Sorduğun soru üzerinden gidiyorum böyle bir şey şirk olmaz.Önceki yazdığın şeyde tam anlaşılır değil.Lütfen bir dahakine soru sorarken daha anlaşılır sorsak daha iyi olur.Ama anladığım kadarıyla veya en azından bilgilendirici olsun diye bazı bilgiler paylaşacağım inşaAllah faydalı olur.
Allah Teâlâ'yı sever gibi, O'nun yarattığı bir varlığa sevgi ve muhabbet besleyerek sevgi ve tâzim konusunda o varlığı Allah Teâlâ'ya ortak koşmak. Bu,Allah Teâlâ'nın asla bağışlamayacağı büyük şirktir.
Nitekim Allah Teâlâ bu şirk hakkında şöyle buyurmuştur:
( وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَتَّخِذُ مِنْ دُونِ اللَّهِ أَنْدَاداً يُحِبُّونَهُمْ كَحُبِّ اللَّهِ وَالَّذِينَ آمَنُوا أَشَدُّ حُبّاً لِلَّهِ وَلَوْ يَرَى الَّذِينَ ظَلَمُوا إِذْ يَرَوْنَ الْعَذَابَ أَنَّ الْقُوَّةَ لِلَّهِ جَمِيعاً وَأَنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعَذَابِ) [ سورة البقرة الآية: ١٦٥]
"İnsanlardan kimisi Allah'ın dışında Allah'a denk ilahlar edinirler de onları Allah'ı sever gibi severler. Îmân edenlerin Allah'a olan sevgileri ise (onların ilahlarına olan sevgilerinden) daha büyüktür. (Çünkü mü'minler, bütün sevgilerini Allah'a hâlis kılarlar, o kâfirler ise sevgide Allah'a şirk koşarlar.(Dünya hayatında Allah'a şirk koşarak nefislerine) zulmedenler, keşke (âhirette) azabı gördükleri zaman bütün kuvvetin Allah'a âit olduğunu ve Allah'ın azabının çok çetin olduğunu anlayabilselerdi. (Bakara Sûresi:165)
Ayrıca bu konu haricinde İslam'a vera,bera akidesi vardır.Vela ve beranın anlamı; müminleri sevmek, onları dost edinmektir. Kâfirlere buğzetmek, onlara düşmanlık beslemek ve onlardan beri/uzak durmaktır.
Müminler müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık Allah’la olan bağını koparmış demektir. Ancak onlardan gelebilecek bir tehlikeden korunmanız başkadır. Allah kendisi hakkında sizi uyarıyor. Sonunda dönüş Allah’adır.
(Ali İmran 28)
Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez...(Devamı var)
(Maide 51)
Ey iman edenler! Şayet babalarınız ve kardeşleriniz, küfrü imana tercih ederlerse onları dost tutmayın. Sizden kim onları dost edinirse işte bunlar, zalimlerin ta kendisidir.
(9/Tevbe, 23)
O, Allah’ın elçisi Muhammed’dir. Onunla beraber olanlar da kâfirlere karşı sert, kendi aralarında merhametlidirler...(Devamı var)
(Fetih 29)
İbrahim, babasına ve milletine demişti ki: "Beni yaratan hariç, sizin taptığınız şeylerden uzağım. Beni doğru yola eriştirecek olan şüphesiz O'dur."
(Zuhruf 26-27)
İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah’a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve nefret belirmiştir” demişlerdi. Yalnız İbrahim’in, babasına, “Senin için mutlaka bağışlama dileyeceğim. Fakat Allah’tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez” sözü başka. Onlar şöyle dediler: “Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.”
(Mumtehine 4)
Muaz Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem, İmanın en faziletli derecesi nedir? diye sorduğunda şöyle cevap vermiştir: “ İmanın en faziletli derecesi Allah için sevmen, Allah için öfkelenmen ve dilini Allah’ın zikrinde hareket ettirmendir”.
(İmam Ahmed 22132,Şuayb el Arnavu sahih li gayrihi demiştir)
İbn Abbas Radiyallahu anhu’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle dedi: “İmanın en güçlü halkası, Allah için dostluk, Allah için düşmanlık, Allah için sevmek, Allah içi buğzetmektir”
(Tabarani, Elbani sahih demiştir. Sahih elcami elsağir 2539)
Amellerin en fazîletlisi Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir.”
(Ebû Dâvûd, Sünnet, 3)
Ebû Ümâme -radıyallâhu anh-’den nakledildiğine göre Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmuştur:
“Kim Allah için sever, Allah için buğzeder, Allah için verir ve Allah için vermezse îmânını kemâle erdirmiştir.”
(Ebû Dâvûd, Sünnet, 16)
Îmânın zevkine ermenin vesilelerinden biri de mü’min kardeşini Allah için sevmendir. Nitekim Allah Rasûlü -sallâllâhu aleyhi ve sellem-; sevdiğini Allah için sevmenin, mü’mini îmânın zevkine ulaştıracağını bildirmiştir.
(Buhârî, Îmân, 16)
Îmân etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de kâmil mânâda îmân etmiş olmazsınız.” buyurmuştur.
(Ahmed bin Hanbel, I/167)
Nerede Ben’im rızâm için birbirini sevenler? Gölgem dışında hiçbir gölgenin olmadığı böyle bir günde onları Arş’ımın gölgesinde gölgelendireceğim.” (Müslim, Birr, 37)
Enes ve Ebu Hureyre -radıyallahu anhuma-’dan merfû olarak rivayet edildiğine göre Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Sizden biriniz, beni kendisine annesinden, babasından, çoluk çocuğundan ve herkesten sevmedikçe gerçek manasıyla iman etmiş olmaz.
(Buhari,Müslim)
“Sırf benim için birbirini seven, benim rızam için toplanan, benim rızam uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızam için sadaka verip iyilik edenler, benim sevgimi hak ederler.”
(Muvatta’, Şa’r 16)
Enes İbni Mâlik radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Üç özellik vardır; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar:
Allah ve Resûlünü, (bu ikisinden başka) herkesden fazla sevmek.
Sevdiğini Allah için sevmek.
Allah kendisini küfür bataklığından kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin ve tehlikeli görmek.”
(Buhârî, Îmân 9, 14, İkrah 1, Edeb 42; Müslim, Îmân 67.Ayrıca bk. Tirmizî, Îmân 10)
Biz Hz. Peygamber (asm)'in yanında oturuyorduk. Peygamberimiz dedi ki:
'İslama en iyi bağlayan şey nedir?' Sahabeler,
'Namazdır.' dediler. Peygamberimiz,
'Cevabınız güzel fakat o değildir.' Sahabeler dediler:
'Zekat vermek.' Peygamberimiz dedi ki:
'Cevabınız güzel fakat o da değildir.' Sahabeler,
'Ramazan orucudur.' dediler. Peygamberimiz,
'Cevabınız güzel, fakat o da değildir.' dedi. Sahabeler,
'Hacca gitmektir.' dediler. Peygamberimiz,
'Cevabınız güzel fakat o da değildir.' dedi. Sahabeler,
'Cihaddır.' dediler. Peygamberimiz,
'Cevabınız güzel, fakat o da değildir. Muhakkak ki İslam'a en iyi bağlayan şey, Allah için sevmek Allah için buğz etmektir.'"
(Ahmed ibn. Hanbel, Müsned, c. 4, s. 286)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
Hiç şüphesiz Allah Teâlâ kıyâmet günü:
“Nerede benim rızâm için birbirlerini sevenler? Gölgemden başka gölgenin bulunmadığı bugün onları, kendi arşımın gölgesinde gölgelendireceğim” buyurur.
(Müslim, Birr 37 ,Tirmizî, Zühd 53)
Berâ İbni Âzib radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Medineli müslümanlar hakkında şöyle buyurdu:
“Ensarı (Medineli müslümanları) ancak mü’min olan sever, onlara ancak münâfık olan düşmanlık eder. Ensarı seveni, Allah da sever; onlara düşmanlık edene de Allah düşmanlık eder.”
(Buhârî, Menâkıbu’l-ensâr 4; Müslim, Îmân 129, Tirmizî, Menâkıb 65)
Muâz radıyallahu anh, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim dedi:
Allah Teâlâ; “Benim rızâm uğrunda birbirlerini sevenler için peygamberlerin ve şehidlerin bile imreneceği nurdan minberler vardır” buyurmuştur. (Tirmizî, Zühd 53)
Ebû İdris el-Havlânî rahımehullah’dan şöyle dediği nakledilmiştir:
Dımaşk mescidine girmiştim. Bir de ne göreyim, güleç yüzlü bir delikanlı ve başına toplanmış bir grup insan. Bunlar bir konuda görüş ayrılığına düştüler mi hemen o delikanlıya başvuruyor ve fikrini kabulleniyorlardı. Bu gencin kim olduğunu sordum. “Bu Muâz İbni Cebel radıyallahu anh’tır” dediler.
Ertesi gün erkenden mescide koştum. Baktım ki o genç benden evvel gelmiş namaz kılıyor. Namazını bitirinceye kadar bekledim sonra önüne geçerek selâm verdim ve:
- Allah’a yemin ederim ki ben seni seviyorum, dedim.
- Allah için mi seviyorsun? dedi.
- Evet Allah için, dedim. O yine:
- (Gerçekten )Allah için mi seviyorsun? dedi. Ben de:
- Evet,( gerçekten) Allah için seviyorum, dedim.
Bunun üzerine elbisemden tutarak beni kendisine doğru çekti ve şöyle dedi.
- Kutlarım seni. Zira ben Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim:
“Allah Teâlâ, “Sırf benim için birbirini seven, benim rızâm için toplanan, benim rızâm uğrunda birbirini ziyaret eden ve sadece benim rızâm için sadaka verip iyilik edenler, benim sevgimi hakederler” buyurmuştur.”
(Muvatta’, Şa’r 16)