LA DİYORUM
Adım çıkmış dokuza inmez sekize.
Neymiş?
Başbakanı sevmiyor ve eleştiriyormuşum.
Neymiş?
Laik demokratik sistemin başında olan kişi işlemiş olduğu şirk ve küfür fiiller sebebiyle kafir olur diyormuşum.
Yani sizin anlayacağınız dilden anlatayım.
BAŞBAKANI TEKFİR EDİYORMUŞUM.
Şimdi burada tek tek ayetlere hadislere girmeyeceğim.
Zaten gerekte yok.
Buna karşı gelenlerin akılları öyle karışmış öyle bulanmış ki ayet hadis filan hikaye geliyor artık.
Ne anlıyorlar meseleyi nede dinliyorlar.
Silahlarını kuşanmış habire saldırıyorlar.
Nasıl ki Mekkeli müşrikler latı,menatı ve uzzayı savunuyorlardı gözleri kara bir şekle
Aynı şekli almışlar.
Kemalistlerin ilahı Mustafa Kemal olurken.
Ak Partililerin ilahı ise Recep Tayyip olmuş.
Dokunan yanıyor.
Adamların gözünde bizler zındık,fitneciyiz.
Hatta harici cehennemin köpeğiyiz.
Başbakan ise sütten çıkmış AK kaşık.
Cenneti ala’nın en güzel yerini hak eden takvalı bir Müslüman.
Onlara göre bizler hiçbir çalışma yapmıyoruz.(islama faydalı.)
Ama başbakan islam için kendini yiyip bitiriyor.
Ne iştir anlayamadım demicem.
Çok güzel anlıyorum meseleyi.
Neyse.
Bu yazıyı yazmamdaki esas meleye döneyim.
Ben esas anlamda başbakanın yol yapmasına ülkeyi yönetmesini eleştirmiyorum.
Başbakanın laik,demokratik düzenin içerisinde oluşunu,islama ve Müslümanlara olan tutumunu eleştiriyorum.
Aptal değiliz.
Körde değiliz.
Ülkenin durumunu ve iyi olan gelişmeleri elbette görüyoruz.
Ama şunu unutmamak gerek ki bunlar bizim için ölçü değil.
Eger ölçü bu olsa idi Muhammed s.a.v ve ashabı Mekke de rahatlık içinde yaşıyorlardı.
Ve Mekke yönetimi ile hiçbir sorunları yoktu.
Ama ne zaman ki LA dediler
Tevhidi yaşama gayretine düştüler.
Başlarında işkembeler atılmaya hırpalanmaya başladılar.
Namaz kılıp oruç tuttukları,sadaka verip insanlara iyilikte bulundukları için mi atıldı işkembeler.
Hırpalanıp işkenceye maruz kalmalarının sebebi bu amellerimiydi?
Tabi ki değildi değil mi?
LA demişleri.
Mekkenin putlarına ve düzenine.
La demeselerdi zaten bu ammeleri yapar.(namaz-sadaka-oruç gibi)
Lata (puta),menata ve uzzaya tapıp darulnedvede yasa yapanlarla gül gibi geçinir giderlerdi.
Ama geçinemediler.
Geçinmeleride imkansızdı zaten.
Çünkü ilahları farklıydı.
Yaşam tarzları(yani dinleri)uymuyordu birbirine.
Mekkeli müşriklerin yaşantılarındanda birkaç örnek vereyim bu arada.
Neler yapıyorlar nasıl yaşıyorlardı?
Sadece putlara mı tapıyorlardı?
Tabi ki hayır.
Çok güzel hasletleri vardı Mekkeli müşriklerin.
Hatta önderleri ebu cehilin lakabı ebu cehil olmazdan evvel ebul hakemdir.
Ve hayatın boyunca hiç yalanı görülmemiştir.
Ama başbakanın halini bir düşünelim.
Bakalalım olduğu yere gelmek için ne yalanlar söyledi ne adaletsizlikler yaptı ne tavizler verdi.
Kim bilir bulunduğu mevkide kalmak için daha neler yapacak ve yapmak zorunda kalacak.
Bunu anlatmaya gerek yok.
Konuyu dağıtmayayım.
Mekkeli müşrikler neler yapıyorlardı?
Hac yapıyorlar.
Yolda kamışa yardım ediyorlar.
Kabe’yi onarıp onu koruyorlar.
Sadaka veriyorlar.
Vakıfları vardı ve gerektiğinde zulme baş kaldırıyorlardı.
Oruç tutuyorlardı.
Hatta Namaz kıldıkları rivayetleri bile var.
Daha sayılacak çok hasletleri var güzel olan.
Ama bu kadar hasletleri olmasına rağmen uluhiyette ve isim sıfatlarında Allaha eş koşmuşlardı.
Ve Allah’ın gazabını üzerlerine almışlardı.
Allah’da onların bu hasletlerine bakmadan onlara müşrik ismini,liderlerine ise ebu cehil ismini verdi.
Şimdi bu güne gelelim.
Allahın kanunları yerle bir edilmiş.
Müslümanlara savaş açılmış.
Allahın düşmaları olan haclı birlikleri ile dost olunmuş.
Kerhaneler açılmış.
Barlar açılmış.
Fahişelere barmenlere sen bu işi yapabilirsin diye ruhsat verilmiş.
Verilmeyede devam ediyor.
Kapında onları korumakla görevli muvahhid bir polis.
Alınan vergiden bahsetmeye hiç gerek yok.
Allahın haramları helal helalleri yaram yapılmış.
Müslümanlar ceza evlerine atılmış.(davaların açılma sebebi:laik demokratik düzeni yıkıp şeriata dayalı bir devlet oluşturmak amacı ile suç(terör)örgütü kurmak.)
Tutuklanan Müslümanlar km.lerce ötedeki ceza evlerine gönderilmiş.
Ailelerinden ayrılmış(rabbim kavuştursun inşallah.amin.)
Vs.vs.
Daha sayarımda gerek yok.
Şimdi ben bu adamı nasıl eleştirmeyeyim?
Nasıl tekfir etmeyeyim?
Velev ki şizin dediğiniz gibi bu adam İslam dairesi içinde olsun.
Orada olması haramlar ve şirklere imza atması doğrumu?
(Tıkla dinle: Alparslan Kuytul - Ba?bakan Erdo?an M?s?r'da "laikli?i dinsizlik olarak görmüyorum" - YouTube)
İslam da her şeyi kur’an ve sünnete vuruyorsunuz.
Ölçü kur’an ve sünnet diyorsunuz.
Namazda parmağınızı oymatmanızdan tutun kıçınızı yıkamaya kadar.
Hadi vurun bu meseleyide kur’an ve sünnete.
Neden vurmuyorsunuz?
Bana maslahat geregi dahi olsa böyle bir mecliste bu konumda bir müslümanın nasıl olabileceğini kimse anlatamadı.
Anlatamazda.
Kıytırık kıytırık cevaplar verdiler akli olarak.
Yok o olmazsa şöyle olurmuş böyle olurmuş.
Yok yavaş yavaş olacakmış.
Yahu bırakın maval okumayı.
İşi kurana ve sünnete götürün her meselede yaptığınız gibi.
Biz kendisine sunulan dünyalık cazip tekliflere’’bir elime ayı bir elime güneşi verseniz bu davadan dönmem’’ diyen bir peygamberin ümmetiyiz.
Ölçü belli.
Ve başbakanın durumuda belli.
Dediğim gibi dünyalık yaptığı işlerle değil bizim meselemiz.
(Gerçi onuda eleştirmeye kalksak çok eleştiririz ama konumuz değil.)
Uzun lafın kısası.
Bu adamın bulunduğu mevki ve yaptığı işler islamın hiçbir tarafına sığdırılacak gibi değil.
Kaldıki müslümanlara dostta değil bu adam.
Abd’nin ve israilin kuklası.(her ne kadar düşman gibi görünsede)
Zaten öyle olmasa bulunduğu makamda duramaz.
Durdurulamazlar.
Düşünsenize islamın dostu olan başbakan,başbakan olmazda evvel A.B.D başkanı tarafından (parti başkanı iken) başbakan statüsünde kırmızı halı ile karşılanıyor.
Daha sonra çeşitli sişyasi manevralarla başbakan oluyor.
Şeriatı getirecek olan bu adamada ekonomiyi ve askeriyeyi elide tutan güç (masonlar) hiç bir şey yapamıyor.
Siz onu küllahıma anlatın.
Yazık!
Nasılda aldatılıyor ve aldanıyorsunuz.
Nasılda dünyaya ahreti tercih ediyorsunuz.
Bir gün Ergenekon yapılanmasını yiyen ortadan kaldıran güç.
Başbakanıda olduğu yerden alacaktır.
Ya başbakan artık dediklerine uymayacak,hedef değiştirecek.
Ya işleri bittiğinde,amaçlarına ulaştıklarında.
Amaç mı?
Başbakanı Orta doğuya Arapların başına abi yapıp Müslümanları haçlı birliklerine karşı yumuşatmak.
Allah yolunda yapılan cihadı bitirmek.
Bitiremezse bile(ki bitmeyecek Allahın izniyle) önünü kesmek.
(en basit örnek:Hersene müslünamlar cihat bölgelerine zekat ve fitrelerini yoluyorlardı.Bu Ramazan Başbakan bir Afrika muhabbeti çıkardı.Çoğu zekat ve fitreler Afrikaya kaydı.Bakın bir ay bile geçmeden Afrika unutuldu.Bunun tek amacı vardı.Her yıl Mücahidlere giden yardımın önünü kesmek. Ve kısmende başarılı oldu.)
Demokislam dinini müslümanlara empoze etmek.
İslamı tamamen yer yüzünden silmek.
Ilımlı İslam projesinin başarıya ulaştırmak.
Vs vs.
Saysak bitiremeyiz amaçlarını.
Ama Allahın izni ile onların tuzakları karşısında tuzak kuranların en hayırlısı olan rabbimiz var.
Ve bu tuzaklarını boşa çıkaracak inşallah.
Uzun lafın kısası.
Ben bu başbakanı ve tebalarını sevmiyorum.
Ve onu her yerde de eleştiriyorum.
Eleştirmeye de devam edeceğim.
Çünkü bir müslümanın laik sistemin içinde olmasını,olsa bile Müslüman kalmasını asla kabul etmiyorum.
Etmeyeceğimde Allahın izni ile.
Kısaca lanet olsun onlara ve Allah başka taptıkları ilahlara.
Ve son sözün onlara.
Sizin dininiz (yaşam şekliniz)size benim dinim(yaşam şeklim) bana.
Refik Yaprak
