Öncelikle, bir yerin kufr izlerinden arındırılıp(?!) İslâm'a(?!) vakfedilmesi ve mescid hâline getirilmesine sevinmek istediğimi belirteyim, ama..
"ama"lar, "lâkin"ler..
Yıllardır dillerine dolamışlardı Ayasofya’yı
Sundular hilâfet arayışında olanlara asabiyetle yoğrulmuş ru’yâyı
Avuttular İslâm gelecek diye mazlûm olmuş ummeti dunyâyı
Filme çevirdiler cihâdın sembolü olan mızrakı kalkanı kılıcı yayı
Verdiler yıllar sonra aldanmışlara yeni Ka'be sayacakları binâyı
Donatacaklar onu da elbet kavmiyet motifleri ile Ramazan ayı
Kuracaklar yardım sandıklarını, giyecekler takunyayı
Kılacaklar namazı, kaldıracaklar muhtâcın önünden sofrayı
Sömürecekler yine bunun üzerinden birkaç yıl umudu parayı
Koyacaklar halkın önüne ğaribanın malı menzildeki musallatlı çorbayı
Alacaklar kuru gürültüyle öğütülmüş senelerdir sînelerde birikmiş havayı
Her zamanki gibi unutturacaklar ... Suriye’yi, Afganistan'ı, Türkistan’ı, Burma’yı
Dolduracaklar uyuşmuş dimağlara bid'atı şirki hurâfeyi safsatayı
Medhedecekler Allah’ın hukmü yerine kendi elleriyle yazdıkları beşerî kufrî anayasayı
Ne zaman görecek bu millet gerçeği misâl-i 14. gecenin ayı
Bu gidişle gösterecekler Hanya’yı Konya’yı
....