S
Çevrimdışı
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
@aleyna
Felsefeci mutasavvuflar şöyle dediler: "Firavun'un 'ben sizin rabbinizim' sözü doğrudur, Firavun, Hakk'ın ta kendisidir."
Bu son cümle, el-Füsus'un metninde şöyle geçer: "Firavun eğer Hakk'ın kendisi değilse Hakk'ın sureti Firavun'undur." el-Füsus'un başka birnüshasında bu cümleşöyle geçer: "Hakk'ın kendisi ise sureti de Firavun'undur." İbn Arabi, el-Füsûs, 1/210-211.
Bide bu sapıklar Hatemü'l-Evliya'yı (Son Evliya'yı), Hatemü'l-Enbiyadan (Son Peyğamber'den) üstün görürler;
"Veli, ilmi, meleğin peygambere vahyi getirdiği kaynaktan alır." İbn Arabi, el-Füsus, 1/62.
"Berzah âleminde nübüvvetin makamı
Ras'ullüğün üstünde, veliliğin altındadır." İbn Arabî, Letaifü'l-Esrar, s. 49.
İbni Teymiyye'nin FURKAH isimli eserinden alıntıdır.
Ayrıca el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Nuh ve Ad Kavmini över; oysa Allah Teala bizlere Kur'an-ı kerimde bu iki kavmin azgınlıklarından dolayı helâk edildiklerini söyler.
Firavun gibi Allah Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de kafirolarak öldüğünü belirttiği kişileri över hata yukarıda belirttiğim gibi Fşravun'a Allah -haşa- demiştir.
Nuh, İbrahim, Musa ve Harun gibi peygamberleri küçük görür, aşağılayıcı laflar sarf eder. Oysa Allah Teala Kur'an-ı Kerimde İbrahim aleyhisselam'dan yanı "Allah İbrahim'i dost edinmiştir. NİSÂ 125" der.
Cüneydi Bağdadi ve Sehl gibi zahidleri kötülerken, Hallac-ı Mansur deden ve -haşa- "Ben Allah'ım" diyen küffarı över.
Yine İbni Teymiyye'nin FURKAH isimli eserinden alıntıdır.
İbn Arabi el-Füsûsu'l-Hikem kitabının mukaddimesinde şöyle demektedir:
Ben Rasulullah sallallah aleyhi ve sellem'i müjdeleyiciler içinde gördüm. Onlar bana hicri 627 yılında Muharrem ayının son on gününde Dimeşk'te gösterildi. Elinde bir kitap vardı. Bana dedi ki: Bu Füsûsu'l-Hikem kitabıdır. Bunu al ve insanlara çıkarıp göster ki ondan yararlansınlar. Ben de işittim ve itaat ettim, dedim. İbn Arabi, el-Füsûs,1/47
İbn Cerir et-Taberi, Ebu Zümeyl'den şöyle rivayet etti: "İbn Abbas'ın yanında duruyordum. Sahabeden bir adam geldi ve şöyle dedi: "Et İbn Abbas! Ebu İshak el-Muhtar kendisine geceleyin vahiy geldiğini iddia ediyor, ne dersin? İbn Abbas dedi ki: 'Doğru söylemiş.' Bu cevap hoşuma gitmedi ve dedim ki: ' İbn Abbas onun doğru söylediğini söylüyor ha!' Bunun üzerine İbn Abbas dedi ki: 'Vahiy iki türlüdür: Allah'ın vahyi, şeytanın vahyi. Allah'ın vahyi Muhammed'edir, şeytanların vahyi onların dostlarınadır.' Sonra şu ayeti okudu: "...Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar..." (Enam, 121) Tefsiru't-Taberi, 12/86.
Ve Yine İbni Teymiyye'nin FURKAH isimli eserinden alıntıdır.
Nusayri Şii'lerin şöyle bir inancı var -haşa- Ali radiyallahu anh Allah'tır, O Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i yaratmıştır, Rasulallah'ta Selman'ı Farisiyi, Selmanı Farisi'de bir başkasını bu böye devam eder. TASAVVUFCULAR'A sorduğunda Rasulullah zamanında TASAVVUF varmıydı diye hafif değişikliklerle Ali radiyallahu anh'tan başlarlar Nusayri Şii'lerin saydıkları gibi ondan şuna geçti, şundan ona geçti diye sayarlar.
----------------------------------------
Sen bunları siyasetci -onun anlayabileceği- bir dille anlat. Bunlar onun yaimanını arttıracak ve bu pis, neci yoldan döndürecek; ya da iman ile bağını tamamen koparacak ve Müşrik yapacak. Eğer bunlara rağmen İbn Arabi'ye Küffar demez, onu savunursa ona ben senden sende benden uzaksın sen "Kafirsin" diyebilirsin, demen gerekir. Aman ha diyeyim karşındakinin küfründe şüpheye düşme, "Karifin küfründe şüpheye düşende kafir olur." Hakkınızı Helal edin uzunolduğu için geç sürdü.
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
@aleyna
Felsefeci mutasavvuflar şöyle dediler: "Firavun'un 'ben sizin rabbinizim' sözü doğrudur, Firavun, Hakk'ın ta kendisidir."
Bu son cümle, el-Füsus'un metninde şöyle geçer: "Firavun eğer Hakk'ın kendisi değilse Hakk'ın sureti Firavun'undur." el-Füsus'un başka birnüshasında bu cümleşöyle geçer: "Hakk'ın kendisi ise sureti de Firavun'undur." İbn Arabi, el-Füsûs, 1/210-211.
Bide bu sapıklar Hatemü'l-Evliya'yı (Son Evliya'yı), Hatemü'l-Enbiyadan (Son Peyğamber'den) üstün görürler;
"Veli, ilmi, meleğin peygambere vahyi getirdiği kaynaktan alır." İbn Arabi, el-Füsus, 1/62.
"Berzah âleminde nübüvvetin makamı
Ras'ullüğün üstünde, veliliğin altındadır." İbn Arabî, Letaifü'l-Esrar, s. 49.
İbni Teymiyye'nin FURKAH isimli eserinden alıntıdır.
Ayrıca el-Fütûhatü'l-Mekkiyye ile el-Füsûs kitabında Nuh ve Ad Kavmini över; oysa Allah Teala bizlere Kur'an-ı kerimde bu iki kavmin azgınlıklarından dolayı helâk edildiklerini söyler.
Firavun gibi Allah Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de kafirolarak öldüğünü belirttiği kişileri över hata yukarıda belirttiğim gibi Fşravun'a Allah -haşa- demiştir.
Nuh, İbrahim, Musa ve Harun gibi peygamberleri küçük görür, aşağılayıcı laflar sarf eder. Oysa Allah Teala Kur'an-ı Kerimde İbrahim aleyhisselam'dan yanı "Allah İbrahim'i dost edinmiştir. NİSÂ 125" der.
Cüneydi Bağdadi ve Sehl gibi zahidleri kötülerken, Hallac-ı Mansur deden ve -haşa- "Ben Allah'ım" diyen küffarı över.
Yine İbni Teymiyye'nin FURKAH isimli eserinden alıntıdır.
İbn Arabi el-Füsûsu'l-Hikem kitabının mukaddimesinde şöyle demektedir:
Ben Rasulullah sallallah aleyhi ve sellem'i müjdeleyiciler içinde gördüm. Onlar bana hicri 627 yılında Muharrem ayının son on gününde Dimeşk'te gösterildi. Elinde bir kitap vardı. Bana dedi ki: Bu Füsûsu'l-Hikem kitabıdır. Bunu al ve insanlara çıkarıp göster ki ondan yararlansınlar. Ben de işittim ve itaat ettim, dedim. İbn Arabi, el-Füsûs,1/47
İbn Cerir et-Taberi, Ebu Zümeyl'den şöyle rivayet etti: "İbn Abbas'ın yanında duruyordum. Sahabeden bir adam geldi ve şöyle dedi: "Et İbn Abbas! Ebu İshak el-Muhtar kendisine geceleyin vahiy geldiğini iddia ediyor, ne dersin? İbn Abbas dedi ki: 'Doğru söylemiş.' Bu cevap hoşuma gitmedi ve dedim ki: ' İbn Abbas onun doğru söylediğini söylüyor ha!' Bunun üzerine İbn Abbas dedi ki: 'Vahiy iki türlüdür: Allah'ın vahyi, şeytanın vahyi. Allah'ın vahyi Muhammed'edir, şeytanların vahyi onların dostlarınadır.' Sonra şu ayeti okudu: "...Şeytanlar, dostlarına, sizinle mücadele etmeleri için telkinde bulunurlar..." (Enam, 121) Tefsiru't-Taberi, 12/86.
Ve Yine İbni Teymiyye'nin FURKAH isimli eserinden alıntıdır.
Nusayri Şii'lerin şöyle bir inancı var -haşa- Ali radiyallahu anh Allah'tır, O Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'i yaratmıştır, Rasulallah'ta Selman'ı Farisiyi, Selmanı Farisi'de bir başkasını bu böye devam eder. TASAVVUFCULAR'A sorduğunda Rasulullah zamanında TASAVVUF varmıydı diye hafif değişikliklerle Ali radiyallahu anh'tan başlarlar Nusayri Şii'lerin saydıkları gibi ondan şuna geçti, şundan ona geçti diye sayarlar.
----------------------------------------
Sen bunları siyasetci -onun anlayabileceği- bir dille anlat. Bunlar onun yaimanını arttıracak ve bu pis, neci yoldan döndürecek; ya da iman ile bağını tamamen koparacak ve Müşrik yapacak. Eğer bunlara rağmen İbn Arabi'ye Küffar demez, onu savunursa ona ben senden sende benden uzaksın sen "Kafirsin" diyebilirsin, demen gerekir. Aman ha diyeyim karşındakinin küfründe şüpheye düşme, "Karifin küfründe şüpheye düşende kafir olur." Hakkınızı Helal edin uzunolduğu için geç sürdü.
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
