Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Alimlerin Osmanlı Devleti Hakkında Tenkidleri, Reddiyeleri Var mıdır?

E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Ubeyde kardeş,niye tekfir etmediğini Şeyh Muhammed Abdulvehhab-rahimullah- a sormak Lazım,yani kitaplarına bakmamız lazım.bir fiilin küfür olmasıyla onu her yapanın muayyen kafir Olmasını şeyh (ehli Sünnet)birbirinden ayırmış.arapça bilmiyorum diyorsun kulaktan duymalarla islâmda Mayınlı tarlaya,tekfir işine giriyorsun.Alimler mürted kavramını akide babında değil,Fıkıh bâbında tedvin etmişlerdir.tekfir işi ilim sahiplerinin işidir,çünkü bu Allah adına hüküm vermektir.niye alimlerin muayyen tekfirde tevakkuf ettikleri anlaşılır.ibn Abdilber :"ilim sahibi olmayanını fetva vermesi isabet etse bile,haramdır"diyor.Şeyh Ebû Yahya libi-rahimullah-Allah ahirette sizin kaç Kişiyi tekfir ettiğinize değil,bu dinin ikamesi için ne amel işlediğinize bakacak"dedi.(kulaktan duyduğunuz Kardeşler'in delili varsa onlar versin,mümkün bize ulaşmamış olabilir bu sayede bilgileniriz.)
Ebu Zerka'nın M. b. Abdulvehhab ile ilgili derslerini dinleyebilirsin kardeş.
M. b. Abdulvehhabin kitabindan nakiller aktariyor. Tekfirin manilerinden olan "hücced ikamesinin" kuranin ulaşmasiyla zaten gerçekleştiğini savunuyorlar (aktardığı nakillere göre).



Ayrıca ben kimseyi tekfir etmedim. Necd ulemasının osmanlıyı tekfir ettiğini söyledim.
 
feto Çevrimdışı

feto

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
eeeeeeee ne yapalım şimdi Osmanlının akidesine reddiye ama suud krallığının akidesine sahipmi çıkalım.
 
M Çevrimdışı

Mutedil Olun

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
''Siz nasılsanız öyle yönetilirsiniz'' (Ali el-Müttakî, Kenzu’l-Ummâl, 6/89)
Bu hadisi şerif olarak aktardığım söz zayıf da olsa, uydurma da olsa müthiş bir hakikati ifade ediyor. Mü'minler takva, ihlas, akide konularında ne kadar samimi ise başlarındaki yöneticiler de öyle oluyor. İstisnalar mutlaka vardır, o ayrı... Ama genel itibariyle durum böyle.
Şimdi burada Osmanlı'yı eleştirmekten ziyade biz ne yapıyoruz ona bakmak lazım.
Bir de Osmanlı'yı devlet olarak tekfir etme eğiliminde olanlar var. Allah Teala onlara akıl fikir versin. Bırakın bunun ilmi delillerini, bunu akıl ve vicdan kabul etmez. Ne demek 14,5 asırlık tarihimizden 6 asırını yokmuş gibi kabul etmek?
 
feto Çevrimdışı

feto

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Osmanlıda saltanat ile yönetiliyordu bir nevi krallık işte. Suudlarda krallık osmanlıda krallık
Hilafet 4 halifeden sonra sultanlık yani doğru akide üzerine olan güç ile gelir.. buda İslam topraklarının genişlemesi..seçme ve seçilme imkanının olamayışından bir nevi zarurete binaen olmuştur..yeterki gelen güç doğru akide üzere olsun..hilafeti caiz olmuş olur..krallıkla kıyaslanması ise tam bir ucubiyet olur..
 
Hilafet Sancağı Çevrimdışı

Hilafet Sancağı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Osmanlıyı topyekün tekfir etmek doğru değildir.Üstelik İslam devletidir.Lakin dinden en büyük sapmalardan biri olan tasavvuf bu adamların eliyle yayılmıştır.Ve türbe olayı da aynı şekilde(eskiden vardıysada osmanlı eliyle daha çok yayılmıştır).Bütün bunlara rağmen her ne kadar tam doğru örnek olmasada Şeriatı uyguladığı için İslam devleti kategorisinde değerlendirilir.En doğru örnek bana göre kuran ve sünneti ölçü alarak selef akidesi ve menhecidir.Körü körüne Osmanlı akidesini ve metodunu benimseyenlere tavsiyem bu milliyetçi ve vatancı görüşlerden vazgeçmeleridir.Kişi yada topluluk İslama uyduğu ölçüde değer görür.Bu kişiler ise sırf kendi milletinden çıktı veya bu toprakları yönetti diye Osmanlıyı tek ve en mükemmel örnek görürler.İşte bu milliyetçiliğin biraz İslam kılıfıyla sunulmuş halidir.Bu kişiler halen daha cahiliye döneminin özelliklerinin bir kısmını taşımaktadırlar.
 
S Çevrimdışı

Seyyid Talha bin Asım

Sen neden korkuyorsun ölmek varken kaderde?!.
Banned
Hülefa-i Raşidin'den sonra İslam'ın en müreffeh dönemi Devlet-i Ali dönemidir. Bunu anlamak için İbn Kesir rahimehullah'ın El Bidaye Ve'n Vihaye adlı eserini okumanız yararlı olacaktır. Devlet-i Ali'nin tasavvuf ehli ve diğer müteşerri cemaatleri vergi ve askerlikten muaf tuttuğunu biliyoruz. Devlet-i Ali zamanında bir çok tasavvufi cemaate şeyhlerin devlet tarafınsan atandığını biliyoruz -bundan amacın tasavvufi cemaatleri kontorol altına almak olduğunu zannediyorum-. Devlet-i Ali tarihinde son Şeyhulislam Mustafa Sabri Efendi'ye kadar bir çok Şeyhulislam tasavvufculara reddiyede ve tenkidde bulunmuştur -bu bir gerçekti, kimseinkar edemez-. İbn Kesir rahimehullah'ın eserini okursanız göreceksiniz, Devlet-i Ali'den çok diğer kurulan İslam devletlerinde vardır zulüm ve şekavet. Dirinin hakkından çok, ölünün hakkından korkar müslüman. Akaid kitaplarını okuyanlar şu başlığı göreceklerdir; "Müslümanların Yöneticilerine Meşru Emirlerinde İtaat Etmek" -ve benzeri diğer başlık çeşitleri-. Bu başlık altında ki genel esas şudur; "Devlet başkanına ve onun görevlendirdiği yöneticilere, Allah'a isyanı emretmedikleri müddetçe itaat etmek farzdır." -bu selefin görüşüdür-. Ben Devlet-i Ali'de hiç bir halifenin Allah'a isyana çağırdığını duymadım, okumadım. Ki bu da Devlet-i Ali'ye yapılan isyanların meşru olmadığının göstergesidir. Meşru diyenler varsa meşru oluş nedenlerini/delillerini buyursun açıklasınlar. Daha fazlası için araştırın arkadaşlar. Selametle.
 
A Çevrimdışı

Allah de!

Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed bin abdulvahab (rahimehullah) osmanlıya karşı bi isyan başlatmadı diye biliyorum.

Onun dışında yaşar nuri öztürk, Abdülaziz Bayındır ve mustafa İslamoğlu gibi böyük alimler tarafından tenkitlere ve reddiyelere uğruyor:D.
edip yüksel de var
 
Üst Ana Sayfa Alt