ABDESTSİZ
KUR'AN'A DOKUNMAK
I. Kur’an’a Abdestsiz Dokunulması:
Abdestsiz kişilerin Kur’an’a dokunmasının hükmü ile alâkalı müçtehitlerin ortak bir görüşü bulunmamaktadır. Zira – sıhhati tartışılmış da olsa- meselenin cevazı ya da haramlığını yansıtan deliller mevcuttur. Bu deliller inşaallah detaylarıyla ileride incelenecektir.
II. Kur’an’a Boy Abdesti Olmadan Dokunulması:
Alimler Kur’an-ı Kerime dokunma konusunda abdest şartını ele alırken abdestsizlik ile boy abdestsizliği arasında bir ayırım gözetmemişlerdir. Dolayısıyla abdestsiz kişinin Kur’an’a dokunması hakkında oluşan ihtilaf boy abdesti olmayanlar hakkında da tekerrür etmiştir. İhtilafın sebebi bu konuda esas alınan ayet ve hadislerin biraz kapalı oluşudur.
Konuyla İlgili Deliller:
Kur’anla abdest arasında bir irtibat ihtimalini gündeme getiren deliller şöyle nakledilir:
Cenab-ı Hakk buyuruyor ki:
(arapça metin)
"Şüphesiz O şerefli bir Kur'an'dır. Korunmuş bir kitaptadır. O'na temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz." [57]
Rasulûllah (sallâllahu aleyhi ve sellem) Yemen’de bulunan Amr b. Hazm’a yazdığı mektupda şöyle buyurmuştur: “Kur’ an’a temiz olandan başkası dokunamaz.[58].
Cenab-ı Hakkın Vakıa suresinde “ O’na temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz”. âyetiyle kastettiği “temizlik” vasfından kasdın ne olduğu ; bu vasıfdan uzak kişilerin dokunamayacağı şeyin elimizde bulunan mushaflar mı yoksa Kur’anın da içinde saklı bulunduğu gökyüzündeki kitap “Levh-i Mahfuz” mu olduğu; haber cümlesiyle ifade edilmiş bir ayete emir anlamı yüklemenin caiz olup olmadığı alimlerin düğümlendiği üç ayrı nokta olmuştur.
Tefsîr-u Taberî ve Tefsîr-u Kurtubî’de İbn Abbas'ın "korunmuş kitab”ı “gökyüzündeki kitap” , "temiz olanlar"ı da “melekler” olarak tefsir ettiği rivayet edilmiştir. Ayrıca Enes, Mücahid, Said b. Cübeyr, Ebu Nehik, Ebu'l-Aliye, Katade, Cabir b. Zeyd, Kelbi’nin de bu görüşte olduğu kaydedilmektedir.[59]
Katade: "Cenab-ı Hakkın yanında bulunan kitaba sadece temiz olanlar dokunur. Ama dünyadaki kitaba pis olan mecusi de, münafık da dokunabilir." yorumunu yapmıştır.[60]
Ferra ise: "O'nun faydasını, bereketini, tadını ancak temiz olan, Kur'an'a inanan kişiler anlar”. demiştir.[61]
Hüseyin b. Faddal buna: "O'nun tefsirini ve te’vilini (yorumunu) ancak Allah'ın şirkten ve nifaktan temizlediği kişiler bilirler" yorumunu eklemiştir.
Diğer bir grup alim de "korunmuş kitab"ı elimizde bulunan mushaflar, "temiz olanlar”ı da, “cünüplükten ve abdestsizlikten arınmış olanlar olarak" yorumlamışlardır.[62]
'Arapça metin) ........................................................
“Temizlik” kelimesinin şumûlü bağlamında aynı ihtilâfların zuhur ettiği İbn Hazm’ın hadisi üzerinde buna ilâveten bir de sıhhat değerlendirmeleri yapılmıştır.
Hadisin ravi ve metin kritiği şöyledir:
"Zühri"yi, Ömer b. Abdulaziz zamanındaki alimler güvenilir buldular. Yahya b. Muin ravilerden "Süleyman b. Davud el- Havlani"nin,aleyhinde konuşmuştur. Abdurrahman b. Ebi Hatem bab--asının, Muhammed b. Ebu Hatem'de Ebu Zur’a'nın onun hakkında.......... "bir zararı yoktur" ifadesini kullandığını söylemişlerdir. Ahmed b. Hanbel ve diğerleri bu zatın güvenilir olduğu görüşündedirler. Hadisin başka tarikten rivayetinde Süleyman b. Erkam bulunmaktadır. Nesei, onun hadislerinin metruk[63] olduğunu, kabul edilemeyeceğini söylemiştir. İbn Rüşd İbn Hazm’ın hadislerinin “musahhah” (bazı harflerinin yerlerinin değiştirilmiş ) olması sebebiyle alimler arasında ihtilâfa sebep olduğunu söylemiştir. [64] Müteahhirinden bir grup huffaz (hadis hafızları); hadisin her ikisi de zayıf görülen iki ravi üzerinde dönüp dolaştığını, tercih edilen ravinin Süleyman b. Erkam olarak takdim edildiğini, ancak onun da metruk rivayetleri sebebiyle hadislerinin kabul edilemeyeceğini beyan etmişlerdir.[65]
Söz konusu mektubun "Kur'an'a temiz olandan başkası dokunamaz" ibaresinin bulunduğu bölümünü Hakim tahric etmiştir. Mektubun isnadının sahih olduğu savunan Hakim :"Bütün çabalarıma rağmen bu mektubu şerhsiz hiçbir yerde bulamadım, mektup bana insanlar tarafından yapılan açıklamalarıyla metinle şerh birbirine karışmış olarak ulaştı." diyerek "sahih"lik ifadesinde ciddi bir çelişki göstermiştir.[66] "Nasbu'r Raye' adlı eserde Ebu Davud'un bu mektubu “Merasil”inde [67] zikrettiği kaydedilmektedir. Ancak Nasbur'r-Raye'nin haşiyesi Buğyetu'l- Elmai fi Tahrici’z- Zeylâi Ebu Davud'un "Merasili"nde bu mektubun bulunmadığını haber vermektedir.[68] Ve yine mektubu Nesei'nin de tahric ettiği belirtilmesine rağmen Nesei’de sadece sadakalarla (zekâtla) ilgili izahlar bulunan bir mektup bulunmakta “Kur'an'a temiz olandan başkası dokunamaz” gibi bir ibare yer almamaktadır. Dolayısıyla Hakim'le Nesei'nin rivayetleri farklılık arzetmektedir. Ahmed b. Hanbel ise mektubun diğer kısımlarının değil sadece sadakalarla (zekâtla) ilgili bölümün sahih olduğuna dikkat çekmiştir.
KUR'AN'A DOKUNMAK
I. Kur’an’a Abdestsiz Dokunulması:
Abdestsiz kişilerin Kur’an’a dokunmasının hükmü ile alâkalı müçtehitlerin ortak bir görüşü bulunmamaktadır. Zira – sıhhati tartışılmış da olsa- meselenin cevazı ya da haramlığını yansıtan deliller mevcuttur. Bu deliller inşaallah detaylarıyla ileride incelenecektir.
II. Kur’an’a Boy Abdesti Olmadan Dokunulması:
Alimler Kur’an-ı Kerime dokunma konusunda abdest şartını ele alırken abdestsizlik ile boy abdestsizliği arasında bir ayırım gözetmemişlerdir. Dolayısıyla abdestsiz kişinin Kur’an’a dokunması hakkında oluşan ihtilaf boy abdesti olmayanlar hakkında da tekerrür etmiştir. İhtilafın sebebi bu konuda esas alınan ayet ve hadislerin biraz kapalı oluşudur.
Konuyla İlgili Deliller:
Kur’anla abdest arasında bir irtibat ihtimalini gündeme getiren deliller şöyle nakledilir:
Cenab-ı Hakk buyuruyor ki:
(arapça metin)
"Şüphesiz O şerefli bir Kur'an'dır. Korunmuş bir kitaptadır. O'na temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz." [57]
Rasulûllah (sallâllahu aleyhi ve sellem) Yemen’de bulunan Amr b. Hazm’a yazdığı mektupda şöyle buyurmuştur: “Kur’ an’a temiz olandan başkası dokunamaz.[58].
Cenab-ı Hakkın Vakıa suresinde “ O’na temizlenmiş olanlardan başkası dokunamaz”. âyetiyle kastettiği “temizlik” vasfından kasdın ne olduğu ; bu vasıfdan uzak kişilerin dokunamayacağı şeyin elimizde bulunan mushaflar mı yoksa Kur’anın da içinde saklı bulunduğu gökyüzündeki kitap “Levh-i Mahfuz” mu olduğu; haber cümlesiyle ifade edilmiş bir ayete emir anlamı yüklemenin caiz olup olmadığı alimlerin düğümlendiği üç ayrı nokta olmuştur.
Tefsîr-u Taberî ve Tefsîr-u Kurtubî’de İbn Abbas'ın "korunmuş kitab”ı “gökyüzündeki kitap” , "temiz olanlar"ı da “melekler” olarak tefsir ettiği rivayet edilmiştir. Ayrıca Enes, Mücahid, Said b. Cübeyr, Ebu Nehik, Ebu'l-Aliye, Katade, Cabir b. Zeyd, Kelbi’nin de bu görüşte olduğu kaydedilmektedir.[59]
Katade: "Cenab-ı Hakkın yanında bulunan kitaba sadece temiz olanlar dokunur. Ama dünyadaki kitaba pis olan mecusi de, münafık da dokunabilir." yorumunu yapmıştır.[60]
Ferra ise: "O'nun faydasını, bereketini, tadını ancak temiz olan, Kur'an'a inanan kişiler anlar”. demiştir.[61]
Hüseyin b. Faddal buna: "O'nun tefsirini ve te’vilini (yorumunu) ancak Allah'ın şirkten ve nifaktan temizlediği kişiler bilirler" yorumunu eklemiştir.
Diğer bir grup alim de "korunmuş kitab"ı elimizde bulunan mushaflar, "temiz olanlar”ı da, “cünüplükten ve abdestsizlikten arınmış olanlar olarak" yorumlamışlardır.[62]
'Arapça metin) ........................................................
“Temizlik” kelimesinin şumûlü bağlamında aynı ihtilâfların zuhur ettiği İbn Hazm’ın hadisi üzerinde buna ilâveten bir de sıhhat değerlendirmeleri yapılmıştır.
Hadisin ravi ve metin kritiği şöyledir:
"Zühri"yi, Ömer b. Abdulaziz zamanındaki alimler güvenilir buldular. Yahya b. Muin ravilerden "Süleyman b. Davud el- Havlani"nin,aleyhinde konuşmuştur. Abdurrahman b. Ebi Hatem bab--asının, Muhammed b. Ebu Hatem'de Ebu Zur’a'nın onun hakkında.......... "bir zararı yoktur" ifadesini kullandığını söylemişlerdir. Ahmed b. Hanbel ve diğerleri bu zatın güvenilir olduğu görüşündedirler. Hadisin başka tarikten rivayetinde Süleyman b. Erkam bulunmaktadır. Nesei, onun hadislerinin metruk[63] olduğunu, kabul edilemeyeceğini söylemiştir. İbn Rüşd İbn Hazm’ın hadislerinin “musahhah” (bazı harflerinin yerlerinin değiştirilmiş ) olması sebebiyle alimler arasında ihtilâfa sebep olduğunu söylemiştir. [64] Müteahhirinden bir grup huffaz (hadis hafızları); hadisin her ikisi de zayıf görülen iki ravi üzerinde dönüp dolaştığını, tercih edilen ravinin Süleyman b. Erkam olarak takdim edildiğini, ancak onun da metruk rivayetleri sebebiyle hadislerinin kabul edilemeyeceğini beyan etmişlerdir.[65]
Söz konusu mektubun "Kur'an'a temiz olandan başkası dokunamaz" ibaresinin bulunduğu bölümünü Hakim tahric etmiştir. Mektubun isnadının sahih olduğu savunan Hakim :"Bütün çabalarıma rağmen bu mektubu şerhsiz hiçbir yerde bulamadım, mektup bana insanlar tarafından yapılan açıklamalarıyla metinle şerh birbirine karışmış olarak ulaştı." diyerek "sahih"lik ifadesinde ciddi bir çelişki göstermiştir.[66] "Nasbu'r Raye' adlı eserde Ebu Davud'un bu mektubu “Merasil”inde [67] zikrettiği kaydedilmektedir. Ancak Nasbur'r-Raye'nin haşiyesi Buğyetu'l- Elmai fi Tahrici’z- Zeylâi Ebu Davud'un "Merasili"nde bu mektubun bulunmadığını haber vermektedir.[68] Ve yine mektubu Nesei'nin de tahric ettiği belirtilmesine rağmen Nesei’de sadece sadakalarla (zekâtla) ilgili izahlar bulunan bir mektup bulunmakta “Kur'an'a temiz olandan başkası dokunamaz” gibi bir ibare yer almamaktadır. Dolayısıyla Hakim'le Nesei'nin rivayetleri farklılık arzetmektedir. Ahmed b. Hanbel ise mektubun diğer kısımlarının değil sadece sadakalarla (zekâtla) ilgili bölümün sahih olduğuna dikkat çekmiştir.