Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bayanlar İçin Ders Programı...

H Çevrimdışı

Hanne-sevde

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
BAYANLAR İÇİN DERS PROGRAMI (Hazırlayan: Sevde Gök)
--------------------------------------------------------------------------------
iman eden ve salih ameller işlemek isteyen her bayan için ders çalışma metodu:
1-) Haftada en az iki saat “İman” konusunu kavramak, ayet ve hadis çerçevesindeişlemek (Akaid). Ahmet Kalkan'ın “Müslüman’ın Akaidi” çok güzel, tavsiye edilir. Tevhid'in mahiyeti en doğru şekilde iman etmek için iyi kavranmalıdır. Aksi takdirdeameller boşa gider…
2-) Haftada en az iki saat “İlmihal”
3-) Haftada bir saat “Siyer-i Nebi” (Rasulullah'ın Hayatı, Fıkhu's Siyre, Said Ramazan el-Buti, Muhammed Münir Gadvan, Nebevi Hareket Metodu ve diğerleri tavsiye edilir.)
4-) Haftada bir saat “Fıkıh İlmi” (Fıkıh bilen kişilere danışılarak çalışılırsa daha verimli olur.)
5-) Namaz ve tesettür gibi farzlara, dua ve ibadetlere titizlikle dikkatedilecek... “Namaz,mü'minlerin üzerine vakitleri belli bir farz olmuştur.” (Nisa,4/103)“Sana vahyedilen Kitab-ı oku.Namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz,edebsizlikten ve akıl ve şeriata uymayan her kötülükten alıkoyar.” (Ankebut, 29/45)Tesettür: Nur, 24/31. ve Ahzab, 33/59. ayetler incelenmelidir... Dua: Kullarım (Habibim), sana Beni sorunca (haber ver ki) işte Ben, muhakkak yakınımdır. Bana dua edince Ben, o dua edenin davetine icabet ederim. O halde onlar da Benim davetime icabet ve Bana iman(da devam) etsinler.Ta ki (o sayede) doğru yola ulaşmış olalar. (Bakara, 2/186)Ayrıca bakınız Mü'min Suresi, 40/60. Doğru yolda dua mü'minin azığıdır...
6-) Hergün yarım saat, “Kur'an-ı Kerim arapçasından öğrenilmeli” ve (tecvid,talim ve mahrecine dikkat edilerek) çalışılmalıdır. Günde en az beş sayfa “meal okunmalı”, bir yıl boyunca... Daha sonra “Tefsirlere müracat edilecek” ve “Tefsir ilmi çalışan kişilere danışılarak” gayretedilmelidir.
7-) Boş vakitlerde “fikir kitablarına önem verilmeli” , özellikle Mustafa Çelik'in “Lâ” isimli kitabları başlangıç olmalıdır. Tarihçi yazar İhsan Süreyya Sırma hocanın kitablarıyla devam edilmelidir...:cool: Mü'mine saliha bir kadın olmak için Allah c.c ve Rasulü(s.a.s)'ne yapılacakBey'at, Mümtehine Suresi'nin 12. ayeti hükmü gereğince olmalıdır. İyice tahkikedilerek sağlam Bey'at gerçekleştirilmiş olmalıdır. Haramlar tamamen terk edilmek,helallere yönelmek suretiyle...
--------------------------------------------------------------------------------
9-) Devamlı nefis muhasebesi yapılmalı ve kişi müslümanlığını sorgulamalı, ölümçokça tefekkür edilmelidir.
10-) Kur'an'ı kerim'deki güzel ahlak ayetleri incelenmeli ve yaşamageçirilmelidir. (Kalem ve Hucurat suresinde...)
11-) Yaklaşık bir yıl sürecek bu sıkı çalışmanın ardından “Tefsir ve (şerhli) Hadis”çalışmalarına düzenli ve sürekli geçilmelidir. Öğrenilecek ilim, okumanın yanı sıra yazıyadökülürse daha kalıcı olur...
12-) Enaz üç, en fazla beş yıl sürecek ilmi çalışmaların ardından aktif çalışmalarageçilmelidir. Elde edilen ilim birikimi ile, beş yılın ardından tebliğ vazifesinegeçilmeli, müzzemmil suresinin mahiyeti iyice kavranmış olarak mümkün olduğunca geceibadeti ve müzzemmil yapılmalıdır.
13-) İlim öğrenmeye ve öğretmeye yönelen her fert, Hz.Peygamber'imizin şu buyruğunu önemle dikkate almalıdır: “Seni şüpheye düşüren şeyi bırak da, senişüpheye düşürmeyecek olan şeylere bak.” (Sahih-i Buhari,Kitabu'l Büyü,Bab.3)
14-) Tebliğci konumuna geçen kişi Şehid Abdullah Azzam'ın şu sözlerinekulakvermelidir: “Kişinin tüm hal ve hareketleri,taşıdığı akidenin hayata yansımasıdır.” (İslam Akidesinin özellikleri, Tarık yay.sh.29)
15-) Dinini öğrenen kişi, gereksiz tartışma ve münakaşalardan uzak durmalıdır. Ömer b.Abduaziz (r.a): “Kim dinini gereksiz münakaşalara hedef yaparsa, çok sık görüş değiştirir” diyerek bir inceliğe işaret etmiştir.
16-) “Ya eyyühel Müddessir” Yani; “Ey örtüye bürünen, kalk uyar ve korkut...” Cahiliyye ve gaflet örtüsünden sıyrılan, güzel iman eden müttaki mü'min ve mü'mine,insanlığı uyarmaya ve korkutmaya soyunmalıdır.“Ancak seni (can kulağıyla) dinleyenlerdir ki, (davetine) icabet ederler.”(En'am,6/36)
17-) Şu Ayet-i Kerime, tebliğcinin kendi şahsı için düsturu olmalı: “Onlar ki, Allah'ın emir ve yasaklarını tebliğ ederler. Allah'dan korkarlar veO'ndan başka kimseden korkmazlar....” (Ahzab, 33/39)
1:cool: Tebliğ, en güzel üslub ve sabır ile yapılmalı, asla tevhid akidesinden vehükümlerden taviz verilmemelidir.
19-) Kişi kendisini de unutmamalı, nefsine tebliğ ve terbiye etmelidir. Şeytan musallat olduğu vakit, yani kızınca, sinirlenince veya şehvet ağır basınca, şeytanın şerrinden Allah'a sığınmalı... Abdest alıp namaz kılmalı ve kendi nefsine Allah'ın zikrini telkin etmelidir.“İnsanlara iyiliği emreder de kendinizi unutur musunuz?” (Bakara, 2/44)
--------------------------------------------------------------------------------
20-) Mü'minlerin sıfatları, ayetler ışığında incelenmeli ve yaşanmalıdır.(Mü'minun,23/1-11,57-61; Furkan,25/63-75; Rad,13/20-24; Şura,42/36-39;Enbiya,21/49; Secde,32/15-16; Zümer,39/9; Zariyat,51/17-18; Necm,53/32;İnsan,76/7-10; Enfal,8/2-4; Hadid,57/19 vs...)
21-) Batıla dalanlarla, batıla dalmaktan şiddetle kaçınılmalıdır. (Müddessir,74/42-46.)Bir mü'mine kadın, cahili kadınların seviyesine düşmez, onları kendi seviyesineçıkarır. Girdiği her toplumda farkı farkedilir bir saliha kadın olarak örnek olunmalıdır.Cahiliyyeden arınan temizlenen, şirkten sıyrılan ve bir olan Allah'a iman eden her kişi, içaleminde, dış alemine yansıyacak bir inkılab gerçekleştirdiğini unutmamalıdır...
22-) İman eden,salih ameller işleyen, birbirlerine Hakkı ve sabrı tavsiye edenlerden olunulmalı, aksi taktirde hüsran, helak devreye girer... Ziyanauğrayanlardan olunulur. (Allah muhafaza) “...İyilik etmek,fenalıktan sakınmak hususunda birbirinizle yardımlaşın.Günah işlemek ve haddi aşmak üzerinde yardımlaşmayın.Allah'dan korkun...” (Maide, 5/2)
23-) Sabrı tavsiyeleşmek: Mü'minin örtüsüdür dedik, sabır, sabır, sabır... “Ey iman edenler, sabır ile bir de namazla (Allah'dan) yardım isteyin. Şüphesizki, Allah('ın yardımı) sabredenlerle beraberdir.” (Bakara, 2/153)Hz.Lokman(a.s)'ın oğluna nasihatından: “...Ey oğlum,dosdoğru namazını kıl,ma'ruf olanı emret,münker olandan sakındır ve sana isabet eden (musibetler)e karşı sabret.çünkü bunlar azmedilmesi gereken işlerdendir.” (Lokman, 31/17)
24-) Bu yola (İslam'a) giren her mü'min müslüman, imtihanda olduğunun bilinciyle ilerlemeli, her şeyi, her anını güllük gülistanlık beklememeli ve kendini imtihanın her türlüsüne hazırlamalıdır. Hz.İbrahim (a.s) misali, en sevdikleriyle imtihana çekileceğini ve en sevdiklerini gerekirse Allah(c.c) ve Rasulü(s.a.s)' nün yolunda feda etmekten çekinmemesi gerektiğinin,imanının şartı olduğunu iyice kavramalıdır. “Andolsun ki, siz mallarınızla ve canlarınızla imtihan edileceksiniz. Muhakkaksizden önce kitab verilenlerden ve şirk koşanlardan çok ağır ezalar işiteceksiniz.Eğer sabreder ve sakınırsanız, işte bu azmedilmeye değer (kat'i surette farz edilen) işlerdendir...” (Al-iİmran, 3/186) Ayrıca Bakara, 2/155 incelenmelidir.
25-) Rasulullah(s.a.s)'ın sünneti ve özel tavsiyesi olan evlilik mutlaka gerçekleştirilmelidir, evlilikte aranan tek şart, Allah'ın rızası olmasıdır. Genç mü'minkızımız, Hz.Fatıma (r.anhüma)'nın çeyizini ve mütevazi yaşantısını örnek almalıdır.Seçilmesi gereken damat adayı, mutlaka mücahid olanı olmalıdır... Ya da ilim ehli, tebliği kendine şiar edinmiş mümtaz şahsiyetlerden olmalıdır...
--------------------------------------------------------------------------------
26-) Mü'mine kadın, rahatlığını, keyfiyetini, güzelliğini düşünmez, mutlakaanne olur. Anne adayı, iki veya üç çocuk gibi sayı sınırlandırmaz. Yahudi bir kadının (üstelik dünya güzeli seçilmiş, çok güzel bir kız olmasına rağmen) 12 çocuk sahibi olmak isteyişinin sebebini düşünmeli, salih ve salihalardan olacak evlad için dua ederek çocuk sahibi olmaya yönelinmelidir.
27-) Dünyaya gelen çocuklarına, Tevhid bilincini yerleştirdikten sonra,eşinede, malıyla, canıyla, ilmiyle ve her şeyiyle Allah yolunda Cihadı teşvik etmeli, aynı zamanda bizzat kendisi, İslam'i hareketin parçası olan aktif çalışmalarıyla örnekolmalıdır...Al-i imran Suresi'nin 35-37.ayeti hükmünce, İmran ailesinin örnek davranışı, Hanne validemizin karnındaki çocuğu Allah'a adayışı, günümüz kadınları için örnek teşkiletmelidir, dünyaya getirilmiş veya getirilecek çocuklar, Allah yoluna adanmalı ve dîn-i mübinin hakim kılınması için çalışılmalıdır.
2:cool: Tebliğ vazifesini gerçekleştirirken, tebliğ yaptığı kişilerin iman etmeyişine üzülmemeli (Kasas, 56) hidayeti Allah'ın nasib ettiğinin bilinciyle yoluna devam etmelidir. (Bkz.Yunus,99; Lokman,23; Kaf,45; Ğaşiye,20-21; Tâ-hâ,2-3; Kehf,6; Şura,48; Yasin,17; A'raf,150; Hicr,97; En'am,35; Hicr,94; Şuara,2-3; Fatır,8)
29-) İşlenen salih ameller, küçük diyerek küçümsenmemeli, en ufak çalışma veRasulün sünneti, İslami hareketin bir parçası olacağı kabul edilmelidir.
30-) “İman edenler, Allah yolunda cihad ederler, küfredenler de tağut yolunda savaşırlar.” (Nisa,4/76) -------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Ümmetin ilme değer veren gençlerine faydalı olur inş...dua ile...
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Bir bir bayan için güzel bir ders proğramı olmuş yanlız proğram hazırlanırken hedef ve içerik allahu alim eksik kalmış zira herşey yolunda gitmeyebiliyor yinede büyük zamanı evde geçen kadınlar için fena değil.

Yanlız bunları kadının kocasından alması gerektiği kanaatindeyim zira kadın kocasının dini üzeredir.Kadınlar asıl işleri öncelikle Allah'a kulluk daha sonra kocasına hizmettir bazı kardeşlerimiz bu konuda sınırı malasef aşabilmektedir.Herşeyin orta yolu iyisidir.

Nasıl ki Resul sav hem yemek yer,hem oruç tutar..Kadınlarımız da ilim ilim diye diye ev ehliyle ilgilenmeyi ihmal etmemeleri lazım zira dediğim gibi kadının öncelikli işi kocasına hizmettir.
 
H Çevrimdışı

Hanne-sevde

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Anlıyorum sizi,ancak!...
bu programın hazırlanmasında hedef,bayanların kendilerini yetiştirmeleri,cahil konumundan kurtulmaları ve Dinine hizmet etmeleridir...
içerik ise,eksik kalan içeriği,her okuyan çalışan kendisi tamamlar inş...
her erkek ilim ehli değildir ve ilmin ihli değildir...onun çin her kadına kocası ilim öğretemez...her kadın,kocasının dini üzere değil,İslam dini üzere olmak ve yürümekle mükelleftir...
kocaya hizmet mutlaka olacaktır fakat,YERYÜZÜNDE AYAKLAR ALTINA ALINMIŞ,HAKİMİYYETİ KAYBEDİLMİŞ bir din için kadın erkek her kull çalışacaktır...ALLAH c.c,bu dinin hakim kılınmasının sorumluluğunu sadece erkeklere yüklememiştir...
<<mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin yardımcılarıdırlar,iyiliği emreder,kötülüğü yasaklarlar......>>tevbe,71
kadınlarımız,kocaya itaat diye diye,kocasını Rabb edinmiştir farkında olmadan...bu şirk koşma meselesine önemle dikkat edilmeli,sevdiğini ve hizmet ettiğini,Allah'dan daha çok sevmemeli,ALLAH'ın,Rasulünün ve dininin önüne geçirmemelidir...
sahabe kadınları bizim örneğimizdir...eşini ve oğlunu cihada hazırlayan,ALLAH için feda etmektençekinmeyen,ilim tahsil etmesi için evladından ayrı kalmaya sabreden,yeri geldiğinde,Hz.Nesbe r.a validemizin uhud avaşında evinde oturmayıp,ALLAH'ın dinini,Rasulullah'ı korumak için savaşmasını unutmamaşlı,iyi bilmelidir....ve vazifesine soyunmalıdır...
cahilleyyenin ahtopot kolları gibi tüm dünyayı sardığı bir asırda yaşıyoruz,hiç bir kul,cinseyetinden veya yaşından dolayı ,ALLAH'ın dinine hizmet etmekten,ilim tahsil etmekten geri kalamaz..aksi halde,izzetsizce,şerefsizce,onursuzca,namuslar elden giderek yaşamaya mahkumuz ümmetce....kadınını yetişöesine izin vermeyen,bize hizmet et,kulluk yap yeter diyen erkekler,namus elden gittiğinde haykırarak kurtarın bizi dememelidirler...
5 emniyet sağlanmadıkça,yeryüzünde,din,mal,can,akıl,nesil emniyeti hakim kılınmadıkça erkek ve kadın hiçbir insana rahat yaşamak,rahat oturmak,sadece kendi sevdiklerini,saydıklarını hizmet ederek geçirmek yakışmaz...bu zulümdür...
siz erkekler neden bu kadar kolaylığı emrediyorsunuz????
bedel ödemeden,çalışmadan hiç kimseye cennet yok...
Hanne validemiz gibi adayan,Meryem gibi adananlara selam olsun........................
ümmetin kurtuluşu biiznillah kadınların elindedir,olacaktır,Musa'ları,İsa'ları,Muhammed'leri doğuracak olanlar,namuslu,ilim sahibi,cesur,davaya can adayan kadınlarımız olacaklardı..davayı dert etmeyenler,evlerinde rahat oturanlar değil.....
ben kocama kulluk yapmakla değil,ALLAH'a kulluk yapmakla emrolundum...islam tarihinde,ilim ehli alim kadınların varlığı da unutulmamalıdır.........
saygılar
selametle...........
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Maleseef yazınız bir yazar kimliğinden uzak kalmış...Basit bir duygusallıkla içinizdekileri yazıya dökmüssünüz sizden daha nesnel bir yanıt beklerdim ... : (

Ümmetin kurtluşu kadınların elinde olucaktır demek büyük hata olucaktır...Ve örnek verdiğiniz bayan sahabe yüzlerce sahabe kadından sadece bir kaçından biri diğerleri savaşmaya gitmediler diye cennete giremeyecek değil yada sadece o gitti diye tüm kadınların gitmesine delil değildir bu Allah ondan razı olsun cennetine Resul sav'e komşu etsin islamı yaşayarak ruhunu Allah'a teslim etmiş sahabedir.

Erkeğin ilim olarak kadından üstün olması aile düzeninin daha düzgün gitmesinde çok önemlidir.Zira iyi kadınlar iyi erkeklere kötü kadınlar kötü erkeklere yaraşır..Konu bir birimize hakkı tavsiye etme şeklinde geçerse inşAllah daha güzel olucaktır zira benim kadının kocasına hizmet etmesi noktasında bu siteye giren herkes bilmektedir ki ben bu sözü kadının kocanın islam dinini benimseyen bir kocaya itaat olduğunu ve o kocaya itaat'in Allah'a itaat olduğunu çok rahat anlamışlardır.Ve buraya hadislere yazmaya gerek yok bu konuda ihtilaf yok kadın kocasının dini üzere ve kocasına itaat etmek zorundadır..Hiç bir kadın ilim okuyorum ilim çalışıyorum diye bir bahaneyle kocasından uzak durmaya teşebbüs edemez.

Ve ne derler küçük sularda büyük fırtınalar koparmak işte kadınların da islam ümmetinde kötü gidişatı düzeltmede herşey kadının ilmiyle olucak demeleri bu sözü anımsattı bana..

Bayanlar ne kadar bilinçli olursa olsun erkekler ilimsiz ve korkak oldukları sürece bir metre yol alamayız..

Ancak ben bu akıma karşı şunu savunmakda ve her ortamda söylemekteyim..

Kadınlarınızı ilim maksadıyla oraya buraya götürmeyiniz yada salmayınız..

Bunun yerine siz kendiniz ilmi öğrenin ve o ilimle önce kendiniz amel edin daha sonra bu öğrendiğiniz ilimde altını çizeyim herşeyi kadına vermeyin sadece kadının ihtiyaçlarına yanıt vericek ilmi verin ve çocuğunuza öğretmesi gereken ilmi kadınlarınıza öğretin ( bunun içine tevhid-fıkıh-cihad-vs şeyleri kadının yükünü aşmıyacak şekilde ayarlayabilirsiniz.)


Bu şekilde bir hiyaraşik düzen olucaktır..Bilindiği üzere biz bu dini Resul sav'den öğrendik. O'da bize bunu öğretmiştir..

Fırtatı bozmayalım : )

Kadın kocasının dini üzeredir.
 
ruveyda Çevrimdışı

ruveyda

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
allah razı olsun kardeşim güzel bi proğram .

orta yaş ve daha üzere bayanlara ders veriyordum bir zamanlar onlar islamı öğrendikçe yanlışlarını ve eşlerinin yanlışlarını görüyorlardı hocam ne yapacağız bize yardımcı ol acaba o kocadan boşanmalımıyım diye soranlar oluyordu ve benim yaşım çok küçüktü ......ama onlara şunu söylemedim kadın kocasının dini üzeredir .....bu hakiki müslümanlar için söylenebilecek istisnai bir söylem........ve onlara sizler yaşayın ama kocalarınıza baskı yapmayın .çünkü belki fıtraten belkide türk toplumunda erkeklerin yetiştirme yanlışlıklarından dolayı cahil olsun alim olsun her erkek kadından üstün olmak ister eğer kadında üstünlük meziyetleri var ise kocasında yok ise bunu kabullenmek erkekler için güçtür... istisna olarak kabul eden erkek var isede çoğu erkekler her şeyde üstün olmak ister kadının lafıyla hareket etmek istemez bu realitedir .......ben o hanımlara sabır edin ve dua edin ve kendinizi sevdirinki.insan sevdiğini dinler bunları söylemiştim ......çünkü çok dindar gördüğümüz bir erkek bile zamanla dininde gevşeme oluyor veya o yoldan ayrılabiliyor bu tür insanlarıda gördük....eğer o eş gerçekten allah yolunda ise ve evinde hanımına davranışı bu istikamette ise tabiki o kadın kocasının dini üzeredir .....ama toplumumuz böyle değil.......toplumu ıslah etmek lazım erkekler üzerine düşen görevleri yani erkek kardeşlerimizin düzelmemleri için çalışsın kadın larda kadın kardeşlerimizin düzelmeleri için çaba göstersinki ....fatımalar yetişsin ali ler yetişsin ...ve birbirlerine eşler olsunlar............kusura bakmayın lafı uzattım ama yanlış toplumların gerçeklerine dikkat çekmek istedim.selametle
 
E Çevrimdışı

ebumuhammed

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
slmnlykm, her ferdin hayatı boyunca üzerinde bulunduğu yol vardır,bu fertler erkek ve kadından teşekkül eden bir toplumu oluşturur,sağlıklı bir toplum ise ,(kastim islam toplumudur) yaşantısı süresince kendisi ile mezara kadar devam eden bir takım olmazsa olmazlar ile birlikteliğini devam ettirir ve bunları asla terk edemez,zira bunlar kendisinin bir parçası gibidir. her erkek ve kadın, bir baba, bir annedir,bir erkek evlat ve bir kız evlattır,bir koca yada bir eştir, bu her iki cinste yaşantısı süresince asla şunları unutmamalıdır.
1: her ikiside kuldur ve yaradanına güzelce kulluk yapmak ile mesuldür
2:evlattır,anne ve babasına karşı sorumluluk taşır( müslüman asla anne ve babasını razı etmeme gibi bir lüks e sahip değildir)
3:anne yada babadır,(değil ise bu isteği asla terk etmez) ve evladı güzelce yetiştirmekle mükelleftir
4:çevresinde ve beraberce yaşadığı toplumda bir güdücüdür (bu çevre geniş yada mahdud farketmez)

bu dört şartın 2,3,ve 4 üncüsü 1 . şartta saklı esas ile yürütüldüğü müddetçe ,müslümanın dünya ve ahireti saadet içerisinde geçer,zira dünya ve i,çerisindekilerin en değerli olanı ALLAH cc a hakkı verilerek yapılan kulluk ile geçirilmiş ömürdür, bunu için ise bazı şartlar vardır(nasılki şu küçücük forumda dahi herkez kafasına göre takılamıyor ise,kulluğunda bazı şartları ve gereklilikleri vardır)
Bu şartların en başında ,kulluğu hakkı ile yerine getirmek ,o kulluğun kitap ve sünnette anlatıldığı şekilde yapılma zorunluluğu vardır, bu olmazsa,burada moderatörler ,içeriği düzgün olmayan bir konu yada mesajı nasıl silip çöpe gönderiyor ise,kitap ve sünnete uygun olmayan her amel ve itikad böylece paçavra gibi kişinin yüzüne fırlatılacaktır, zira ibadet sahih bir şekilde yapılmazsa kabul edilmemektedir ve bunun kitap ve sünnette birçok delili bulunmaktadır.




Aile düzeni yaratıcı tarafından boşuna emredilmiş bir kavram değildir ve sağlıklı toplumlar sağlıklı ailelerden teşkil,sağlıklı ailelerde sağlıklı bireylerden teşkil olunur...., o halde bizlere düşen ,sağlıklı bireylerin ne şekilde oluşacağı ve onların bu durumlarının nasıl muhafaza edileceğidir,zira İMAN ETMEK KOLAY AMA O KAZANILAN İMANIN MUHAFAZASI ÇOK ZORDUR.....! öyle ise bu imanın muhafazasında daha evvelden başarılmış ve bizlere emir ve tavsiyelerle gösterilmiş örneklere sarılmamız gerekmektedir.
Düşünelim bir ...! neden peygamber s.a.v e ilk inanan insan ailesi olmuştur (hatice validemiz r.a)

.........Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm bu vahiyleri öğrenmiş olarak döndü. Kalbinde bir titreme (bir korku) vardı. Hatice'nin yanına geldi ve:

"Beni örtün, beni örtün!" buyurdu. Onu örttüler. Korku gidinceye kadar öyle kaldı. (Sükûnete erince) Hz. Hatice radıyALLAHu anhâ'ya, başından geçenleri anlattı ve:

"Nefsim hususunda korktum!" dedi. Hz. Hatice de:

"Asla korkma! VALLAHi ALLAH seni ebediyen rüsvay etmeyecektir. Zira sen, sıla-i rahimde bulunursun, doğru konuşursun, işini göremeyenlerin yükünü taşırsın. Fakire kazandırırsın. Misafire ikram edersin. Hak yolunda zuhur eden hadiseler karşısında (halka) yardım edersin!" dedi. Sonra Hz. Hatice, Aleyhissalâtu vesselâm'ı alıp Varaka İbnu Nevfel İbni esed İbni Abdi'l-Uzzâ İbni Kusay'a götürdü......ila ahir
Buhari, Bed'ü'l-Vahy, Enbiya 21, Tefsir, Alâk Ta'bir 1; Müslim, İman 252, (160); Tirmizi, Menakıb 13, (3636

bu islamın sağlıklı aile yapısının temelleri idi, vahye muhatap bir erkek ve ona destekçi bir kadın....!


maalesef günümüz islama müntesip aile yapıları pek değişkenlik arzeder bir yapıda adeta...! kadınlarımız,sanki islamı tahsil erkeğinin evine gidene kadar,erkeğin ilim tahsilide ,evine eşini alana kadar kısıtlanmış gibi, yada islamı yaşantı ve tebliğ sadece evin dışına entegre edilmiş gibi, bir islam topluluğu ile beraberken herşey güzel,ama iş başbaşa kalmaya gelince ibre nedense taban yapıyor gibi, oysa sahabe i kiram yanlız başlarına iken takvalarını doruk noktasına çıkarır ve ibadetlerinde daha bir ihlaslı olurlardı, bunun sebebi ne idi aceba...?

galiba ,islamı ilk elden rasul s.a.v den öğrenmeleri idi,onun terbiyesi altında yeşermeleri idi, bizlerde bu ekti neden oluşmuyor, kuran eskidimi..! hayır ,ayetler taptaze duruyor, yeni nazil olmuş gibi,ya rasul s.a.v in sünnetleri, ki onlar bizlere,islamı,islam ile gelen emir ve nehiyleri beyan eder,tavsiyeler verir ,bizi hayra çağırıp şerden korunma yolunu gösterir,onlarmı kayıp....! hayır,onlarda ortada, zira ALLAHU AZZE VE CELLE bu dini koruyacağını aslını kimsenin bozamayacağını vaad etmiş,o asla vaadinde hulfetmez...! ozaman birtek sebep var sorun bizde, erkek ve kadın....! hepimiz de

düşünelim bir, içimizde hala kızını diri diri gömenlermi var,içki müptelası olanlarmı, kumar,faiz,asabiyet, nikahlısını kıskanmayan, değişik ahlak yapısına sahip kişilermi var...! bu saydıklarımın hepsi ve bir o kadar berbat şeyler sahabelerde vardı,onlar iman ettiler,bu pisliklerden birer birer kurtuldular ve neticede şu müjde onlara yetti..( İyilik yarışında önceliği kazanan Muhacirler ve Ensar ile, onlara güzelce uyanlardan ALLAH hoşnut olmuştur, onlar da ALLAH'tan hoşnuddurlar. ALLAH onlara, içinde temelli ve ebedi kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır; işte büyük kurtuluş budur. tevbe 100)

O ZAMAN HİÇ KUSURA BAKMAYIN SORUN BİZDE....! erkek evlendikten sonra ,ben dinimin yarısını tamamladım der,eşini artık kendisine köle gibi görür, sert davranır,dışarıdaki islamı tebliğ ve yaşama gayretini evinde terkederse,dışarıda bir ateiste dine kazanmak adına gösterdiği yumşaklığı evindeki eşinden mahrum ederse, dışarıdakilere 5 saat yılmadan anlatıp eşine beş dakika bile sabredemezse, kocalık vazifesinin üstbaş,yiyecek,yakacak,oturulacak ev,ve yatak olarak görüp ehlini ilimden mahrum ederse,biraz zor olur imanını mıhafazası...!

kadın,evlenene kadar takvalı,evlendikten 3,5 ay sonra bu takva biterse, evine aldıklarında kocasının rızasına bakmazsa,israfkar tavırlar sergiler,kocasının ibadette ve taatte gayret yönü ile itici unsuru olmazsa,açıp bir kitap okuyup ilmini artırmak yerine ,dizilere müptela bir tavır sergilerse, yorganını ayağına göre uzatmak yerine (her şeyin en iyisine layık olmakla beraber) erkeğine destek için tasarruf yolunu seçmezse, bu konudada örnek olarak,peygamber hanımları ve sahabe hamnımlarını örnek almak yerine ,komşusu jaleyi,müjganı ,yada durumları iyi olupta mal almayı seven x kişileri seçip ,onların sahip olduğu dünyalık için, aldığı maaşı yetirmeye çalışan,bunu yaparkende helale tabi olan kocasını zor duruma sokarsa, evladına dua yerine beddua edip durursa,beni nasılsa nikahladı aldı,artık ondan eminim deyipte ,kendine bakmayı terkedip,pecmürde bir hal ile karşılayıp kocasını dışardaki şehvet perestlerin ağına iterse,kocasını ALLAH yolundaki ibadet ve tebliğde geçen zamanını kıskanıp sınırlama getirmeye çalışırsa,kocasını ALLAH ile korkutmak yerine terketmek ve huysuzluk ile tehdit ederse ,imanı muhafaza etmek çok zor olur....!

eğer istiyorsak sağlam bir birey,aile ve toplum, her fert üzerine düşeni yapmak zorunda, üzerine düşen bu şeyleri yapmak tek şeye ihtiyaç duyuyor, zira ashabı kiram r.a ,evladını diri diri gömen,kumar,içki, faiz,bir nikah altında 20 den fazla kadını toplama,asabiyet davası güden, hasılı kelam türlü haya dışı davranışı sergileyen o toplum ,evvela iman etti sonra ,kuran ve sünnet ile şekillendi, kuranı ve sünneti kabulde asla bir abi,hoca,alim,şeyh, vs sücgeci kullanmadı, zira peygamber s.a.v ,sözü herkesin anlayacağı açıklıkta söylüyordu, onun terbiyesi altında yeşerdiler, büyüdüler ve dalları bizlere kadar uzandı,bizler o dallara deydiğimizde dudaklarımızdan şu sözler dökülüyor radıyALLAHu anh....!

onlar rasulü s.a.v kimseye takdim etmedi, bizler ise rasulün s.a.v bir sahih hadisini ,din büyüğü gördüğümüz kişilere sunmadan,onlar tamam demeden kabul etmekte zorlanıyoruz,işte ashabı kiram bunu asla yapmadı,onlar rasul s.a.v söylemişse başım gözüm üstüne deyip imanlarını güzelleştirdi......!

ne dersiniz dostlar, bizler kadın erkek demeden evvel galiba önce kendimizden başlamalı değilmiyiz, değişik bir deyişle ,daha doğrusu ise doğru olduğu şu şekille yapmalı değilmiyiz bunu.
1:ALLAHIN İNDİRDİĞİNE TABİİ OL... nefsinde
2:ALLAHIN İNDİRDİĞİ İLE HÜKMET...nefsinde,ailende ve toplumundaki ilişkilerde
3:ALLAHIN İNDİRDİĞİNİ TEBLİĞ ET....din adına bir söy diyecek isen nefsine,ailene ve toplumuna, bu kuran ve sünnetten başka bir şey olmamalı,zira din adına hata taşımayan söz kitap ve sünnettir.

vaktinizi aldım hakkınızı helal edin
selam ve dua ile
 
H Çevrimdışı

Hanne-sevde

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
-------------------
Ebumuhammed kardeşim yazdıkların çok doğru ve eğitici...ALLAH razı olsun,ilmini,irfanını artırsın Rabbimiz...duacıyım...
--------------------
Ruveyda kardeşim ALLAH razı olsun...duacıyım....
----------------------
ALLAH'u Teala.cinsiyet ayrımı yapmaksızın bu dini anlamayı nasib etsin cümlemize.... Kadın kocasının dini üzere değildir....Kadın kocasının dini üzere değildir..... kADIN TEVHİD ÜZERE İMAN ETTİYSE,EŞİ DEĞİLSE,ONA İTAAT ETMEZ,EŞİ TAM İMAN EDENE KADAR....
lütfen nafsinizle değil,imanınızla düşünün beyler....
bu toplum,bayanların haramlar içinde okuyup doktor çıkmasına normal gözle bakıyor,ne ki,kadına muayene olma uğruna...hatta haramlar ve evinden uzak iş hayatı doktor çıktıktan sonra devam edecektir mutlaktır,kaçınılmaz sorun...fakat Alah'ın dinini öğrenme söz konusu olunca,erkeklik duyguları kabarıyor,çok acı,üzücü..... :vavaaaa
ilk tanıdığımız zamanlarda,kadının ve erkeğin ilminie,cihadına,çalışmasına güzel gözle bakan erkeklerin,aradan yıllar geçtiğinde değişmesine,farklı düşünmesine çok üzülüyoruz...
halbuki en çok değişen,renk değiştiren,fikir değitiren,çizgi değiştiren erkekler oluyorlar,kadın iman ettimi sağlam iman ediyor ve kolay kolay değişmiyor iiznillah.....
Tevhide iman etmiş,eşi farklı yaşayan binlerce kadınımız var,ben bayanların içindeyim ve sorunları bilen biriyim,siz erkekler diyemezsiniz ki,kadın kocasının dini üzere olucak ve ona itaat edicek!...subhanALLAH....kadınlarımız güzel yaşarken dinini,erkeklerinin dinle veya ibadetle alakası yok,islam4ever bunları nereden bilebilir ki?????????????işi ehline bırakın da,ehil olanlar yazmaya devam etsinler lütfen........

Fıtratı bozmayalım demişsin... benim yazdıklarımın hiç biri fıtratı bozacak şeyler değil,tam aksine fıtrata döndürecek konulardır...lütfen yeniden inceleyin,akıllı ve vahiyle düşünün....
dava kadınlarını soğutmak için değil,herbirerlerini,dava kadını yapmak,Hatice,Zeynep,Aişe yapmak için yardım edin,motive edin....uğraşmayacak olanlar çalışanlara saygı göstersinler,bu dava erkekler hoşgörmesede!dava kadınlarını bekliyor.....
ALLAHUEKBER....
 
C Çevrimdışı

cevan_pedayi2

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah'ın halifesi olmak için gönderildiğimiz yeryüzünde, keyfi aratılmadığımızı, sorumluluklarımızın olduğu bize hatırlatılmaktadır… Tevhid bilincine ermiş muvahhid anneden beklenen, çocuğuna, şirksiz şeriksiz, kayıtsız şartsız iman etmenin ne olduğunu anlayabilmesi için, Allah (c.c)'ı gereği gibi tanıtmasıdır. Annenin tertemiz imanla, tertemiz rahimden dünyaya getireceği oğulları ve kızları, yetiştirmedeki gayesi, tüm dünyada, tarihin akışına kendini bırakacak değil, tarihin akışını değiştirecek mücahidler ve mücahideler olacaktır… Tüm yeryüzünde, fitneden eser kalmayıncaya, din tamamen Allah'ın oluncaya kadar cihad edecek evladları, ancak muvahhid annelerin eliyle yetişecek, Tevhid bilincine erdirilecek nesiller gerçekleştirebileceklerdir… En güzel örnek, Kur'an'da zikredilen, âlemlere üstün kılınan, iffetinden dolayı övülen annemiz, Hz. Meryem'dir… Namus ve hayâ timsali Hz. Meryem, tağuttan, şirkten, küfürden, erkeklerden, hayâsızlıktan uzak, tertemiz yetişmiş, Hz. Zekeriyya'nın eliyle büyütülmüş, eğitilmiş ve dünyayı sarsacak şekilde, Hz. İsa'yı dünyaya getirmesi nasib olunmuştur… 21. yüzyıl olan bu asırda da, tevhidin mahiyetini kavramış, katıksız iman ile Rabbine yönelmiş, davasını yüceltmek ve ilerilere taşımak için mücadele veren muvahhid annelere, yetiştireceği muvahhid evlatlara şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır…



not bunları yaparken bir şeyi aslamı asla unutulmamalıdır beyine itadı asla unutmamalıdır illa itat illa itat bugün bu hanımlar buna hiçmi hiç dikkat etmiyorlar genel böyle yapanları tenzih ederim selametle
 
G Çevrimdışı

ginger

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bu yazdıklarınzı yenı evlenmış bırıne guzel bı ders oldu canlar...Rabbımın razı olduğu kullarından olmamız duasıyla selametle...
 
H Çevrimdışı

Hanne-sevde

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
cevan_pedayi2 ' Alıntı:
ALLAH'ın halifesi olmak için gönderildiğimiz yeryüzünde, keyfi aratılmadığımızı, sorumluluklarımızın olduğu bize hatırlatılmaktadır… Tevhid bilincine ermiş muvahhid anneden beklenen, çocuğuna, şirksiz şeriksiz, kayıtsız şartsız iman etmenin ne olduğunu anlayabilmesi için, ALLAH (c.c)'ı gereği gibi tanıtmasıdır. Annenin tertemiz imanla, tertemiz rahimden dünyaya getireceği oğulları ve kızları, yetiştirmedeki gayesi, tüm dünyada, tarihin akışına kendini bırakacak değil, tarihin akışını değiştirecek mücahidler ve mücahideler olacaktır… Tüm yeryüzünde, fitneden eser kalmayıncaya, din tamamen ALLAH'ın oluncaya kadar cihad edecek evladları, ancak muvahhid annelerin eliyle yetişecek, Tevhid bilincine erdirilecek nesiller gerçekleştirebileceklerdir… En güzel örnek, Kur'an'da zikredilen, âlemlere üstün kılınan, iffetinden dolayı övülen annemiz, Hz. Meryem'dir… Namus ve hayâ timsali Hz. Meryem, tağuttan, şirkten, küfürden, erkeklerden, hayâsızlıktan uzak, tertemiz yetişmiş, Hz. Zekeriyya'nın eliyle büyütülmüş, eğitilmiş ve dünyayı sarsacak şekilde, Hz. İsa'yı dünyaya getirmesi nasib olunmuştur… 21. yüzyıl olan bu asırda da, tevhidin mahiyetini kavramış, katıksız iman ile Rabbine yönelmiş, davasını yüceltmek ve ilerilere taşımak için mücadele veren muvahhid annelere, yetiştireceği muvahhid evlatlara şiddetle ihtiyaç duyulmaktadır…



not bunları yaparken bir şeyi aslamı asla unutulmamalıdır beyine itadı asla unutmamalıdır illa itat illa itat bugün bu hanımlar buna hiçmi hiç dikkat etmiyorlar genel böyle yapanları tenzih ederim selametle
Allah razı olsun,güzel takip ediyorsunuz....
eşe itaat edilmelidir,tevhidi erkeğe itaat şarttır,lakin tevhidden taviz verene kadın düzeltmek veya Allah ve Rasulüne itaat edecek şekilde yaşayacaktır....kocayı ilah,Rabb edinmek Allah muhafaza dinden alır götürür..........
selametle
 
H Çevrimdışı

Hanne-sevde

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ginger ' Alıntı:
bu yazdıklarınzı yenı evlenmış bırıne guzel bı ders oldu canlar...Rabbımın razı olduğu kullarından olmamız duasıyla selametle...
Ginger kareşim,ALLAH'dan iki cihan saadeti diliyorum.....en güzel günler sizlerle olması dileğiyle.....ilmini irfanını artırsın Rabbimiz...selametle :öptüm:/// :yale
 
G Çevrimdışı

ginger

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Hanne-sevde ' Alıntı:
ginger ' Alıntı:
bu yazdıklarınzı yenı evlenmış bırıne guzel bı ders oldu canlar...Rabbımın razı olduğu kullarından olmamız duasıyla selametle...
Ginger kareşim,ALLAH'dan iki cihan saadeti diliyorum.....en güzel günler sizlerle olması dileğiyle.....ilmini irfanını artırsın Rabbimiz...selametle :öptüm:/// :yale

Rabbımın razı oldukları arasına alsın senı ablacım...fırdevsıne koysun senı Rabbım :öptüm:/// :öptüm:/// :öptüm:///

duandan ayırma bu acız gıngerı ablacım...

:öptüm:/// :öptüm:/// :öptüm:///
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Bir kadından da ancak bu şekilde bir yanıt beklerdim :helalsana :helalsana :helalsana

Dünya malesef sizin etrafınızda dönmüyor neden dinin naslarını kafanıza göre yorumluyorsunuz..

Resul sav bize şunu demiştir.''Bizi aldatan bizden değildir.'' bu hadisi bir sohbette sizin gibi düşünmeyen bir kardeşime sordum peki dedim madem sen doğrusun bu nedir.Bana şöyle yorum yaptı...Bizden değil demiş yani biz müslüman o müslüman olmayan herhangibi birşey..

Kelamcılıkdan ALLAH'a sığınırım..Orada bir korkutma vardı hadisleri kafamıza göre yorumlayamıyız..Yok türk erkekleri bilmem ne oluyormuş ALLAHdan korkmanızı tavsiye ederim bu şekilde dini bir cümle yorumlanabilir mi..

Kişi arkadaşınında dini üzeredir..Şimdi söylenen söz üzerine söz mü denecek..Sizin ki şuna benzedi son zamanların köpeklerinden hariciler hüküm ALLAH'ın diyorlar başka birşey demiyorlar hayatı daraltıyor ahmak kafalılar anlamıyorlar ki hüküm ALLAH'ın derken de bir ayrı hükm diyorlar...

Karşımda sadece erkek topluluğu olsa 5 dk sürmeden bunu anlatabilirimde bayan olduğunda aradaki mahremiyetten dolayı anlatmak güç oluyor..

Bakın kadınlar siz ne kadar dindar olursanız olun kocanız eğer müşrik ise size oruç bile tutturmayabilir hatta namaz bile kıldırmayabilir elbette bu ümmette Firavun'un eşi ümmete örnektir ama bu çok azdır.Lütfen basit duygusal hayallere kapılmayalım eğri oturup düzgün konuşalım herkes kendi işine baksın...Neymiş kadın ilimli erkek ilimsiz olursa sabr etmeli heyhatt bunun benim kadın kocasının dini üzeredir demekle ne alakası var anlıyamadım.

Kadın zayıftır ne kadar dindar olursa olsun erkeğin himayesine muhtaçtır.

Burada karalıyorsunuz çiziyorsunuz uygulanacağını hiç sanmıyorum ki koca kadınına izin vermesin sıkıysa dışarı çıksın ????

Sizin ilminiz kocanızın iki dudağı arasındadır..

Konuyu anlamsız bulduğum ve anlamsız münakaşalar olduğu için kapatıyorum.!!!

Lütfen kadın ve koca arasında geçen muhabbetlere ait hadislere tekrar göz atın!!!

Uygulamak isteyenler buyursunlar uygulasınlar.
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
kadın kocasının dini üzeredir... kadın kocasının dini üzeredir... kadın kocasının dini üzeredir...
 
E Çevrimdışı

ebumuhammed

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kardeşler,bu söylediğiniz sözü delillendirseniz,hannesevde bacımızın itiraz etmeyeceği kanaatindeyim

YARATAN ALLAHU AZZE VECELLEDİR,cinsiyyetin ne olacağı hususunda takdir de ona aittir,bu konu hakkında orta yoldan ayrılmak,her iki taraf içinde ASABİYYET in başlangıç noktası olur,lütfen dikkat edelim
Erkek ve dişiden ibaret olan ikili çifti o yaratmıştır.” (en-Necm, 53/45)

Ben cinleri de insanları da ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” (ez-Zâriyât, 51/56);
“Erkek olsun kadın olsun kim mü’min olduğu halde salih amel işlerse biz şüphesiz ona çok güzel bir hayat yaşatırız” (en-Nahl, 16/97)
“Erkek veya kadın her kim mü’min olarak salih amel işlerse; işte onlar cennete girerler ve kendilerine hurma çekirdeğinin çukurcuğu kadar dahi zulmedilmez.” (en-Nisâ, 4/124)
“Erkek ise kız gibi değildir” (3/36

“Erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. Bu, Allah’ın bazılarını bazılarına üstün kılmış olmasından ve erkeklerin (kadınlara) mallarından infak etmelerinden dolayı böyledir. İyi kadınlar, itaatlı olan ve Allah’ın koruması ile kendileri de gizli olanı koruyanlardır.” (en-Nisa, 4/34)
“Senden önce peygamber olarak gönderdiklerimiz de kendilerine vahyettiğimiz şehirli erkeklerden başkaları değildi.” (Yusuf, 12/109)
“Erkeklerin ise kadınların üstünde bir dereceleri vardır Allah azizdir hakimdir” (el-Bakara, 2/228)


1- Erkek ile kadın arasında maddi manevi ve şer’i farklılıkların bulunduğuna inanmak ve bunları teslimiyet ile karşılamak. Herkes Allah’ın takdiri ve şeriatı itibariyle kendisine tayin etmiş oldukları ile razı olmalıdır. Bu farklılıkların adaletin ta kendisi olduğuna insanlık toplumunu hayatının bununla nizam ve intizam bulacağına inanmak.
2- Erkek olsun kadın olsun hiç bir müslüman Allah’ın diğerine tahsis etmiş olduğu sözü geçen farklılıkları temenni etmemelidir. Çünkü böyle bir temenni Allah’ın kaderine Allah’ın hüküm ve şeriatine razı olmamak demektir. Kul rabbinden lütf-u ihsan istesin. İşte bu kıskançlığı ortadan kaldıran, mü’min ruhu güzel bir şekilde eğiten, Allah’ın kaza ve takdirine razı olmaya alıştırıp bu yolda eğiten şer’i bir edeptir. Bundan dolayı yüce Allah böyle bir razı olmayışı yasaklayarak şöyle buyurmaktadır:
“Allah’ın kendisiyle kiminizi kiminize üstün kıldığı şeyleri temenni etmeyin. Erkeklere kazandıklarından bir pay olduğu gibi, kadınlara da kazandıklarından bir pay vadır. Onun lûtfundan isteyin. Şüphesiz Allah herşeyi çok iyi bilendir” (en-Nisa, 4/32)
Âyetin nüzul sebebi, Mücahid’in rivayetine göre şöyledir: Umm Seleme
“Ey Allah’ın Resûlu” dedi “Erkekler gazaya çıkıyor, biz ise çıkmıyoruz. Hem bizim mirastan payımız (erkeklerin) yarısıdır” dedi. Bunun üzerine: “Allah’ın kendisi ile kiminizi kiminize üstün kıldığı şeyleri temenni etmeyin…” Âyeti nâzil oldu. Bunu Taberi, İmam Ahmed ve başkaları rivayet etmiştir.
Taberi –yüce Allah’ın rahmeti üzerine olsun- şöyle demektedir: “Bununla şanı yüce Allah şunu demek istemektedir: Allah’ın kendisi ile kiminizi kiminize üstün kıldığı şeyleri arzulamayınız. Nakledildiğine göre bu erkeklerin konumunda olmayı temenni eden ve erkeklere has bir takım özelliklerin kendilerinin de olmasını isteyen bir takım kadınlar hakkında inmiştir. Yüce Allah kullarına batıl temennilerde bulunmayı yasaklayarak kendi lütfundan dilekte bulunmayı emretmektedir. Çünkü temennilerde bulunmak kişileri kıskançlığa ve haksız yere azgınlığa iter.”
3- Sadece temennide bulunmak bile Kur’ân nassıyle yasaklandığına göre; erkek ile kadın arasındaki şer’î farklılıkları inkâr ederek bunları ortadan kaldırmaya davet eden, eşitlik isteyen ve “erkek kadın arasında eşitlik” adı altında buna çağıran kimselerin durumu ne olabilir? Şüphesiz ki bu inkârcı bir nazariyedir. Çünkü böyle bir iddia ile erkek ile kadın arasındaki yaradılış ve manevi bakımlardan mevcut farklılıklar hususunda yüce Allah’ın kevnî ve kaderi iradesine karşı çıkmak ve daha önce bir bölümünden söz ettiğimiz gibi bir çok hükümde erkek-kadın arasındaki farklılıkları ortaya koyan kesin şer’î nasslar çerçevesinde İslam ile mücadeleye girişmek demektir.
Yaratılış ve yetkinlik hususlarındaki farlılıklara rağmen, bütün hükümlerde eşitlik söz konusu olursa, elbette bu fıtrata karşı çıkmaktır ve bu hem üstün olana, hem daha alt mertebede bulunana zulmün ta kendisi olur. Hatta beşeri toplumun hayatına bir zulümdür; çünkü bunun neticesinde üstün olanın güçlerinin meyvelerinden mahrum kalınacak ve daha alt mertebede olanın gücünün üzerinde de ağır yükler yükletilecektir. Hakimler hakiminin şeriatinde bu kâbilden, bir hardal tanesi ağırlığı kadar zulüm dahi bulunamaz. Bundan dolayı bu yüce hükümlerin himayesinde kadın anne olarak, evinin idaresini üstlenen olarak, ümmetin gelecek nesillerinin eğiticisi olarak daima teminat altında tutulmuştur.



Ey insanlar, sizi tek bir candan yaratan ve ondan da zevcesini var eden, her ikisinden bir çok erkek ve kadın türeten rabbinizden korkun!” (en-Nisa, 4/1)

Sizin için nefislerinizden kendileri ile sükûn bulacağınız ve aranızda muhabbet ve merhamet kıldığı eşler yaratmış olması da O’nun âyetlerindendir. Muhakkak bunlarda düşünen bir topluluk için âyetler vardır.” (er-Rum, 30/21)
“Ey iman edenler! Tutuşturucusu insanlarla taşlar olan o ateşten kendinizi ve ailelerinizi koruyunuz!” (et-Tahrim, 66/6
Ve onlar ki: Rabbimiz, eş ve çocuklarımızdan bize gözlerimizin aydınlığı olacak (salih) kimseler ver, bizi takva sahiplerine önder yap, derler.” (el-Furkan, 25/74)
Buhari ve Müslim tarafından ittifakla rivayet edilen hadiste İbn Ömer (radıyallahu anhuma) Resûlullah sallallahu aleyhi vesellem’ın şöyle buyurduğunu nakletmektedir:
“Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüğünüzden sorumlusunuz. Erkek aile halkı arasında bir çobandır ve o onlardan sorumludur.”
Humeyd ed-Dabbî’den şöyle dediği nakledilmiştir: “Bizler bir takım kimselerin aile halkları tarafından helâk olacakları yerlere sürüklendiklerini işitir, dururduk.” Bunu İbn Ebi’d-Dünya Kitabu’l-İyal, (II, 622) de rivayet etmiş bulunmaktadır.
Şanı Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler; muhakkak ki eşleriniz ve evlatlarınızdan size düşman olanlar vardır. O halde onlardan sakının.” (et-Teğabun, 64/14)
Onların eğitilmelerinde kusurlu olmak, sonuç itibariyle günaha götürmesi, anne babaya düşmanlıklarının bir yansımasıdır.
BUHARI VE MÜSLİM'DE GEÇEN KADININ ŞAHSİYETİ İLE İLGİLİ BAZI HADİSLER

RASULULLAH şöyle buyurur:
"Kadınlar erkeklerin birbirini tamamlayan diğer yarılandır." [89]
Ömer b. Hattab der ki:
"Allah'a yemin olsun ki, biz, cahiliye döneminde kadınlara hiç değer vermezdik. Yüce Allah onlar hakkında vahiy gönderdikten ve onlara bazı şeyleri verdikten sonra, biz de kadınlara değer vermeye başladık." [90]
İkinci bir rivayette ise:
"Biz, cahiliye döneminde kadınları adamdan saymazdık. İslam gelip, yüce Allah kadınları anınca onların da bizim üzerimizde haklarının olduğunu gördük." [91]
Yemek, tedavi, ölü ve yaralıları taşıma konusundaki çalışmaları: Rebi bint Muavvez diyordu ki: "Biz, Rasulullah'la beraber savaşlara katılır, orduya su temin eder, onlara hizmet eder, yaralı ve ölüleri Medine'ye taşırdık buhari-k.cihad

Arka saflarda yemek ve hasta bakımı gibi konulardaki çalışmaları: Ensardan Ümmü Atıyye şöyle der: "Rasulullah'la beraber yedi savaşa katıldım. Arka saflarda kalır, yemek yapar, yaralıların yarasını sarar, hastalara bakardım Müslim – k. Cihad

Ebu Hureyre şöyle rivayet ediyor: Rasulullah: 'Kadınlara nasihatte bulunun. Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst kısmıdır. Şayet onu düzeltmeye kalkarsan kırarsın. O eğriliği olduğu gibi bırakırsan, eğrilik devam eder gider. Binaenaleyh kadınlara nasihatte bulunun' buyurmuştur- buhari-müslim

İbni Mes’ud radıyallahu anh’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Kadın (kıyamet gününde) ilk olarak namazdan, ikinci olarak ta kocasını razı edip etmediğinden sorulacaktır-ibn.meace –tirmizi

İbni Mes’ud ve Aişe radıyallahu anhuma’dan rivayet edildiğine göre her ikisi de dediler ki;
“Kocanın, karısı üzerindeki haklarından bazıları şunlardır; kocasına yatak hususunda uyumluluk göstermesi, onu kızdırmaktan kaçınması, razı olduğu hususları gözetmesi, onun kazancında tutumlu davranması, emrine isyan etmemesi ve iffetini muhafaza etmesidir. Böyle yaptığı takdirde kocasıyla beraber cennette olur---ibni ebişeybe


Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, ashabından bir cemaat ile otururken, Ensar’dan Esma (binti Yezid) isimli bir kadın gelerek selam verdi ve dedi ki;
“Ey Allah’ın Rasulü! Ben, benim gibi düşünen Müslüman kadınlar cemaatinin sözcüsüyüm. Şüphesiz Allah Teala seni kadın ve erkek bütün insanlara gönderdi. Sana iman edip sana uyduk ve sana indirilmiş olan (Kur’an’ı) tasdik ettik. Sonra, şüphesiz, Allah Teala, erkekleri farklı meziyetler ile kadınlar üzerine daha üstün kılmıştır. Sizler cum’a ve cemaate katılıyor, hasta ziyaretinde bulunuyor, cenazeye katılıyor, hac ve umre yapıyor, Allah yolunda nöbet tutup cihad ediyorsunuz. Ya biz kadınlar? Çocuklarınızı büyütüyoruz, şehvetlerinizi gideriyoruz, evlerinizi bekliyoruz, çocuklarınızı terbiye ediyoruz, elbiselerinizi dikiyoruz, namahrem erkekler ile konuşmuyoruz. Bizim ulaşacağımız ecir nedir ey Allah’ın Rasulü?”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ashabına döndü ve buyurdu ki;
“Siz hiç bu kadın gibi güzel konuşma yapabileni işittiniz mi? Kim bu?” Dediler ki;
“Seni peygamber olarak gönderene yemin ederiz ki, hayır ey Allah’ın Rasulü! Biz, kadınların buna akıl erdirebileceğini tahmin etmezdik. Onu tanımıyoruz. (tepeden tırnağa örtülü olduğu için tanıyamadılar.)”
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem sonra kadına dönüp buyurdu ki;
“Ey kadın! Kavmine dön ve o kadınlara bildir ki, Müslüman bir kadın, kocasını güzel bir muamele ile karşılarsa ve kocasını günün bir saatinde hoşnud ve razı ederse, bu, cihada, nöbete, hacca, umreye, cenazeye katılmaya, hasta ziyaretine, Cuma’ya ve cemaate katılmaya bedel sevap kazandırır. İşte kadınların ulaşacağı ecir de budur.”
O Esma isimli kadın sevincinden tehlil ve tekbirler getirerek oradan ayrıldı. Sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Kadın ile kocası, baş ile vücud gibidir. Koca baş mesabesindedir. Nasıl ki, başsız vücutta hayır yoksa, kocası olmayan kadında da hayır yoktur----hakim-taberani—bezzar-ibn abdilber


ALLAH İÇİN BU KONUYU NEFS MESELESİ YAPMAYALIM

selam ve dua ile
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
konunun kilidi tarafımca kaldırılmıştır. olayı erkekler, kadınlar çatışmasına dönüştürmeden ebu muhammed kardeşimizinde dediği gibi kitap ve sünnetten deliller getirmek suretiyle açıklığa kavuşturmamız lazım. bunu yaparkende lütfen tek tük sahabenin yapmış olduğu amelleri genele vurmadan, düşüncelerimize nefsimizi karıştırmadan, karşı düşüncedeki kardeşlerimizide kırıcı sözlerle kırmadan yapalım. özellikle evli kardeşlerimizin yorumlarını bu bölümde görmek isterdim...
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Hz. Hüreyre (RadıyALLAHu Anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim." [Tirmizî, Rada' 10, (1159)>.


Hz. Aişe radıyALLAHu anhâ anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Eğer bir kimsenin bir başkasına secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim ve eğer bir erkek karısına kırmızı bir dağdan siyah bir dağa ve siyah bir dağdan kırmızı bir dağa taş taşımayı emretseydi, uygun olan, kadının bu emri yerine getirmesidir."

Hz. Hüreyre (RadıyALLAHu Anh) anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Şayet ben bir insanın başka bir insana secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim." [Tirmizî, Rada' 10, (1159)>.

AÇIKLAMA:

Dinimiz, ALLAH'tan başkasına secdeyi şiddetle yasaklamış ve haram kılmıştır. Resulullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) İslamî esaslara göre işleyecek, ailedeki kocanın hanımı karşısındaki hukukunun büyüklüğünü ifade etmek için böyle mübalağalı bir üslûba başvurmuştur. İslam'da âile dirliği kocanın hakimiyetine dayandırılmıştır. Ayet-i kerime, âilede erkeğin reisliğini esas kılmıştır, ama bunu nafaka temin etme sebebine bağlamıştır. Nafakanın te'mini itaati gerektiren bir hukuk getirmektedir. Ayet aynen şöyle:

الرِّجَالُ قَوَّاُموَن عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللّهُ بَعْضَهُمْ عَلَى بَعْضٍ وَبِمَا.اَنْفَقُوا مِنْ اَمْوَالِهِمْ.

"Erkekler kadınlar üzerine hâkimdirler. O sebeple ki, ALLAH onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadından) üstün kılmıştır. Bir de (erkekler kendi) mallarından infak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır..." (Nisa 34).

Aile dirliği büyük ölçüde itaate dayandığı için, itaat meselesi birçok hadiste tekrar tekrar ele alınarak te'yid edilmiştir. Tirmizî yukarıdaki hadisi kaydettikten sonra bu mevzuda Mu'az İbnu Cebel, Sürâka İbnu Mâlik, Hz. Aişe, İbnu Abbâs, Abdullah İbnu Ebi Evfâ, Talk İbnu Ali, Ümmü Seleme, Enes ve İbnu Ömer (radıyALLAHu anhüm ecmâîn)'den de rivayetler olduğunu belirtir. Bunların hepsini burada kaydetmek uzun kaçar. Abdullah İbnu Ebi Evfâ'nın rivayeti şöyle:

"Mu'az İbnu Cebel (radıyALLAHu anh) Şam'dan dönmüştü, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a secde etti.

"Ey Muaz bu da ne?" diye sorunca:

"Şam'a gitmiştim. Orada insanların piskopos ve patriklerine secde ettiklerini gördüm. Bunu sana yapmak, içimden geçti" dedi. Bunu işiten Efendimiz: "Sakın bunu yapmayın. Eğer ben bir kimsenin ALLAH'tan başka birine secde etmesini emretseydim, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim. Muhammed'in nefsi kudret elinde olan Zât'a yemin ederim, kadın kocasına olan hakkını eda etmedikçe Rabbine olan hakkını eda edemez. Kocası, nefsini taleb etse, kadın havid üzerinde bile olsa bunu men edemez."

Hz. Enes'in rivayeti de şöyle: "Bir insanın diğer bir insana secdesi doğru olmaz, şayet doğru olsaydı, üzerindeki hakkının büyüklüğü sebebiyle kadının kocasına secde etmesini emrederdim..."

Ümmü Seleme (radıyALLAHu anhâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Hangi kadın, kocası kendisinden razı olarak vefat ederse, cennete girer." [Tirmizî, Radâ 10, (1161).>

Ebu Hüreyre (radıyALLAHu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zât-ı Zülcelâl'e yemin ederim, bir erkek hanımını yatağa davet ettiğinde kadın imtina edip gelmezse, kocası ondan râzı oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler."

Bir başka rivâyette şöyle denmiştir: "Erkek, kadınını yatağına çağırır, kadın da gelmeye yanaşmaz, erkek öfkelenmiş olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yatağa gelinceye kadar- kadına lânet okurlar."

Bir başka rivâyette: "Kadın küskünlükle kocasının yatağından ayrı olarak sabahlarsa, melekler onu lanetler" denmiştir. [Buharî, Nikâh 85, Bed'ü'l-Halk 6; Müslim, Nikâh 120-122 (1436); Ebu Dâvud, Nikâh 41, (2141).>

AÇIKLAMA:

Bazı hadislerde kadının başta gelen vazifeleri arasında zikredilen taat'ın mühim maddelerinden biri, yatağa icâbettir. Erkek yatağa dâvet edince, buna icabet etmesi gerekmektedir. Bazı hadîslerde: "Fırın üzerinde olsa bile.." veya "Havıd (deve semeri) üzerinde olsa bile..." diye, yani "yanda bırakılması zor olan bir işte bile olsa mutlaka emre icabet etsin" manasında te'kid edilmiştir.

Yukarıdaki rivâyetler sebepsiz, meşru olmayan bir mâzerete emre icâbet etmeyen, kocasının yatak dâvetine uymayan kadının bu davranışına terettüp eden mânevî müeyyideyi beyan etmektedir: Kocasının davetine icâbet edinceye, kocasını razı ve memnun kılıncaya kadar meleklerin lânetine maruz kalmak...
Mü'mine bir kadın için bu pek büyük bir hasâret ve zarardır.

Şârihler, "yatak" kelimesiyle münâsebet-i cinsiye'nin kinaye edildiğini belirtirler. Utanma vesilesi olan meselelerin zikrinde Kur'an ve hadiste sıkça kinâyeye başvurulmuştur, örneği çoktur...

Hadiste geçen "sabah oluncaya kadar..." ibâresi, imtina hâdisesinin geceye mahsus olduğu intibâını vermekte ise de, bu hal, kadının gündüzleri olacak davete imtinaına cevaz vermez. Gecenin zikri, istirahat ve yatma vaktinin gece olması, gündüzleri maişet kazanma meşguliyetinin galebe çalması sebebiyledir. Ayrıca bazı hadislerde, "gece" veya "gündüz" ayırımına yer verilmeden aynı durum mevzubahis edilmiştir.
Hz. Câbir'in bir rivayeti şöyle: "Üç kişinin namazı kabul edilmez ve hiçbir hayırları semaya yükseltilmez:

* Geri dönünceye kadar, kaçan köle;

* Ayılıncaya kadar, sarhoş;

* Râzı edinceye kadar, kocasını darıltan kadın."

Rivayette geçen "erkek öfkeli olarak sabahlarsa" ifadesi, kadının her icâbet etmeme hâlinin aynı derecede olmadığını belirtir. Yani erkek, kadının gelmeyişini mâzur addetmiştir veya çağırma hakkından vazgeçmiştir ve hanımına bu davranışı sebebiyle kızmamıştır. Şu halde yatağa gelmeme halleri, aynı mânevî müeyyideyi icâb ettirmemektedir. Kadının yataktan ayrı sabahlaması meselesi de böyle.

Mühelleb, sadedinde olduğumuz hadislerden hareketle: "Bedenlerdeki olsun, mallardaki olsun hukukun men edilmesi, mağfiretiyle örttükleri hariç, ALLAH'ın gadabını gerektiren durumlardır" der ve hadisten şu hükmü çıkarır:

"Hadis, müslüman âsiye, eyleme geçmesini önlemek için, korkutma maksadıyla lânette bulunmanın câiz olduğunu göstermektedir. Şâyet fiili işlerse, ona lânet değil, af ve hidâyet duasında bulunmak gerekir."
Bazı âlimler bu istidlali hoş karşılamamışlar ve demişlerdir ki:

"Müslüman için, rahmetten uzak olması mânasına lânet okumak uygun değildir. Muvafık olanı, onun için hidayet, af ve mâsiyetten dönmesi için dua etmektir. Lâneti tecviz edenler, lânetin örfi mânasını düşünmüş olmalıdırlar: Bu da, kötü söz söylemek mânasına olan sebbetmektir. Bunun da caiz olduğu durum, günaha düşenin bu kötü sözden ders alıp, utanma ve dönüş yapma hâline bağlıdır. Sadedinde olduğumuz hadiste meleklerin bunu yapmış olması, insanların da lânet okumasına mutlak cevâzı ifade etmez."

Bazı âlimler hadisten şu hükümleri de çıkarmıştır:

* Melekler, mâsiyet ehline, mâsiyete devam ettikleri müddetçe beddua etmektedirler. Bu onların, itaat edenlere de taatte oldukları müddetçe hayır dua ettiklerini ifâde eder.

* Meleklerin duası, hayra da olsa şerre de olsa makbuldür. Bu sebeptendir ki, Aleyhissalâtu vesselâm, onların duasıyla korkutmuştur.

* Kocaya yardım ve rızasını aramaya irsâd var.

* Erkeğin cimayı terketmeye sabrı, kadınların sabrından daha zayıftır.

* Erkeğe en kuvvetli teşviş nikah yönünden gelmektedir. Bu sebeple Şârî bilhassa bu hususta kadının yardımcı olmasına ehemmiyet atfetmiş, teşriatta bulunmuştur.

* Hadis, hiçbir meselesini ihmâl etmeyip, herhangi bir, arzusuna mümânaat edeni bile meleklerin bedduasına mazhar etmek suretiyle alakasını gösteren, hukukunu koruyan ALLAH'a, erkeğin bu nimetlerine bedel, itaat etmesi, ibadetlerine sabır göstermesi gereği anlaşılır. Evet kula düşen, Rabbinin kendinden taleb ettiği hakları yerine getirmektir. Aksi takdirde onun davranışı, ihsanı bol bir zengine muhtaç durumda olan fakirin gösterdiği kabalık ve nankörlükten daha çirkin kaçar.

Yine Ebu Hüreyre (radıyALLAHu anh) anlatıyor: "Ey ALLAH'ın Resulü! dendi, hangi kadın daha hayırlıdır?"

"Kocası bakınca onu sürura garkeden, emredince itaat eden, nefis ve malında, kocasının hoşuna gitmeye şeyle ona muhalefet etmeyen kadın!" diye cevap verdi." [Nesâî, Nikâh 14, (6,68).>

İbrahim Canan, Kütüb-ü Sitte Tercüme Ve Şerhi

“Erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. Bu, ALLAH’ın bazılarını bazılarına üstün kılmış olmasından ve erkeklerin (kadınlara) mallarından infak etmelerinden dolayı böyledir. İyi kadınlar, itaatlı olan ve ALLAH’ın koruması ile kendileri de gizli olanı koruyanlardır.” (en-Nisa, 4/34)

Ebu Hureyre şöyle rivayet ediyor: Rasulullah: 'Kadınlara nasihatte bulunun. Kadın, kaburga kemiğinden yaratılmıştır. Kaburga kemiğinin en eğri yeri üst kısmıdır. Şayet onu düzeltmeye kalkarsan kırarsın. O eğriliği olduğu gibi bırakırsan, eğrilik devam eder gider. Binaenaleyh kadınlara nasihatte bulunun' buyurmuştur- buhari-müslim

İbni Mes’ud radıyALLAHu anh’den; Rasulullah sallALLAHu aleyhi ve sellem buyurdu ki;
“Kadın (kıyamet gününde) ilk olarak namazdan, ikinci olarak ta kocasını razı edip etmediğinden sorulacaktır-ibn.meace –tirmizi

...ALINTI...

islam abi bazı konulara değinmeye haya ettiği için deli bir kardeşiniz olarak biraz farklı bir bakış açısıyla o konuları bendeniz irdeleyeyim dedim. hakkınızı helal edin...
 
G Çevrimdışı

ginger

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yaf delii Allah cc razı olsun Rabbım senı fırdevsınde efendımız sav ıle muhabbet ettırsın...
 
deli Çevrimdışı

deli

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
teşekkürler ozaman :güldüm fakat hatırlatmalıyımki hadislerin kaynağı bir erkek.. (peygamberimiz) haliyle bakış açısıda genelde bir erkeğin hanıma bakışı ile alakalı oluyor. bu nedenle tek taraflı gözükebilir ama işin inceliğini peygamberin herşeyi Allahın yardımı ile açıkladığı ve olaylara bakış açısınında Allahtan gelen bir ilim olduğunu düşünürsek Allahın da taraf tutamayacağı için söylenen sözlerin tek taraflı gözükmesine rağmen öyle olmadığı anlaşılabilir.
kadın haklarını savunurken biz erkeklerde senin hatırlatmalarına yüz çevirmeside düşünülemez. eğer varsa bile ozaman ya müslüman bir kardeşimizin olaya müdahale etmesi gerekir, yada namaz ve sabır ile bacımızın Allahtan yardım istemesi gerekir. hatırlatmaların için tekrardan Allah razı olsun.
 
E Çevrimdışı

ebumuhammed

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
deli ' Alıntı:
teşekkürler ozaman :güldüm fakat hatırlatmalıyımki hadislerin kaynağı bir erkek.. (peygamberimiz) haliyle bakış açısıda genelde bir erkeğin hanıma bakışı ile alakalı oluyor. bu nedenle tek taraflı gözükebilir ama işin inceliğini peygamberin herşeyi ALLAHın yardımı ile açıkladığı ve olaylara bakış açısınında ALLAHtan gelen bir ilim olduğunu düşünürsek ALLAHın da taraf tutamayacağı için söylenen sözlerin tek taraflı gözükmesine rağmen öyle olmadığı anlaşılabilir.

canım deli kardeşim, meseleye bu açıdan yaklaşmak yanlış,peygamber dediğin zaman,ümmetindeki erkek ve kadına yaklaşım eşit mesafededir,değerlendirmeyi tek yöne ağırlıklı düşünmek hata olur, benim aslında izah etmeye çalıştığım konu yukarıda özetle şu noktalardır.
1: erkek ve kadın ,her ikiside dinin kendisine çizdiği sınırları bilmekle yükümlüdür.
2:her iki grupta kendi cinsini ön plana çıkartmak için bu cizgileri sertleştirme yönüne gidemez.
3:madem birbirinde sükunet bulacak erkek ve kadın olarak yaratıldı, din kullanılarak asla bu sükunet bozulamaz,zira sükuneti bu iki cins arasında sağlamak amacı ile emir ve nehiyler zaten din ile geldi.
4:bu sitede dahi başıboşluğu önlemek amacı ile ,admin,moderatör,editör vs gibi idareyi kontrol eden bir mekanizma var,elbette islama uygun evliliktede bulunacaktır,ve bu belirlenmiş olarak emredilmiş zaten,bu esasa göre erkek kadın üzerine güdücüdür.




,islam4ever kardeşin dediğide budur kanaatimce, vede haklıdır ne varki bu dinin kendilerine verdiği güdücülük payesini istismar edenler olduğundan,bu konuya değinen bacılarımız meseleyi genellemeye vurarak ele alıyorlar,bunu yaparken dinin esasını ele almak yerine bu esası yanlış kullanan erkekleri baz alarak yapıyorlar,buda feminizm denen şeye basamak oluyor, doğrusu ise her iki tarfında islamın bu konuda kendisine çizdiği sınırları bilmesi, ve bu esasa göre hareket etmesidir,bu esasları böyle uygulayan evliliklerde asla sorun yaşanmaz,sorunlar ise ifrat ve tefrit ile gündeme gelmektedir.

şunu asla unutmamak gerekir,islamın öncesinde kadına verilen değer ve mevkiyi düşünürsek,bu bağlamda islam kadının derecesini yükselmek ,onun hakkını muhafaza ve layık olduğu mevkiyi koruma açısından ,erkekten daha çok kadına hak tanır konuma sahiptir, bu durum ,ne erkeğin konumunu alçaltan nede kadına erkek karşısında üstünlük sağlayan bir durumdur, islamın yaptığı şey, bir baş ve beden gibi olan bu iki cinsin sağlıklı işlevselliğini korumak ,ve aile gibi islamın önem verdiği bir müesseseyi huzur içerisindeki devamlılığını sağlamaktır.

son olarak evli olan erkek kardeşlerime ;KADINLAR ALLAH CC IN SİZLERE BİR EMANETİDİR, sözünü hatırlatır,ALLAHCC tan korkmalarını.

hanım kardeşlerimizede, NİKAHI ALTINDA BULUNDUKLARI KOCALARI HAKKINDA ALLAH CC TAN KORKMALARINI tavsiye ederim.
selam ve dua ile
 
Üst Ana Sayfa Alt