Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Allah‟ın Azabından Emin Olmamak

EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah‟ın Azabından Emin Olmamak

Ye's: Umudunu kesmek, ümitsizlik, ümid ve güvenle bağlanacağı şeyden ümidini kesmek anlamında, yeise fiilinden masdar.
Recâ (umma, ümid besleme) karşıtıdır. Bir kimsenin bir şeyden emel ve umudunu kesmesi, güvenini kaybetmesi, kalbinden ümid ve emeli tamamen kesip tamamıyla umuttan uzak ve boş olması anlamına gelir. Allah‟a iman, laubaliliği, rahatlığı, har vurup harman savurmayı gerektirmez.

Bilakis temkinliği, dakikliği gerektirir. Çünkü Allah hiç kimseye kurtuluşun tapu ve senet garantisini vermemiştir. “Onlar artık Allah’ın düzeninden mi? Güvende oldular? Allah’ın düzeninden ancak mahvolmayı göze alan millet güvende olur.” Araf,7/99. Peygamberler gelip Allah'ın emirlerini tebliğ ederler, doğruluklarına dair mucizeler gösterirler. İnanmayanların üzerine Allah'ın azabının ineceğini söylerler. Bundan sonra geride inananların dışında Firavun gibi kalbleri katılaşmış inanmayan kimseler kalır.

Azab-ı elîm olan helâk âyetleri gelip inanmayanları yakalayınca, bu sırada iman edenlerin imanları kabul edilemez ve bunların imanları kendilerine bir fayda vermez. Çünkü kendi ihtiyarları ile değil, korku ve ümitsizlikten dolayı iman etmiş oldukları için, bu imanları bir iman-ı ye's veya iman-ı bes olur. Önceden serbest iradeleri ile iman etmedikleri halde peygamberlerin geleceğini söyledikleri azabın apaçık görüldüğü böyle yeis zamanında imanları sahih olmaz ve hiç bir fayda vermez. Gözönünde hazır olana ve meşhûde inanmakla iman sahih olmaz. Nitekim ahirette diriltildikten sonra kâfirlerin iman etmesi de böyledir. Önceden iman etmeyen bir kâfir, üzerinde ölümün emareleri belirip ölümün şiddetleri kendisini sardığı zaman iman ederse, bu iman-ı ye's veya îman-ı be's'dir; makbul değildir. Çünkü ölüm zamanında geride îman ile hayır işleyeceği hiç bir vakit kalmamıştır ve hayır işlemesine hiç bir imkân kalmamış, nefsi elinden çıkmıştır.

Bir kâfir ölüm hastalığına yakalanır, ölümün şiddetleri belirmeden ve can boğazına gelmeden önce aklı başında olarak bir hayır kesbine imkân bulacak bir zaman ve lahzada olur ve ye's (ümitsizlik) ve be's (azap) tahakkuk etmeden iman ederse, bu iman makbûl ve sahih olur. Fakat halet-i nezide, can boğaza gelince yes halinde küfürden tevbe ederek îman etmek makbûl değildir: "Günahları işleyenlerden her birine ölüm gelince "işte ben şimdi tevbe ettim" diyen kimselere tevbe yoktur. Kâfir olarak ölenlerin de tevbeleri makbûl değildir. İşşte bunlara biz çok acıklı bir azab hazırlamışızdır" Nisâ, 4/18. ayeti gereğince günah işleyip günahlara dadanan mü'minlerin ölüm gelip çatınca ve hayattan ümidlerini kesmeden önce, tevbelerinin kabulü kesin değildir; Allah'ın dilemesine bağlıdır.
Ebû Hüreyre (r.a)'den şöyle dediği rivâyet olunmuştur: Resûlu'llah (a.s)'ın şöyle buyurduğunu işittim: “Allah'ın rahmet deryâsındaki bunca genişliği kâfirler bilseydi, Cennet'ten ümitlerini kesmezlerdi. Eğer mü'minler de Allah'ın tâmûsundaki her gûnâ azâbı bilselerdi, Cehennem azâbından emîn olmazlardı.” Müslim, Tevbe, 23.

İslam dini, Allah‟ın azabından tamamen güven içinde olmayı kabullenmeyi büyük günah saymıştır...Allah‟ın azabından emin olmak; günaha karŞı insanın cesaretini artırır, nefse geniŞ ve ölçüsüz hareket imkanı verir. ibadete karşı yavaş, yavaş bir isteksizlik doğurur. insan haklarına saygılı olmayı, kul hakkının bağışlanmaz bir günah olduğuna inanmayı anlamsız duruma getirir. Manevi tekamülün ümit ile korku arasında gerçekleşebileceğine insanı inandırmak istemez. Ve devamlı insanı maddi kıymetler peşinde koşuşturur

Salih ÖZBEY
 
Üst Ana Sayfa Alt