Soru:
Abdurrahmân ibni Sa‛d (Radıyallâhu Anh) şöyle anlatıyor:
“Bir kere Abdullah ibni Ömer (Radıyallâhu Anhumâ)nın ayağı uyuştu, o zaman bir adam ona: ‘En sevdiğin insanı an’ dedi.
O da: ‘Muhammed!’ deyince bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı.”
(Buhârî, el-Edebu’l Mufred, Bab, 457, no: 964)
Evvela bu rivayet Buhari'nin Edeb'ul Mufred'inde geçtiği gibi Rasulullah (s.a.v.)'den gelen bir hadiste değildir. Sahabe sözüdür, ve metinde "Ya Muhammed" değil, "Muhammed" dediği sabittir.
Yine Muhammed dediği zaman, "Ey Muhammed, ayağımı iyileştir", ya da "Ey Allah'ım, Muhammed'in yüzü suyu hürmetine ayağımdaki uyuşukluğu gider" diye dua mı ettiğini sanıyorlar ki, kendi şirk dualarına delil getirmeye çalışmakta hak kazansınlar!
Elbani'nin tesbit ettiği Edebu'l-Mufred'deki zayıfların listesi ile ilgili bilgiyi verdiğimde bu hadisin de zayıfların arasında olduğunu görebilesiniz.
Eseri “Ebu İshak Amr. b. Abdillah es-Sebii rivayet etmektedir. Kadrinin büyüklüğüyle beraber, tedlis ve ihtilat ile bahsedilenlerden biridir. Burada da ‘işittim’ dememiştir. Dolayısıyla sigası, inkıta/kopukluk ifade etmektedir.”(Kevseri, -Ahmed Ğumari’den naklen-, Beyan-ı Telbisi’l-Mufteri, 340)
Şube, ondan, ihtilatından önce rivayet edenler arasında sayılsa bile, eseri bazen Heysem b. Haneş’ten, (İbnu’s-Sunni, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle, no: 170) bazen Ebu Şube (veya Ebu Said)’den, bazen de Abdurrahman (Ali Hoşafçı’nın dediği gibi Abdullah değil) b. Sâd’dan rivayet etmesi, bu eserin karıştırıp ızdıraba düştüğü rivayetlerden biri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Ayrıca eserin aktarıldığı Edebu’l-Mufred’in bazı nushalarında “Ya Muhammed” değil, nida edatı olmaksızın “Muhammed” şeklinde geçmektedir. (Muhammed b. Fuad Abdulbaki tahkiki, 250 no: 964)
Her halûkarda eserin sahih olduğu takdirde dahi ifade edeceği yegane anlamı, ayağı uyuşan kimsenin, en sevdiği kişiyi hatırlayıp onu anmasıdır. Ondan sıkıntısının giderilmesini istemek veya sıkıntısının giderilmesini onu vesile ederek istemek değil!
Buhari’nin Edebu’l-Mufred Adlı Eserinin Alperen Yayınları ve Sönmez Neşriyat tarafından yayınlanan; Ali Fikri Yavuz Tarafından Yapılan Tercemesinde ve Konevi Yayınları Tarafından yayınlanan Ramadan Sönmez Tarafından yapılan tercemesindeki Elbani’nin tesbitlerine göre zayıf hadislerin numaraları: 7, 628, 936, 964, 969,
964 numaralı hadis muhatablarımızın dayandığı hadistir ve gördüğünüz gibi zayıftır.
628 nolu hadis ise bizim lehimizde olmasına rağmen Elbani, onun da zayıf olduğunu beyan etmiştir.
Ayağı uyuşan kişinin sevdiğini anması ne tevessül ne de istiğasedir.
Sevdiği kişiyi anınca, kalbin daha hızlı çarparak kan dolaşımının hızlanması neticesinde uyuşukluğun geçmesi şeklinde bilimsel olarak da açıklanabilecek bu tecrûbî uygulama, cahiliye Arablarında, bilinen ve sıkça uygulanan bir yöntemdir.
“Derler ki insanın ayağı uyuşunca en sevdiği insanı anarsa uyuşukluğu gider.”(Kalakşendi, Subhu’l-A’şa, 1/463)
Şair şöyle demektedir:
“Uyuşur ayağı, bazı zamanlarda
Geçmez uyuşukluk ‘ey Ateb’ demedikçe.”
Başka bir şair şöyle demektedir:
İbn-i Mus’ab’ı çağırırım, uyuşunca ayağım
Bir Abdullah deyince, gidiverir zayıflığım.”
Bir başkası şöyle demektedir:
“VAllahi, ayağım uyuşup karıncalanınca
Gidiverir o uyuşukluk seni anınca.”
Yine bir şair şöyle demektedir:
“Gözümün nuru olursun buluştuğumuzda
Şifam olur seni anmak, ayağım uyuştuğunda.”
Cahiliye Arab edebiyatında bunun örneklerini daha da çoğaltmak mümkündür.
Şimdi soralım; ayağı uyuşan İbn-i Ömer radıyallahu anhuma, en sevdiği insanın ismini anınca, bu ona istiğase veya onunla tevessul yapmaksa, sevdiği bir kadını veya adamı ya da çocuğu anıp ayağının uyuşukluğunu gideren cahiliye Arab’ı da o kadını, adamı ya da çocuğu mu yardıma çağırıb istiğase yapmakta veya Allah’tan o kadın, o adam ya da o çocuk hürmetine mi istemektedir?!
İbn-i Ömer radıyallahu anhuma, ayağı uyuştuğunda “Ey Muhammed” deyince, yetişip uyuşukluğu gideren Nebi aleyhisselam ise veya Allah, O'nun hürmetine uyuşukluğu gideriyorsa, sevdiği kadına, adama ya da çocuğa nida edip anan cahiliye Arab'ına yetişib uyuşukluğunu gideren de onlar mıdır?
Veya Allah, muşrik olan Arab'ın ayağındaki uyuşukluğu, sevdiği kadın, adam ya da çocuk hürmetine mi gidermektedir?
Ayağı değilse de heva sebebiyle beyni ve kalbi uyuşmuş kimseler dışında herkes için mesele gayet açıktır.
Sofiyye hadisçi Ebubekir Sifil, Buhari'nin sahihindeki bazı zayıf hadisler hakkında şöyle demiştir:
"İmam el-Buhârî bu eserinde, [Edebu'l-Mufred'de] istişhad, mutabaat vb hususlar için değil, doğrudan ihticac [delil olması] amacıyla pek çok zayıf hadis sevketmiştir. Öyle ki, bu eserde bizzat kendisinin "munkeru´l-hadîs" olduğunu söylediği, diğer cerh - tâdil otoriteleri tarafından "kezzâb", "metrûku´l-hadîs", "leyse bi sika", "lâ yuhteccu bih", "mechûl" gibi tabirlerle cerhedilmiş ravilerin rivayetleri mevcuddur.
(el-Leknevî, Zaferu´l-Emânî, 182 vd (İbnu’l-Cevzî, el-Mevzuat, 3/76)
Âleykum selam we rahmetullah ;Selamun aleykum, bu rivayeti tevessüle (himmet istemeye) delil olarak getiriyorlar. Rivayetin sıhhati nedir?
Abdurrahman ibni sa’d (Radıyallahu anh) şöyle anlatıyor:
“Bir kere Abdulalh ibni Ömer (Radıyallahu anhuma)nın ayağı uyuştu, o zaman bir adam ona: “En sevdiğin insanı an” dedi. O da “Ya Muhammed” der demez bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı. (Buhari, el-Edebü’l-müfred:438, No:993, sh:262)
Abdurrahmân ibni Sa‛d (Radıyallâhu Anh) şöyle anlatıyor:
“Bir kere Abdullah ibni Ömer (Radıyallâhu Anhumâ)nın ayağı uyuştu, o zaman bir adam ona: ‘En sevdiğin insanı an’ dedi.
O da: ‘Muhammed!’ deyince bağlardan kurtulmuş gibi rahatladı.”
(Buhârî, el-Edebu’l Mufred, Bab, 457, no: 964)
Evvela bu rivayet Buhari'nin Edeb'ul Mufred'inde geçtiği gibi Rasulullah (s.a.v.)'den gelen bir hadiste değildir. Sahabe sözüdür, ve metinde "Ya Muhammed" değil, "Muhammed" dediği sabittir.
Yine Muhammed dediği zaman, "Ey Muhammed, ayağımı iyileştir", ya da "Ey Allah'ım, Muhammed'in yüzü suyu hürmetine ayağımdaki uyuşukluğu gider" diye dua mı ettiğini sanıyorlar ki, kendi şirk dualarına delil getirmeye çalışmakta hak kazansınlar!
Elbani'nin tesbit ettiği Edebu'l-Mufred'deki zayıfların listesi ile ilgili bilgiyi verdiğimde bu hadisin de zayıfların arasında olduğunu görebilesiniz.
Eseri “Ebu İshak Amr. b. Abdillah es-Sebii rivayet etmektedir. Kadrinin büyüklüğüyle beraber, tedlis ve ihtilat ile bahsedilenlerden biridir. Burada da ‘işittim’ dememiştir. Dolayısıyla sigası, inkıta/kopukluk ifade etmektedir.”(Kevseri, -Ahmed Ğumari’den naklen-, Beyan-ı Telbisi’l-Mufteri, 340)
Şube, ondan, ihtilatından önce rivayet edenler arasında sayılsa bile, eseri bazen Heysem b. Haneş’ten, (İbnu’s-Sunni, Amelu’l-Yevmi ve’l-Leyle, no: 170) bazen Ebu Şube (veya Ebu Said)’den, bazen de Abdurrahman (Ali Hoşafçı’nın dediği gibi Abdullah değil) b. Sâd’dan rivayet etmesi, bu eserin karıştırıp ızdıraba düştüğü rivayetlerden biri olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.
Ayrıca eserin aktarıldığı Edebu’l-Mufred’in bazı nushalarında “Ya Muhammed” değil, nida edatı olmaksızın “Muhammed” şeklinde geçmektedir. (Muhammed b. Fuad Abdulbaki tahkiki, 250 no: 964)
Her halûkarda eserin sahih olduğu takdirde dahi ifade edeceği yegane anlamı, ayağı uyuşan kimsenin, en sevdiği kişiyi hatırlayıp onu anmasıdır. Ondan sıkıntısının giderilmesini istemek veya sıkıntısının giderilmesini onu vesile ederek istemek değil!
Buhari’nin Edebu’l-Mufred Adlı Eserinin Alperen Yayınları ve Sönmez Neşriyat tarafından yayınlanan; Ali Fikri Yavuz Tarafından Yapılan Tercemesinde ve Konevi Yayınları Tarafından yayınlanan Ramadan Sönmez Tarafından yapılan tercemesindeki Elbani’nin tesbitlerine göre zayıf hadislerin numaraları: 7, 628, 936, 964, 969,
964 numaralı hadis muhatablarımızın dayandığı hadistir ve gördüğünüz gibi zayıftır.
628 nolu hadis ise bizim lehimizde olmasına rağmen Elbani, onun da zayıf olduğunu beyan etmiştir.
Ayağı uyuşan kişinin sevdiğini anması ne tevessül ne de istiğasedir.
Sevdiği kişiyi anınca, kalbin daha hızlı çarparak kan dolaşımının hızlanması neticesinde uyuşukluğun geçmesi şeklinde bilimsel olarak da açıklanabilecek bu tecrûbî uygulama, cahiliye Arablarında, bilinen ve sıkça uygulanan bir yöntemdir.
“Derler ki insanın ayağı uyuşunca en sevdiği insanı anarsa uyuşukluğu gider.”(Kalakşendi, Subhu’l-A’şa, 1/463)
Şair şöyle demektedir:
“Uyuşur ayağı, bazı zamanlarda
Geçmez uyuşukluk ‘ey Ateb’ demedikçe.”
Başka bir şair şöyle demektedir:
İbn-i Mus’ab’ı çağırırım, uyuşunca ayağım
Bir Abdullah deyince, gidiverir zayıflığım.”
Bir başkası şöyle demektedir:
“VAllahi, ayağım uyuşup karıncalanınca
Gidiverir o uyuşukluk seni anınca.”
Yine bir şair şöyle demektedir:
“Gözümün nuru olursun buluştuğumuzda
Şifam olur seni anmak, ayağım uyuştuğunda.”
Cahiliye Arab edebiyatında bunun örneklerini daha da çoğaltmak mümkündür.
Şimdi soralım; ayağı uyuşan İbn-i Ömer radıyallahu anhuma, en sevdiği insanın ismini anınca, bu ona istiğase veya onunla tevessul yapmaksa, sevdiği bir kadını veya adamı ya da çocuğu anıp ayağının uyuşukluğunu gideren cahiliye Arab’ı da o kadını, adamı ya da çocuğu mu yardıma çağırıb istiğase yapmakta veya Allah’tan o kadın, o adam ya da o çocuk hürmetine mi istemektedir?!
İbn-i Ömer radıyallahu anhuma, ayağı uyuştuğunda “Ey Muhammed” deyince, yetişip uyuşukluğu gideren Nebi aleyhisselam ise veya Allah, O'nun hürmetine uyuşukluğu gideriyorsa, sevdiği kadına, adama ya da çocuğa nida edip anan cahiliye Arab'ına yetişib uyuşukluğunu gideren de onlar mıdır?
Veya Allah, muşrik olan Arab'ın ayağındaki uyuşukluğu, sevdiği kadın, adam ya da çocuk hürmetine mi gidermektedir?
Ayağı değilse de heva sebebiyle beyni ve kalbi uyuşmuş kimseler dışında herkes için mesele gayet açıktır.
Sofiyye hadisçi Ebubekir Sifil, Buhari'nin sahihindeki bazı zayıf hadisler hakkında şöyle demiştir:
"İmam el-Buhârî bu eserinde, [Edebu'l-Mufred'de] istişhad, mutabaat vb hususlar için değil, doğrudan ihticac [delil olması] amacıyla pek çok zayıf hadis sevketmiştir. Öyle ki, bu eserde bizzat kendisinin "munkeru´l-hadîs" olduğunu söylediği, diğer cerh - tâdil otoriteleri tarafından "kezzâb", "metrûku´l-hadîs", "leyse bi sika", "lâ yuhteccu bih", "mechûl" gibi tabirlerle cerhedilmiş ravilerin rivayetleri mevcuddur.
(el-Leknevî, Zaferu´l-Emânî, 182 vd (İbnu’l-Cevzî, el-Mevzuat, 3/76)