Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
ÇözüldüAhirette Allah'ın Başka Bir Surette Gelmesi Hak mıdır?
Bir hadis rivayeti görmüştüm galiba, ahirette Allah azze ve celle başta farklı bir şekilde gelecek kullar onu tanımayacak. Sonra esas haliyle gelecek ve insanlar anlayacaklar
Bu sahih midir ve ne demektir?
Ebû Saîd el-Hudrî (radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre;
Bir grup insan Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e: "Ey Allah’ın Rasûlü, kıyamet günü Rabb'imizi görecek miyiz?" diye sordular.
Rasûlullah ﷺ Onlara: "Güneşi öğle vakti bulutsuz bir havada görmekte bir zorluk yaşıyor musunuz?" Hayır, cevabını verdiler. "Dolunaylı gecede ayı görmekte bir zorluk yaşıyor musunuz?" Hayır, dediler.
Bunun üzerine şöyle buyurdu: "İşte Siz, Rabb'inizi de aynı şekilde net bir şekilde göreceksiniz...
Sonra Allah Teâlâ, kendilerinin tanımadığı bir surette Onlara gelir ve der ki: ‘Ben, Sizin Rabb'inizim.’
Onlar: ‘Biz burada bekleriz, Rabb'imiz bize gelince O’nu tanırız,’ derler.
Sonra Allah Teâlâ, Onların tanıyacağı surette gelir ve: ‘Ben, Sizin Rabb'inizim’ buyurur.
Bunun üzerine: ‘Evet, Sen bizim Rabb'imizsin,’ derler ve O'na uyarlar…” (Sahîh-i Buhârî, Kitâbu’t-Tevhîd, Bâb: 24, Hadis No: 7440; Sahîh-i Muslim, Kitâbu’l-Îman, Bâb: 81, Hadis No: 183) Ayrıca Ahmed b. Hanbel, Tirmizî, Beyhakî gibi muhaddisler tarafından da çeşitli lafızlarla rivayet edilmiştir.
Şeyhu'l İslam İbn Teymiyye (rahimehullah) : “Bu hadiste geçen ‘Allah başka bir surette gelir’ ifadesi hakikattir. Ancak bu, nasıl olduğunu bilmeden(bilâ keyf) kabul edilir. Allah’ın gelmesi, benzetilmeden (teşbihsiz), şekil vermeden (temsil olmaksızın), cisim isnat edilmeden kabul edilir.” (İbn Teymiyye, Mecmû’u’l-Fetâvâ, C. 6, Sf: 419 - C. 5, Sf: 65)
İbn Huzeyme (rahimehullah) : “Bu ve benzeri sıfat hadisleri, Allah’ın kendisini nitelediği gibi kabul edilir. Allah Teâlâ kıyamet günü dilediği şekilde gelir ve kullarını imtihan eder. Allah bir cisim değildir, mahlûkat gibi şekillere girmez, fakat O’nun gelişi vardır.” (İbn Huzeyme, Kitâbü’t-Tevhîd, Sf: 179 - 182)
İmam Nevevî (rahimehullah) : “Bu hadis sahih olup Ehl-i Sünnet’in akaidine göredir. Allah’ın gelmesi (el-mecî’) vardır, fakat bunun keyfiyeti bilinmez. Ehl-i Sünnet bu gibi hadisleri te'vilsiz, teşbihsiz kabul eder. Yani Allah gelir, fakat bu geliş bizim gelişimiz gibi değildir.” (İmam Nevevî, Şerhu Sahîh-i Muslim, 3/20)
İmam Beyhaki (rahimehullah) : “Allah’ın gelmesi, bir yerden bir yere intikal anlamında değildir. Bu, kudretinin tecellisi ve mahlukatı imtihan etmesidir. Hadiste geçen ‘suret’ ifadesi de mecazen kullanılmıştır.” (İmam Beyhaki, el-İ‘tiqâd, Sf: 94-95; el-Esma ve’s-Sıfat, Sf: 410) Allah Gelir, Görünür Ama Nasıl Olduğu Bilinmez
"…Ve Allah Teâlâ kıyamet gününde kullarına görünür. Onu dilediği surette tanırlar. Ve Rabb'inden başka olan her şeye ‘Bu Sizin Rabb'inizdir’ denildiğinde inkâr ederler. Ta ki Rabb'leri kendisini Onlara tanıtana kadar." (İmam Ahmed, İ’tikâdu Ehli's-Sunne -İbn Batta’nın nakliyle-, el-Lâlekâî, Şerhu Usûli İ’tikâdi Ehli’s-Sünne, C. 3, Sf: 433)
Teşbihsiz Kabul: Keyfiyet Allah’a Havale Edilir "Allah, Kitab’ında ve Rasûlu’nün diliyle Zâtı hakkında neyi sıfat olarak zikretmişse, Biz de Onu inkâr etmeyiz. Allah’ı sıfatladığı gibi sıfatlarız; artırmayız da eksiltmeyiz. Keyfiyetini bilmeyiz. Allah’a benzemez, mahlukata benzetmeyiz." (İmam Ahmed, Usûlu’s-Sunne, madde 1)
"Görülür ama cihetsiz ve teşbihsiz" ilkesi
"Kıyamet günü Allah görülür. Bu, Allah’ın “Ona bakacaklar” (Kıyâme 22–23) ayetinin delilidir. Biz bu konuda Allah RAsûlü’nden gelen sahih hadislerle amel ederiz. “Allah başka bir surette gelir” ifadesi de bunlardandır." (İmam Ahmed, er-Redd ‘ale’z-Zenâdiḳa, Sf: 92)
Bu Hadisi İnkar Edenler
Mûtezile
Bu fırka, Allah Teâlâ’nın "gelmesi", "inmesi", "görünmesi", "eli", "yüzü" gibi tüm zâtî ve fiilî sıfatlarını mecaz sayar ya da inkâr eder.
Onlara göre: “Allah başka bir surette gelir” demek cisimliktir. “Tanımadıkları bir suret” ifadesi Allah’ın değiştiğini çağrıştırır. Bu yüzden bu hadisi ya reddederler ya da mecaza yorarlar.
Cehmiyye
Cehmiyye fırkası, Allah’a ait hiçbir sıfatı kabul etmez.
Onlara göre: Allah ne iner, ne gelir, ne görülür. Allah sadece zatından ibarettir, sıfatı yoktur. Dolayısıyla bu hadis reddedilmelidir.
Kerrâmiyye
Bazı Kerrâmîler ise tam tersine Allah’ı cisim olarak düşünürler. Bu tür sıfatları mahlukata benzeterek kabul ederler ki bu da teşbihtir.
Ehl-i Sunnetin Reddiyesi Ehl-i Sünnet hem Mûtezile-Cehmiyye’nin inkârını hem de Kerrâmiyye’nin teşbihini reddeder.
Allah Teâlâ görülür ama nasıl olduğu bilinmez (bilâ keyf)
"Görülür, çünkü Rasûlullah ﷺ bunu haber vermiştir. Ama bu görme, mahlukatın görülmesi gibi değildir." İmam Mâlik’in “istiwa” hakkındaki meşhur cevabıyla aynı prensip: “İstiwa malumdur, keyfiyet meçhuldur, iman vâcibdir, soru bid'attır.”
Hadisi Tevil Etmeden Kabul Etmek (Selefî metod)
İbn Teymiyye, İbn Huzeyme, Ahmed b. Hanbel gibi Selef âlimleri bu hadisi lafzen ve zahiren, ama teşbihsiz kabul eder.
“Suret” Allah hakkında sabit bir sıfat değil, imtihan için kullara göründüğü temsili bir tecellidir.
Hadisi Te'vil Etmek Ama İnkar Etmemek (Eş’arî metod)
Nevevî, Beyhakî, İbn Hacer gibi Eş’arî kelamcılar bu gibi hadisleri tevil ederler ama hadisi sahih kabul ederler.
Misalen "Allah başka surette gelir" demekten maksadın “Allah’ın kudretinin bir imtihan şeklinde tecellisi” olduğunu söylerler.
Ama bu te’vil zaruri değil, sadece “bir ihtimal”dir. Asıl olan sukût edip zahirine iman etmektir.
Hadisi Te'vil Etmek Ama İnkar Etmemek (Mâturîdî metod) Ebû Mansûr el-Mâturîdî, Ebû Muîn en-Nesefî, Aliyyu’l-Kârî gibi Mâturîdî kelâmcılar bu tür haberî sıfatları lafzen almaz; fakat sahih ise hadisi inkâr da etmezler.
“Allah başka bir surette gelir” ifadesiyle maksadın, “Allah’ın kudret ve celâlinin kulların tanımayacağı bir imtihan tecellisiyle zuhuru” olduğunu söylerler. Yani bu, Allah’ın zatına değil; kıyamet günü kulların sınanması için temsili bir görüntü ile gelmesi, sonra kendisini tanıttığında onların kabul etmesi şeklinde yorumlanır. Bu tür te’villerle, Allah’a şekil isnadından sakınılır, fakat hadis inkâr edilmez. Ancak bu te’vil zaruri değildir. Bir ihtimaldir. Asıl olan; hadis sahihse lafzını kabul edip keyfiyetini Allah’a havale etmek, yani susup zahirine iman etmektir. (Ebû Muîn en-Nesefî, Tabsıratu’l-edille; Aliyyu’l-Kârî, Mirkatu’l-Mefâtîh, C. 1, Sf: 304)
Bu Konuda Şu Esaslar Ehl-i Sunnet'in Temel İtikadıdır:
Allah’ın sıfatları vardır. Ama bu sıfatlar mahlukat gibi değildir.
Allah dilediği şekilde kullarına görünür. Ancak bu görme bir şekil, yön, cisimlik şeklinde değildir.
Görme, kelâm, iniş, geliş gibi sıfatlar hadislerde sabittir, bunları inkâr eden sapmıştır.
Bu hadisler teşbih anlamı vermediği sürece zahirlerine iman edilir, tevile gidilmez.
Hadis sahih ve Ehl-i Sünnet akidesine uygundur. Allah Teâlâ’nın kıyamet günü kullarını imtihan maksadıyla “başka bir surette” gelmesi, mahiyetini bilmediğimiz ama inkâr etmeyeceğimiz bir fiildir. Ehl-i Sünnet bu tür haberleri ne Mûtezile gibi inkâr eder, ne Kerrâmiyye gibi teşbih yapar. Teşbihsiz ve te’vilsiz kabul, ama keyfiyetini Allah’a havale etmektir.