Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Alim ve Salih Kimselere Bağlanmak(MeVDuDi)

Ö Çevrimdışı

özgürlüğe hasret

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ALİM VE SALİH KİMSELERE BAĞLANMAK


Soru :

İslami bir kitapta şöyle yazıyor: "ALLAH'a şirk koşmanın bir türü de alim ve salih kimseleri lider kabul edip onların sözlerini ALLAH'ın buyruğu gibi kabul etmektir." Daha sonra şöyle devam ediyor. "Önceki İslam büyükleri ve müctehidlerinin bilgi ve yaşayışlarından ilmi ve tarihi bakımdan istifade edebiliriz, ama onların her hangi bir çözümünü, Kur'an'dan bir delil göstermedikçe, ayetle isbatlamadıkca bir din gibi kabul etmek şirktir." Bir başka yerde ise şöyle yazıyor: "ALLAH'ın kitabını göz ardı edip bir tarafa bırakarak büyük zatların peşine takılmak dalalet ve sapıklıktır." Daha ileride, "ALLAH'ın Resulünün ve İslam devlet başkanının dışında birine itaat etme, emrine tabi olma hükmü, Kur'an-ı Kerimde yoktur, aksine böyle bir şey yasaklanmaktadır." Yine bir yerinde de şu ifadeye yer vermektedir. "Hatta Kur'an-ı Kerim genellikle insanlara itaati (baş eğmeyi) tehlikeli kabul etmektedir." Yazarın bu görüşleri ne derece doğrudur.


Cevap :


- Bu ifadelerde doğru ve yanlış birbirine karışmıştır. Kısacası, yazar hak söz söylemekle, doğru yazmakla birlikte bir çeşit katılık göstermiş ağır bir üslup kullanmıştır.

Müslümanlar arasında göze çarpan cahil şeyhleri ve ölçüsüz, kötü niyetli bilginleri körü körüne taklid ve onlara ahmakca bağlanmaya ne kadar tepki ve hiddet gösterilse caizdir, yerindedir. Ama ne yazık ki, yazar ıslah edeyim derken gerçek ilim sahiplerine, ümmetin temiz önderlerine, hidayet yolunun liderleine de saygı duyup itaat etmeyi dalalet ve sapıklık saymış, bununla da yetinmeyip, şirktir demiştir. halbuki delil olarak ileri sürdüğü ayetleri iyice inceleseydi hakka tecavüz ettiğini, sınırı aştığını anlayacaktı.

Şirk bir kimsenin ALLAH'tan başka bir varlığın gerçek manada helal kılma ve yasaklama yetkisine sahip olduğunu kabul etmesi veya ALLAH'la birlikte başka birinin de emir ve yasaklarına uymayı gerekli görmesi halinde ortaya çıkan bir durumdur. bu kapalı bir hal değildir ve herhalde yazar da bilir ki, en cahil bir müslüman dahi öyle inanmaz. öyle olunca bu konuda şirk kararına varmak aşırılıktır. bir kimse büyük zatlardan birini hak yolda bilip, ALLAH'ın dinini ve şeriatını, onun hükümlerini başklararından daha iyi biliyor diye ona bağlanıyor, itaat ediyor, onun peşinden gitmeyi ALLAH'ın rızasına uygun buluyorsa o kişiyi nasıl şirkle itham edebilirsiniz? Geride kime uyulabileceği, kime uyulmasının dalalet olduğu hususu kalıyor. Bunu da Kur'an-ı Kerim açıkca bildiriyor. "Kafirlere ve münafıklara itaat etme" (Ahzab, 1); "Kalbini bizi anmaktan habersiz bıraktığımız ve keyfine, nefsine uymuş, işi de haddini aşmak olmuş olan kimseye itaat etme (Emrine Uyma)" (Kehf 28) Anlaşıldığı gibi kafirlere, münafıklara, ALLAH'ı unutup nefsine uyanlara, aşırılık yapıp hakkı inkar edenlere, itaat etme buyrulmuştur. Hiç bir şekilde salih kulların, ilim ehli, güvenilir bilginlerin peşinden gitme, onlara itaat etme denmemiştir. Hatta Kur'an'ı Kerim'de "Bilmiyorsanız bilenlerden sorun, öğrenin." (Nahl 43); "O Peygamberler, ALLAH'ın hidayetine eriştirdiği kimselerdir, sen de onların gittiği yoldan yürü." (En'am 90) denilmektedir. Yukarıda da söylendiği gibi yazar doğru ile yanlışı birbirine karıştırmış, ifrat ve tefrite düşmüştür. Gerçek alimleri ve salih kulları yol gösterici, hidayet rehberi kabul etmek günah ve hata olmaz. hatta salih ve alim olmayan kimseler alim ve salih kimselerin sözünü dinlemeli onların peşinden gitmelidir. Şüphesiz ki, onların sözlerini ALLAH buyruğu gibi kabul etmek günahdır, küfürdür. bunun gibi ALLAH'ın Kitanını bir yana bırakıp büyüklerin peşine takılmak da sapıklıktır. Ama ALLAH'ın kitabını anlayamadığı, bilemediği için önceki büyüklerin, mürşidlerin yolu ve tarzı ALLAH'ın kitabına uygundur, diyerek onlara uyarsa asla hata yapmamış, günah işlememiştir. Ancak dense dense şu kadar denebilir: Peşinde gittiği mürşidi doğru seçememiştir.

Körü körüne bağlılığı, katı bir taklidi istediğini kadar kötüleyebilirsiniz, tamamen yerinde ve doğrudur. Velayet, ictihad, ilim ve fazilet o büyüklerle son bulmamıştır, demekte haklısınız. Bu gün bile bu yetkilerin hepsine ulaşılabilir. Yeterki bunun için gayret gösterilsin. Ama tabi olup taklid etmeye karşı çıkmak, ictihad hevesiyle eski büyük zatlara, müctehidlere cephe almak şeklinde alır da onların imar ettiği binaların rastgele tahrib etmeyi hedeflerse, sadece yeni bir şey ortaya atma hevesiuğruna yenilikçilik taslanırsa kişiler yetkili olmadıkları halde ictihad yapmaya kalkar, ALLAH'ın kitabını, Peygamberin sünnetini çocuk oyuncağına çevirirse, doğrusunu söyliyelim, bütün bu sapıklıklar, körü körüne taklid edip birinin peşinden gitmekten daha beter ve din bakımından daha tehlikelidir. Kör taklidci sadece eski büyüklerin yaptığı imar ettiği binalara bir ilave yapmamış, zamanın gereklerine göre onlara bir katkıda bulunmamış, ama önceki binayı şöyle ya da böyle ayakta tutmuş olur. Buna karşılık yenilikçi efendiler önceki mamureleri devirir, kendi şahsi bsir görüş biçimine göre çatı kurmaya çalışır. ALLAH korusun. Bu düşünce eğer muvaffak olursa, bütün dinin silinmesinden korkulur. kim bilir bu daha ne şekil alır ve milleti nereden nereye götürür.


(Mevdudi - Meseleler ve çözümleri - cilt:1 Sayfa: 32 - 4. Baskı)
 
Üst Ana Sayfa Alt