وَحَدَّثَنِي عَنْ مَالِكٍ، عَنْ عَطَاءِ بْنِ عَبْدِ اللَّهِ الْخُرَاسَانِىِّ، عَنْ سَعِيدِ بْنِ الْمُسَيَّبِ أَنَّهُ قَالَ : جَاءَ أَعْرَأبِي إِلَى رَسُولِ اللَّهِ r يَضْرِبُ نَحْرَهُ وَيَنْتِفُ شَعْرَهُ وَيَقُولُ : هَلَكَ الأَبْعَدُ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ :« وَمَا ذَاكَ ؟ » فَقَالَ : أَصَبْتُ أَهْلِي وَأَنَا صَائِمٌ فِي رَمَضَانَ. فَقَالَ لَهُ رَسُولُ اللَّهِ r : « هَلْ تَسْتَطِيعُ أَنْ تُعْتِقَ رَقَبَةً ؟ » فَقَالَ : لاَ. فَقَالَ : « هَلْ تَسْتَطِيعُ أَنْ تُهْدِىَ بَدَنَةً ؟ » قَالَ : لاَ. قَالَ : « فَاجْلِسْ ». فَأُتِيَ رَسُولُ اللَّهِ r بِعَرَقِ تَمْرٍ، فَقَالَ : « خُذْ هَذَا فَتَصَدَّقْ بِهِ ». فَقَالَ : مَا أَحَدٌ أَحْوَجَ مِنِّى. فَقَالَ : « كُلْهُ، وَصُمْ يَوْماً مَكَانَ مَا أَصَبْتَ ».
قَالَ مَالِكٌ : قَالَ عَطَاءٌ : فَسَأَلْتُ سَعِيدَ بْنَ الْمُسَيَّبِ كَمْ فِي ذَلِكَ الْعَرَقِ مِنَ التَّمْرِ، فَقَالَ : مَا بَيْنَ خَمْسَةَ عَشَرَ صَاعاً، إِلَى عِشْرِينَ(
Adam «Mahvoldum!» diyerek başına vuruyor, saçını başını yoluyordu.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem kendisine: «—Ne bu hal?» diye sordu.
Adam: «— Ramadanda oruçlu iken hanımımla cima yaptım.» dedi.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Bir köle azad edebilir misin?» diye sordu.
Adam: «— Hayır!» dedi.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Bir dişi deve fidye verebilir misin?» buyurdu.
Adam: «— Hayır!» dedi.
Bunun üzerine Nebi (s.a.v.) adam'a: «— Öyleyse otur!» dedi.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir sele hurma getirildi.
«—Al bunu tasadduk et.» dedi.
Adam: «— Benden daha muhtaç kimse yok.» deyince
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem: «— Onu ye, eşinle munasebette bulunduğun günün orucunun yerine bir gün kaza et!» buyurdu.
Ata'dan: Said b. Museyyeb'e «bir selede kaç hurma vardır?» diye sordum. «On beş, yirmi sa' arasıdır!» diye cevab verdi.
(İmam Malik, Muvatta, Kitab'us Siyam, Bab 9, Hadis no: 645)
حَدَّثَنِي يَحْيَى، عَنْ مَالِكٍ، عَنِ ابْنِ شِهَابٍ، عَنْ حُمَيْدِ بْنِ عَبْدِ الرَّحْمَنِ بْنِ عَوْفٍ، عَنْ أبِي هُرَيْرَةَ : أَنَّ رَجُلاً أَفْطَرَ فِي رَمَضَانَ، فَأَمَرَهُ رَسُولُ اللَّهِ : أَنْ يُكَفِّرَ بِعِتْقِ رَقَبَةٍ، أَوْ صِيَامِ شَهْرَيْنِ مُتَتَابِعَيْنِ، أَوْ إِطْعَامِ سِتِّينَ مِسْكِيناً. فَقَالَ : لاَ أَجِدُ، فَأُتِيَ رَسُولُ اللَّهِ r بِعَرَقِ تَمْرٍ، فَقَالَ : « خُذْ هَذَا فَتَصَدَّقْ بِهِ ». فَقَالَ : يَا رَسُولَ اللَّهِ، مَا أَحَدٌ أَحْوَجَ إلَيْهِ(521) مِنِّى. فَضَحِكَ رَسُولُ اللَّهِ r حَتَّى بَدَتْ أَنْيَابُهُ، ثُمَّ قَالَ : « كُلْهُ »(
Adamın biri Ramadanda orucunu bozmuştu.
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Ona ya bir köle azad ederek, ya iki ay devamlı oruç tutarak, ya da altmış fakiri doyurarak kefaret vermesini emretti.
Adam: «Bulamam.» deyince;
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e bir sele hurma getirilmişti: «Al bunu tasadduk et.» buyurdu.
Adam: «Ya Rasulallah! Benden daha muhtaç kimse yok.» deyince
Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yan dişleri görülecek şekilde güldü ve: « Onu ye!» buyurdu.
(İmam Malik, Muvatta, Kitab'us Siyam, Bab 9, Hadis no: 644)