- اللَّهُمَّربَّالنَّاسِ،أَذْهِبالْبَأسَ،واشْفِ،أَنْتَالشَّافيلاشِفَاءَإِلاَّشِفَاؤُكَ،شِفاءًلايُغَادِرُسقَماً
“Ey İnsanların Rabbi olan Allah’ım! Hastalığını giderip, şifa ver. Şifayı veren ancak Sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Buna, hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!”[1]
- أَسْأَلُاللَّهَالْعَظِيمَرَبَّالْعَرْشِالْعَظِيمِأَنْيَشفِيَ
“Allah’ın adıyla, büyük arşın sahibi yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim.”
أَعُوذُ بِكَلِمَاتِ، اللهِ مِنْ غَضَبِهِ وَعِقاَبِهِ وَشَرِّ عِبَادِهِ وَمِنْ هَمَزَاتِ الشِّيَاطِينِ وَأَنْ يَحْضُرُونِ
“Allah’ın tam olan kelimeleri ile gazabından, kullarının şerrinden, şeytanların vesveselerinden ve şeytanların hazır olmasından sığınırım.”
[1] Aişe (r.anha) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), aile fertlerinden biri hastalanınca, sağ eliyle hastayı sıvazlar ve: “Ey İnsanların Rabbi olan Allah’ım! Hastalığını giderip, şifa ver. Şifayı veren ancak Sensin. Senin şifandan başka şifa yoktur. Buna, hiçbir hastalık bırakmayacak şekilde şifa ver!’ diye dua ederdi.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, İbni Mace)
[2] Abdullah ibni Abbas (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi: “Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): ‘Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de onun yanında yedi kere: Allah’ın adıyla, büyük arşın sahibi yüce Allah’tan sana şifa vermesini dilerim diye dua ederse, Allah o hastayı iyi eder’ buyurdu.” (Ebu Davud, Tirmizi)
[3] Abdullah b. Abbas'tan -Allah ondan ve babasından râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle demiştir:
"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Hasan ve Hüseyin'e rukye yapar ve şöyle buyururdu:
- Babanız (İbrahim -aleyhisselâm-, oğulları) İsmail ve İshak'a rukye yapar ve şöyle duâ ederdi:
- Her şeytanın, her zehirli hayvanın ve nazar eden her gözün şerrinden, Allah'ın noksansız sözlerine (isimlerine, sıfatlarına ve Kur'an âyetlerine) sığınırım." (Buhârî; hadis no:3191).