Yukarıda paylaşılan videoya katılıyorum. Ben de şunu ekleyeyim;
Abdullah b. Abbas (radiyallahu anh)'tan şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Bir gün Rasûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in terkisine iken bana: "Ey oğul! Allah'ın seni faydalandıracağı bazı kelimeleri sana öğreteyim mi?" diye sordu.
Ben: "Evet!" deyince Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
"Sen Allah'ı (hudutlarını) koru ki, Allah da seni korusun. Allah'ı koru ki O'nu önünde bulasın. Refah zamanında Allah ile tanış ki darlık zamanında sana iyilikte bulunsun. İstediğin zaman Allah'tan iste! Yardım dilediğin zaman da Allah'tan dile!
Bil ki olacak olan her şey yazılmış ve kalem kurumuştur. Eğer bütün insanlar, Allah'ın senin için yazmadığı bir faydayı sana vermek için toplansalar buna güç yetiremezler. Yine sana Allah'ın senin için yazmadığı bir zararı vermeye çalışsalar buna da güç yetiremezler.
Şunu iyi bil ki! Senin hoşlanmadığın şeye sabretmende pek çok hayır vardır. Bil ki Allah'ın yardımı sabırla, kurtuluş da sıkıntılarla birliktedir. Hiç şüphesiz zorlukla beraber kolaylık vardır."
(İmam Ahmed, Musned, 1/293. Bknz: Musned, 1/307)
Senin bahsetmiş olduğun durumdan daha kötü durumda olan (büyücülük yapanlar vs...) insanlar bile tevbe edip kendini düzelttikten sonra Allah'a sığınarak geçmişinden kurtulabiliyor. Burada günahın, gizlisinden de, açığından da kaçınmak, gizli ibâdetleri arttırmak ve nafilelere/zikirlere ehemmiyet göstermek de önemli. Ama en önemlisi farzlar hususunda dikkatli davranmak ki farzların en büyüğü tevhid'dir. Tevhid hususunda kendini geliştirmeyi ASLA bırakma. Namazını güzelleştirmeye gayret göster. Sabah ve akşam sırayla her birini 3'er defa olmak üzere Felak-Nas-İhlâs surelerini okumaya gayret göster. Bunu sakın ola aksatma.
Sen Allah'tan sabır ve namazla yardım istediğinde Allah seni kendi hâline bırakmaz. Tazarru ile yalvara yakara dua etmeyi unutma ve duanın kabul olmasında da aceleci davranma.
Ebû Hurayra radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Herhangi biriniz acele etmedikçe duası kabul edilir. (Kul acele ederek) Rabbime kaç defa dua ettim de duamı kabul etmedi, der.” (Buhârî, Daavât 22; Müslim, Zikir 90, 91. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitir 23; Tirmizî, Daavât 12; İbni Mâce, Dua 7)
Müslim’in diğer rivayeti şöyledir:
- “Bir kul günah olan veya akrabası ile darılmasına yol açan bir şeyi dilemedikçe yahut acele etmedikçe duası kabul olunur.”
- Yâ Rasûlullah! Acele etmek ne demektir? diye sorulunca da şöyle buyurdu:
- “Nice defalar hep dua ettim de Rabbimin duamı kabul buyurduğunu gördüğüm yok, der. Duasının hemen kabul edilmemesi sebebiyle bıkar ve duayı bırakır.” (Müslim, Zikir 92)