Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Abdullah Yolcu Hocanın 'mehdi'den Önce Hilafet Yoktur' Sözünün Sebebi Nedir?

İ Çevrimdışı

İbn Muhammed

الله اكبر و العزة الله
İslam-TR Üyesi

Esselamu aleykum ve rahmetullah hocam,
Abdullah Yolcu hoca, yukarıda verdiğim vidyonun başlarında şu şekilde bir tespitte bulunuyor:

"...Mehdi (as) den önce hilafet devleti yoktur. Kim derse "Ben Hilafet Devleti kuruyorum" yalancı deriz ona.
Hilafet Devleti kurulmaz ama İslam Devleti kurulur. Nubuvvet, Raşid Halifeler, Isıranı ısıran mülk olur zülm olur. Bu Osmanlıya kadar. Sonra Ceberrut olur, bugündür. Ceberruttan sonra Hilafet Devleti ve Mehdi (as) gelir..."


Bu Abdullah hocanın söylediklerin dayanakları nelerdir hocam? Delili var mıdır? Eğer varsa belirttiği gibi ışid'e Ceberrut denilebilir mi? Yoksa bunlar sadece bir varsayım mıdır?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullâhi we berakâtuhu kardeşim;

Abdullah Yolcu hocanın 'Mehdi'den önce hilafet yoktur' sözü, aşağıdaki hadisi şerifin içeriğinden dolayı olması muhtemeldir.

Huzeyfe (r.anh) anlatıyor: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Nubuvvet içinizde Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nubuvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da (dilediği zaman) ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olur; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nubuvvet sisteminde bir hilafet olur.”
(Ahmed b. Hanbel, Musned, 4 / 272; 5/220, 221; Ebu Davud, Sünnet, 8; Tirmizî, Fiten, 48)

Hafız el-Heysemi; “hadisi, Ahmed b. Hanbel, Bezzar -daha tam-, Taberânî -bir kısmını- rivayet etmiştir; Râvileri sikadır” diyerek hadisin sıhhatine hükmetmiştir. (Mecmau’z Zevaid, 5 / 226)
Beyhakî de aynı hadise yer vermiş ve herhangi olumsuz bir beyanda bulunmamıştır. (Beyhakî, Delailu’n-Nubuvve, 7 / 413)

Hadiste bahsedilen ve otuz seneden sonra babadan oğula intikal etmeye başlayan hilafete, saltanat ve krallıklar hakim olmuştur. Halifelik muddetine, Dört Halifenin ve Hasan (r.anh)’ın altı aylık hilafetiyle beraber, bazı alimler Ömer bin Abdulaziz’in iki buçuk seneye yakın hilafet zamanını da eklemişlerdir.

Gerçekten de Ömer bin Abdulaziz (rahimehullah) tam manasıyla “Mûminlerin Emiri” unvanına hak kazanmış, irade ve idare sahibi bir şahsiyetti. Ancak buna rağmen, hadisteki 30 sene tabiri dikkate alınarak Hasan (r.anh)’ın altı aylık hilafetiyle son bulduğu görüşü ağırlık kazanmıştır. Saltanata dönüşmesi de Muaviye (r.anh)’in, oğlu Yezid’i kendisine veliaht tayin etmesiyle başlamıştır.

Otuz seneye kadar hilafetin devam edeceğini beyan eden hadis-i şerif ile, hukuki bir mesele olan ümmetin bu müddetten sonra imamsız olduğu ve bundan mesul olup olmadığı sorusuna Sadeddin Taftazani şöyle cevab verir:
“Otuz senelik halifelikten maksad, kâmil manadaki hilafettir; mutlak hilafet kastedilmiş değildir. Böyle bir itirazın doğruluğunu kabul etsek bile mümkündür ki, hilafet biter, ama imamet dönemi bitmez. Zira imamet daha umumi bir mefhumdur. Çünkü Ömer b. Abdulaziz gibi bazı kimselerin Raşid halifelerin yolunu izledikleri açıktır. Dolayısıyla hadisle anlatılmak istenen şey, kâmil bir halifeliğin bazen olacağı, bazen da bulunmayacağı hususudur." (et-Taftâzânî, Şerhu`l-Akâid, sf: 180).

************
 
Üst Ana Sayfa Alt