Hanefi Mezhebine göre Vatan üç çeşittir:
1- Vatan-ı Aslî: Bir insanın doğup büyüdüğü veya evlenip içinde yaşamak istediği veya yerleşip kalmak istediği yerdir.
2- Vatan-ı İkâmet: Bu da yukarıda sayılan şeylerden birisi olmamakla birlikte bir misafirin on beş gün veya daha fazla bir süre kalmak istediği yerdir.
Mesela ; Adana'lı bir kimse İstanbul'a gidip ticaret veya okumak gibi bir iş için on beş günden fazla kalmak istediğinde İstanbul kendisi için Vatan-ı ikâmet sayılır. Hem Vatan-ı Asli de hem de Vatan-ı İkâmette seferi namaz söz konusu değildir.
3- Vatan-ı Sukna: Bir misafirin onbeş günden az kalmak istediği yerdir. Vatan-ı sukna da bulunan bir misafir seferde olduğu gibi seferi namazını kılacaktır. Buna göre yaklaşık olarak 85 km.'lik bir yola çıkan bir kimse giderken ve gelirken yolculuk esnasında seferi namazı kılacağı gibi varacağı yer vatan-ı asli ile ikâmet olmadıktan sonra yine seferi namazı kılacaktır.
Bir kimse doğup büyüdüğü yerden çıkar ve başka bir memlekete yerleşir de ömrünü bu yeni yerleştiği yerde geçirmeye niyet ederse, artık yeni yerleştiği yer, O'nun Vatan-ı Aslî'si olmuş olur. Eski memleketi ise onun için Vatan-ı Aslî olmaktan çıkar. Çünkü, Rasulullah (s.a.v.) , Mekke'ye gittiklerinde, kendisini misafir kâbul ederek "Biz seferîyiz" buyurmuştur (eş-Şevkânî, Neylu'l Evtar, III, 270)
Ömer (r.anh), Mekke'ye geldiğinde onlara iki rekat namaz kıldırdıktan sonra "Ey Mekke halkı! namazınızı tamamlayınız, zira biz seferiyiz" (Mâlik, Muvatta, 1 / 149)
Ebû Nadre (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir:
Imrân b. Husayn’a yolculuk namazından soruldu o da şöyle dedi: “Rasûlullah (s.a.v.) ile Hac yaptım, Hac esnasında hep iki rek’at kıldı. Ebû Bekir ile Haccettim iki rek’at kıldı. Ömer ile Haccettim iki rek’at kıldı. Osman’ın halifeliğinin altı ve yedinci senesinde Haccettim; O’da iki rek’at kıldı.”
(Tirmizi, Salat, Bab 391, Hadis no: 545; Nesâî, Taksirus Salat: 4; Tirmîzî: Bu hadis hasen sahihtir.)
Dolayısıyla böyle birisi eski memleketine geçici olarak gider de orada 4 - 15 günden (mezheblere göre değişir) daha az kalırsa orada misâfirdir. Misâfire ait olan kolaylıklardan yararlanır.
Vatan-ı Aslî, Vatan-ı İkâmetle bozulmaz.
Temelli olarak değil de, iş icabı veya okuma, tayin, askerlik vs. dolayısıyla başka bir memlekette yaşayan, fakat orada yerleşip kalmak arzusunda olmayan kişi, sonunda asıl memleketine dönmek niyetinde ise, kendi asıl memleketi onun vatan-ı aslîsi olmaya devam eder. (İbn Abidin, Reddu'l-Muhtar, Mısır 1966, II,131, 132; Ö. Nasuhi Bilmen, Büyük İslâm Büyük İslâm İlmihali, 231) Oraya dönünce üç gün bile kalacak olsa seferî sayılmaz.