın çok kalın olması sebebiyle ok geri teper ve ok atan düşmanına dönüp isabet eder."

[El-Vabilu's Sayyib]

Es selamu aleykum, hayırlı sahurlar dilerim cümleten.
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
İbrâhîm b. Eş’as dedi ki:

Bir gece Fudayl’ı Muhammed Sûresi’ni okurken işittim. O şu âyeti tekrâr ediyor ve ağlıyordu: "Andolsun, içinizden cihâd edenleri ve sabredenler belirleyinceye ve yaptıklarınızı ortaya çıkarıncaya kadar sizi deneyeceğiz."

Sonra o "..yaptıklarınızı ortaya çıkarıncaya kadar sizi deneyeceğiz" kelâmını okuyor ve “Yaptığımız amellerle bizi imtihân ediyorsun.. Sen bizim yaptıklarımız ile bizi denersen, günahlarımız ve gizlediklerimiz açığa çıkar; eğer amellerimizi ortaya koyarsan biz ancak azâbına ve helâkına lâyık oluruz..” diyor ve ağlıyordu...

Ve aleykum selam ve rahmetullahi ve bereketuhu hayırlı sahurlar
 
Culeybib Horasani Çevrimdışı

Culeybib Horasani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum selam verahmetullah

Ravi: İbnu Abbas (ra)
Resulullah (sav) ashabına şöyle dedi: "Uhut'da şehid olan kardeşleriniz var ya! Allah, onların ruhlarını yeşil kuşların içine koydu. Bunlar cennetin nehirlerine giden, cennet meyvelerinden yiyen ve Arşın gölgesine asılmış altından kandillere girip istirahat eden kuşlardır. Şehidler böylece güzel güzel yiyip içip dinlenince şöyle dediler: Kardeşlerimize bizden kim haber götürecek ve bildirecek ki bizler cennette dirileriz, rızıklanıyoruz? Bu haber gitmeli ki onlar cennete karşı isteksiz olmasınlar ve harpte korkak davranmasınlar!" Allah Teala onlara cevaben: "Sizin haberinizi ben duyuracağım" buyurdu ve şu ayeti indirdi: "Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın bilakis onlar Rabbleri katında diridirler. Allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar. Arkalarından kendilerine ulaşmayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler" (Al-i İmran, 169).

Bu hadisin yer aldığı kitaplar: Ebu Davud, Cihad 27, (2520)

Hadisin Arapça Orjinal Metni:
وعنه رَضِىَ اللّهُ عَنْهُ أنَّ رسولَ اللّهِ # قالَ ‘صْحَابِهِ: ]إنَّهُ لَمَّا أصيبَ إخْوَانُكُمْ بِأحُدٍ جَعَلَ اللّهُ تعالَي أوْوَاحَهُمْ في جَوْفِ طَيْرٍ خُضُرٍ تَرِدْ أنْهَارَ الْجَنَّةِ تَأكُلُ مِنْ ثِمَارِهَا وَتأوِى إلى قَنَادِيلَ مِنْ ذَهَبٍ مُعَلّقَةٍ في ظِلِّ الْعَرشِ فَلَمَّا وَجَدُوا طَيِّبَ مَأكَلِهِمْ وَمَشْرَبِهِمْ وَمَقيلِهِمْ قَالُوا: مِنْ يُبَلِّغُ إخْوَانَنَا عَنَّا أنّنَا أحْيَاءُ في الجَنَّةِ نُرْزَقُ؟ لِئََّ يَزْهَدُوا في الجنَّةِ وََ يَنْكُلُوا عِنْدَ الْحَرْبِ. فقَالَ اللّهُ تَعالى: أنَا أُبَلِّغُُهُمْ عَنْكُمْ. فَأنزلَ اللّهُ تعالى: وََ تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُوا في سَبِيلِ اللّهِ أمْوَاتاً بَلْ أحْيَاءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ إلى آخرِ اŒيات[. أخرجه أبو داود .
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin

حدثنا الحسين بن إسماعيل ثنا محمد بن إسحاق الخياط ثنا أبو منصور ثنا عمر بن قيس عن عطاء عن أبي هريرة قال لك السواك إلى العصر فإذا صليت العصر فألقه فإني سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول خلوف فم الصائم أطيب عند الله من ريح المسك
Ebu Hurayra (r. anh) der ki: (Oruçluyken) ikindiye kadar misvak kullanabilirsin. İkindiyi kılınca artık onu bırak. Çünkü Rasulullah'ın (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha tatlıdır" buyurduğunu işittim.
(Dârakutni, Kitab'ul Siyam, Hadis no: 2336)

Tahric: Buhari (1904 - 1917) ve Müslim (1151).
 
ManSouJR Çevrimdışı

ManSouJR

Kafirler istemesede, Allah nurunu tamamlayacaktır.
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum wa rahmetullah Hayırlı sahurlar cümleten.

“Şayet kullarım beni senden sorarlarsa gerçekten ben çok yakınım. Bana dua edince duacının duasını kabul ederim; O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana layıkiyle iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler.”


Bakara 186
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin

حدثنا هارون بن إسحاق الهمداني حدثنا عبدة بن سليمان عن هشام بن عروة عن أبيه عن عائشة قالت كان رسول الله صلى الله عليه وسلم يجاور في العشر الأواخر من رمضان ويقول تحروا ليلة القدر في العشر الأواخر من رمضان
Âişe (r.anha)’dan rivâyet edildiğine göre;
“Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ramadan’ın son 10 gününde itikaf edeceği yere çekilir ve Kadir gecesini Ramadan’ın son 10 gününde araştırın” derdi.
(Tirmizi, Kitab'us Savm, Bab 72, Hadis no: 792)


حدثنا واصل بن عبد الأعلى الكوفي حدثنا أبو بكر عن عاصم عن زر قال قلت لأبي بن كعب اني علمت أبا المنذر انها ليلة سبع وعشرين قال بلى أخبرنا رسول الله صلى الله عليه وسلم إنها ليلة صبيحتها تطلع الشمس ليس لها شعاع فعددنا وحفظنا والله لقد علم بن مسعود إنها في رمضان وإنها ليلة سبع وعشرين ولكن كره أن يخبركم فتتكلوا
قال أبو عيسى هذا حديث حسن صحيح
Zirr İbn Hubeyş (r.anh)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Ubey b. Kâ’b’a; Ey Ebûl Munzir, Kadir gecesinin 27. gece olduğunu nereden bildin?
Dedi ki: Evet biliyorum Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)’in bize haber verdiğine göre: “O öyle bir gecedir ki sabahında güneş parlak olarak doğmaz” bunu böylece saydık ve öğrendik.
Allah’a yemin ederim ki; İbn Mes’ûd, o gecenin Ramadan’ın 27. gecesi olduğunu mutlaka biliyordu. Fakat böyle bir söze güvenirler ve ibadetlerini azaltırlar diye insanlara bu bu gecenin bu günde olduğunu söylemeyi hoş karşılamamıştır.

(Tirmizi, Kitab'us Savm, Bab 72, Hadis no: 793)

حدثنا محمود بن غيلان حدثنا وكيع حدثنا سفيان عن أبي إسحاق عن هبيرة بن يريم عن علي أن النبي صلى الله عليه وسلم كان يوقظ أهله في العشر الأواخر من رمضان
قال أبو عيسى هذا حديث حسن صحيح
Ali (r.anh)’den rivâyete göre: “Rasûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Ramadan’ın son 10 gününde aile fertlerini ibadet etmeleri için uyandırırdı.”
(Tirmizi, Kitab'us Savm, Bab 73, Hadis no: 795)



***
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh ;
Hayırlı bereketli sahurdan istifade edenlerden olalım dileğiyle ..
 
Mustafa bin Yılmaz Çevrimdışı

Mustafa bin Yılmaz

''Selef,selef ve selef...''
İslam-TR Üyesi
Nebî (sallallahu aleyhi ve sellem) sabah namazını kıldığı zaman, güneş doğana dek namazgâhında otururdu.

Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle
buyurmuştur:

“Sabah namazını cemaatle kılan sonra güneş doğana kadar Allah’ı zikreden ve sonra kalkıp iki rekat namaz kılan kimseye; bir hacc ve bir umre sevâbı yazılır. Bu sevâb tamdır, tamdır, tamdır!”
 
Culeybib Horasani Çevrimdışı

Culeybib Horasani

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum selam verahmetullah
Ravi: Ebu Hüreyre (ra)
Resulullah (sav) buyurdular ki: "Namaz için ezan okunduğu zaman şeytan oradan sesli sesli yellenerek uzaklaşır, ezanı duyamayacağı yere kadar kaçar. Ezan bitince geri gelir.
İkamete başlanınca yine uzaklaşır, ikamet bitince geri donüp kişi ile kalbinin arasına girer ve şunu hatırla, bunun düşün diye aklında daha önce hiç olmayan şeylerle vesvese verir, öyle ki (buna kapılan) kişi kaç rekat kıldığını bilemeyecek hale gelir."

Bu hadisin yer aldığı kitaplar: Buhari, Ezan 4, Amel fi's-Salat 18, Sehv 6, Bed'ü'l-Halk 11, Müslim, Salat 19, (389), Mesacid 83, (389), Ebu Davud, Salat 31, (516), Muvatta, Nida 6, (1, 69), Nesai, Ezan 30, (2, 21)

Hadisin Arapça Orjinal Metni:
وعنه رَضِيَ اللّهُ عَنْه قال: ]قال رسولُ اللّه #: إذَا نُودِىَ لِلصَةِ أَدْبَرَ الشّيْطَانُ لَهُ ضُرَاطٌ، حَتَّى َ يُسْمَعَ التَّأذِينُ فإذَا قُضِىَ التَّأذِينُ أقْبَلَ، حَتَّى إذَا ثُوِّبَ بِالصَةِ أدْبَرَ، حَتّى إذا انْقَضى التَّثْوِيبُ أقْبَلَ حَتَّى يَخْطِرَ بَيْنَ المَرْءِ وَنَفْسِهِ، يَقُولُ لَهُ: اذْكُرْ كَذَا وَاذْكُرْ كَذَا، لِمَا لَمْ يَكُنْ يَذْكُرُ مِنْ قَبْلُ، حَتّى يَظِلّ الرَّجُلُ مَا يدْرِى كَمْ صَلّى[. أخرجه الستة إ الترمذي .
 

Benzer konular

Geri
Üst Ana Sayfa Alt