H
Çevrimdışı
BİR YALANLARI DAHA TARİH OLDU.....
Araplar Türkler'i arkadan vurdu mu?
Osmanlı arşivlerinde 5 bine yakın belgeyi inceleyen araştırmacı yazar Sebahattin Arslan, Osmanlı - Arap ilişkilerinin kırılma nokyası olan Balkan savaşları ve Birinci Dünya savaşı dönemlerinde yaygın kanaatin aksine Arapların Osmanlı'ya yardım ettiğiğini ileri sürdü.
Osmanlı arşivlerinde 5 bine yakın belgeyi inceleyen araştırmacı yazar Sebahattin Arslan, Osmanlı-Arap ilişkilerinin kırılma noktası olan Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde, yaygın kanaatin aksine Arapların Osmanlıˊya yardım ettiğini ileri sürdü.
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı arşivlerinde, Körfez ülkeleriyle ilgili bulunan belgeleri uzun zamandır incelediğini belirtti.
Belgelere bakıldığında, Osmanlı ve Körfez ülkeleri arasında çok ciddi ve güçlü bir ilişkinin bulunduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi:
ˊˊBahreyn ile ilgili Osmanlı arşivinde şu ana kadar tespit ettiğim 5 bin belge var. Ancak bu sayının 7 bini bulmasını bekliyoruz. Türk-Arap ilişkilerinde kırılma noktaları olan Balkan Savaşlarıˊnda açıktan, Birinci Dünya Savaşıˊnda ise el altından Osmanlıˊya yardım ettiklerini tespit ettik. Balkan Savaşlarıˊnda Osmanlı Ordusu ile Kızılayˊa, yöneticiler ve halk tarafından toplanan yardımların ulaştırıldığını belirledik. Osmanlıˊnın buna karşı teşekkür ettiğini, kendilerine bu yaptıklarından dolayı nişan verdiğini belgeledik. Şu anda yardım ettiğini kesin olarak belirlediğimiz ülkeler Kuveyt ve Bahreyn yöneticileri ve halkıdır. Daha araştırmalarımız devam ediyor. Katar ile ilgili 5-6 bin civarında belgenin olduğunu tahmin ediyorum. Katarˊdan da yardım geldiğini düşünüyoruz.ˊˊ
Cumhuriyet kurulduktan sonra bölgeyle ilişkilerin kesildiğini savunan Arslan, ˊˊSanki Osmanlı Devleti hiç olmamış gibi, Osmanlı sanki oraya hiç nüfuz etmemiş gibi ilişkiler kopuyor. Bir dönem Osmanlı tarafından bölgenin ileri gelenlerinin emekli maaşları bile ödeniyordu. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra, sanki yeni bir devletle ilişki kuruluyormuş gibi yapılması bizi şaşırttıˊˊ diye konuştu.
Osmanlı, sadece Türklerin devleti değildi
Körfez Bölgesiˊnin, Osmanlı Devletiˊnin bölgesi olduğunu, bu gerçeği başta Araplar olmak üzere herkesin kabul etmesi gerektiğini aktaran Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
ˊˊÇünkü Körfez ülkelerinin hafızası, geçmişi ağırlıklı olarak şu anda bizde. Tabii bu demek değildir; Osmanlı arşivi dışında bunların hiç mi belgesi yok. İngilizlerˊin elinde de ciddi bir belge arşivi var. Çünkü Osmanlıˊnın her faaliyeti rapor edilmiş. Bizden daha fazla belgeleri var. Ancak bizim belgemiz onların belgelerinden çok daha önemli. Çünkü biz içeriğini biliyoruz. Osmanlı Devletiˊnin çok güçlü bir istihbaratı var. Son dönemdeki siyasi olayları da göz önünde bulundurarak, şunları anlatmaya çalışıyorum; Osmanlı, sadece Türklerˊin devleti değildi, ortak bir İslam devletiydi. Bu ortak devletin bizim için önemi neyse, onlar için de önemi aynı. O nedenle Osmanlıˊya yardım edilmesi belki bize garip gelebilir ama yapılması gereken şey budur. Birinci Dünya Savaşıˊnda lojistik desteğin hangi boyutta olduğunu henüz tam bilemiyoruz. Bu konuyu da arşivlerde yapacağımız çalışmalarla netleştireceğimize inanıyorum.ˊˊ
Bölge insanı Osmanlıˊyı kendi devleti olarak görüyor
Lojistik yardımın maddi yardımdan daha önemli olduğunu dile getiren Arslan, şöyle konuştu:
ˊˊO bölgeyi İngilizler çok iyi bilmez. Eğer Araplar isteseydi, İngilizlerˊe yardımcı olup, Osmanlıˊyı Bağdat ya da Basraˊda arkadan çok rahat vurdurabilirdi. Aksine o çöl bölgelerinde Osmanlı ordusunun yanında kalmışlar. Hatta o dönemle ilgili tespit ettiğimiz belgelerden birinde, Kuveyt Şeyhi ˊŞayet Osmanlı devleti burada bozguna uğrar da İngilizlerˊle yaşamak zorunda kalırsak, biz görünüşte İngilizlerˊe tabi oluruz ama el altından Osmanlı Devleti bizim dindaşımız olduğu için, onlara her türlü yardımı yapmak boynumuzun borcudurˊ diyor. Çok önemli bir belge. Bölge insanı Osmanlıˊyı kendi devleti olarak görüyor. Osmanlı ile bir sürtüşmeleri yok ama kendi aralarında sürtüşmeler var. Bu sürtüşme Osmanlıˊnın çoğu zaman basiretli valilerinin araya girmesiyle yatıştırılıyor.ˊˊ
Bölgede Osmanlı ve İngilizler arasında bir mücadelenin olduğunu belirten Arslan, ˊˊ1917ˊye kadar Osmanlı Körfezˊden ayrılmıyor. Bağdat düşünceye kadar Körfez tamamen Osmanlı kontrolünde. Osmanlı için ehemmiyet ve ağırlık açısından Amasra neyse, Bahreyn de ona çok yakındı. Bahreyn, Katar, Kuveyt ve bugünkü Birleşik Arap Emirlikleri, Osmanlı için son derece önemliydi. Hicazın kontrolü ve korunması, doğudan gelebilecek tehlike açısından önemliydi. Bu bölge Osmanlı yıkıldıktan sonra maalesef İngilizlere terk ediliyor, İngilizlerˊin merhametine bırakılıyorˊˊ dedi. (A.A)
Araplar Türkler'i arkadan vurdu mu?
Osmanlı arşivlerinde 5 bine yakın belgeyi inceleyen araştırmacı yazar Sebahattin Arslan, Osmanlı - Arap ilişkilerinin kırılma nokyası olan Balkan savaşları ve Birinci Dünya savaşı dönemlerinde yaygın kanaatin aksine Arapların Osmanlı'ya yardım ettiğiğini ileri sürdü.
Osmanlı arşivlerinde 5 bine yakın belgeyi inceleyen araştırmacı yazar Sebahattin Arslan, Osmanlı-Arap ilişkilerinin kırılma noktası olan Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde, yaygın kanaatin aksine Arapların Osmanlıˊya yardım ettiğini ileri sürdü.
Arslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Osmanlı arşivlerinde, Körfez ülkeleriyle ilgili bulunan belgeleri uzun zamandır incelediğini belirtti.
Belgelere bakıldığında, Osmanlı ve Körfez ülkeleri arasında çok ciddi ve güçlü bir ilişkinin bulunduğunu ifade eden Arslan, şunları söyledi:
ˊˊBahreyn ile ilgili Osmanlı arşivinde şu ana kadar tespit ettiğim 5 bin belge var. Ancak bu sayının 7 bini bulmasını bekliyoruz. Türk-Arap ilişkilerinde kırılma noktaları olan Balkan Savaşlarıˊnda açıktan, Birinci Dünya Savaşıˊnda ise el altından Osmanlıˊya yardım ettiklerini tespit ettik. Balkan Savaşlarıˊnda Osmanlı Ordusu ile Kızılayˊa, yöneticiler ve halk tarafından toplanan yardımların ulaştırıldığını belirledik. Osmanlıˊnın buna karşı teşekkür ettiğini, kendilerine bu yaptıklarından dolayı nişan verdiğini belgeledik. Şu anda yardım ettiğini kesin olarak belirlediğimiz ülkeler Kuveyt ve Bahreyn yöneticileri ve halkıdır. Daha araştırmalarımız devam ediyor. Katar ile ilgili 5-6 bin civarında belgenin olduğunu tahmin ediyorum. Katarˊdan da yardım geldiğini düşünüyoruz.ˊˊ
Cumhuriyet kurulduktan sonra bölgeyle ilişkilerin kesildiğini savunan Arslan, ˊˊSanki Osmanlı Devleti hiç olmamış gibi, Osmanlı sanki oraya hiç nüfuz etmemiş gibi ilişkiler kopuyor. Bir dönem Osmanlı tarafından bölgenin ileri gelenlerinin emekli maaşları bile ödeniyordu. Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra, sanki yeni bir devletle ilişki kuruluyormuş gibi yapılması bizi şaşırttıˊˊ diye konuştu.
Osmanlı, sadece Türklerin devleti değildi
Körfez Bölgesiˊnin, Osmanlı Devletiˊnin bölgesi olduğunu, bu gerçeği başta Araplar olmak üzere herkesin kabul etmesi gerektiğini aktaran Arslan, sözlerine şöyle devam etti:
ˊˊÇünkü Körfez ülkelerinin hafızası, geçmişi ağırlıklı olarak şu anda bizde. Tabii bu demek değildir; Osmanlı arşivi dışında bunların hiç mi belgesi yok. İngilizlerˊin elinde de ciddi bir belge arşivi var. Çünkü Osmanlıˊnın her faaliyeti rapor edilmiş. Bizden daha fazla belgeleri var. Ancak bizim belgemiz onların belgelerinden çok daha önemli. Çünkü biz içeriğini biliyoruz. Osmanlı Devletiˊnin çok güçlü bir istihbaratı var. Son dönemdeki siyasi olayları da göz önünde bulundurarak, şunları anlatmaya çalışıyorum; Osmanlı, sadece Türklerˊin devleti değildi, ortak bir İslam devletiydi. Bu ortak devletin bizim için önemi neyse, onlar için de önemi aynı. O nedenle Osmanlıˊya yardım edilmesi belki bize garip gelebilir ama yapılması gereken şey budur. Birinci Dünya Savaşıˊnda lojistik desteğin hangi boyutta olduğunu henüz tam bilemiyoruz. Bu konuyu da arşivlerde yapacağımız çalışmalarla netleştireceğimize inanıyorum.ˊˊ
Bölge insanı Osmanlıˊyı kendi devleti olarak görüyor
Lojistik yardımın maddi yardımdan daha önemli olduğunu dile getiren Arslan, şöyle konuştu:
ˊˊO bölgeyi İngilizler çok iyi bilmez. Eğer Araplar isteseydi, İngilizlerˊe yardımcı olup, Osmanlıˊyı Bağdat ya da Basraˊda arkadan çok rahat vurdurabilirdi. Aksine o çöl bölgelerinde Osmanlı ordusunun yanında kalmışlar. Hatta o dönemle ilgili tespit ettiğimiz belgelerden birinde, Kuveyt Şeyhi ˊŞayet Osmanlı devleti burada bozguna uğrar da İngilizlerˊle yaşamak zorunda kalırsak, biz görünüşte İngilizlerˊe tabi oluruz ama el altından Osmanlı Devleti bizim dindaşımız olduğu için, onlara her türlü yardımı yapmak boynumuzun borcudurˊ diyor. Çok önemli bir belge. Bölge insanı Osmanlıˊyı kendi devleti olarak görüyor. Osmanlı ile bir sürtüşmeleri yok ama kendi aralarında sürtüşmeler var. Bu sürtüşme Osmanlıˊnın çoğu zaman basiretli valilerinin araya girmesiyle yatıştırılıyor.ˊˊ
Bölgede Osmanlı ve İngilizler arasında bir mücadelenin olduğunu belirten Arslan, ˊˊ1917ˊye kadar Osmanlı Körfezˊden ayrılmıyor. Bağdat düşünceye kadar Körfez tamamen Osmanlı kontrolünde. Osmanlı için ehemmiyet ve ağırlık açısından Amasra neyse, Bahreyn de ona çok yakındı. Bahreyn, Katar, Kuveyt ve bugünkü Birleşik Arap Emirlikleri, Osmanlı için son derece önemliydi. Hicazın kontrolü ve korunması, doğudan gelebilecek tehlike açısından önemliydi. Bu bölge Osmanlı yıkıldıktan sonra maalesef İngilizlere terk ediliyor, İngilizlerˊin merhametine bırakılıyorˊˊ dedi. (A.A)
