Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Adaçayı

Birtat Çevrimdışı

Birtat

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Adaçayı

Diğer İsimleri; Salviae officinalis-selbeiblatt

<O:pBileşiminde acı madde, tanen, tuyon, sineol ile borneoldan oluşan uçucu yağ bulunur.Uçucu yağda tuyon sineol borneol pinen maddeleri mevcuttur.

Yararları: Çay olarak içildiğinde iştah açar, sindirimi kolaylaştırır, hazımsızlığı giderir, idrar söktürücüdür, kadınların aybaşı rahatsızlıklarını giderir, düzenler, menopoz sıkıntılarını dağıtır, yorgunluğu giderir, gerginliği önler, gece terlemelerini azaltır, kanı temizler, kan şekerini düşürür.

Kaynatılıp suyu ile gargara yapılırsa boğaz bademcik ve dişetleri için çok faydalı bir ilaçtır.

Bir bardak kaynamış suya bir tutam atılıp 20 dakika demleye bırakılıp içildiği takdirde ise; mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astımdaki şikâyetleri giderir. İdrar ve ter söktürür. Kadınlardaki ay hali vakitlerinde aybaşını söktürür. Aybaşı sinir hallerini yok eder.

Papatya ile karıştırılıp saçların yıkanması halinde çok iyi bir saç bakım ilacıdır.

Devamlı içilmesi halinde iştah açıcı, sindirim yardımcısı, kan temizleyicisi, mikrop öldürücü, Kan şekerini düşürücü, Şeker hastalığını iyileştirici, yorgunluk ve stres giderici etkileri hızlandırır.

Dört bardak kaynar suya 20 gram ada çayı konur, demlendikten sonra günde 3 kez birer bardak içilirse kısırlığı önler.

Kuru yaprakları çiğnenirse ağız kokusunu giderir.

Ada çayını toz haline getirip, az miktarda tuzla karıştırılıp, dişler haftada 1 kez ovulursa, dişleri beyazlatır.
Yaprakları banyo suyuna koyulup yıkanırsa kas ağrılarını dindirir, ayak ağrılarını geçirir.


Aksi Tesirleri; Emzikli kadınlarda sütü azaltır, kabızlık yapar. Karaciğer iltihabı olanlarda ve yüksek tansiyonlulara günde 1 bardaktan fazlası yasaktır.
<O:p</O:p

Taze yapraklar ezilip lapa yapılarak yaranın üzerine sarıldığında iyileşme hızlanır.

Taze yapraklı adaçayı ya da toz haline getirilmişi, dişlere sürülürse sağlamlık ve beyazlık sağlar.
<O:p</O:p
Adaçayından günümüz tıbbı da yararlanmaktadır.
<O:p</O:p

</O:pBallıbabagiller familyasındandır. (Salvia "kurtarıcı", officinalis ise "tıbbi", "eczacılıkta kullanılan" elemektir.)<O:p</O:p
30-75 cm boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, çok yıllık,;/ hoş kokulu, otsu ya da çalımsı bitkilerdir. Gövdesi dört köşe kesitli, ince tüylü ve yeşildir, ikinci yılında odunsulaşır. Yaprakları uzunca, yumurtamsı, kalın dokulu, yeşilimsi gri renklidir; alt yüzleri ince tüylü ve pürtüklüdür. Haziran-temmuz aylarında iki dudaklı, morumsu-mavimsi çiçekler açar. Beyaz ya da pembe açanları da olur. Koyu kahverengi, yumurtamsı küçük tohumları vardır.<O:p></O:p>
Dünyanın sıcak ve ılıman bölgelerinde yetişen çok çeşitli türleri bulunur. Türkiye'nin özellikle batı ve güneybatı bölgelerinde, ama genel olarak her kesiminde 80 kadar türü bulunur. Bunlardan bazıları, Elma çalısı (S. fruticosa ve S. triloba), Kürt reyhanı (S. multicaulis), Misk adaçayı (S. selarea), Yabani adaçayı (S. verbenaca), Yeşil adaçayı (S. viridis ya da S. horminum), Dar yapraklı adaçayı (S. lavandulifolia), Yılancık (S. virgata), Yünlü adaçayı (S. aethiopis), Şalba (S. forskahlei)... gibi adlarla anılır. Adaçayı, tohumları aracılığıyla kendiliğinden çoğalır. Kültür yoluyla tohumdan ya da ana gövdeden alınan kalemlerle üretimi de yapılır. Gövde odunsulaşınca her dört beş yılda bir köklenip yerine yenileri ekilir-dikilir. İki bitki arasının 45-60 cm olması gerekir.


<O:p</O:p
Tarihin çok eski çağlarından bu yana hekimler, yöneticiler, sonuçta insan soyu, adaçayını yanından ayırmamış; Romalılar kutsal saydıkları bu bitkinin hasadını törenler eşliğinde yapmışlardır.
Bu her derde deva bitki için, 16. yüzyılda, "Bahçesinde adaçayı olan insan ölür mü!" gibi bir atalar sözü bile türemiştir

Bitkinin yaprakları mayıs-haziran aylarında henüz tazeyken toplanır, temiz
gölge bir yerde kurutulur, çay gibi demlenerek içilir.

<O:p
alıntı; Adaçayı


<O:p
 
Son düzenleme:
I Çevrimdışı

ibn-i sina

Üye
İslam-TR Üyesi
Adaçayı


leaf.jpg
Adaçayı (Salvia officinalis), dişotu ve meryemiye adları ile de tanınır. 30-70 cm boyunda olan bitkinin menekşe renkli çiçekleri halka dizilişlidir. Karşılıklı olan beyaz keçeli yaprakları gümüş gibi parıldar ve acımtırak, ıtırlı bir koku yayarlar. Bahçe adaçayı, güneşli bir yerde yetiştirilmelidir. Don olayına karşı duyarlı olduğu için, kış boyunca çam dalları ile örtülmesi doğru olur. Ülkemizde İzmir bölgesinde bahçe adaçayı yetiştirilmektedir. Bir başka cins olan çayır adaçayı (Salvia pratensis -Salvia tribola), çayırlarda, bayırlarda ve meralarda yetişir. Çevresine ıtırlı hoş bir koku yayan mavi–menekşe renkli çiçeklerin pırıltısı uzaklardan seçilebilir. Çayır Adaçayı (Anadolu adaçayı) batı ve güney-batı Anadolu'da bol olarak yetişmektedir. Anadolu adaçayından "elma yağı" veya "acı elma yağı" denilen yağ da üretilmektedir. Bu tür adaçayı da kimyasal yapı ve tedavi etkisi bakımından tıbbi (bahçe) adaçayına benzemektedir. Fakat burada tanıtmaya çalışacağımız bahçe adaçayı (tıbbi adaçayı) ise, şifalılık bakımından daha etkilidir.
Toplama/Kurutma: Bitki yaprakları çiçeklenme öncesi, Mayıs-haziran aylarında toplanır. Etken maddelerinin doruğa ulaştığı öğlen saatlerinde toplanan yapraklar, gölgeli ve havdar bir yerde kurumaya bırakılır. İyice kuruduktan sonra ince kıyılarak, hava almayan kaplarda saklanır.
Bileşim: Eterli uçucu yağlar, %30 Thujon, %5 Cineol, Linalol, Borneol, Salven, Pinen ve kafur; tanenler, triterpenoitler, flavonlar; Östojen benzeri maddeler; reçineli bileşikler içerir.
leaf.jpg
Bu bitkinin çiçekleri, gargara ve adaçayı sirkesi yapmak için toplanır (bir avuç çiçek, doğal sirkenin içinde bir süre bekletilir) ve elde edilen sirke, uzunca bir süre hasta yatağından kalkamayan kişilere rahatlatıcı ve canlandırıcı anlamda sürülerek, masaj yapılır. Yapraklar daha çiçeklenme başlamadan, mayıs ve haziranda toplanır. Bitki kuru ve güneşli günler boyunca, eterli yağlar oluşturduktan sonra, yapraklar öğlen güneşinde toplanır ve gölgede kurutulur. Adaçayı, çok eski çağlarda da ünlü bir şifalı bitki olarak tanınırdı. 13. Asırdan kalma bir dizede şöyle deniyor: “Eğer dikmişsen adaçayını bahçeye, ne gerek var ölmeye!"
leaf.jpg
Adaçayının eski çağlarda da ne büyük bir övgü ile anıldığını, çok eski bir şifalı bitki kitabı şöyle anlatıyor: "Kutsal Meryemana, Bebek İsa ile Herodes’un gazabından kaçmak zorunda kaldığında, kendisini saklamaları için, çayırdaki tüm çiçeklerden yardım istemiş, ama hiçbir çiçek ona yanıt vermemiş. İşte o zaman adaçayı eğilmiş ve Meryemana sığınacak bir yer bulmuş. Onun sık ve koruyucu yapraklarının arasına girerek Herodes’un askerlerinden saklanmış ve askerler onu görmeden geçip gitmişler. Tehlike geçiştirildikten sonra, saklandığı yerden çıkan Meryemana, tatlı sesiyle adaçayına şöyle demiş: Bu andan sonra sonsuza dek insanların en çok sevdiği çiçek sen olacaksın. Seni, insanları tüm hastalıklardan koruyacak kadar güçlü kılıyorum. Bana yaptığın gibi, onları da ölümden kurtar!” İşte o zamandan beri adaçayı, insanları iyileştirmek ve onlara yardım etmek için her yıl yeniden çiçekleniyor.
leaf.jpg
Adaçayı sıkça içildiğinde tüm bedeni güçlendirir, kalp krizi tehlikesini azaltır ve kötürümlüklerde çok yaralıdır. Gece terlemelerinde ve aşırı terlemelerde, lavanta çiçeğinin yanı sıra, yardımcı olabilecek tek bitkidir. Gece terlemesine neden olan hastalığı iyileştirir ve bu hastalıkla el ele giden aşırı güçsüzlüğe, canlandırıcı etkisi sayesinde son verir. Hastalık sonrası güçsüzlük hallerinde başarıyla kullanılabilir. Pek çok doktorun, adaçayının değerli özelliklerini artık iyice tanımış olduklarını biliyoruz (Referans1: M.Treben). Onu kramplarda, omurilik rahatsızlıklarında, beze hastalıklarında ve organ titrekliklerinde büyük bir başarıyla kullanıyorlar. Yukarda belirtilen hastalıklarda, günde 2 su bardağı çay yudumlanarak içilmelidir. Adaçayı, hasta karaciğeri de çok olumlu etkiler, onunla ilgili tüm rahatsızlıkları giderir ve gazları yok eder. Kan temizleyici etkisi vardır. Solunum organlarını ve mideyi balgamsı salgılardan temizler, iştah açıcıdır. Mideyi ve bağırsakları rahatlatır, gazların dışkılanmasını sağlar. Kramp çözücü etkisi sayesinde, ishalde çok rahatlatıcıdır. Böcek sokmalarında, sokulan bölgeye adaçayı yaprağının tozu uygulanır. Adaçayı, dıştan uygulandığında, yaprağın tozu uygulanır. Adaçayı dıştan uygulandığında (Çalkalama ve Gargara), bademcik iltihabı, boğaz hastalıkları, diş iltihaplanmaları, yutak ve ağız boşluğu iltihaplanmalarında veya ülserlerinde özellikle önerilir. Eğer zamanında adaçayı kullanılmış olsaydı, pek çok çocukta ve yetişkinde bademcik ameliyatına gerek kalmayabilirdi. Bedenimizin polisleri olarak, zehirli maddeleri yakalayan ve zararsız hale getiren bademcikler alındığında, ağızdan giren zararlı maddeler doğruca böbreklere ulaşırlar. Adaçayı, sallanan dişlere, dişeti çekilmesine ve kanamasına karşı da (Çalkalama ve Gargara) başarıyla kullanılabilir veya bitki çayına batırılan pamuk hasta bölgelere uygulanır. Ayrıca dıştan kullanımda da, gargara ve çalkalamaların yanısıra yara kompresi olarak da kullanılabilir. Sinirli ve yorgun olan kişiler ve dölyatağı (rahim) hastalığı çeken kadınlar arada sırada adaçayı oturma banyoları almalıdırlar. Zayıf ve güçsüz çocuklara balla tatlandırılarak içirilir. Bu çay, tahriş kaynaklı öksürüklerde de başarılıdır. Şifalı bitki olarak kullanılmasının yanı sıra, adaçayının çok değerli bir baharat olduğunu ve böylece mutfaklara girdiğini de unutmamak gerekir.
UYARILAR:
Adaçayının aşırı kullanımında kan basıncı (tansiyon) yükselebilir. Dölyatağı (Rahim) kaslarını uyardığı için, gebelik sürecinde kullanılmaz. Annelerin süt üretimini durdurur. Önerilen dozajlara uyulduğunda, bilinen başka bir yan etkisi yoktur.

leaf.jpg
Kullanım Biçimleri:
Çay hazırlamak: Yarım veya bir tatlı kaşığı dolusu ince kıyılmış kuru yaprak, bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır ve üstü kapalı olarak 10 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde 2-3 bardak içilir. Taze bitki kullanılması durumunda 4-5 dakika demleme süresi yeterlidir.
Çalkalama/Gargara: 2-3 tatlı kaşığı kurutlmuş ve ince kıyılmış yaprak, 2 bardak soğuk suya eklenir ve ateşe konur. kaynamaya başlayınca ocaktan indirilir ve üstü kapalı olarak 15 dakika demlendikten sonra süzülür. Günde pek çok kere 5-10 dakika süreli gargaralar yapılır.
Tentür Kullanımı:Günde 3 kere, 15-20 damla kadar D2 inceltisindeki tentür, yarım kahve fincanı suya eklenerek alınır. Çay olarak kullanılabildiği her yerde tentür de kullanılabilir.
Karışımlar: Gargaralarda ve çalkalamalarda kekikle, sindirim sorunlarında ise Mayıs papatyası ile eşit oranda karıştırılır.
Adaçayı Sirkesi: Geniş ağızlı bir şişe, çayır adaçayı çiçeği ile doldurulur, çiçeklerin üstüne çıkacak kadar doğal üzüm sirkesi eklenir ve şişe 14 gün güneşte veya sıcak bir ortamda, arada bir çalkalanarak bekletilir ve süzülür.
Oturma banyosu: İki avuç dolusu yaprak soğuk suda gece boyunca bekletilir. Ertesi gün kaynama derecesine kadar ısıtılır, 5-6 dakika demlendikten sonra süzülür ve banyo suyuna eklenir. <div>
__________________
Aşk nedensiz sevmekmiş...
inlove.gif



Son Düzenleyen Pasakli_Prenses; 22-12-2008 @ 20:55.
 
Üst Ana Sayfa Alt