A
Çevrimdışı
Veysel TEPELİ ya ait yazıdır....yazıdan dolayı teşkler...
Bari milleti aldatmayın!..
Dünya barışı için dertlenen ne kadar çok insanımız varmış meğer! Lübnan’ın güvenliği için duydukları endişe insanın gözlerini yaşartıyor! Cenazesiz günün geçmediği Güneydoğu’da her ne kadar kendi güvenliğimizi sağlayamazsak da belki bir gün birileri çıkar da bizim Lübnan’ın sorunlarını çözdüğümüz gibi onlar da bizim bu sorunu hallederler!
Aşağıdaki açıklamaları okuyun da böyle hassa ve insancıl duygularla dolu idarecileriniz olduğu için şükredin!
“Lübnan’ı korumak için gidiyoruz”
“İnsani yardım için gidiyoruz”
“Lübnan’a gitmek bizim tarihten gelen sorumluluğumuzdur”
“BM’nin almış olduğu karara uymak zorundayız”
“Oraların tapuları daha arşivlerimizde saklı”
Vs……
Anlamıyorum, gerçekten biz o kadar saf mıyız? Yoksa bu zatı alilerin oturduğu koltuktan bakınca millet o kadar saf mı gözüküyor?
Söylenen iddiaları değerlendirelim:
“Lübnan’ı korumak için gidiyoruz.”
Nasıl koruyacaksınız, kimden koruyacaksınız? Siz oradayken İsrail, Lübnan’da tekrar katliam yapmaya başlasa, mesela bir İsrail timi suikast amacıyla Lübnan’a girse müdahale edebilir misiniz? Tabiî ki hayır. O zaman kimi koruyorsunuz. Lübnan’ın tehdit eden tek güç İsrail’dir. Bir defa konuşlanma şekliniz yanlış. Bir insan, sırtını koruyacağı yöne dayar, yüzünü tehlikenin geldiği yöne çevirir. Ama haritaya bakınca sırtınız İsrail’e yüzünüz Lübnan’a dönük. Ya konuşlanma şekliniz yanlış ya da niyetiniz yanlış.
“İnsani yardım için gidiyoruz”
Sahi 70 Bin askerle hangi insani yardımı yapacaksınız. 80 savaş gemisi ve 3 adet uçak gemisi ile nasıl bir insani yardım yapmayı planlıyorsunuz! Bu savaş gemilerini, yıkılan binaları yapmada iskele olarak kullanmayı düşünmüyorsunuzdur herhalde? Olsa olsa Lübnan’a denizden su taşımak için kullanacaksınız bu savaş gemilerini?
“Lübnan’a gitmek bizim tarihten gelen sorumluluğumuzdur”
Hangi tarih, hangi sorumluluk? Önce kendi insanınıza karşı olan sorumluluğunuzu yerine getirin. Daha düne kadar “bu Araplar bizi arkadan vurdu” diyerek onlara tavır alan sizler bu gün ne hikmetse! Birden bire Arap sevdalısı kesildiniz.
Sahi! Madem o kadar tarihi sorumluluğunuz var ve insani yardım için gidiyorsunuz niçin oradaki Filistin’e gitmiyorsunuz. Adamların seçilmiş meşru bakanları kaçırılıyor, her gün onlarca Filistinli katlediliyor. Lübnan’a gelince tarihi sorumluluk aklınıza geliyor da Filistin’e gelince niye tarihi bilinciniz sekteye uğruyor.
“BM’nin almış olduğu kararlara uymak zorundayız”
Samimi misiniz? O kadar samimiyseniz BM’nin İsrail için, işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi için de bir kararı vardı. O kararı niçin uygulamıyorsunuz?
“Oraların tapuları daha arşivlerimizde saklı”
Sanki senden tapu senedi isteyen oldu. O tapular işgalcilerin çok umurunda ya! Batılılar ne zamandan beri işgal ettikleri yerlerin tapularını sorar oldular. Sahi, senin tapun sende mi?
Olayın aslı başka: İsrail, ABD ve İngiltere, İran ve Suriye’ye saldıracaklar. Bu saldırı esnasında Lübnan’daki Hizbullah’ın da sınır komşusu olan İsrail’e saldıracağı kesin. Bu nedenle, yarın Hizbullah’ın İsrail’e saldırmasını engellemek ve Hizbullah için karadan ve denizden gelebilecek silah yardımını kesmek için Lübnan ablukaya alınacak ve bunu da oraya giden barış gücü yapacak. Kısaca İsrail’e kalkan görevi yapacak.
“Diğer ülkeler niye oraya gidiyor” diyecek olursanız cevabı basit: ABD, İsrail ve İngiltere’nin bu Ortadoğu talanında, “belki bana da sofradan bir şeyler düşer” hesabı var.
Ama şu unutulmamalı ki Çakalların sofrasından artacak bir kemiği bekleyenler, çoğu zaman bizzat kendileri de o sofraya yem olurlar
Bari milleti aldatmayın!..
Dünya barışı için dertlenen ne kadar çok insanımız varmış meğer! Lübnan’ın güvenliği için duydukları endişe insanın gözlerini yaşartıyor! Cenazesiz günün geçmediği Güneydoğu’da her ne kadar kendi güvenliğimizi sağlayamazsak da belki bir gün birileri çıkar da bizim Lübnan’ın sorunlarını çözdüğümüz gibi onlar da bizim bu sorunu hallederler!
Aşağıdaki açıklamaları okuyun da böyle hassa ve insancıl duygularla dolu idarecileriniz olduğu için şükredin!
“Lübnan’ı korumak için gidiyoruz”
“İnsani yardım için gidiyoruz”
“Lübnan’a gitmek bizim tarihten gelen sorumluluğumuzdur”
“BM’nin almış olduğu karara uymak zorundayız”
“Oraların tapuları daha arşivlerimizde saklı”
Vs……
Anlamıyorum, gerçekten biz o kadar saf mıyız? Yoksa bu zatı alilerin oturduğu koltuktan bakınca millet o kadar saf mı gözüküyor?
Söylenen iddiaları değerlendirelim:
“Lübnan’ı korumak için gidiyoruz.”
Nasıl koruyacaksınız, kimden koruyacaksınız? Siz oradayken İsrail, Lübnan’da tekrar katliam yapmaya başlasa, mesela bir İsrail timi suikast amacıyla Lübnan’a girse müdahale edebilir misiniz? Tabiî ki hayır. O zaman kimi koruyorsunuz. Lübnan’ın tehdit eden tek güç İsrail’dir. Bir defa konuşlanma şekliniz yanlış. Bir insan, sırtını koruyacağı yöne dayar, yüzünü tehlikenin geldiği yöne çevirir. Ama haritaya bakınca sırtınız İsrail’e yüzünüz Lübnan’a dönük. Ya konuşlanma şekliniz yanlış ya da niyetiniz yanlış.
“İnsani yardım için gidiyoruz”
Sahi 70 Bin askerle hangi insani yardımı yapacaksınız. 80 savaş gemisi ve 3 adet uçak gemisi ile nasıl bir insani yardım yapmayı planlıyorsunuz! Bu savaş gemilerini, yıkılan binaları yapmada iskele olarak kullanmayı düşünmüyorsunuzdur herhalde? Olsa olsa Lübnan’a denizden su taşımak için kullanacaksınız bu savaş gemilerini?
“Lübnan’a gitmek bizim tarihten gelen sorumluluğumuzdur”
Hangi tarih, hangi sorumluluk? Önce kendi insanınıza karşı olan sorumluluğunuzu yerine getirin. Daha düne kadar “bu Araplar bizi arkadan vurdu” diyerek onlara tavır alan sizler bu gün ne hikmetse! Birden bire Arap sevdalısı kesildiniz.
Sahi! Madem o kadar tarihi sorumluluğunuz var ve insani yardım için gidiyorsunuz niçin oradaki Filistin’e gitmiyorsunuz. Adamların seçilmiş meşru bakanları kaçırılıyor, her gün onlarca Filistinli katlediliyor. Lübnan’a gelince tarihi sorumluluk aklınıza geliyor da Filistin’e gelince niye tarihi bilinciniz sekteye uğruyor.
“BM’nin almış olduğu kararlara uymak zorundayız”
Samimi misiniz? O kadar samimiyseniz BM’nin İsrail için, işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi için de bir kararı vardı. O kararı niçin uygulamıyorsunuz?
“Oraların tapuları daha arşivlerimizde saklı”
Sanki senden tapu senedi isteyen oldu. O tapular işgalcilerin çok umurunda ya! Batılılar ne zamandan beri işgal ettikleri yerlerin tapularını sorar oldular. Sahi, senin tapun sende mi?
Olayın aslı başka: İsrail, ABD ve İngiltere, İran ve Suriye’ye saldıracaklar. Bu saldırı esnasında Lübnan’daki Hizbullah’ın da sınır komşusu olan İsrail’e saldıracağı kesin. Bu nedenle, yarın Hizbullah’ın İsrail’e saldırmasını engellemek ve Hizbullah için karadan ve denizden gelebilecek silah yardımını kesmek için Lübnan ablukaya alınacak ve bunu da oraya giden barış gücü yapacak. Kısaca İsrail’e kalkan görevi yapacak.
“Diğer ülkeler niye oraya gidiyor” diyecek olursanız cevabı basit: ABD, İsrail ve İngiltere’nin bu Ortadoğu talanında, “belki bana da sofradan bir şeyler düşer” hesabı var.
Ama şu unutulmamalı ki Çakalların sofrasından artacak bir kemiği bekleyenler, çoğu zaman bizzat kendileri de o sofraya yem olurlar