Adaçayı
Diğer İsimleri; Salviae officinalis-selbeiblatt
<O
Bileşiminde acı madde, tanen, tuyon, sineol ile borneoldan oluşan uçucu yağ bulunur.Uçucu yağda tuyon sineol borneol pinen maddeleri mevcuttur.
Yararları: Çay olarak içildiğinde iştah açar, sindirimi kolaylaştırır, hazımsızlığı giderir, idrar söktürücüdür, kadınların aybaşı rahatsızlıklarını giderir, düzenler, menopoz sıkıntılarını dağıtır, yorgunluğu giderir, gerginliği önler, gece terlemelerini azaltır, kanı temizler, kan şekerini düşürür.
Kaynatılıp suyu ile gargara yapılırsa boğaz bademcik ve dişetleri için çok faydalı bir ilaçtır.
Bir bardak kaynamış suya bir tutam atılıp 20 dakika demleye bırakılıp içildiği takdirde ise; mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astımdaki şikâyetleri giderir. İdrar ve ter söktürür. Kadınlardaki ay hali vakitlerinde aybaşını söktürür. Aybaşı sinir hallerini yok eder.
Papatya ile karıştırılıp saçların yıkanması halinde çok iyi bir saç bakım ilacıdır.
Devamlı içilmesi halinde iştah açıcı, sindirim yardımcısı, kan temizleyicisi, mikrop öldürücü, Kan şekerini düşürücü, Şeker hastalığını iyileştirici, yorgunluk ve stres giderici etkileri hızlandırır.
Dört bardak kaynar suya 20 gram ada çayı konur, demlendikten sonra günde 3 kez birer bardak içilirse kısırlığı önler.
Kuru yaprakları çiğnenirse ağız kokusunu giderir.
Ada çayını toz haline getirip, az miktarda tuzla karıştırılıp, dişler haftada 1 kez ovulursa, dişleri beyazlatır.
Yaprakları banyo suyuna koyulup yıkanırsa kas ağrılarını dindirir, ayak ağrılarını geçirir.
Aksi Tesirleri; Emzikli kadınlarda sütü azaltır, kabızlık yapar. Karaciğer iltihabı olanlarda ve yüksek tansiyonlulara günde 1 bardaktan fazlası yasaktır.
<O
</O
Taze yapraklar ezilip lapa yapılarak yaranın üzerine sarıldığında iyileşme hızlanır.
Taze yapraklı adaçayı ya da toz haline getirilmişi, dişlere sürülürse sağlamlık ve beyazlık sağlar.
<O
</O
Adaçayından günümüz tıbbı da yararlanmaktadır.
<O
</O
</O
Ballıbabagiller familyasındandır. (Salvia "kurtarıcı", officinalis ise "tıbbi", "eczacılıkta kullanılan" elemektir.)<O
</O
30-75 cm boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, çok yıllık,;/ hoş kokulu, otsu ya da çalımsı bitkilerdir. Gövdesi dört köşe kesitli, ince tüylü ve yeşildir, ikinci yılında odunsulaşır. Yaprakları uzunca, yumurtamsı, kalın dokulu, yeşilimsi gri renklidir; alt yüzleri ince tüylü ve pürtüklüdür. Haziran-temmuz aylarında iki dudaklı, morumsu-mavimsi çiçekler açar. Beyaz ya da pembe açanları da olur. Koyu kahverengi, yumurtamsı küçük tohumları vardır.<O
></O
>
Dünyanın sıcak ve ılıman bölgelerinde yetişen çok çeşitli türleri bulunur. Türkiye'nin özellikle batı ve güneybatı bölgelerinde, ama genel olarak her kesiminde 80 kadar türü bulunur. Bunlardan bazıları, Elma çalısı (S. fruticosa ve S. triloba), Kürt reyhanı (S. multicaulis), Misk adaçayı (S. selarea), Yabani adaçayı (S. verbenaca), Yeşil adaçayı (S. viridis ya da S. horminum), Dar yapraklı adaçayı (S. lavandulifolia), Yılancık (S. virgata), Yünlü adaçayı (S. aethiopis), Şalba (S. forskahlei)... gibi adlarla anılır. Adaçayı, tohumları aracılığıyla kendiliğinden çoğalır. Kültür yoluyla tohumdan ya da ana gövdeden alınan kalemlerle üretimi de yapılır. Gövde odunsulaşınca her dört beş yılda bir köklenip yerine yenileri ekilir-dikilir. İki bitki arasının 45-60 cm olması gerekir.
<O
</O
Tarihin çok eski çağlarından bu yana hekimler, yöneticiler, sonuçta insan soyu, adaçayını yanından ayırmamış; Romalılar kutsal saydıkları bu bitkinin hasadını törenler eşliğinde yapmışlardır.
Bu her derde deva bitki için, 16. yüzyılda, "Bahçesinde adaçayı olan insan ölür mü!" gibi bir atalar sözü bile türemiştir
Bitkinin yaprakları mayıs-haziran aylarında henüz tazeyken toplanır, temiz
gölge bir yerde kurutulur, çay gibi demlenerek içilir.
<O
alıntı; Adaçayı
<O
Diğer İsimleri; Salviae officinalis-selbeiblatt
<O
Yararları: Çay olarak içildiğinde iştah açar, sindirimi kolaylaştırır, hazımsızlığı giderir, idrar söktürücüdür, kadınların aybaşı rahatsızlıklarını giderir, düzenler, menopoz sıkıntılarını dağıtır, yorgunluğu giderir, gerginliği önler, gece terlemelerini azaltır, kanı temizler, kan şekerini düşürür.
Kaynatılıp suyu ile gargara yapılırsa boğaz bademcik ve dişetleri için çok faydalı bir ilaçtır.
Bir bardak kaynamış suya bir tutam atılıp 20 dakika demleye bırakılıp içildiği takdirde ise; mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astımdaki şikâyetleri giderir. İdrar ve ter söktürür. Kadınlardaki ay hali vakitlerinde aybaşını söktürür. Aybaşı sinir hallerini yok eder.
Papatya ile karıştırılıp saçların yıkanması halinde çok iyi bir saç bakım ilacıdır.
Devamlı içilmesi halinde iştah açıcı, sindirim yardımcısı, kan temizleyicisi, mikrop öldürücü, Kan şekerini düşürücü, Şeker hastalığını iyileştirici, yorgunluk ve stres giderici etkileri hızlandırır.
Dört bardak kaynar suya 20 gram ada çayı konur, demlendikten sonra günde 3 kez birer bardak içilirse kısırlığı önler.
Kuru yaprakları çiğnenirse ağız kokusunu giderir.
Ada çayını toz haline getirip, az miktarda tuzla karıştırılıp, dişler haftada 1 kez ovulursa, dişleri beyazlatır.
Yaprakları banyo suyuna koyulup yıkanırsa kas ağrılarını dindirir, ayak ağrılarını geçirir.
Aksi Tesirleri; Emzikli kadınlarda sütü azaltır, kabızlık yapar. Karaciğer iltihabı olanlarda ve yüksek tansiyonlulara günde 1 bardaktan fazlası yasaktır.
<O
Taze yapraklar ezilip lapa yapılarak yaranın üzerine sarıldığında iyileşme hızlanır.
Taze yapraklı adaçayı ya da toz haline getirilmişi, dişlere sürülürse sağlamlık ve beyazlık sağlar.
<O
Adaçayından günümüz tıbbı da yararlanmaktadır.
<O
</O
30-75 cm boylarında, kışın yapraklarını dökmeyen, çok yıllık,;/ hoş kokulu, otsu ya da çalımsı bitkilerdir. Gövdesi dört köşe kesitli, ince tüylü ve yeşildir, ikinci yılında odunsulaşır. Yaprakları uzunca, yumurtamsı, kalın dokulu, yeşilimsi gri renklidir; alt yüzleri ince tüylü ve pürtüklüdür. Haziran-temmuz aylarında iki dudaklı, morumsu-mavimsi çiçekler açar. Beyaz ya da pembe açanları da olur. Koyu kahverengi, yumurtamsı küçük tohumları vardır.<O
Dünyanın sıcak ve ılıman bölgelerinde yetişen çok çeşitli türleri bulunur. Türkiye'nin özellikle batı ve güneybatı bölgelerinde, ama genel olarak her kesiminde 80 kadar türü bulunur. Bunlardan bazıları, Elma çalısı (S. fruticosa ve S. triloba), Kürt reyhanı (S. multicaulis), Misk adaçayı (S. selarea), Yabani adaçayı (S. verbenaca), Yeşil adaçayı (S. viridis ya da S. horminum), Dar yapraklı adaçayı (S. lavandulifolia), Yılancık (S. virgata), Yünlü adaçayı (S. aethiopis), Şalba (S. forskahlei)... gibi adlarla anılır. Adaçayı, tohumları aracılığıyla kendiliğinden çoğalır. Kültür yoluyla tohumdan ya da ana gövdeden alınan kalemlerle üretimi de yapılır. Gövde odunsulaşınca her dört beş yılda bir köklenip yerine yenileri ekilir-dikilir. İki bitki arasının 45-60 cm olması gerekir.
<O
Tarihin çok eski çağlarından bu yana hekimler, yöneticiler, sonuçta insan soyu, adaçayını yanından ayırmamış; Romalılar kutsal saydıkları bu bitkinin hasadını törenler eşliğinde yapmışlardır.
Bu her derde deva bitki için, 16. yüzyılda, "Bahçesinde adaçayı olan insan ölür mü!" gibi bir atalar sözü bile türemiştir
Bitkinin yaprakları mayıs-haziran aylarında henüz tazeyken toplanır, temiz
gölge bir yerde kurutulur, çay gibi demlenerek içilir.
<O
alıntı; Adaçayı
<O
Son düzenleme: