بسم الله الرحمن الرحم
و به نستعين
اللهم يسر
ALLAH İŞLERİ TEDBİR EYLEYENDİR
Allah Teala Yunus Suresinin 3. ayetinde şöyle buyurmaktadır;
اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ مَا مِنْ شَف۪يعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِه۪ۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri yöneten/çekip çeviren Allah’tır. O’nun izni olmaksızın hiç kimse şefaat edemez. İşte, Rabbiniz olan Allah budur. (Öyleyse) O’na ibadet edin. Öğüt almaz mısınız? (10/Yûnus, 3)
Yine Allah Teala Yunus Suresinin 31. ve Ayet-i Kerimelerinde buyuruyor ki;
قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ اَمَّنْ يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَمَنْ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَنْ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ فَسَيَقُولُونَ اللّٰهُۚ فَقُلْ اَفَلَا تَتَّقُونَ
De ki: “Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Kulakların ve gözlerin sahibi kimdir? Kimdir ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkartan? İşleri çekip çeviren/yöneten kimdir?”, “Allah’tır.” diyecekler. De ki: “Öyleyse korkup sakınmaz mısınız?” (10/Yûnus, 31)
Başka bir ayet-i kerime'de Allah azze ve celle şöyle buyuruyor;
اَللّٰهُ الَّذ۪ي رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ يُدَبِّرُ الْاَمْرَ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَٓاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ
Allah O’dur ki; gökleri direksiz bir şekilde yükseltti. Siz onu görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti. Güneş’e ve Ay’a boyun eğdirip emrine amade kıldı. Her biri belirlenmiş bir süreye kadar (bir yörüngede) akıp gider. Her işi çekip çevirir, idare eder. Rabbinizle karşılaşacağınıza yakinen inanın diye (Allah,) ayetlerini detaylı bir biçimde açıklar.
İmanın altı şartlarından biri kadere, hayrına ve şerrine iman etmektir. Mü'min olan kimse itikad ederki Allah bütün işleri çekip çevirendir. Allah'ın işleri evirip çevirmesi takdirine, kolaylaştırmasına ve işi en güzel biçimde yerine getirmesine şamil gelir.
Eğer mü'min olan şahıs bilirse ki Allah bütün işleri tedbir eyleyendir. Niçin üzüntü ve endişeye düşer? Bu ızdırap ve korku kendisinde niçin vardır? Bir eserde varid olduğuna göre Davud عليه السلام Allah'a, en çok bugz ettigin kulların kimlerdir diye sordu? Allah Teala şöyle cevap verdi; ''Kulum vardır ki bana istihare yapar bir işi için ama ona hayırlı olanı seçtiğimde razı gelmez!''
ALLAH'IN BU SIFATINI DAHA İYİ ANLAYABİLMEK İÇİN ŞU HİKAYEYE KULAK VERELİM!
و به نستعين
اللهم يسر
ALLAH İŞLERİ TEDBİR EYLEYENDİR
Allah Teala Yunus Suresinin 3. ayetinde şöyle buyurmaktadır;
اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ مَا مِنْ شَف۪يعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِه۪ۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra arşa istiva eden, işleri yöneten/çekip çeviren Allah’tır. O’nun izni olmaksızın hiç kimse şefaat edemez. İşte, Rabbiniz olan Allah budur. (Öyleyse) O’na ibadet edin. Öğüt almaz mısınız? (10/Yûnus, 3)
Yine Allah Teala Yunus Suresinin 31. ve Ayet-i Kerimelerinde buyuruyor ki;
قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَٓاءِ وَالْاَرْضِ اَمَّنْ يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَمَنْ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَنْ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ فَسَيَقُولُونَ اللّٰهُۚ فَقُلْ اَفَلَا تَتَّقُونَ
De ki: “Size gökten ve yerden rızık veren kimdir? Kulakların ve gözlerin sahibi kimdir? Kimdir ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkartan? İşleri çekip çeviren/yöneten kimdir?”, “Allah’tır.” diyecekler. De ki: “Öyleyse korkup sakınmaz mısınız?” (10/Yûnus, 31)
Başka bir ayet-i kerime'de Allah azze ve celle şöyle buyuruyor;
اَللّٰهُ الَّذ۪ي رَفَعَ السَّمٰوَاتِ بِغَيْرِ عَمَدٍ تَرَوْنَهَا ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۜ كُلٌّ يَجْر۪ي لِاَجَلٍ مُسَمًّىۜ يُدَبِّرُ الْاَمْرَ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّكُمْ بِلِقَٓاءِ رَبِّكُمْ تُوقِنُونَ
Allah O’dur ki; gökleri direksiz bir şekilde yükseltti. Siz onu görmektesiniz. Sonra arşa istiva etti. Güneş’e ve Ay’a boyun eğdirip emrine amade kıldı. Her biri belirlenmiş bir süreye kadar (bir yörüngede) akıp gider. Her işi çekip çevirir, idare eder. Rabbinizle karşılaşacağınıza yakinen inanın diye (Allah,) ayetlerini detaylı bir biçimde açıklar.
İmanın altı şartlarından biri kadere, hayrına ve şerrine iman etmektir. Mü'min olan kimse itikad ederki Allah bütün işleri çekip çevirendir. Allah'ın işleri evirip çevirmesi takdirine, kolaylaştırmasına ve işi en güzel biçimde yerine getirmesine şamil gelir.
Eğer mü'min olan şahıs bilirse ki Allah bütün işleri tedbir eyleyendir. Niçin üzüntü ve endişeye düşer? Bu ızdırap ve korku kendisinde niçin vardır? Bir eserde varid olduğuna göre Davud عليه السلام Allah'a, en çok bugz ettigin kulların kimlerdir diye sordu? Allah Teala şöyle cevap verdi; ''Kulum vardır ki bana istihare yapar bir işi için ama ona hayırlı olanı seçtiğimde razı gelmez!''
ALLAH'IN BU SIFATINI DAHA İYİ ANLAYABİLMEK İÇİN ŞU HİKAYEYE KULAK VERELİM!
Ali Tantavi yaşamış olduğu şu ibret dolu kıssayı bizlere şöyle anlatır;
''Şam'da kadıydım. Akşam vakti arkadaşların yanına uğradık. Canımın sıkıldığını ve şiddetli derecede bunaldığımı hissedince arkadaşlarımdan çıkmak için izin aldım ama arkadaşlarım beraber gecelemek için ısrar ettiler. Ama yapamadım. Sonra arkadaşlarıma ben biraz çıkıp yürüyüş yapayım da temiz hava alayım dedim ve çıktım. Karanlıkta tek başıma yürüyordum tam bu haldeyken tepenin arkasından gelen ağlayış ve yakarış sesi duydum. Bakıverdim ve gördüm ki bir kadın perişan bir halde Allah'a ağlayarak dua ediyordu. Bende yakınlaştım ve ona dedim ki;
-Kardeşim seni ağlatan nedir? O da cevaben;
- Kocam zalim ve katı yürekli bir adamdır. Beni evden kovdu cocuklarımı alıkoydu. Bir günden beri onları göremedim. Kimsem yok buralarda.. Gideceğim hiçbir yer de yok..
-Niçin durumunu kadıya anlatmadın?
-Benim gibi bir kadın bir kadıya nasıl ulaşsın?
Şeyh Tantavi kıssayı anlattıktan sonra ağlayarak dedi ki;
Kadın bunu söylüyor ve bilmiyorki Allah kadıyı (kendisini kastediyor) boynundan çekip kadının önüne seriverdi!
İşleri çekip çeviren ve tedbir eyleyen Allah'ı tesbih ederim. O Allah'ı tesbih ederim ki kadının önünde kendi ayaklarıyla gelip durması ve hacetini sorması için gecenin karanlığına ona dışarı çıkmasını emretti. Allah sırrı ve ondan daha sessizsini bilendir.
''Şam'da kadıydım. Akşam vakti arkadaşların yanına uğradık. Canımın sıkıldığını ve şiddetli derecede bunaldığımı hissedince arkadaşlarımdan çıkmak için izin aldım ama arkadaşlarım beraber gecelemek için ısrar ettiler. Ama yapamadım. Sonra arkadaşlarıma ben biraz çıkıp yürüyüş yapayım da temiz hava alayım dedim ve çıktım. Karanlıkta tek başıma yürüyordum tam bu haldeyken tepenin arkasından gelen ağlayış ve yakarış sesi duydum. Bakıverdim ve gördüm ki bir kadın perişan bir halde Allah'a ağlayarak dua ediyordu. Bende yakınlaştım ve ona dedim ki;
-Kardeşim seni ağlatan nedir? O da cevaben;
- Kocam zalim ve katı yürekli bir adamdır. Beni evden kovdu cocuklarımı alıkoydu. Bir günden beri onları göremedim. Kimsem yok buralarda.. Gideceğim hiçbir yer de yok..
-Niçin durumunu kadıya anlatmadın?
-Benim gibi bir kadın bir kadıya nasıl ulaşsın?
Şeyh Tantavi kıssayı anlattıktan sonra ağlayarak dedi ki;
Kadın bunu söylüyor ve bilmiyorki Allah kadıyı (kendisini kastediyor) boynundan çekip kadının önüne seriverdi!
İşleri çekip çeviren ve tedbir eyleyen Allah'ı tesbih ederim. O Allah'ı tesbih ederim ki kadının önünde kendi ayaklarıyla gelip durması ve hacetini sorması için gecenin karanlığına ona dışarı çıkmasını emretti. Allah sırrı ve ondan daha sessizsini bilendir.